Etkinlik Değerlendirmesi

2011 Sonrası Irak Sempozyumu Ankara’da Yapıldı

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) ile Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) tarafından, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA)’nın katkılarıyla düzenlenen “2011 Sonrası Irak” başlıklı uluslararası sempozyum, 18-19 Kasım 2019 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşti. AHBVÜ Edebiyat Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda başlayan oturumlarda; Irak, Türkiye, Mısır, Cezayir, Lübnan, Suriye, İngiltere, Hindistan ve daha birçok ülkeden gelen akademisyen, araştırmacı ve yazarlar, iki gün boyunca farklı akademik disiplinlerle ele aldıkları 2011 sonrası Irak’ta yaşanan gelişmelerle ilgili çalışmalarını sundu.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran konuşmasında, “Bölgenin oldukça kritik bir dönemden geçtiği esnada, böyle bir sempozyumun düzenlenmesi çok önemlidir. Irak, Türkiye’de özel bir yere sahiptir. İki ülke arasında hem tarihsel hem de derin diplomatik ilişkiler bulunmaktadır. Türkiye, terör örgütü IŞİD ile mücadelede yadsınamaz bir role sahiptir. IŞİD tehdidiyle mücadelede Türkiye her zaman en ön safta göğüs göğüse söz konusu terör örgütünü bertaraf etmek için mücadele eden ülkelerin başında geldi. IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun en önemli ülkelerinin başında geldik. Bugün Suriye'nin kuzeydoğusunda da kuzeybatısında da Irak'ta da bölgemizin geleceğini tehdit eden bu terör örgütüyle mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz ve son IŞİD üyesi teröristler etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelemiz devam edecek. PKK'nın ve bölgedeki uzantıları Irak'ın güvenliğini tehdit ettiği sürece, Irak hükümetinden, kendi anayasasına bağlı kalarak Türkiye'nin PKK ile mücadelesinde ve kararlığında Irak’ın desteğini bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

Konuşmasında öncelikle ORSAM’ın çalışmalarından övgüyle söz eden Irak’ın Ankara Büyükelçisi Dr. Hasan El-Cenabi, gündemle ilgili görüşlerini Irak'ın istikrarı bölgenin istikrarı demektir. Bölge halklarının istediği de iki komşu ülke olan Irak ve Türkiye’nin ilişkilerinin korunması ve geliştirilmesidir. Türkiye'nin kapıları her düzeyde ilişkiler geliştirebilecek biçimde Irak'a açıktır. Türklerin ülkemizde bulunmasının her iki ülkenin yararına olduğunu düşünüyoruz. Irak'ta devam eden gösteriler, anayasal meşruiyet içerisinde barışçıldır ve hükümet de göstericilerin isteklerini yerine getirmeye çalışmaktadır” ifadelerine yer verdi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Bölge Bakanı Aydın Maruf, konuşmasında bölgedeki gelişmeler ile ilgili düşüncelerini şu şekilde dile getirdi: "2011 sonrası Irak'ta yaşanan olaylardan en önemlisi, 2014'te IŞİD tarafından Musul, Sincar, Telafer, Kerkük'ün güneyinin işgal edilmesidir. Bu işgal neticesinde bölgeden, başta Türkmenler olmak üzere Yezidi ve Hristiyanlar zorunlu göçe maruz kalmış; yurtlarında, evlerinden olmuştur. Yaklaşık bir aydır Irak yönetimine karşı yapılan gösteriler, Irak yönetiminin, 2013'ten sonra etnik gruplar üzerine kurulan bir yönetim olmasından kaynaklanmaktadır”. Irak'ta bütün etnik yapıların isteklerine cevap verilmesi gerektiğinin altını çizen Maruf, konuşmalarına şu ifadelerle devam etti: "Ne yazık ki son dönemde özellikle Mayıs 2018 tarihli seçim sonuçlarında Türkmenler, Irak'ta kurulan hükümette yer alamadı. Bu da demokrasinin bir ayıbıdır ve insan haklarına aykırıdır. Aynı şekilde Türkmenlerin varlığına karşı bir adaletsizliktir."

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin ise, sempozyuma değinerek bölgede gelişen olayları ele aldığı konuşmasında, “Bu önemli sempozyuma ev sahipliği yapmaktan çok mutluyuz.  Şu anda bölgede yaşadığımız çatışmalar ve gelişmeler arasında modern ulus-devlet ve onun dayatmacı yapısına ilişkin görüşler siyaset bilimi literatüründe tartışılıyor. Bu tartışmalar yaşanırken, bizim bölgemiz dahil olmak üzere dünyanın görece daha az gelişmiş bölgelerinde bu türden ayrılıkçı tohumlar yerleştirilirken, Batı kendi içerisinde ABD’nin oluşturduğu federal yapı gibi ya da Avrupa Birliği mantığında olduğu gibi ulus-ötesi birliktelikler oluşturmaktadır. Bölgede ekonomik, politik, sosyal ve akademik açılardan ulus-ötesi yaklaşımın benimsenmesi ve emperyalist mantığın çizdiği sınırların dışına çıkılması gereklidir” ifadelerine yer verdi.

ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, konuşmasında 2011 sonrası Irak Sempozyumu’nun yapılma gerekçelerine şu ifadelerle yer verdi: “Bu kritik süreçte Türkiye’nin başkenti Ankara’da böyle bir toplantının yapılması ve ORSAM ile Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin ev sahipliğini üstlenmesi önemli bir gelişmedir. Türkiye, iyi niyet çerçevesinde, Irak’ın istikrar ve refahına önem vermektedir. Sempozyum sunumlarını ve katılımcıları Irak’taki etnik mezhebe bakılmaksızın; ayrımcılıktan uzak, birlik ve beraberlik şiarını benimseyerek seçtik”.

Irak'a ilişkin ekonomi, politika, güvenlik, kültür, sosyal dinamikler ve dış ilişkiler gibi konuların tartışıldığı; dünyanın çeşitli üniversite ve araştırma merkezlerinden akademisyen ve uzmanların yanı sıra Türk ve Irak hükümetlerinden yetkili isimlerin katıldığı sempozyum 23 oturumda gerçekleşti. Sempozyumda, Irak’ın geleceği ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkilerinden bahsedilirken, Türkiye-Irak arasındaki ilişkilerin her alanda geliştirilmesi ihtiyacı da vurgulandı. Oturumlarda, son dönemde yaşanan hareketlilik ve gösteriler, katılımcıların yorum ve soruları eşliğinde analiz edildi.

Sempozyumda, ikinci gün ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Bilgay Duman ve ORSAM Irak Çalışmaları Uzmanı Dr. Watheq Al-Sadoon’un konuşmalarıyla kapanış gerçekleşti. Arap, Kürt, Türkmen ve Hristiyan, Şii ve Sünni kimliklerine bakılmaksızın sunulan makaleleri değerlendirerek yüz civarında misafirin ağırlandığını belirten Sayın Uysal, sempozyuma ilişkin memnuniyetini dile getirerek Iraklı akademisyenlerle dayanışmanın daha da güçlendirileceğinin altını çizdi. Katılımcıların gelecekte yapılmak üzere çeşitli projeler sunması akabinde sempozyum, hatıra fotoğrafıyla son buldu.

Bilimsel ve objektif bir yaklaşımla gerçekleştirilen çalışmaların, gelecekte Türkiye ile Irak arasındaki ikili ilişkilere ışık tutacağı nitelikte olduğu şüphesidir.