Bayır Bucak Çatışmalarının Nedenleri ve Olası Sonuçları

Suriye Türkmenleri Suriye iç savaşından en fazla olumsuz etkilenen kesimlerden biridir. Bunun temel nedenleri; coğrafi olarak dağınık halde yaşamaları, toplumsal, siyasal ve askeri örgütlenme açısından zayıf olmaları, örgütlü ve askeri olarak güçlü toplulukların arasında yaşamaları, nüfuslarının çok yoğun olmaması, Türkiye dışında dış destekten yoksun olmaları ve farklı aktörler için değişik açılardan önem taşıyan stratejik bölgelerde yaşıyor olmalarıdır.
 
Suriye’de Türkmen nüfusu hakkında net bilgi vermek mümkün değildir. Türkmenlerin iddiasına göre çok sayıda Türkmen dilini ve kimliğini kaybederek Araplaşmıştır. Ancak dili ve kimliğini koruyan Türkmen nüfusu için yüzbinler ile 1,5 milyon arasında değişen rakamlar verilmektedir. Suriye Türkmenleri ülkenin büyük bölümüne yayılmış olsa da yoğunlaştıkları alan Halep ve Lazkiye vilayetlerinin Türkiye sınırına yakın kırsalıdır.
 
Suriye Türkmenleri ayaklanmanın başından bu yana Özgür Suriye Ordusu ile birlikte muhalif saflarda yer almıştır. Ancak şu anda Suriye’deki çok taraflı çatışmada Özgür Ordu zayıf bir konumdadır. Buna karşılık Türkmenlerin yaşadığı Türkiye-Suriye sınır hattında IŞİD terör örgütü, Kürtlerin milis gücü YPG ve batı kanadında Rus destekli rejim etkinliği artmaktadır.
 
Suriye rejimi muhtemelen bundan sonra tüm Suriye’de kontrolü sağlayamayacağının farkındadır. Bu çerçevede nüfus yoğunluğunun olduğu, stratejik öneme sahip, denize çıkışı olan ve kendisine yakın toplumsal kesimlerin nispeten daha yoğun yaşadığı bölgelerde bir “rejim bölgesi” oluşturma hedefini gütmektedir. Rusya da Suriye iç savaşına tam da bu hedefe yardımcı olmak üzere müdahil olmuş gibidir. Zira Rusya hava operasyonları rejim bölgesinin genişletilmesi, yakındaki tehditlerin bertaraf edilerek güvenli bir çevre yaratılması ve “sorun çıkaran” nüfusun zorunlu göçe zorlanmasına hizmet etmektedir.
 
Rejim bölgesinin Lazkiye, Şam, Tartus vilayetleri ile Hama, Humus vilayetlerinin batı kanadını içermesi planlanmaktadır. Rejim bölgesi önündeki en büyük engellerden biri Suriye Türkmenlerinin yoğun olarak yaşadığı ve Lazkiye vilayeti sınırları içinde yer alan Bayır Bucak bölgesidir. Buradaki halk ayaklanmanın neredeyse başından itibaren muhalif saflarda yer almış ve 2012 yılının ortalarından sonra da kendi bölgelerini kontrol etmeye başlamıştır. Bayır Bucak Türkmenlerinin önemli bir kısmı hava saldırıları ile Türkiye’ye göç ettirilmiştir.
 
Bayır Bucak Türkiye açısından büyük öneme sahiptir. Bölge her şeyden önce Türkiye sınırında yer almakta ve merkezi otoritenin kalmadığı bir ortamda sınır güvenliğinin sağlanması açısından kritiktir. Bayır Bucak Türkiye’nin Esad rejimini zayıflatma ve muhalifleri destekleme politikası açısından da önemlidir. Bayır Bucak’ın düşmesi uzun vadede İdlib ve sonrasında Halep’te askeri dengelerin rejim lehine değişmesine neden olacak gelişmelerin önünü açabilir. Bölge rejimin sınır bölgesinden uzak tutulması, Türkiye ile coğrafi bağlantısının kesilmesi gibi açılardan da önem taşımaktadır. Siyasi ve stratejik nedenlerin yanı sıra bölgede yoğun olarak Türkmenlerin yaşaması Bayır Bucak’ı Türkiye için ayrıca değerli kılmaktadır. Bayır Bucak Türkmenleri, Karamanoğlu Türkmenlerinden olup Osmanlı döneminde İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinden getirilip buraya yerleştirilmiştir. Dolayısıyla Bayır Bucak Türkmenleri’nin Türkiye’de çok sayıda akrabaları yaşamaktadır.
 
Bayır Bucak’ın bütün aktörler açısından en değerli kılan unsurlardan biri burayı kontrol edecek gücün Akdeniz’e çıkış sağlayacak olmasıdır. Bu avantaj Suriyeli muhaliflerin eline geçerse her türlü yardımı rahat bir şekilde alma imkanına kavuşabilirler. Denize çıkışın sağlanması Suriye muhalefetinin özellikle Kuzey cephesindeki başarısı için de katkı sağlayacaktır. Bu anlamda Bayır Bucak Kürtler açısından da kritiktir. Şu anki mevcut şartlar altında çok zor gözükmekle birlikte Kürtlerin milis gücü YPG’nin uzun vadeli hedeflerinden biri oluşturulacak Kürt bölgesinin denize çıkışı olmasıdır. Bu çıkış sadece Bayır Bucak üzerinden sağlanabilir. Mevcut şartlar altında Türkmenlerden ziyade rejimin deniz kıyısında yer alan Bucak’taki varlığı bu açıdan en büyük engeldir. Ancak Bayır Bucak’taki Türkmen varlığı sonlanırsa uzun vadede şartların değişmesi ve YPG’nin rejim ve Rusya ile kuracağı ittifak ilişkisi üzerinden fiili anlamda da olsa bir çıkış sağlamaları mümkün olabilir.
 
Bayır Bucak’ın önemine rağmen rejim güçleri bölgeyi 3,5 yıldır kontrol altına almayı başaramamıştı. Bölgenin dağlık olması, savaşçıların yerel halktan oluşması ve bölgeyi çok iyi bilmesi muhaliflere avantaj sağlamıştı. Bunun yanı sıra Türkiye’nin uyguladığı angajman kuralları sayesinde sınıra yakın yerlerde fiili anlamda uçuşa yasak bölge oluşmuştu ve Suriye hava kuvvetlerinin Bayır Bucak’ta hava operasyonu yapma imkanları sınırlı idi. Ancak Rusya’nın Suriye müdahalesi ile yeni bir güç dengesi ortaya çıkmıştı. Rusya’nın askeri kapasitesi, caydırıcı gücü gibi nedenler Bayır Bucak’a hava operasyonunu mümkün kıldı.
 
Bayır Bucak’ın önemi ve yeni askeri dengeler neticesinde Kasım ayının üçüncü haftasında Suriye ordusu, Hizbullah ve yabancı savaşçılardan oluşan kara unsurları Rus hava desteği altında Bayır Bucak’a operasyon başlatmıştır. Çatışmaların ilk 5 gününde rejim ve müttefik güçleri yoğun Rus hava desteği altında hızlı bir ilerleme kaydetmiştir. Türkmenler Fırınlık, Gımam, Acısu, Tebet Izar, Kızıldağ ve Bayındır cephelerinden çekilmiştir. Türkmen Dağı’nın