Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın Irak’a Ziyaretinin Ana Başlığı: Ekonomik İşbirliği

Ürdün Kralı İkinci Abdullah 14 Ocak 2019 tarihinde Irak’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih bu ziyareti ‘Irak ile Ürdün arasında daha geniş iş birliği ufku açan tarihi bir ziyaret ’’ olarak nitelemiştir. Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın Irak’a ziyareti, IŞİD’e karşı savaştan sonra oluşan siyasi ve güvenlik ortamında Irak’a gerçekleştirilen ilk Arap lider ziyareti olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca bu ziyaret Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın on yıl önce Irak’a gerçekleştirdiği ziyaretten sonra da ilk ziyaretidir. Ayrıca bu ziyaretin, Ürdün Başbakanı Ömer el-Rezzaz’ın Ürdünlü bakanlar ve yetkililerden oluşan büyük bir heyetle Irak’a gerçekleştirdiği ziyaretten sadece iki hafta sonra gerçekleşmiş olması da dikkat çekicidir. Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın Irak’a gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili olarak Ürdün Kraliyet Divanı’nın yayınladığı bildiriye göre Ürdün kralı ile Irak cumhurbaşkanı arasında Bağdat’ta gerçekleşen görüşmelerde iki ülke arasındaki tarih ve kardeşliğe dayalı ilişkilere vurgu yapıldığı belirtilmiştir.

Ürdün Kralı İkinci Abdullah Bağdat’ta yaptığı açıklamada da Irak’ın güvenliği ve istikrarının sağlanması için Ürdün’ün, Irak’ı desteklediğini ve iki ülke arasında ekonomi, ticaret, yatırım, enerji ve inşaat alanlarında gerçekleştirilen anlaşmaların önemini vurgulamıştır. Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın Bağdat’a yaptığı ziyarette, bölgesel gelişmeler de ele alınmıştır. Ürdün Kralı İkinci Abdullah ve Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih basın toplantısında, Suriye’nin toprak ve halk bütünlüğünü sağlayacak siyasi bir çözüm bulunması gerektiğine ortak vurgu yapmıştır. Ürdün Kralı İkinci Abdullah ayrıca Bağdat’taki görüşmeleri sırasında terörizm ve radikalizme karşı mücadelenin kapsayıcı bir stratejiye dayalı olarak yürütülmesi gerektiğinin altını çizmiştir.

Ürdün, ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden en fazla olumsuz etkilenen komşu Arap ülkesi olmuştur. 2003 yılı öncesinde Ürdün ile Irak arasında güçlü bir ‘’siyasi ve ekonomik’’ dayanışma ve iş birliği bulunmaktaydı. Ürdün ABD’nin 2003 sonrasında Irak’a yönelik izlediği politikanın yarattığı kargaşa içerisinde ABD ile olan stratejik ittifak ilişkilerini korumaya çalışırken ciddi zorluklarla karşılaşmıştır. Ürdün-Irak arasındaki iyi ilişkiler, ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden sonra, genel olarak Irak’ın Arap dünyası ile ilişkilerine ve özel olarak Irak’ta Ürdün-Irak ilişkilerine dair farklı bakış açısına sahip yeni siyasi yönetimlerin iş başına gelmesi nedeniyle zayıflayarak kaybolmuştur. Bilindiği üzere ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgal etmesi bölgede siyasi, güvenlik ve toplumsal alanda depremler yaratmıştır ve bölgedeki bütün ülkeler bu depremlerin sonuçlarından etkilenmiştir. Ancak 2003 sonrasında yıllar geçtikçe, Ürdün’ün ABD işgali sonrası Irak’a yönelik politikaları, Irak’taki siyasi ve güvenlikle ilgili gelişmeler ve bölgesel dinamikler iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili ilişkileri ‘’düzeltilebilir’’ bir seviyede tutmaya yardımcı olmuştur. Ürdün’ün 2003 yılı sonrası Irak’a yönelik politikasının karşılaştığı en önemli zorluk Ürdün’ün ABD ile olan çıkarları ile Ürdün-Irak ilişkileri arasında, Irak’taki gelişmelere karşı Ürdün kamuoyunu ve Ürdün’deki zor ekonomik koşulları göz önünde bulunduran bir dengenin sağlaması olmuştur. 2003 yılı sonrasında bölgede yaşana gelişmeler, iki ülke arasında bir şekilde devam eden ilişkiler durumun kötüleşmesini engellemiş ve iki ülke, aralarındaki siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili ilişkilerinin bir kısmını onarabilmişlerdir. Bu anlamıyla ikili ilişkiler bağlamında durağan olmayan, ancak ciddi bir hıza da kavuşamayan bir süreç ortaya çıkmıştır.

Bununla birlikte Ürdün ve Iraklı yetkililer arasındaki karşılıklı ziyaretler ve Ürdün’ün Irak’a yönelik aktif siyaset izlemesi Ürdün’ün Irakla olan güçlü ilişkilerini geri getirmeye çalıştığını göstermektedir. Ürdün’e ihraç edilen Irak petrolü 2003 yılı öncesinde günlük 107 bin varil seviyesine ulaşmıştı. Ürdün’e Irak tarafından satılan petrolün fiyatları da dünya petrol piyasasının çok altındaydı. Hatta bazı dönemde Irak’ın Ürdün’e karşılıksız petrol verdiği bilinmektedir. Ancak 2003 yılı sonrasında Ürdün, Irak’la ilişkilerinden dolayı sahip olduğu birçok imtiyazı kaybetmiştir ve bu imtiyazlar 2003 yılı sonrasında yerini, siyasi, güvenlikle ilgili ve toplumsal endişelere ve ekonomik engellere bırakmıştır. 2003 yılı sonrasında Irak’tan Ürdün’e ihraç edilen ucuz ve zaman zaman bedava sağlanan petrol sevkiyatında aksamalar ve kesintiler yaşanması, Ürdün ekonomisine olumsuz bir şekilde yansımıştır. Ürdün, Irak hükümetleri nezdinde sarf ettiği bütün çabalara rağmen, ucuz petrol ihracatının Aralık 2018 itibariyle sadece günlük 10 bin varil kadarını geri alabilmiştir.

Bu nedenle, karşılıklı ziyaretleri ve Ürdün-Irak yakınlaşmasını izleyen herkes, bu faaliyetlerin ‘’öncelikle’’ ekonomik çıkarlar doğrultusunda yapıldığı, ister Ürdün kralının ister Ürdün başbakanının Irak ziyaretlerinde üzerinde durdukları en önemli ekonomik projenin Irak petrolünü bir petrol boru hattı ile Ürdün toprakları ve limanları üzerinden  ihraç etmek olduğu konusunda hem fikirdir. Bu ekonomik proje, Irak petrolünü Ürdün’ün Akabe Limanı’na taşıyacak petrol boru hattını inşa etmeyi ve Ürdün’ün petrol ihtiyacının bir kısmını karşılamayı amaçlamaktadır. Aslında bu plan daha önce imzalanan bir anlaşmaya dayanmaktadır. Ürdün ile Irak arasında 2013 yılında, Basra’nın petrolünü Ürdün toprakları üzerinden ihraç edilmesi için Ürdün’ün Akabe Limanı’na kadar uzanan, 18 milyar dolarlık, günlük 1 bir milyon varil kapasiteli ve 1700 kilometrelik petrol boru hattı inşa etme çerçeve sözleşmesi imzalanmıştı. Petrol boru hattının Basra’daki dev Rumaila petrol kuyusundan (Bağdat’ın 545 kilo metre güneyinde) Akabe Limanı’na (Amman’ın 325 kilo metre güneyinde) ham petrol taşıması öngörülmektedir. Dünya petrol rezervleri sıralamasında üçüncü sırada yer alan Irak petrol ihracatının artmasını ve piyasasını genişletmeyi hedeflemektedir. Enerji ihtiyacının yüzde 98’ini ithal eden Ürdün ise petrol boru hattının, yaklaşık 100 bin varil ham petrol ihtiyacını karşılamasını ve günlük 100 milyon metre küp doğal gaz elde etmeyi ummaktadır.

Öte yandan Ürdün’ün bölgesel bir etkileşim sağlamaya çalıştığını da söylemek mümkündür. Eylül 2018’de Ürdün Başbakanı Ömer el-Rezzaz ve Ulaştırma Bakanı Velit el-Masri, Mısır Ulaştırma Bakanı Hişam Arafat ve Irak Ulaştırma Bakanı Kazım Fincan ile ‘’el-Cisr El Arabi Şirketinin Genel Kurulu’’ sırasında bir görüşme gerçekleştirmiştir. El-Rezaz bu toplantıda, bölgenin karşılaştığı zorluklar içerisinde Ürdün-Mısır-Irak arasında ekonomik ufku canlandıracak tamamlayıcı bir ekonomik ortaklık kurulması gerektiğini vurgulamış olması dikkat çekicidir. Ürdün Başbakanı Rezzaz, bölgede taşıma maliyetinin düşürülmesinin önemine işaret ederek, el-Cisr el-Arabi Şirketinin üç ülke arasındaki karşılıklı ticareti arttıracak şekilde tanker taşımacılığına daha fazla önem vermesi gerektiğinin altını çizmiştir. Ayrıca Ürdün Başbakanı Rezzaz, Ürdün ile Irak sınır kapılarında iki ülkenin de ihracatını arttırmak amacıyla daha fazla kolaylık sağlanmasının önemini de vurgulamıştır. Ürdün Başbakanı Rezzaz, Mısır, Irak ve Ürdün’ü birbirine bağlayacak demir yolları projesine sıcak baktıklarını ifade etti ve bu projenin üç ülke arasındaki ekonomik entegrasyonu gerçekleştirmeye katkıda bulunacağını ifade etmiştir. Gözlemciler, Ürdün Kralı ve Ürdün Başbakanının Irak’a gerçekleştirdikleri son iki ziyarette de bu projenin üzerinde durduklarına işaret etmektedir. Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın Irak ziyaretinde iki ülke arasında sınıra yakın bir bölgede ‘’ortak sanayi bölgesi’’ kurma projesi de konuşulmuştur. Petrol boru hattı ve Ortak sanayi bölgesi projelerinin Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih’in Kasım 2018’de Ürdün ziyaretinde de ciddi bir şekilde ele alındığı bilinmektedir. Buradan hareketle Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın Irak ziyaretinin ekonomik ve enerji temelli kaygılar taşıdığı ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ekonomik ilişkiler üzerinden yürütülmek istendiği görülmektedir. Öte yandan Irak’taki yeni hükümetin de komşu ülkelerle aktif ve dengeli bir politika üretmek istediği bilinmektedir. Öte yandan Irak’ın da ciddi bir ekonomik kriz içerisinde olduğu düşünüldüğünde hem ticaretin çeşitlendirilmesi hem de genişletilmesinin Irak içerisinde bulunduğu sıkıntıların giderilmesine fayda sağlayacağını söylemek mümkündür. Bu noktada Irak ile Ürdün arasındaki ilişkilerin önümüzdeki süreçte gelişmeye devam etmesi beklenmektedir.