IKBY’de Siyasi Durum ve Erbil-Bağdat Görüşmelerinin Geleceği

Doç. Dr. Serhat Erkmen, ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi - Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) iç siyaset neredeyse tamamen hükümet kurma çalışmalarına odaklanmıştır. 21 Eylül 2013’te yapılan seçimlerin ardından yaklaşık dört ay geçmesine rağmen hükümet kurma çalışmalarında büyük bir ilerleme sağlanamamıştır. Bu nedenle IKBY’deki siyasi gündemin odağı halen hükümetin kurulması ya da maaşların ödenmemesi gibi iç meselelerdir. Bölgede önümüzdeki aylarda siyasetin gündeminde beş konunun olması beklenmektedir. 1. Hükümet kurma çalışmaları. 2. KYB’nin geleceği 3. IKBY il meclisi seçimleri. 4. Irak genel seçimleri. 5. Erbil ve Bağdat arasındaki petrol konusundaki görüşmeler. Ancak ilk dört konu birbiri ile ilintili ve etkileşim içerisindeyken, Erbil ve Bağdat arasındaki görüşmeler nispeten ilk dört konudan farklı boyutlarda cereyan etmektedir.
 
IKBY’deki temel siyasi dinamikler hem Kürtler arasındaki siyasi dengelerin yeniden kurulmasıyla hem de Erbil-Bağdat ilişkilerindeki olası durum değişiklikleriyle ilişkilidir. Her ne kadar hükümet kurma çalışmaları ve KYB’nin geleceği bugünlerde en çok tartışılan konular olsa da asıl mesele Kuzey Irak’ta 2003’ten sonra kurulan ve KDP-KYB ittifakına dayanan stratejik anlaşmanın bozulmasıdır. Goran’ın ortaya çıkmasıyla KYB’nin güç kaybetmesi IKBY’deki siyasi dengeleri alt üst etmiştir. Başlangıçta geçici olması beklenen Goran’ın varlığının üç seçimden sonra kalıcı olacağı ispatlanmıştır.
 
Goran artık sadece bir muhalefet partisi görünümünden sıyrılıp iktidar ortağı olmaya çalışmaktadır. Bu nedenle hükümete kendi şartlarıyla girmeyi kabul etmiştir. Bu süreçte dikkat çekici iki temel olgu vardır: a. KDP tartışmasız olarak üstündür ve bakanlıklarda aslan payını almak istemektedir. b. Goran, KYB’nin seçimi kaybettiğini anlamasını istemekte ve kriz içindeki partinin yerini almaya çalışmaktadır. Bu Goran’ın 2009-2013 arası sürdürdüğü iki partili sisteme muhalif tavrının dışına çıktığını göstermektedir. Artık Goran ya Erbil’de temel iki güçten birisi olmayı başaracaktır ya da Süleymaniye’de kendi kalesine çekilip, KDP’yi buradan uzak tutacaktır. IKBY içindeki bu karmaşık siyasi durum hükümet kurma sürecini sekteye uğratmaktadır. Goran ve KYB’nin aynı pozisyonlarda ısrarcı davranması hükümet görüşmelerini kilitlemektedir.
 
Kürt iç siyasetindeki bu karmaşa partilerin genel seçimler ve il meclisi seçimlerindeki pozisyonlarına da yansımış görünmektedir. Öncelikle bütün Kürt partileri Irak genel seçimlerine ayrı olarak girmektedir. Bu durum Kürtlerin etkili olduğu illerde Kürt partiler arasında çekişme yaratmaktadır. Bununla birlikte IKBY’de il meclisi seçimlerinin de genel seçimlerle aynı tarihte yapılacak olması tansiyonu yükseltmektedir. Goran ile KYB arasında özellikle Süleymaniye’de kıyasıya bir mücadele vardır. Burada Goran, il meclisi seçimlerine daha fazla ağırlık vermekte, KYB’yi yerel siyasette çöküntüye uğratmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda Goran, KYB’nin etkinliğinin olduğu Kerkük’te de etkinliğini arttırmak için gayret göstermektedir. KYB ise Süleymaniye’de kaybettiği etkinliğe karşı Kerkük’teki varlığını korumak istemektedir. Bu nedenle KYB’nin seçimlerde Kerkük’e daha fazla ağırlık vermesi beklenmektedir. Bu nedenle liste başkanı olarak Kerkük Valisi Necmettin Kerim seçilmiştir.  Öte yandan KDP’nin de Kerkük’te büyük baskı kurduğu görülmekte ve KYB’yi sıkıştırmaya çalışmaktadır. Özellikle Kerkük İl Seçim Komisyonu görevlilerini bu amaçla kullanmaktadır. KDP, Musul il Meclisi’nde de KYB’yi süreç dışında bırakmış ve Kerkük için pazarlık marjı çıkartmıştır. Bu süreç içerisinde KDP’nin etkin konumunu pekiştireceği, Goran’ın yükseliş istikrarını koruyacağı, KYB’nin de düşüş eğilimine devam edeceği ve parti içerisindeki karmaşanın artacağını ön görmek mümkündür.
 
Ancak bütün bu gelişmelerin Erbil ve Bağdat arasındaki petrol konusundaki görüşmelerin gölgesinde yaşandığını söylemek mümkündür. Bilindiği gibi Erbil ve Bağdat arasında Irak’ın kuzeyinde IKBY tarafından çıkarılan petrolün dışarıya satışı konusunda uzun süredir görüşmeler yapılmakta ancak kesin bir sonuca varılamamaktadır. 18 Şubat 2014’te yapılan görüşmelerde IKBY’nin Irak petrol şirketi SOMO aracılığıyla petrol ihracını kabul ettiğine yönelik bir anlaşma olduğu basına yansısa da IKBY Hükümet Sözcüsü Sefin Dizayi bir açıklama yaparak, IKBY’nin bunu kabul etmediğini, halen IKBY petrol şirketinin yurt dışına petrol satışı konusunda yetkili olmasında ısrarcı davrandıklarını açıklamıştır. Sonuç itibariyle Erbil ve Bağdat arasındaki petrol konusuna ilişkin üçüncü tur görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığı söylenebilir. Bunun en önemli sebebinin her iki tarafın da hem siyasi bir karmaşa içerisinde olması hem de seçim öncesi son derece kritik bir konuda karar verme sorumluluğundan kaçınılmak istenmesidir. Yukarıda anlatıldığı gibi Bağdat ile görüşmeler iç politikadan ne kadar bağımsız yürütülse de IKBY iç siyasetindeki karmaşadan etkilenmektedir. Diğer taraftan Irak merkezi hükümeti daha hem ülkedeki güvenlik sorunlarıyla uğraşmakta hem de farklı grupların siyasal hamleleri karşısında önlem almak zorunda kalmaktadır. Örneğin Anbar olayları nedeniyle yaklaşık 40 Sünni milletvekili parlamento üyeliğini askıya almıştır. Diğer taraftan Mukteda El-Sadr’ın siyasetten çekilmesi sonrası da yaklaşık 25 milletvekili istifa etmiş ancak daha sonra istifalarını geri aldıkları açıklanmıştır. Irak merkezi hükümetindeki bu istikrarsızlık hem görüşmelerin içeriğini etkilemekte hem de üçüncü dönem başbakanlık isteyen Nuri El-Maliki’nin seçimlerde kazanma şansını azaltacak hamleler yapmasının önüne geçmektedir. Bu nedenle görüşmeler sürüncemede bırakılmakta ve sonuç alınamamaktadır. Diğer taraftan Irak içerisinde bu konuda çözüm bulunsa bile uluslararası boyutta petrolden gelecek gelirin hangi bankalar üzerinden ve kime verileceği konusunda da belirsizlik ve tartışma yaşanmaktadır. IKBY, Türkiye üzerinde petrol satışı yapmak ve bu satışı karşı elde edilecek gelirin Türk bankaları üzerinde IKBY’ye aktarılmasını istemektedir. Ancak ABD buna karşı çıkmakta ve Irak’ın halen Birleşmiş Milletler denetiminde olması nedeniyle uluslararası ABD banklarının bu işlemde kullanılması gerektiğini açıklamaktadır. Yani konunun çok boyutlu bir durum içermesi de çözümünü zorlaştırmaktadır. Bu şartlar altında IKBY ve Irak merkezi hükümeti arasındaki görüşmelerde kısa sürede bir sonuca varmak çok mümkün görünmemektedir. Zira Irak seçimleri için henüz propaganda dönemi başlamamıştır. Propaganda döneminin başlamasının ardından bütün siyasiler seçime odaklanacağından görüşmeler yapılması mümkün olmayacaktır. Görüşmeler yapılsa bile mevcut halinin devam etmesi beklenebilir. Irak genel seçimlerinin ardından da Irak’ta hükümet kurma süreci başlayacağından, 2010’da 9 aylık hükümet kurma tecrübesi akılda tutulduğunda, seçim sonrası da Erbil-Bağdat görüşmelerine ilişkin bir sonuç beklemek yanlış olacaktır.