Körfez Gündemi: 10-16 Eylül 2018

Körfez Ülkeleri Genel
Pazartesi günü, Körfez İşbirliği Konseyi Genelkurmay Başkanları, 2017 Katar Krizi sonrasında ilk defa bütün üye ülke temsilcilerini de içerecek şekilde Kuveyt’te toplandı. Toplantıya ayrıca, Mısır ve Ürdün Genelkurmay Başkanları ile, ABD’nin Merkez Kuvvetler Komutanı katıldı. Toplantının geçtiğimiz hafta Katar Krizi’ni çözmek için ABD Başkanı Trump ile görüşen Kuveyt Emiri’nin ziyaretinden bir hafta sonraya rastlaması da dikkate değer bir gelişme olarak görülüyor. Kuveyt kaynaklarına göre, KİK Genelkurmay Başkanları, Körfez ülkelerinin ortak askeri eylemlerini geliştirme kapasitelerini görüştüler. Bu gündem maddesi ise, son günlerde tartışılan bir “Arap NATO’su” fikrini tekrar akıllara getiriyor.

Bahreyn
InterNations kuruluşu tarafından yapılan bir çalışmada, küresel anlamda yabancı ülkelerde çalışan kimseler (expat) için en iyi ülkenin Bahreyn olduğu kanısına varıldı. Bahreyn’in en iyi hedef ülke olarak gösterildiği çalışmada, Körfez’in diğer ülkeleri Suudi Arabistan ve Kuveyt ise son sıralarda yer aldı. Çalışmanın sonuçları, hayat kalitesi, yerleşmenin kolaylığı, aile hayatı, kişisel gelir, hayat pahalılığı gibi birçok ölçüte dayandırıldı.

Suudi Arabistan
Geçtiğimiz aylarda, Donald Trump’ın petrol fiyatlarının düşük tutulması için petrol üretiminin artırılması gerektiği çağrısına, Körfez ülkeleri Suudi Arabistan ve BAE olumlu dönüş yapmışlardı. OPEC ülkeleri ve Rusya da, Temmuz ayında petrol üretimini artırma konusunda işbirliğine varmışlardı. Geçtiğimiz hafta ise bu konu ile bağlantılı olarak, Suudi Arabistan’ın ABD’ye petrol ithalatı son üç ayın en yüksek seviyesine ulaştı. 2017 yılının Ekim ayında, ABD’nin Suudi Arabistan’dan petrol ithalatı ortalama günlük 506 bin varile denk gelmekteyken, geçtiğimiz haftanın da dâhil edildiği son dört haftada ise, ortalama günlük ithalat 1 milyon 9 bin varile kadar ulaştı.
Geçtiğimiz hafta Suud Kralı Salman’ın kardeşi Prens Ahmed bin Abdulaziz’in, Londra’daki evinin önünde toplanan savaş-karşıtı protestoculara, Yemen’deki çatışmadan bütün Suudi ailesinin sorumlu tutulmaması gerektiğini,  sorumluların Kral Salman ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman olduğunu belirtmişti. Suudi Arabistan’da nadir görülen kamuoyu muhalefeti meselesinin bu düzeyde bir isimden gelmesi ise beklenmedik bir gelişme olarak kayıtlara geçmişti. Bunun üzerine ise bugünlerde, Prens Ahmed’in bu olaydan sonra, Suudi Arabistan’a tekrar dönmeyi düşünmediğini belirttiği bildiriliyor.
Suudi Arabistan tarihinde ilk defa bir Suudi havayolu firmasi -Flyadeal-, Suudi Arabistan doğumlu 20 kadın vatandaşını kabin ekibi olarak görevlendirmek istiyor. Sosyal anlamda olumlu etkiler doğurabilecek olan bu gelişmenin, 2030 Vizyonu çerçevesinde işsizliğin seviyesini düşürme çabalarının bir parçası olduğu biliniyor.
Ocak ayında, Suudi Arabistan İş ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı 12 kilit sektörde istihdamı sadece Suudi vatandaşlarına tahsis eden, yabancı işçileri bu sektörlerden kısıtlayan bir düzenleme yayınlamıştı. Bu düzenlemenin sonuçları ilk defa bu ay içerisinde hissedilmeye başlanıyor.
2030 Vizyonu çerçevesinde Muhammed bin Salman önderliğinde yapılan çalışmalar sayesinde, Suudi vatandaşlarının işsizlik oranı 2030 yılına kadar %7 seviyelerine çekilmeye çalışılıyor. Ekonomistler ise uzun dönemde bu agresif “Suudileştirme” politikasının, yabancı işçilerin maliyetinin artmasına sebep olacağını öngörüyor. Çünkü halen bir Suudi vatandaşının çalışacağı ücretin, bir yabancı işçinin çalışacağı ücretten yüksek olacağı kabul ediliyor.

Kuveyt
Bugünlerde Kuveyt Borsası, Körfez bölgesinin en iyisi olma yolunda ilerliyor. Gelişen ülke borsalarını inceleyen MSCI kuruluşu, 20 Haziran’dan bu yana Kuveyt Borsası’nın değerinin %10 arttığını açıkladı. Körfez ülkeleri dışından Kuveyt Borsası’na yılın ilk sekiz ayında yapılan yatırımların toplam değeri 512 milyon dolar seviyesine yükseldi.  İş yapma kolaylığı açısından uluslararası endekslerde halen bölgede ekonomik devler olan Suudi Arabistan ve BAE’nin gerisinde kalan Kuveyt’in, küresel yatırımcıların oluşturduğu olumlu etki ile, uluslararası endeklere daha yukarıdan girmesi bekleniyor.
Kuveyt yetkilileri, 2035 Kuveyt Vizyonu çerçevesinde ekonomik kaynakları çeşitlendirme planlarında özetlendiği gibi, ülkeye yabancı yatırımların çekilmesi için çalışmalara başladı. Kuveyt Doğrudan Yatırımı Teşvik Otoritesi (Kuwait Direct Investment Promotion Authority) direktörü yaptığı açıklama ile doğrudan yabancı yatırımın ekonominin çeşitlendirilmesi adına en önemli yollardan birisi olduğunu söyledi. İş çevreleri, finansal sektör ve iletişim sektörü dışında Kuveyt’in yabancı yatırım alan sektörlerinin sayısı görece düşük seviyelerde seyrediyor. Körfez bölgesi ülkeleri içinde yabancı yatırımların en düşük olduğu ülkelerden birisi olan Kuveyt, bu trendi geri döndürmek için çabalarına başlamış durumda.

Katar
Ambargonun sosyal, siyasi ve hukuki olumsuz sonuçlarını giderme gayretinde olan Katar, ambargo altındaki ekonomisini de güçlendirme çalışmalarına devam ediyor. Bu bakımdan geçen hafta Türkiye ile ekonomik ortaklık anlaşması imzalayan Katar, anlaşmalarına bir yenisini daha ekledi.
Katar’ın devlet şirketi olan Qatargas, PetroChina International ile 22 yıllığına Sıvılaştırılmış Doğalgaz (LNG) ihracatı konusunda anlaştı. Çin’in hava kirliliği ile mücadele politikasında önemli bir adımı teşkil eden anlaşmaya göre, Katar yıllık 3.4 milyon ton doğalgazı Çin’e ihraç edecek. Dünyanın en büyük Sıvılaştırılmış Doğalgaz üreticisi Katar, üretimde artırıma gitmek için talep bekliyor.

Birleşik Arap Emirlikleri
BAE, Ortadoğu’daki çatışmalara müdahil olmaya devam ediyor. Son yıllarda daha agresif bir dış politika izleyen BAE, 2015 yılından itibaren Yemen’de İran-destekli Husi milislerine karşı merkezi hükümeti destekleyen Arap koalisyonunun önemli bir aktörü konumunda.
Bu konuyla ilgili olarak, 12 Eylülde Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında, BAE’nin ABD Büyükelçisi Yusuf Al-Uteybe, Arap koalisyonunun Yemen’de merkezi hükümetin karşısında savaşan milislere karşı ilerleme kaydettiğini bildirdi. Nokta atışı operasyonlar ile üst düzey milislerin öldürülmesinde BAE ile ABD arasındaki artan istihbarat eşgüdümünün olumlu etkisine dikkat çeken Yusuf Al-Uteybe, Arap Yarımadası El Kaidesi’nin 2012’den bu yana bölgedeki en güçsüz pozisyonuna düşürüldüğünü belirtti.
ABD Dişişleri Bakanı Mike Pompeo da, Yemen'deki çatışmaların sona erdirilmesinin ABD için bir ulusal güvenlik önceliği olduğunu belirtti. ABD'nin bu amaçla BAE’nin de bir parçası olduğu merkezi Yemen hükümetine destek veren koalisyonun çabalarına destek vermeye devam edeceğini belirten Pompeo,  BM liderliğinde kapsamlı bir siyasi anlaşma için süreçlerin desteklenmesi gerektiğini belirtti.
BAE’nin bölgesel olarak müdahil olduğu çatışmalar dışında, Afrika Boynuzu’ndaki ülkeler ile liman konularındaki anlaşmazlıkları sürüyor. Hafta içinde, Cibuti’nin Doraleh Konteyner Terminali’ni millileştirdiğini açıklamasının ardından, BAE limanlarının işletmecisi DP World bir hissedar olarak haklarını savunmaya devam edeceğini açıkladı. Cibuti Başkanı 9 Eylül’de Cibuti Limanı’ndaki özel teşekküllerin hisselerinin ülkenin hükümetine devredilmesi ile ilgili bir düzenlemeyi yasalaştırmıştı. Bunun üzerine ise, Dubai hükümeti DP World’ün hisselerinin hukuki olarak korunması için bütün yasal yollara başvurulacağını bildirdi.
BAE son yıllarda, ekonomisini sadece petrole bağımlı olmaktan çıkarıp, ekonomik kaynakları farklılaştırma arayışından ötürü, özellikle Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgelerindeki limanlarda hisseler satın alma yoluna gidiyor.