Suriye Gündemi: 31 Aralık 2018-6 Ocak 2019

Uluslararası Gündemde Suriye
ABD’nin Suriye’den çekilme kararı sonrasında İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Trump arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Netahyahu bu görüşmede Trump'tan ABD askerlerinin Suriye'den yavaş geri çekilmesini istedi. Ardından Trump sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Suriye'den çekilmenin kademeli gerçekleşeceğinin sinyallerini verdi.  Beyaz Saray'daki Bakanlar Kurulu toplantısında konuşan ABD Başkanı Donald Trump, ABD askerlerinin Suriye'den “bir süre sonra” çekileceğini, bunun için bir zaman dilimi vermediğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump'ın, 19 Aralık'ta ABD kuvvetlerinin Suriye'den çekileceğini açıklamasının ardından uluslararası aktörler arasında bölgedeki güvenliğin koordinasyonuna ilişkin diplomasi trafiği başladı. Bu kapsamda, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Almanya Başbakanı Merkel, telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan bilgilendirmeye göre görüşmede Suriye'de yaşanan gelişmeler, Avrupa'ya yönelik düzensiz göç hareketleri ve terörle mücadele konuları ele alındı. İki liderin gerek İstanbul Zirvesi'nin sonuçlarının gerek ABD'nin Suriye'den çekilme kararını müteakip sürecin takibi için yakın temasta olmaya devam edecekleri belirtildi. Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ve ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’ın yaptıkları telefon görüşmesinde ise Suriye'nin siyasi ve askeri durumu ile terörizmle mücadele konusunu ele alındı. Ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İsrail Başkanı Benyamin Netanyahu arasında 4 Ocak 2019 tarihinde telefon görüşmesi yapıldı. Suriye’deki gelişmeler ve ABD’nin çekilme kararı konularını ele alan iki liderin, Suriye’nin terör örgütlerinden temizlenmesi ve kalıcı siyasi istikrarın sağlanması konularında mutabık kaldıkları açıklandı. Başkan Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın, İsrail ziyaretinin ardından 7 Ocak'ta Ankara'da olması ve iki taraf arasında görüşme yapılması beklenmektedir. Bolton'ın Ankara temaslarında ABD'nin Suriye'den çekilme sürecine, bölgedeki güvenlik konularının koordinasyonuna ve sahada boşluk olmaması için alınacak tedbirlere ilişkin konuların ele alınması beklenmektedir. 

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Suriye ile ilgili açıklamalarda bulundu ve “Başkan Trump'ın Suriye konusunda verdiği karar, ABD'nin İsrail ile olan iş birliğini hiçbir şekilde değiştirmiyor. IŞİD ve İran ile mücadele devam edecek” dedi. Buna karşın ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın Suriye'de istediğini yapabileceği yönündeki açıklamaları İsrail tarafından  şaşkınlıkla karşılandı.

Washington'dan yapılan bir açıklamada, IŞİD'le Mücadelede Uluslararası Koalisyonun ABD Özel Temsilciliğine James Jeffrey'nin getirildiği duyuruldu. Jeffrey, ABD'nin Suriye Özel Temsilciliği'nin yanı sıra bu görevi de yürütecek. Daha önce bu görevi yürüten Brett McGurk 21 Aralık’ta çekilme kararının ardından istifa etmişti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'den çekilme kararı aldıktan sonra sürpriz bir şekilde Irak'ı ziyaret etmesinin ardından Fransa Savunma Bakanı Florence Parly de Ürdün'de terör örgütü IŞİD'e karşı savaşan Fransız askerlerini ziyaret etti. ABD'nin Suriye'den çekilmesinin birçok soruna neden olduğunu söyleyen Parly terör örgütü IŞID'in tam olarak bitmediğini ve ülkesinin önceliğinin terör örgütü IŞİD'e karşı sonuna kadar savaşmak olduğunu ekledi. Parly, "ABD, uluslararası koalisyonun lideri olarak çok önemli bir role sahiptir. Washington olmadan devam etmek gerçekçi değil" ifadelerini kullandı.

İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın Rusya'nın desteğiyle "bir süre" iktidarda kalabileceğini söyledi. Moskova'nın bölgede yeni bir etki alanı kazandığını kabul eden Hunt, Rusya’nın barışı sağlamak için sorumluluk alması ve Suriye'de gerçekten barışın sağlandığına emin olması gerektiğini de ekledi.

Rejim Bölgesi
Şam yönetimi son dönemlerde Arap ülkelerine karşı oldukça ılımlı politikalar yürütmektedir. Şam’da yeniden açılmaya başlanan yabancı ülkelerin diplomatik temsilcilikleri bu politikaların somut çıktıları olarak göze çarpmaktadır. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Şam Büyükelçiliği’ni açmasının ardından Bahreyn de aynı yönde tavır göstermiş ve kısa bir süre içinde Şam’daki temsilciliklerini açacağını duyurmuştur. Bu yönde bir diğer açıklama da Kuveyt’ten gelmiştir. Kuveyt Dışişleri Bakanı Yardımcısı Khalid al-Jarallah yaptığı açıklamada gelecek günlerde daha çok Arap ülkesinin Şam’da diplomatik temsilcilik açacağını fakat bunun gerçekleşmesi için öncelikle Arap Birliği’nden onay alınması gerektiğini bildirmiştir.

Suriye ve Bahreyn Dışişleri Bakanları’nın New York’ta görüşmesi, Sudan Cumhuriyeti Başkanı Ömer el-Beşir’in Şam’a gelerek Beşar Esad’ı ziyaret etmesi Suriye rejiminin uluslararası arenada güç kazanması noktasında önemli adımlar olmuştur. Bu gelişmelere ek olarak Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Faleh al-Fayyad’ın Şam’da Esad ile görüşme gerçekleştirmesi rejim kanadında bu yönde gerçekleşen bir diğer gelişme olmuştur.

Fırat’ın Doğusu
Türkiye ve Rusya arasında Suriye’nin yakın gelecekteki durumunu ele almak için yürütülen temaslar sonunda, Türkiye Münbiç’in kuzeyinde konuşlanan ÖSO gruplarının geri çekilmesini ve olağanüstü halin bitirilmesi emrini vermiştir. Bununla birlikte, ABD’de Cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham, Trump’ın IŞİD Suriye’de tamamen yok edilene kadar ABD askerlerinin Suriye’de kalacağına söz verdiğini ve askerlerin çekilme işleminin yavaşlatılması talimatı verdiğini söylemektedir. Beyaz Saray'daki Bakanlar Kurulu toplantısında konuşan Trump, ABD birliklerinin görevlerini yapma konusunda başarılı olduğunu ve artık bölgede kalmak için ihtiyaç olmadığını, Suriye'den “bir süre sonra” çekileceklerini belirtmiş; ancak bunun için bir zaman dilimi vermemiştir. Bununla beraber, ABD’nin Suriye’den geri çekilmesine rağmen, Trump müttefiki olan YPG’yi korumak istediklerini belirtmektedir.

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna askeri bir operasyon yapılacağının sinyalini vermesinin ardından, YPG kendi kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan gençleri zorunlu askere alma kampanyası başlatmış, zorunlu askerlik süresinin de bir ay uzatılması yönünde çağrı yapmıştır. YPG Sözcüsü Nuri Mahmud, YPG’nin Suriye’ye barışın geri dönmesinden sonra silahlarını bırakacağını söylemiştir. ABD’nin çekilme kararı sonrasında yeni bir koruma arayışında olan YPG Türkiye’ye karşı Esad rejimi ile iş birliği yoluna giderek rejim güçlerini Münbiç’e davet etmiştir. Rejim ve YPG’nin anlaşması sonucu yüzlerce YPG militanı 30 araçlık bir konvoyla Münbiç’ten ayrılarak Fırat’ın doğusuna geçmeye başlamıştır. YPG’den boşalan bölgeye rejimin yerleşip yerleşmeyeceği ise henüz netlik kazanmamıştır. Fakat Münbiç yakınlarındaki askeri noktaların rejim tarafından güçlendirildiği bilinmektedir. IŞİD ile savaşmaya odaklanmak amacıyla Münbiç’in kuzey bölgesinin Suriye ordusuna teslim edildiğini belirten YPG’nin açıklamalarına paralel olarak, Suriye Savunma Bakanlığı, YPG savaşçılarının Münbiç’in kuzeyini terk ettiğini ve bunun ülkenin kuzeyindeki bölgelerde normal hayatın iyileştirilmesi için yapılan anlaşmanın bir parçası olduğunu dile getirmiştir. Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi (ENKS) yetkilileri ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesinin ardından Kürtlere ait özerk bir yönetimin kalmayacağını; çünkü YPG’nin Suriye ordusunun bir parçası haline geleceğini belirtmektedir. Rakka Sivil Konseyi Başkanı Leyla Mustafa, Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin ABD’den bağımsız olarak Suriye hükümeti ile müzakerelere devam edeceğini duyurmuştur. “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi”nin Almanya Temsilcisi İbrahim Mahmud, Almanya’nın Suriyeli Kürtleri korumak için uçuşa yasak bölge kurması gerektiğini BM’ye bir öneri sunulmasının memnuniyetle karşılanacağını ifade etmiştir. YPG’nin Genel Komutanı Sipan Hemo, Şam ve Moskova’da yaptığı görüşmelerde Rusya’nın garantisi altında yerel hükümetin oluşturulması karşılığında, Türkiye ve YPG arasında bulunan sınır bölgelerinin Suriye devletinin kontrolüne teslim etmek için hazır olduklarını belirtmiştir.

SDG, Fransa ve ABD’nin hava desteği ile birlikte, Fırat’ın doğusunda Al-Shafah bölgesini IŞİD’den geri almıştır. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin raporuna göre, YPG bölgeyi IŞİD’in elinden aldığından bu yana 11 bin 500 kişinin bölgeyi terk ettiği belirtilmiş ve bölgenin şu ana kadarki en büyük kaçışa tanık olduğu ifade edilmiştir.