Analiz

Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 4

Irak’ta yeniden yapılandırma çalışmalarına rağmen ülkedeki hemen hemen hiçbir alanda büyük bir ilerleme sağlandığını söylemek güçtür. Dahası Irak’taki yaşam koşulları, devlet yapılanması, ülkenin yeniden imarı, siyasal sistemdeki boşluk, güvenlik gibi konularda gerileme yaşandığı ifade edilebilir. Ülkede işgal yıllarının ardından etnik ve mezhepsel temelde ortaya çıkan ayrışmanın bugün siyasal çıkar grupları arasındaki restleşmeye dönüştüğü ve bu grupların arasındaki mücadelenin Irak’ın ilerlemesini sekteye uğrattığı düşünülmektedir.

Özellikle Irak’ta 7 Mart 2010’da yapılan parlamento seçimlerinin ardından ancak 9 ay sonra kurulabilen hükümet içerisindeki anlaşmazlıkların üst düzeyde seyretmesi, Irak’ı bataklığa sürükler niteliktedir. Irak’ta seçimleri yapılmasının ardından 1,5 yıl, hükümetin kurulmasından ise 7 ay geçmesine rağmen, hükümet içerisindeki denge kurulabilmiş değildir. Bir parti dışından (Goran Hareketi) siyasal sistem içerisindeki bütün grupların yer aldığı “ulusal uzlaşı” adı altında bir hükümetin oluşturulmaya çalışılması ve bu nedenle hükümette yer alacak bütün siyasi grupları tatmin etme çabası, hükümet içerisindeki uzlaşmayı zorlaştırmış gözükmektedir. Her grubun dahil olduğu bir hükümet oluşturulmaya çalışılması neticesinde hükümet politikaları denetleyecek muhalefet gibi bir yapının ortaya çıkmaması, muhalefetin hükümet içerisinde doğmasına neden olmuştur. Hükümet içerisindeki görev dağılımı, görev dağılımı yapılan kişilere yönelik itirazlar, her gruba hükümette yer vermek amacıyla gereksiz yapılan görevlendirmeler ve bunun sonucunda ortaya çıkan yetki karmaşası, gruplar arasındaki görev kapma mücadelesi gibi olumsuzlukların netice itibariyle Nuri El-Maliki Başbakanlığındaki Irak hükümetini işlevsizleştirdiği görülmektedir.

Bu işlevsizlik Irak’ta siyasi konular üzerindeki çözümsüzlüğü arttırdığı gibi devlet hizmetlerinin sağlanamamasını da beraberinde getirmektedir. Bu şartlar altında ülke yönetimdeki belirsizlik ve siyasi istikrarsızlıkla birlikte, Mısır ve Tunus’la başlayan ve daha sonra diğer Ortadoğu ülkelerine de ulaşan “Arap Baharı” Irak’a da uzanması hükümeti daha da zor durumda bırakmıştır. 2011’in Ocak ve Şubat aylarında ülke genelinde düzenlenen “Öfke Günü” gösterileri Irak’ta yeni siyasi tartışmalara yol açarken, Ülkenin kuzeyinden güneyine pek çok vilayette devlet hizmetlerinin yetersizliği, yolsuzluk, adam kayırma, işsizlik, yozlaşma gibi sorunlarla gösteriler yapan Iraklılar, bir yandan vilayet yönetimlerini tehdit ederken, diğer yandan da Irak hükümetini zorlamaya başlamıştır. Bunun sonunda tepkileri azaltmak ve zaman kazanmak maksadıyla yapıldığı anlaşılan, Irak Başbakanı Nuri El-Maliki tarafından Mart ayı itibariyle bakanların faaliyetlerinin gözden geçirilmesi ve yeni planlar hazırlanması amacıyla 100 günlük bir süre tayin edilmiştir.

Ancak bu 100 günlük sürede Irak’taki kökleşmiş sorunlara çözüm bulunamayacağı herkes tarafından bilinmesine rağmen, sorunların arasına sıkışmış ülke için nefes boşluğu yaratmıştır. Ancak bu boşluğun “kronik astıma” dönen Irak’ı rahatlattığını söylemek güçtür. Son dönemde kabinede revizyona gidilmesine rağmen, bu revizyonun da Irak’a yeni sorunlar doğuracağı öngörülmektedir. Bu durum dikkate alındığında Irak’ta gerçek baharların yaşanması ve Irak halkının beklediği refah düzeyine ulaşması zor gözükmektedir.