Saha Gözlemleri Işığında Irak’ta Kadın Olgusu ve Türkmen Kadınların Durumuna Genel Bir Bakış

Iraklı kadınlar Irak tarihi boyunca diktatör rejimlerle, savaşlarla, savaşlar sonucu uygulanan ambargolar ve yaptırımlarla yaşamak zorunda kalmış ve bu süreçlerin kendileri üzerinde bıraktığı ağır sorumluluklarla mücadele etmiştir. Ülkenin genel durumu 2003 yılında gerçekleşen ve Irak halkı ile kadınların da büyük umutlar bağladığı Amerikan işgali sonrası da değişmemiş ve bu 12 yıllık süreçte de Irak’ta yaşananlar Iraklı kadınların durumunu ve yaşantılarını daha kötü bir hale getirmiştir. Ceasefire Centre for Civilian Rights and Minority Rights Group International’ın Şubat 2015 tarihinde yayınlamış olduğu rapora göre 2003 yılından itibaren Irak’ta yaklaşık 14,000 kadın patlamalarda, hava bombardımanlarında, ülke içinde yer edinen milislerin, aşırı radikal örgütlerin saldırılarında hayatlarını kaybetmiştir. Bu 12 yıl boyunca Irak’ta kadınlar neredeyse açık hedef konumuna gelmiştir. Amerikan işgalinden sonra Irak’ta yaşanan suikastler, bombalı eylemler, terör olayları, mezhep çatışmaları ve askeri operasyonlar sonucu 1,5 milyondan fazla kadın dul kalmış ve yaklaşık 3 milyon çocuk yetim kalmıştır. Ülkedeki kadınların iş ve eğitim hayatlarına baktığımız zaman ise durum hiç iç açıcı değildir. Irak’ta özel sektörde çalışanların sadece yüzde 2’sini kadınlar oluşturmakta ve üniversite eğitimi almış kadınların yüzde 68’i de iş bulamamaktadır. Ülkede güvenlik durumunun çok kötü olmasından dolayı kızlarını okula göndermeyen aile sayısında da artış yaşanmaktadır. Son bir yıldır da ülkedeki IŞİD tehdidi kadınların yaşantısını daha çetin bir hale getirmiştir. Bu bir yılda IŞİD sonrası Iraklı kadınlar aileleri ile birlikte yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalmış ve tecavüz, kaçırılma, işkence gibi en ağır muamelelere maruz kalmıştır. Ülkede 2003 sonrası var olan bir gerçek olan kadın köle ticaretindeki sayı bu bir yılda daha da artmış, IŞİD bu süreçte 10 yaşında çocuklar da dahil birçok kadını kaçırarak köle olarak satmıştır. Bu yaşanılanlardan dolayı da çok sayıda kadın intihar etmiştir.  Ülkede yaşanan bütün bu süreçlere baktığımız zaman en büyük kayıp Irak kadınının olmuştur. Iraklı kadınların yaşadıkları bu kötü ve olumsuz koşulları Türkmen kadınları da yaşamış ve derinden etkilenmiştir. Fakat uluslararası kamuoyunda Türkmen kadınlarının durumu çok fazla yankı bulamamıştır. Bu nedenle saha çalışmasında Türkmen kadınlarla görüşmeler yapılarak onların bu süreçlerde neler yaşadıklarına değinilmiştir.

 

Türkmen Kadınlarının Genel Durumu

Bugün Irak’taki bütün kadınlar gibi Türkmen kadınları da cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmakta, istihdama erişimi ya engellenmekte ya da bu süreçte büyük zorluklar yaşamakta, parlamentoda, sosyal ve kültürel alanlarda karar alma süreçlerine çok fazla dahil edilmemektedir. Ancak Türkmen kadınları tüm bu süreçlerde hem kadın oldukları için hem de etnik kimliklerinden dolayı Irak kadınından iki kat daha fazla ayrımcılığa uğramakta ve mücadele vermektedir.

Ülkede güvenliğin olmaması ve şiddet olaylarının yaşanması Türkmen kadınların eğitim durumlarını ve çalışma hayatlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Ülke içindeki kötü şartlar ve olumsuz gelişmeler Türkmen aile yapısında tutucu eğilimlerin artmasına neden olmuş ve bunun sonucunda Türkmen toplumu içinde kızlarını üniversiteye göndermeyen aileler olmuştur. Son bir yıldır da IŞİD’in Iraklı kadınlara yapmış olduklarından dolayı kızlarının can güvenliğinden endişe eden ve bu nedenden dolayı da kızlarını okula göndermeyen Türkmen aile sayısında da ciddi bir artış gözlemlenmiştir.

 

Çalışma hayatına baktığımız zaman güvenlik sorunu Türkmen erkeklerin eşlerini, Türkmen ailelerin de kızlarını çalışmaya göndermemelerindeki en büyük etken olmaktadır. Güvenlik konusunun dışında toplum baskısı da Türkmen kadınların bir yerde çalışamamasında önemli bir rol oynamaktadır.

 

Toplumda kadın her yerde çalışamaz algısı Türkmen kadınlarının çalışma hayatları önündeki bir diğer engeldir. Kerkük’te bulunan Türkmen kadın sivil toplum kuruluşları Türkmen kadınlara iş bulunmasına rağmen, hem ailelerinden hem de toplum baskısından çekindiklerinden dolayı iş tekliflerini kabul edemeyen kadınların olduğunu ve maalesef bu konuda kendilerini geri çektiklerini dile getirmektedirler. Güvenlik endişesi nedeniyle çalışmayı tercih etmeyen Türkmen kadınları da bulunmaktadır. Türkmen kadın il meclis üyeleri ve Türkmen kadın sivil toplum kuruluşu yetkilileri, Türkmen kadınlarının etnik kimliklerinden dolayı bazı sektörlerde ayrımcılığa maruz kaldığını ve yine etnik kimliklerinden dolayı kendilerine iş verilmediğini dile getirmekteler.

Siyasi arenada ise Türkmen kadınlar hak ettikleri yeri tam olarak alabilmiş değillerdir. Irak anayasası il meclis üyeleri ve milletvekillerinin yüzde 25’nin kadınlardan oluşmasını öngörmektedir. Fakat 2014 seçimlerine baktığımız zaman parlamentoda sadece 2 Türkmen kadın milletvekilli, Kerkük il meclisinde de yine sadece 2 Türkmen kadın il meclis üyesi bulunmaktadır. 2003 sonrası yapılan bütün seçimlerde de durum maalesef aynı şekildedir ve bu konuda daha olumlu bir gelişme yaşanmamıştır.

 

Irak’ta kadın milletvekillerinin seçime hazırlıkları ve seçim çalışmalarını rahatça yürütmeleri oldukça zordur. Türkmen kadın vekiller de seçim sürecinde sıkıntılarla karşılaşmaktadırlar. Türkmen kadın milletvekilleri ülkedeki diğer tüm kadın vekiller gibi ülke içindeki radikal grupların ilk hedefindedirler. Bu grupların tehditleri, saldırıları yüzünden Türkmen kadınlarda aday olmamayı tercih edenler olduğu gibi aday olanların da seçim çalışmalarını korkarak yürüttüğü bilinmektedir. Türkmen kadın vekiller için bir diğer zorlayıcı durum ise toplumun özellikle erkek seçmenin kadın milletvekili adayına çok sıcak bakmaması ve oy vermeyi tercih etmemesidir. Bu durum sayıca fazla Türkmen kadın siyasetçinin olmasını engellemekte ve siyasi sürecin içine dahil olmasını zorlaştırmaktadır.

 

Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkmen kadın seçmenler ise kadın milletvekili adaylarını tercih etmekteler ve sayıca daha çok kadın vekil görmek istemekteler. Çünkü kendileri ile ilgili sıkıntıları Türkmen kadın milletvekillerinin daha iyi aktaracağını düşünmekteler ve kadın vekillerle daha rahat iletişime geçebileceklerini dile getirmekteler. Türkmen kadınları siyasetin içinde bir şekilde yer almaktalar fakat hem sayıca azlar hem de kendilerine verilen görevler çok kısıtlı. Bu yüzden Türkmen kadınları kendilerine daha fazla milletvekilliği verilmesini istemekte ve bu sayede de Türkmen kadınının sorunlarını bizzat kendileri dile getirmeyi arzu etmektedir.

 

IŞİD Sonrası Türkmen Kadınların Durumu

Şiddetin ve iç çatışmaların neredeyse günlük hayatın bir parçası olduğu Irak’ta Türkmen kadınların durumu son bir yıldır daha güç bir hal almıştır. 12 yılda ülke içindeki kaos ortamı ve güvenlik zafiyetinin yanı sıra özellikle Haziran 2014 tarihinden sonra IŞİD tehdidinin ülkedeki ağır varlığı tüm toplumu ve bireylerin günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemiştir. Son bir yıla baktığımız zaman ülke içindeki bu olumsuz hava Türkmen toplumu içinde de değişimler yaşanmasına neden olmuş ve bu değişimden de en fazla Türkmen kadınları etkilenmiştir. IŞİD’le beraber daha da artan çatışmalar ve şiddet olaylarının Türkmen toplumu üzerinde yarattığı psikolojik travmayla birlikte Türkmen kadınları aile içinde hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kalmış ve kadınlara aile içindeki baskı da artış göstermiştir.

 

IŞİD’e karşı verilen mücadelede Türkmen kadınları eşlerini, babalarını kaybetmiş ve bu nedenden dolayı IŞİD sonrası dul ve yetim kalan Türkmen kadınların sayısı oldukça fazladır.  Dul kalan Türkmen kadınlar ailesinin bütün sorumluluğunu üstlenmek durumunda kalmış,  hem çalışacağı bir işinin olmaması hem de Irak hükümetinden hiçbir yardım alamaması da kendilerini çaresiz bırakmıştır.  Türkmen halkının ve Türkiye gibi dışarıdan yardım gönderen ülkelerin yardımları ile hayat mücadelesi vermeye çalışmaktalar. Eğer bu yardımlar gelemezse açlık ve sefaletle karşı karşıya kalacaklardır. Yapılan görüşmeler sonucu dul kalan Türkmen kadınların yardımlara bağlı kalmadan hayatlarını idame edebilmeleri için kalıcı çözümler bulunmasının elzem olduğu görülmüştür.

 

Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Türkmen Milletvekili Erşat Salihi’nin yapmış olduğu açıklamalara baktığımız zaman IŞİD sonrası Türkmen kadınların çok daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldıkları görülmektedir. Salihi IŞİD’in Musul ve Telafer bölgelerinde Türkmen kadınları kaçırdıklarını kimisine tecavüz ettiğini kimisini de öldürdüğünü, kaçırılan Türkmen kadınların bir kısmının da Suriye’de bulunan Nahhasa Kadın Pazarında satıldığını belirtmiştir. 200 Türkmen kadının da hala IŞİD’in elinde olduğunu dile getiren Salihi bu kadınların IŞİD’in elinden kurtarılacakları günü beklediklerini söylemiştir. Erşat Salihi kendisine telefon eden bir Türkmen aşiret büyüğünden IŞİD’in alıkoymak istediği iki kızını kendi elleriyle zehirleyip, öldürdüğünü öğrenmiş ve bu durumu yaşayan Türkmen ailelerin var olduğunu dile getirmiştir.

 

Haziran 2014 tarihinden itibaren IŞİD’in ülkenin genelinde ve özellikle Türkmenlerin çoğunlukla yaşadığı bölgelerde başlattığı operasyonlar sonucu bu şehirlerden kaçış başlamıştır.  Bu kaçış sırasında yaklaşık 350,000 civarında Türkmen yaşadıkları yerleri terk etmiş ve bu süreçte Türkmen kadınlar da aileleriyle birlikte ülke içinde daha güvenli bölgelere yerleşmeye başlamıştır. Fakat IŞİD’den kaçış yolculuğu kolay olmamıştır. Türkmen kadınlar aileleri ile birlikte yanlarında yeteri kadar erzak ve su olmadan günlerce yaya halde daha güvenli bölgelere yürümek zorunda kalmış, kaçış sırasında hamile olan ve doğumu yaklaşan Türkmen kadınlar yolda doğum yapmak zorunda kalmıştır ve günlerce sığınmak istedikleri şehirlerin sınırlarında bekletilmişlerdir. Türkmen kadınların bir kısmı mülteci kamplarına yerleşebilmiş fakat çok büyük bir çoğunluğu gittikleri şehirlerde inşası bitmemiş yapılara, camilere ve okullara yerleşmiş ve buralarda yaşamak zorunda kalmıştır. Çünkü şuan Irak’ta mülteci sayısının hepsine yanıt verebilecek sayıda ve kapasitede kamp bulunmamaktadır. Türkmen kadınlar bu kamplarda ve kamp dışında aileleri ile birlikte zor şartlar altında yaşamaktalar. Örneğin kaldıkları yerlerde gerekli hijyen koşulları olmadan yaşamakta ve bundan dolayı çok ciddi hastalıklara yakalanmaktalar.  Kamplarda ya da kaldıkları yerlerde yeterli derecede sağlık hizmeti alamamakta veya ulaşamamaktalar. Bu yüzden tedavi edilememekte ve hastalıkları ilerlemektedir.  Hamile kadınlar için temiz bir doğumhane olmadığı gibi ebe, doktor ve gerekli tıbbi malzeme de çok sınırlı kalmaktadır. Bu da doğumların temiz olmayan ortamlarda ve zor şartlarda olmasına neden olmaktadır.

 

IŞİD sonrası ülke içindeki durumları daha kötüye giden Türkmen kadınları yukarıda bahsi geçen bütün bu olumsuz koşullar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktalar. Irak’ta kadınların özelde de Türkmen kadınlarının hak ettikleri yaşam biçimine, özgürlüklere ve haklara kavuşabilmeleri için öncelikle ülkedeki kaos ortamının düzelmesi ve güven ortamının inşa edilmesi gerekmektedir. Güven ortamı ile birlikte demokratik düzenin de ülke içinde sağlıklı bir şekilde oluşmasıyla kurulan yeni düzende Irak kadının sosyal hayat ve aile içindeki rollerinin dengelenmesi adına, kadın hakları ve fırsat eşitliği konusunda Irak toplumunda ortak bir bilinç oluşturulmasının sağlanması gerekmektedir. Bununla birlikte ülke içinde kadın haklarını koruyarak demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve insan hakları ile temel özgürlüklere saygının geliştirilmesi ve sağlamlaştırılması konusunda büyük özveri ve çalışmaların yapılması da Irak’ta kadınların durumunu ve konumunu daha iyi bir hale getirecektir.