IŞİD Operasyonları ve IKBY’den Referandum Hamlesi

Bilgay Duman, Araştırmacı, ORSAM
6 Haziran 2014’te Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Musul’a girerek, burayı kontrol altına almasının ardından yaşanan gelişmeler, Irak’ta bir dönüşümün emareleri olarak ortaya çıkmış gibi görünmektedir. Hem IŞİD’in Irak’ta kazandığı etkinlik hem Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sınırlarını fiili olarak genişletmesi hem de Irak merkezi hükümetinin içerisinde bulunduğu kriz ortamı, Irak’ı farklı bir geleceğe doğru yol aldığını gösterir niteliktedir. Irak daha önceki dönemlerde de benzer bir biçimde IŞİD gibi radikal örgütler ve hükümet krizleriyle uğraşmış olsa da IKBY açısından bakıldığında farklı bir döneme girildiğini söylemek mümkündür.
 
1991’de Irak’ın kuzeyinde uçuşa yasak bölgenin oluşturulmasının ardından kurulan fiili Kürt yönetimi, 2003’te ABD’nin Irak işgali sonrası resmen federal bir yapıya kavuşarak, IKBY adını almış ve mevcut yapısını oluşturmuştur. Bu süre içerisinde sürekli bir gelişim sağlayan IKBY, özellikle güvenlik ve istikrar açısında Irak’ın diğer bölümünden oldukça farklılaşmıştır. IKBY’de yönetim yapılanmasının yanı sıra, bölgedeki alt yapı ve hizmet gelişimi de Irak’ın diğer kesiminden oldukça farklı bir hal almıştır. IKBY’nin dış ilişkilerindeki başarının yanı sıra, Kürt partilerin Irak iç politikasındaki her krizden diğer gruplar arasındaki çatışmadan faydalanarak avantaj sağlayarak çıkması, IKBY’yi bugünkü avantajlı konumuna getirmiştir. Özellikle Irak iç politikasındaki kriz yönetimini iyi yürüten böylece kendi iç sorunlarının da ortaya çıkmasının önüne geçmiştir. Nitekim IŞİD’in Haziran operasyonları sonrası, coğrafi ve idari olarak IKBY içerisinde düşünülen bölgelere Irak merkezi hükümetinin unsurlarının çekilmesiyle birlikte peşmergeler girmiş ve bu bölgelerde IKBY’nin kontrolü başlamıştır. Özellikle ihtilaflı bölgeler olarak anılan ve IKBY ile Irak merkezi hükümeti konusunda idari, askeri, siyasi ve ekonomik tartışmalara yol açan Kerkük’le birlikte, Musul, Selahaddin ve Diyala illerinin bazı ilçe, nahiye ve köyleri IKBY’nin kontrolüne geçmiş bulunmaktadır. Mevcut durum itibariyle IKBY, Irak sınırları içerisinde öngördüğü harita genişliğine neredeyse ulaşmış durumdadır. Bu anlamıyla IŞİD’in Haziran operasyonlarının en çok Kürtlerin işine yaradığını söylemek yanlış olmayacaktır. Burada Kürtler ile IŞİD arasında bir anlaşma olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Burada ifade edilmek istenen şey, Kürtlerin IŞİD operasyonlarını bir fırsata dönüştürdüğü, hakimiyet kurmayı hedeflediği alanlarda kontrol sağladığıdır. Zira şu anki durum itibariyle IKBY güçleri ve IŞİD arasında birkaç küçük çatışma hariç herhangi bir problem yaşanmamıştır. IŞİD, IKBY güçlerinin hakimiyet kurduğu bölgelere müdahale etmezken, IKBY güçleri de IŞİD’le bir çatışma riski yaratacak herhangi bir hamle yapmamıştır. Ancak bu durumun IŞİD ve IKBY’nin hedef bölgelerinin çakışmamasından kaynaklandığı, aksi durumda bir çatışma olasılığının yüksek olduğu düşülmektedir. IKBY’nin böyle bir avantajı ele geçirmişken, IŞİD ile çatışmaya girecek bir hamle yapmayacağını söylemek mümkündür. Diğer taraftan IŞİD’in Kürtlerin hakim olduğu bölgelerde etkinlik kurmak isteyebileceği olası bir durumdur. Nitekim Musul’un doğusunda çoğunlukla Süryanilerin yaşadığı ve peşmerge kontrolü altında olan Karakuş’a IŞİD’in saldırması nedeniyle IŞİD ve peşmergeler arasında çatışmalar yaşanmıştır. IŞİD’in hareket alanını Kürtlerin kontrol bölgelerine yönelik olarak genişletmesi durumunda IŞİD ve Kürt arasında çatışma yaşanma ihtimali oldukça yüksektir. Buna rağmen IKBY’nin çatışmadan uzak durduğu, çatışma yaşanabilecek bölgelere girmekte aceleci davranmadığı görülmektedir. Bu açıdan Musul’da Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Telafer ve Kerkük’ün Tazehurmatu Nahiyesine bağlı Beşir Köyü bir örnek teşkil etmektedir. Peşmergeler önce Beşir ve Telafer’de de kontrol sağlamak istemiş, ancak IŞİD’in bu bölgelere saldırması nedeniyle bir müdahalede bulunmamıştır.
 
Zira IKBY daha çok siyasi hamle üstünlüğünü sağlamaya çalışmaktadır. Bu açıdan IKBY Başkanı Mesut Barzani ve Kürt yetkililer bağımsızlık söylemlerini arttırmaktadır. IKBY Parlamentosunda 3 Temmuz 2014’te yapılan toplantıda konuşan Mesut Barzani, IKBY’nin bağımsızlığına gidecek süreçte yapılacak referandum için bir komisyon kurulmasına yönelik hazırlıkların başlatılmasını istemiş ve önümüzdeki aylarda IKBY’nin bağımsızlığı için referandum yapacaklarını ve bir ay içerisinde referandum tarihini belirleyeceklerini ifade etmiştir. Mesut Barzani’nin zaman zaman bu tarz çıkışlar yaptığı bilinmektedir. Dönemsel olarak IKBY adına daha avantajlı bir dönem yaşansa da uluslararası ve bölgesel anlamda Irak IKBY’nin bağımsızlık ilanına karşı şüpheci bir yaklaşım bulunmakla birlikte, genel eğilim Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasıdır. ABD Dışişleri Bakanı Jonh Kerry, Irak ziyaretinde Barzani ile yapmış olduğu görüşmede, Irak merkezi hükümetine katılmaya ve Irak’ın birliğini devam ettirmeye davet etmiş, Kürt partileri ulusal uzlaşıya destek vermeye çağırmıştır. Nitekim seçimlerden sonra 1 Temmuz 2014 tarihinde yapılan Irak Parlamentosu’nun ilk toplantısına Kürt milletvekilleri katılmıştır. Bu nedenle Barzani’nin bu çıkışı siyasi bir ön alma olarak değerledirilebileceği gibi, bir nabız ölçümü olarak da ifade edilebilir.
 
Öte yandan referandum konusunda diğer bir mesele de IŞİD operasyonları sonrası peşmergelerin hakimiyet kurduğu IKBY sınırları dışındaki tartışmalı bölgelerdeki durumdur. Barzani, peşmergelerin kontrol sağladığı bölgelerden çekilmeyeceklerini bir kez daha yinelerken, bu bölgelerde referandum yapmak istediklerini de dile getirmektedir. Ancak bu bölgeler etnik, dini, toplumsal, coğrafi, siyasi ve ekonomik yapısıyla tek taraflı müdahalelerin sorun yaratacağı bölgeler olarak karşımıza çıkmaktadır. 2003’ten sonraki sürece bakılacak olursa, ihtilaflı bölgelerin Irak’taki temel çatışma dinamiğinin kaynak noktası olarak belirginleşmektedir. Bu bölgelerde yaşanacak tek taraflı müdahalelerin etnik ve mezhepsel çatışma riski yaratmasının yanı sıra, Sünnilerin daha fazla siyasi sürece katılım göstermesi,
 
Irak merkezi hükümetinin IŞİD tehdidini zayıflatlatması, bu bölgelerde yaşayan halkın IKBY’nin tek taraflı müdahalesine karşı çıkması sonucunda çok taraflı çatışma dinamikleri ortaya çıkabilir. Bu nedenle Irak’ın bölünmesi ya da IKBY’nin bağımsızlığı konusunda Irak içinde, bölgesel ve uluslararası bir uzlaşma sağlanamaması durumunda IKBY’nin bağımsızlığının kısa vadede çok kolay olmayacağını söylemek mümkündür.