Kahire'de Isınan Siyasi Atmosfer ve Seçim Denklemleri

Nebahat Tanrıverdi Yaşar, ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı, nebahattanriverdi@orsam.org
Mısır 16-17 Haziran tarihlerinde pek çok senaryo, siyasi denge ve kafa karışıklığı içerisinde cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor. Seçimlerin ilk turunda liderliği elinde tutan Muhammed Mursi ile Ahmet Şefik’in yarışacağı bu seçimlerde en göze çarpan tanımlama “eski rejim-devrim” ya da “Mübarek-Müslüman Kardeşler” arasında yapılacak tercih gibi görünse de Mısır’da hiçbir siyasal gelişme kolay sınıflandırmalar ile analiz edilemeyecek kadar basit değil. Ebul Futuh, Amr Musa ve Hamdan Sabahi gibi rakiplerini geride bırakan bu iki adayın başarısı öncelikle dikkatli bir analizi hak etmekte.
 
Öncelikle seçime katılım oranlarının parlamento alt ve üst şura seçimlerine oranlarına kıyasla ciddi oranda düştüğü gözlemliyoruz. % 46 oranındaki seçmen katılımı, seçmenin yarısından biraz fazlasının oy kullanmadığını göstermekte. Nüfus yoğunluğunun daha fazla olduğu Yukarı Mısır’daki Kahire, Giza, Dakahliya, Şarkiya, İskenderiye, Suez Kanalı, Dimyata ülkenin kuzeyindeki seçmen katılımı E civarındayken, güney de bu oran 0’larda kalmakta. Şehirli nüfusun daha fazla olduğu seçim bölgelerinde seçmen katılımın P’lere yaklaşması da bir başka gözlem olarak karşımıza çıkmakta. Seçmen katılımının ikinci turda da düşük olması bekleniyor. Yüksek Askeri Konsey bunun önüne geçebilmek adına seçimlerin yapılacağı 16-17 Haziran günlerini resmi tatil olarak etti.
 
Seçim sonuçlarından çıkan bir diğer sonuç ise seçim öncesi dönemde oldukça iddialı iki ismin, yani Ebul Futuh ve Amr Musa’nın bekledikleri başarıyı bulamamaları oldu. Müslüman Kardeşlerin genç ve reform yanlısı tabanı, Selefiler ve liberallerin oylarına talip olan Ebul Futuh’un beklediği başarıyı yakalayamaması ve Muhammed Mursi, Ahmet Şefik ile Hamdan Sabahi’nin ardında kalması, üzerinde durduğu hassas dengeleri seçim sonuna kadar koruyamadığını gösteriyor. Özellikle seçim öncesi Selefiler ile ittifak yapması ve Selefi Nur Partisi’nin resmen Ebul Futuh’u destekleyeceğini açıklaması bu sonuçta etkili olmuşa benzemekte. Öte yandan Selefilerin etkin olduğu İmbaba gibi merkezlerde dahi Ebul Futuh’un Mursi’yi geçememesi, Selefi tabanın da Nur Partisi’nin resmi açıklamasına uymadığına ve Mursi’ye oy verdiğine işaret ediyor. Sonuç itibari ile hemen hemen her kesimden oy almaya çalışan Futuh tam da bu nedenle istediği başarıyı sağlayamamışa benziyor. Ebul Futuh gibi Amr Musa’nın da anket çalışmalarında ortaya çıkan başarısı seçim sandığına yansımadı. “Deneyim” söylemi üzerine kurulu seçim propagandasının ülkede karşılığını bulduğu görülürken, bu karşılık daha çok Ahmet Şefik’e verilen oylarda kendini göstermiştir. Deneyim ve istikrar söylemi sonuç itibari ile Amr Musa’dan çok Ahmet Şefik’i ön plana çıkardı.
 
Seçim sandığından çıkan bir diğer sonuç ise iki ismin beklenmedik ölçüdeki başarısı oldu: eski bakan Ahmet Şefik ve solcu Hamdan Sabahi. Sabahi’nin ismi seçim öncesi anketlerde kendine yer bulamışsa da seçim sandığından % 21.60’lık bir oy oranı ile birlikte üçüncü isim olarak çıkarak ülkedeki sol siyasetin tamamen sona ermediğini göstermiştir. Özellikle Kahire, İskenderiye, Kafr el Şeyh, Port Said, Kızıl Deniz seçim bölgelerinde birincilikle çıkması, değişim yanlısı orta sınıfın ve Mısırlı işçilerin desteğini alabildiğine işaret etmektedir. Devrim sırasında Kafr el Şeyh’deki protesto gösterilerine katılan ve burada yaralanan Sabahi, seçim öncesi propagandasında Yüksek Askeri Konsey’e ciddi eleştiriler de yöneltmiş, dış politikada İsrail ve ABD karşıtı sert politikalar uygulanması gerektiğini söylemiştir. Bu revizyonist söylem hemen hemen her adayda görülse de Sabahi bunu ideolojik olarak Nasırcı söylem ve siyasetle de desteklemiş ve daha çok ön plana çıkmayı başarmışa benzemekte. Ahmet Şefik’in başarısının temelinde yatan en temel etken hiç kuşkusuz ki “güvenlik” ve “istikrar” yönündeki vurgusu.  Sandıktan çıkan 23.74’lük destek de Ahmet Şefik’in söylemlerinin tabanda bir karşılığının olduğunu doğrular nitelikte. Ekonomik göstergelerin umut vaat etmediği, eylemlerin devam ettiği ve güvenlik ile ilgili sıkıntıların arttığı ülkede bir yandan değişim talep eden kitleler varlıklarını korurken bir yandan da gündelik hayatın normalleşmesini isteyen Kahire, Dakahliya, Şarkiya, Garbiya gibi büyük şehir sakinleri tercihlerini Şefik’ten yana kullanmışlardır. Görüldüğü kadarı ile azınlık gruplar da kendi güvenlikleri adına Ahmet Şefik’e yöneldiler.
Müslüman Kardeşlerin adayı Muhammed Mursi, 25.30’luk oy aranı ile liderliği sağlamışsa da Şefik ile aralarında duran fark 300000 oydan ibaret. Oylarının bir kısmı Ebul Futuh tarafından bölünen Mursi Selefilerin adayının diskalifiye edilmesine rağmen parlamento seçimlerinde elde ettiği seçmen desteğini ilk turda yakalayamadığı görülüyor. Ancak ikinci turda Ahmet Şefik’e karşı yarışması kendi tabanının sandığa gitme oranını arttırabilir. Ancak sonuç itibari ile parlamentoda elde ettiği siyasi ağırlığı henüz tabanının gündelik hayatına yansıtamamış olması seçmen açısından ilk turda motivasyon eksikliğe neden olmuştur. Bu motivasyon eksikliği eski rejimin temsilcisi olarak kabul edilen Ahmet Şefik’in ikinci turda yarışması nedeniyle arka planda kalma potansiyeline de sahiptir.
 
Öte yandan ikinci tura katılamayacak olan Sabahi, seçmenine önce Mursi’ye destek vermeleri çağrısında bulunmuş sonra da hiçbir telkinde bulunmamaya karar vermiştir. Büyük şehir merkezlerinde tercihini Müslüman Kardeşlerden ya da eski rejimin temsilcisi olan Ahmet Şefik’ten yana kullanmayan seçmenin ikinci turda nasıl bir karar vereceği şimdilik meçhul görünmekte. Bu tabanın bir kısmı seçim sandığına gitmeme yönünde tercih yapacaktır. Ancak Müslüman Kardeşlerin yer yer sertleşen açıklamaları, ülkedeki istikrarsızlığın yeni parlamentoya rağmen devam etmesi, yeni anayasayı yazacak olan komisyonun Müslüman Kardeşlerce domine edilmeye çalışılması ve Mısır gazetelerinde yer alan skandallar bir yandan hayal kırıklığını arttırırken diğer yandan da değişim talebinin istikrar için feda edilmesine, azınlıkların, kadınların, liberallerin, solcuların, Nasırcıların ve İslamcılara şüpheli gözle bakan grupların Ahmet Şefik’e yönelmesine neden olabilir. Bu olasılık, ülkenin kuzeyinde yer alan, Müslüman Kardeşlerin oylarını besleyen ancak son seçimlerde seçmen katılımının çok düşük kaldığı Asiut, Fayyum, Beni Suef, Kena, Aswan gibi seçim bölgelerinde ikinci turda da seçmen katılımın düşük olması ihtimali Ahmet Şefik’in şansını arttırabilir. Bu noktada Müslüman Kardeşlerin kuzeydeki nüfusu seçim sandığına götürebilmesi ve güneydeki merkezde kararsızları ikna etmesi gerekmekte.
 
Son olarak ise bugün kararını açıklaması beklenen Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin ilk tur seçimlerini iptal etme olasılığı bulunmaktadır. Her ne kadar seçimlerin iptal edilmesi zor görünse de seçim sonuçlarının açıklandığı günden itibaren Ahmet Şefik karşıtı protesto gösterileri devam etmektedir. Seçimlerin iptal edilmesi yönünde başvurular yapılmış ve bu başvuruların argümanları üç grupta incelenebilir. İlki Ahmet Şefik’in eski bakan olması nedeniyle üst düzey eski bürokrat ve bakanlara getirilen Seçim Yasakları kapsamında Ahmet Şefik’in de değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. İkinci grup ise Muhammed Mursi’nin çocuklarının ABD vatandaşı olması nedeniyle cumhurbaşkanı adayı olamayacağını iddia ederek başvuruda bulunmuşlardır. Sonuncu olarak da seçimin ilk turunda seçim kurallarının ihlal edildiği ve usulsüzlükler yapıldığı gerekçesi ile ilk turun iptal edilmesi ve yeniden yapılması gerektiğini savunulmaktadır. Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin bugün kararını açıklaması beklenmektedir. İptal yönünde alacağı karar ise seçimlerin kaderini toptan değiştirecektir.