Suriye Gündemi: 22–28 Ekim 2018

Uluslararası Suriye Gündemi
Türkiye’nin girişimi ve Rusya, Almanya, Fransa’nın katılımı ile 27 Ekim 2018 tarihinde İstanbul’da Suriye konulu dörtlü bir zirve gerçekleştirilecektir. Zirvenin daha önceki tarihlerde toplanması planlanmış olsa da İdlib özelinde yaşanan gelişmeler nedeniyle ertelenmiştir. Bir diğer engel Almanya ve Fransa’nın zirveye katılım konusundaki çekimser tavrıdır. Ancak İdlib’e Beşar Esad tarafından yapılacak operasyonun engellenmesi konusunda sağlanan başarı bu iki ülkenin tavrını değiştirmiştir. İdlib’e düzenlenecek operasyon, yeni bir göç dalgasını tetikleyecek olması ve İdlib’deki yabancı militanların kaynak ülkelerine dönmesine neden olacağı için başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerini de kaygılandırmaktaydı. En nihayetinde Soçi’de anlaşmaya varılması ile Avrupa da rahat bir nefes almıştır. Dolayısıyla Türkiye, İdlib konusunda bir anlamda Avrupa’nın güvenliği adına da önemli bir adım atmayı başarmıştır. Soçi Mutabakatı’nın imzalanmasından yaklaşık bir hafta sonra Berlin’de gerçekleşen Erdoğan-Merkel görüşmesinin somut çıktılarından biri, dörtlü zirvenin toplanacağının açıklanması olmuştu. Almanya’nın tavrındaki değişimin nedeni muhtemelen Türkiye’nin İdlib konusundaki çabalarına destek vermek, Suriye konusunda Türkiye’nin yanında olduklarını göstermek ile bağlantılıdır.

Zirvede de başlıca İdlib konusu ele alınacaktır. İdlib’e dönük operasyon ihtimalinin az da olsa devam ettiği bir ortamda verilecek bu mesajlar, Türkiye’nin elini biraz daha güçlendirecektir. Türkiye her ne kadar ABD ve Avrupa’nın YPG/PKK konusundaki tutumundan rahatsız olsa da Suriye’de siyasi çözüm konusunda söz konusu aktörler ile daha yakın bir pozisyona sahiptir.

Zirvede İdlib dışında gündeme gelmesi beklenen ikinci başlık Suriye’de siyasi çözümdür. Siyasi çözüm süreci Anayasa Komisyonu ve daha dar bir ekip olması planlanan Anayasa Komitesi’nin kurulması aşamasında kilitlenmiş durumdadır. Dörtlü zirvenin toplanmasından birkaç gün önce 23 Ekim 2018 tarihinde Moskova’da bir araya gelen Türkiye, Rusya ve İran, BM Suriye Özel Temsilciliği ile koordineli bir şekilde Suriye'de anayasa komitesinin kurulmasına yönelik çalışmalara hız verilmesi konusunda anlaşmaya varmıştır. İstanbul’daki dörtlü zirvede de Suriye için Anayasa Komitesi’nin kurulması konusunda karar alınması, siyasi çözümde ilerleme açısından önemli bir adım olacaktır.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından ileri sürülen bir iddiaya göre Ocak 2018 ayı içinde 13 adet insansız hava aracı ABD’ye ait Poseidon-8 casus uçağının koordinesinde Rusya’nın Suriye’deki Hmeymin hava üssüne saldırı gerçekleştirmiştir. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya Devlet Başkanı Putin’in 11 Kasım 2018’de Paris’te ABD Başkanı Trump ile görüşeceğini ve bu konuyu gündeme getireceğini belirtmiştir.

2015 yılında El-Kaide’nin Suriye kolu el-Nusra tarafından kaçırılan Japon gazeteci Jumpei Yasuda 3 yıllık esaretten sonra serbest bırakılmıştır. Yasuda’nın serbest bırakılmasında Türkiye ve Katar’ın önemli katkısı olmuştur. 3 yıl boyunca haber alınamadığı için öldüğü varsayılan Yasuda, hayatta olduğunu ve Türkiye’de güvende olduğunu yayınladığı bir video ile ilan etmiştir.

Bölgesel Suriye Gündemi
Ocak 2017’den itibaren Suriye iç savaşını sonlandırmak adına Astana sürecini başlatan Türkiye, Rusya ve İran, ateşkesin garantör tarafları olarak üst düzey diplomatlar seviyesinde 23 Ekim 2018’de Moskova’da bir araya gelmişlerdir. Rus yetkili Sergei Vershinin bu görüşmenin amacının Suriye’de senkronize bir şekilde hareket edebilmek olduğunu açıklamıştır. Aynı formatta yapılması planlanan bir diğer görüşmenin Kasım 2018 içinde Astana’da gerçekleştirilmesi karara bağlanmıştır.

Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından Rakka’nın kurtuluşunun yıldönümünün kutlanması ve Fransa’nın rolünün övülmesi Suriye rejimi tarafından çok sert bir dille kınanmıştır. Suriye’nin tarihindeki Fransız koloni dönemine de atıfta bulunularak, Fransa’nın Suriye’ye savaş ve felaketten başka bir şey getirmediği ifade edilmiştir.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel, 200-300 kişilik koalisyon gücünü barındıran el-Tanf askeri üssünü ziyaret etmiştir. İran’ın Bağdat ve Şam bağlantısını önlemek için ideal konumda olduğundan el-Tanf üssü ABD açısından çok kritik önemdedir.
 

Yerel Suriye Gündemi
Soçi Mutabakatı sonrası İdlib, Halep ve Hama kırsalında çatışmaların azalması neticesinde bazı aileler Ebu el-Duhur koridorunu kullanarak eski yerleşim yerlerine göç etmeye başlamıştır. Yerel bazı basın organlarının aktardığına göre Suriye rejimi istihbaratı bazı kişileri tutuklamaktadır. Bu kapsamda on erkeğin tutuklanarak askeri göreve gönderildiği ve yine üç kadın ve bir çocuğun tutuklandığı bildirilmiştir.

Heyet Tahrir uş-Şam’ın saha komutanlarından Muhammed Ebu Abdul Aziz kimliği belirsiz bir kişi tarafından İdlib’in güneyindeki Kefer Roma’da vurularak öldürülmüştür.

Ürdün ile olan Nasib Sınır Kapısı’nın açılması ile birlikte Suriye’de üretilen meyve ve sebzeler sınırdaki Ürdün şehri el-Ramtha’daki pazarlarda yerini almaya başlamıştır. Ticaretin işliyor olması Suriye halkı üzerinde gözle görülür bir iyileşmeye yol açmadığı gibi ülke içindeki meyve ve sebze fiyatlarının artacağı endişesine sebep olmuştur.

Suriye’nin doğu kısımlarını kontrol eden ABD destekli SDG ile Suriye rejimi arasında Deyr ez-Zor petrolleri ile ilgili bir anlaşma yapıldığı iddia edilmektedir. Bu iddiaya göre, petrol gelirlerinin %25’ini Suriye rejimine bırakmak şartıyla Deyr ez-Zor bölgesinden çıkartılacak petrol, rejim toprakları üzerinden geçerek Amerikan şirketleri vasıtası ile dünya ticaretine açılacaktır.

ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri bir hafta içinde ikinci cami saldırısını Deyr ez-Zor’daki Sousa köyüne gerçekleştirmiştir. ABD vurulan camilerin IŞİD tarafından Suriye Demokratik Güçleri (SDG) militanlarına saldırı düzenlemek için komuta kontrol merkezleri olarak kullanıldığını ileri sürmektedir. Camilerin vurulmasının IŞİD militanlarını yok etmeye yönelik olduğu iddia edilse de bu saldırılarda birçok sivilin de hayatını kaybettiği bazı basın organları tarafından ifade edilmiştir.

Suriye rejimi Dışişleri Bakanı Velid Muallim, İdlib’deki durum netlik kazandıktan sonra rejim kuvvetlerinin SDG kontrolündeki topraklara yöneleceğini ifade etmiştir. Bölgedeki gruplarla her türlü diyalog yolunun açık olduğunu, fakat federe bir yapıya asla müsaade etmeyeceklerini belirtmiştir.

Amman’da yapılan Rusya ve Ürdün arasındaki görüşmelerin Suriye’nin güneyinde yeni bir kolordu oluşturmak amaçlı olduğu ileri sürülmektedir. Rusya ile koordineli hareket etmesi düşünülen bu kolordunun tamamen Sünni birliklerden oluşacağı ve bu oluşumun Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün tarafından da destekleneceği ileri sürülen iddialar arasındadır. Bu oluşumun bölgedeki İran varlığını tehdit olarak görmeyeceği de yine iddialar arasında yer almıştır.