Mısır’daki Anayasa Referandumunun İlk Turunun Ardından

Mısırlılar 15 Aralık 2012 tarihinde yeniden sandık başına gittiler. Anayasa Komisyonu’nun hazırladığı anayasa taslağının oylandığı bu seçimler, tırmanan siyasi gerilimin gölgesinde gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Öte yandan referanduma dair resmi olmayan sonuçlar gelirken, muhalif gruplardan ise çeşitli suçlamalar ve itirazlar yükselmektedir. Mursi’nin 22 Kasım deklarasyonunu lağvetmesi ve muhalifleri diyaloğa çağırması siyasi tansiyonu yatıştırmaya yetmemiş, oy kullanma sürecinde ülkede çeşitli şiddet olayları gerçekleşmiştir.
 
Anayasa Referandumu Öncesinde Durum
 
Yargı erki ile Müslüman Kardeşler arasında yaşanan kriz nedeniyle ülkede oy kullanma işlemini resmi şekilde denetleyen ve onaylayan hakimler seçim sürecine katılmama kararı alarak seçimlerin meşru olmayacağını ilan etmişti. 15 Aralık günü başlayan oy kullanma sürecinde bu kararlarına bağlı kalarak hakimlerin çok büyük bir kısmı sandık başına gitmedi. Bu nedenle de seçimler Şura Konseyi’ne bağlı olarak kurulan ve başında meclis sözcüsü Muhammed Husam Eldin Gariani’nin bulunduğu İnsan Hakları Ulusal Konseyi’nin katkıları ile gerçekleştirilmektedir. Muhammed Husam Eldin Gariani’nin anayasa yazım komisyonunda olması ve süreçte öne çıkması ise spekülasyonları ve suçlamaları arttırmaktadır. Sonuç itibari ile seçimler sivil bürokrasinin büyük oranda dışarıda bırakılması ve uzlaşma zemini sağlanamadığı gergin bir siyasi atmosfer altında gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Yüksek Mahkeme, hakimlerin seçimlerin gerçekleştirildiği iki hafta boyunca görev yerlerine gitmeyeceğini ve boykotun devam edeceğini açıklamıştır.(1)
 
Öte yandan muhalefet ile Mısır’ın geçiş sürecini yönlendiren Müslüman Kardeşler önderliğindeki İslamcı Güçler Koalisyonu(2) arasındaki ayrılık taslak anayasa yüzünden iyice tırmanmıştı. Anayasa Komisyonu’ndan çekilen diğer siyasi partiler İslamcı Güçler Koalisyonu’nun tüm süreci domine etmesine itiraz etmekte ve “demokratik” bir dönüşüm gerçekleşmediğini iddia etmektedirler. Özellikle Anayasa Komisyonu için sürdürülen görüşmelerde benimsenen tutum Müslüman Kardeşler ve Selefiler dışındaki siyasi unsurların dışarıda bırakılması ile sonuçlandı.(3) Sonuç itibari ile Mübarek iktidarını sona erdiren siyasal ittifak ciddi bir şekilde zarar gördü. Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin diyalog çağrısını da 15 Aralık olarak belirlenen referandum tarihinin ertelenmesi ön koşulunun yerine getirilmemesi gerekçesi ile reddetmişlerdi.
 
2011 sonrası süreçte gerçekleşen beşinci seçim sivil bürokrasinin yargı ayağının boykotu ve İslamcı Güçler Koalisyonu dışında kalan siyasi parti ve grupların muhalefetine rağmen başlamış ve bu şartlar altında ikinci tur seçimleri de 22 Aralık’ta gerçekleştirileceğe benzemektedir.
 
Seçim Sandığı Ne Söylüyor?
 
Mübarek iktidarı döneminde Mısır’daki seçimler otoriter rejimin özgür dünyadaki varlığını devam ettirme ve meşruiyet döngüsünü besleme ihtiyacını karşılayan demokratik olmayan bir uygulamaydı. Bu nedenledir ki seçmen katılımı sınırlı, seçim boykotu ise işe yaramayan siyasi adımlar olarak kalıyordu. Özellikle 2010 seçimleri, seçim sürecinde yaşanan şiddet olayları ve geniş kapsamlı seçmen boykotunun gerçekleştiği bir seçim sürecine dönüşmüştü. Nitekim 2010 tarihinde gerçekleşen seçimler, öncesi ve sonrasında yaşananlar, 25 Ocak Devrimi’ne giden süreçte önemli bir dönüm noktasıydı.
 
Mübarek sonrası dönemde ise 19 Mart 2011 Anayasa referandumu sırasında Müslüman Kardeşler, Selefiler ve diğer İslamcı gruplar halkı evet oyu vermeleri yönünde başarılı bir şekilde mobilize etmeyi başardılar. Bunun sonucu olarak da sandıktan w gibi yüksek bir oranda evet oyu çıkmıştı.(4) 23 Mayıs tarihinde başlayan parlamento seçimlerindeyse sandık başına giden seçmen sayısı b’yi bularak rekor düzeylere ulaşmıştı.(5) Seçmen katılımındaki bu artış, seçim sandığının otoriter rejimin bir aracı olmaktan değişimin ana taşına dönüşmesini simgeleyen bir kayma olarak kabul edildi. Parlamento seçimlerinde sandıktan çıkan sonuçlara göre Müslüman Kardeşler çok önemli bir zafer kazanmıştı. Neredeyse tek başına parlamentonun yarısını temsil eden Müslüman Kardeşlerin kuruduğu Hürriyet ve Adalet Partisi, diğer İslamcı partiler ile birlikte meclisin % 70’inden fazlasını temsil etmekteydiler.
 
Parlamentonun alt ve üst şura seçimlerinin ardından ise Mısır Devlet Başkanlığı seçimleri gerçekleştirilmiştir. Müslüman Kardeşler devlet başkanlığı seçimleri sırasında önceki seçimlerde ciddi oranda destek aldığı ülkenin güney kısmında seçimlere katılım oranı 0’larda kalmıştı. Genel olarak parlamento seçimlerinde seçmen katılımı `'ın üzerindeyken devlet başkanlığı seçimlerinde bu oran F'da kalmıştır. 2011-2012 parlamento seçimlerinde ise sadece Müslüman Kardeşler 10.138.134 oy almıştır. Selefileri kurduğu Nur Partisi ise 7.534.266, Müslüman Kardeşlerden uzun süre önce ayrılan ve daha ılımlı bir siyasi duruşa sahip olan Vasat Partisi ise 989.003 oy almayı başarabilmiştir. Sonuç olarak toplamda İslamcılar parlamentoda seçimlerinde 18.600.000’den fazla oy aldılar. Bu durum başkanlık seçimlerinde ciddi bir değişikliğe uğramış ve İslamcıların oyu genel itibari ile düşmüştür. Müslüman Kardeşlerin kurduğu Hürriyet ve Adalet Partisi’nin resmi adayı olan Muhammed Mursi 5.764.952, Müslüman Kardeşlerin muhalefetine rağmen aday olan Ebul Futuh 4.065.239 ve İslamcı olarak görülen Muhammed Selim El Ava 235.374 oy alabilmiştir. Bu da İslamcı adayların toplamda ancak 10.000.000 geçebildiğini göstermekte ve neredeyse yarı yarıya bir düşüşü temsil etmektedir. Yani referandumda w ve parlamento seçimlerinde s,5’lik oy oranı başkanlık seçimlerinin ilk turunda % 43’te kalmıştır. Son tahlilde başkanlık seçimin son turunda Q,7 ile seçimleri Muhammed Mursi kazanmış olsa da; Ahmet Şefik’in aldığı oy oranı Müslüman Kardeşleri zorlamıştır.
 
Benzer bir tablonun anayasa referandumuna dair açıklanan kısmi sonuçlarda da kendini tekrar ettiği görülmektedir. Müslüman Kardeşlerin açıklamalarına göre 15 Aralık 2012 tarihinde ilk turu gerçekleştirilen anayasa referandumuna seçmen katılımı 2’de kalırken “evet oyları” ise V,5 oranındadır. Sonuç itibari ile 2011 sonrası gerçekleştirilen beş seçimde, seçmen katılımı ciddi bir azalma eğilimi göstermektedir. Evet oyu verenlerin toplam sayısı 4 595 311 ve hayır oyu verenlerin toplam sayısı ise 3 536 838’dir. Yani toplam oy veren seçmen sayısı 8 132 149 gibi düşük bir sayıda kalmıştır. Lakin mevcut veriler henüz anayasa referandumunun gerçekleştirildiği 10 vilayeti kapsamaktadır. 22 Aralık tarihinde ise geri kalan 17 vilayette iki tur seçimler gerçekleştirilecektir.
 
Öte yandan Müslüman Kardeşlerin Kasım 2011’den beri kendisine oy veren tabanını da iyi besleyemediği hem başkanlık seçimlerinde hem de geçtiğimiz cumartesi günü başlayan anayasa referandumunda ortaya çıkan tablo ile görülmektedir. Genel olarak seçime katılım oranlarının parlamento alt ve üst şura seçimlerine kıyasla ciddi oranda düşmesi, bu bakımdan tabanın oy sandığına rağbet etmede parlamento seçimlerindeki kadar ve Mübarek döneminde olduğu gibi istekli olmadığının açık bir ifadesidir. Bu yöndeki eğilim anayasa referandumu sırasında da devam etmiştir. Her ne kadara Müslüman Kardeşler bugün itibari ile referandumun P üzerinde “evet” oyu ile büyük bir “demokrasi zaferi” ile sonuçlandığını açıklasa da seçmen katılımı ve evet-hayır oyu kullananları sayıları karşılaştırıldığında “elde edilen zaferin” tartışmalı olduğu görülmektedir.
 
Sonuç Yerine
 
Mısır’da esas itibari ile anayasal referandumun yapıldığı 19 Mart 2011 tarihinden beri devrimin kapsamını belirleme mücadelesi yaşanıyor. Bu mücadele rol alan aktörlerin konumları ve izledikleri siyasette büyük değişimler yaşanmıştır. Devlet başkanlığı seçimlerinde ortaya çıkan dramatik tablo, anayasa referandumunda tekrar etmiş ve ülkedeki siyasi kutuplaşmanın derinleştiği yönündeki ciddi sinyalleri doğrulamıştır. Müslüman Kardeşlerin çekirdek olduğu ve gücü paylaşmak konusunda istekli olmayan İslamcılar (Reformcu Grup), özellikle bürokratik otoriter rejimin kendini toplanması ve dağınık fraksiyonların da bir araya gelmesi ile giderek daha da güçlenen “istikrar” ve eski düzenciler (Statükocular) ile Nasırcıların etkin olduğu fakat diğer iki grup kadar birleşik olmayan daha dağınık bir yapı temsil eden popülist, sosyal refah devlet isteyen grup (Radikal, Devrimci Gruplar) şeklinde kategori edilebilecek üç ana hat giderek birbirinden uzaklaşmaktadır. Bu üç siyasi grubun ararsındaki kutuplaşma “kararsızların” sandıktan ve dönüşüm sürecinden uzaklaşmasına da neden olmaktadır.
 
“Merkez siyaset” söyleminin kaybetmesi ve “kutuplaşmanın” egemen olduğu bir siyasi zemin oluşmuş görünmektedir. Farklı siyasi grupların Mısır’ın geleceğine yönelik vizyonlarının çatıştığı bu dönemde “ılımlı” ve farklı grupları kapsamaya çalışan merkez siyaset söyleminin ülkede güç kazanamaması ve geçiş sürecinin aktörleri tarafından benimsenememesi kutuplaşmayı daha da derinleştirmektedir.
 
Bu şartlar altında Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin anayasa referandumunun güvenliğini sağlamak için askeri görevlendiren ve sivilleri tutuklama yetkisi veren 9 Aralık kararı endişe vericidir.(6) 25 Ocak sonrası dönemde askerin gerçekleştirdiği tutuklama, yargılama ve olaylara müdahaleleri muhalifler tarafından sıkça eleştirilmektedir. Askerin bu süreçte atacağı muhtemel sert adımlar ve alacağı aşırı önlemler muhalif grupları, Müslüman Kardeşlerden uzaklaştıracaktır.
 
(1) Zend: President can't order judges to return to work, Al Masry Al Youm, http://www.egyptindependent.com/news/zend-president-can-t-order-judges-return-work
(2) Semir Yorulmaz, Son Olaylar Işığında Mısır'da Kutuplaşma ve Farklı Kesimlerin Tutumları Üzerine Bir Gözlem, ORSAM, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=4100
(3) “Christians Withdraw from Egypt's Constitutional Commission”, 6 Nisan 2012, New American, http://www.thenewamerican.com/world-news/africa/item/10169-christians-withdraw-from-egypts-constitutional-commission (Erişim Tarihi: 28 Temmuz 2012). “Egypt Court Suspends Constitution Commission”, 10 Nisan 2012, Al Manar, http://www1.almanar.com.lb/english/adetails.php?fromval=1&cid=21&frid=21&eid=52119 (Erişim Tarihi: 28 Temmuz 2012).
(4) “Large turnout for Egypt's constitutional referendum”, 19 Mart 2011, BBC News, http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-12793484 (Erişim Tarihi: 28 Temmuz 2012).
(5) “Egypt Parliament Election Turnout 62 Percent”, 2 Aralık 2012, Radio Free Europe, http://www.rferl.org/content/egypt_election_turnout_62_percent/24410021.html (Erişim Tarihi: 28 Temmuz 2012).
(6) Human rights advocates worried, skeptical about military's arrest powers, Egypt Independent, http://www.egyptindependent.com/news/human-rights-advocates-worried-skeptical-about-military-s-arrest-powers