İsrail Bülteni: 17-23 Aralık 2018

1.  İsrail Ordusu, geçen Cuma günü Lübnan sınırındaki Hizbullah’ ait olduğunu iddaa edilen tünellerin imha edilmeye başlandığını duyurdu. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Hizbullah'a ait olduğu öne sürülen tünellerin "Kuzey Kalkanı" adı verilen operasyonla imha edilmeye başlandığı; geçen Perşembe günü de İsrail-Lübnan sınırındaki bir tünelin bu operasyon kapsamında patlatıldığı belirtildi. Ayrıca açıklamada, İsrail’ in tüneller için Lübnan hükümetini sorumlu tuttuğu dair ifadeler de yer alıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü General Ronen Manelis ise, Perşembe günü yaptığı açıklamada, tünellerin Hamas tünellerinden daha gelişmiş bir yapıya sahip olduğunu; bazı noktalarda beton yapı kullanıldığını, bazı tünellerin ise doğrudan kaya içerisine oyulduğunu açıkladı. Manelis ayrıca keşfedilen tünellerin üstünde kalan Lübnan köylerinde yaşayanların hayatlarının tehlikede olduğu, bölgeden uzaklaşmaları gerektiği uyarısında bulundu.

Bilindiği gibi Güney Lübnan topraklarının altı Hamas’ın Gazze ile Mısır arasında kullandığı tünellerden çok daha fazla gelişmiş ve grift tünellere ev sahipliği yapmaktadır. Hizbullah bu tünellerde sadece silah depolamak ve geçişler için kullanmıyor aynı zamanda savaşçılarını eğitmek içinde kullanmaktadır. Geçmişte İsrail’in Lübnan ve Hizbullah’a karşı kaybettiği savaşlarda bu tüneller çok önemli rol oynamıştır. İsrail tarafından Lübnan’a yönelik askeri operasyonların konuşulduğu bir dönemde Tünellerin yıkılması operasyonun yaklaştığı sinyali olarak değerlendirilebilir.

 2.  ABD'nin Suriye'den çekileceği haberlerinin basına yansımasının ardından kameralar karşısına geçen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hem ABD Başkanı Donald Trump hem de ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'yla karar öncesi telefonla görüştüğünü, Washington yönetiminin karara ilişkin kendilerini bilgilendirdiğini söyledi.

Netanyahu Perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD yönetiminin bölgedeki nüfuzunu göstermek için başka yollara da sahip olduğunu söyledi. İran'a karşı iş birliğinin artırılmasına yönelik Trump yönetimi ile fikir alışverişinde bulunduklarını belirten Netanyahu, İran’ ın Suriye’ de etkinliğini artırmaya yönelik her türlü çabalarına karşı da gereken tedbirleri alacaklarını söyledi. Trump çekilme kararını Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra basına duyurmuştu.

İsrail’in Suriye’den çekilme hususunda bilgilendirilmesi ABD’nin bu çekilme meselesini aslında ne kadar ciddiye aldığının bir göstergesidir. Nitekim ABD’nin Suriye’de bulunmasının örtülü gerekçelerinden biriside, Amerikan yönetiminin dış politikada takip ettiği İsrail’in güvenliği siyasetinin bir parçası olduğu bilinmektedir.

3. İsrail'in “Kanal 10” adlı TV kanalında yer alan habere göre, Netanyahu'nun, Trump yönetimini kararından vazgeçirmek için büyük çaba sarf ettiği iddia edildi.

ABD'nin Suriye planının İsrail hükümetini büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını belirten  haberde, bu adımın, Rusya, İran ve Hizbullah için bir zafer olduğu ifade edildi. Trump'ın kararı, "İsrail'in suratına atılmış bir tokat" olarak nitelendirildi.

İsrail, Trump’ ın Suriye’den çekilme niyetinin uzun zamandır farkında idi. Kararın ertelenmesi için de büyük bir çaba harcadığı fakat başarısız olduğu görülüyor. Her ne kadar Tel Aviv yönetiminden Washington'un kararına saygı duyulduğu yönünde açıklamalar gelse de İsrail'in bu gelişmelerden endişe duyduğu apaçık ortada. Karar ise Rusya’nın düşen uçağından dolayı İsrail’i sorumlu tuttuğu bir dönemde geldi. ABD'nin Suriye'deki varlığının sona ermesi, İsrail'i hem Hizbullah dolayısıyla İran’a hem de ilişkilerin iyi gitmediği Rusya'ya karşı Suriye denkleminde yalnız bırakacak gibi görünüyor.

Amerika’nın İsrail’i çekilme kararından bilgilendirmesi kendisinin ne kadar ciddi olduğunu gösterse de İsrail’in bunu istememesi bu kararın uygulamada ne kadar zor olacağının işaretidir.

4. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades İsrail'in Beerşeba kentinde 5. kez gerçekleştirilen üçlü zirve için bir araya geldi. Bölgesel işbirliği konularının tartışıldığı zirvede, İsrail doğal gazının iki ülke üzerinden Avrupa’ ya taşınmasını sağlayacak Doğu Akdeniz boru hattı planı masaya yatırıldı. İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasında turizm, enerji, siber tehditlerle mücadele ve ileri teknoloji alanında işbirliği konuları da zirvedeki diğer önemli başlıklardandı.

Aynı habere göre, planlanan EastMed doğalgaz boru hattının 2200 kilometre uzunluğunda olacağı; Girit adasından İtalya Otranto şehrine ulaşacağı belirtildi. Avrupanın doğal gaz ihtiyacının 2030’a kadar 100 milyar metrekübe ulaşacağı tahmin edilirken bu projeyle birlikte  Avrupa’ya yıllık 20 milyar metreküp doğal gaz taşınacak.

İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’ in Aralık ayında yaptığı açıklamada, deniz derinliğinden kaynaklanan bazı teknik sorunlarla karşılaşsalar da, projenin gerçekleştirebilir olduğunu söylemişti.

Taraflar olumlu konuşsa da projenin hayata geçirilmesinin önünde ciddi sorunlar yer alıyor. Teknik sorunların yanı sıra siyasal sorunlara da sahip olan projenin hayata geçirilebilmesi için  Türkiye-Yunanistan, Türkiye-Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs-Güney Kıbrıs Kıta sahanlığı sorunlarının çözümüne ihtiyaç duyuluyor. Bu da masada yer verilmeyen Türkiye’ nin onayı olmadan projenin gerçekleşmesini mümkün kılmıyor. Türkiye’ nin onayı olmadan atılacak tek taraflı adımlar ise, Doğu Akdeniz’ de yeni krizlerin habercisi olacak.