2018 Seçimlerine Doğru IKBY Siyaseti

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) 25 Eylül 2017 tarihinde yapılan bağımsızlık referandumuna ilişkin sürecin başlamasıyla birlikte IKBY’deki iç siyasi dinamiklerin farklılaştığı görülmektedir. Özellikle 16 Ekim 2017 tarihinde Celal Talabani’nin partisi KYB ile anlaşması üzerine yapıldığı söylenen ve IKBY’nin 2003 sonrası Erbil, Süleymaniye ve Duhok dışındaki başta Kerkük olmak üzere tartışmalı bölgelerdeki Irak merkezi hükümetinin tekrar kontrolü ele geçirmesiyle sonuçlanan askeri harekatın ardından IKBY siyasetindeki dengeler ciddi bir biçimde değişkenlik göstermiştir. Mesut Barzani’nin partisi olan KDP iç siyasette sessizleşirken, 12 Mayıs 2018’de yapılması planlanan Irak Parlamentosu seçimlerinde Kerkük ve tartışmalı bölgelerde girmeme kararı almıştır. KDP’nin bu kararla geleneksel yayılmacı politikasından geri adım atmış görünmekle birlikte, IKBY’deki iç tabanını korumaya yönelmiştir. Bu anlamıyla KDP’nin daha çok IKBY iç siyasetine yönelik adımlar atarak, IKBY’nin iç yönetimsel istikrarını, Irak devleti içerisindeki statüsünü ve dış politikada bağımsızlık referandumu nedeniyle oluşan sert havayı yumuşatmaya yönelik bir tutum izlediğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Öte yandan IKBY iç siyasetine ilişkin asıl önemli etken faktörün Süleymaniye merkezli Kürt siyaseti hareketi üzerinden ortaya çıktığı görülmektedir. Özellikle Celal Talabani’nin 2012 yılında hastalanmasının ardından KYB’de baş gösteren liderlik krizinin, IKBY iç siyaseti açısından önemli sonuçlar ortaya çıkarttığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bununla birlikte KYB’nin 2013 IKBY seçimlerindeki oylarının düşmesi ve hükümet kurma sürecinde geri planda kalmasıyla yeni bir denge ortaya çıkmış, KDP-KYB stratejik ittifakı bozulmuştur. 2014’te Irak’ta IŞİD’in Irak’ın bir bölümünde kontrol sağlaması ve IKBY sınırlarını da tehdit eder hale gelmesiyle, IKBY iç siyasi sorunları geri planda bırakarak, IŞİD’le mücadeleye odaklanmıştır. Bu nedenle IKBY’deki iç siyasi sorunların ötelendiği görülmektedir. Ancak 2017’nin ikinci yarısından itibaren IŞİD’le mücadeledeki hızlı ilerleme ve bunun sonucunda IKBY’nin kontrolü altındaki toprakların daha istikrarlı bir hale gelmesi, IKBY’deki iç siyasi sorunları yeniden gündeme getirmiştir. Bununla birlikte bağımsızlık referandumuna ilişkin sürecin yanı sıra, IKBY’deki ekonomik krizin tavan yapması da iç siyasi tartışmaları hareketlendirmiştir. Bu ortamda hem referanduma ilişkin tartışmalar, hem Irak merkezi hükümetinin Kerkük operasyonunda KYB ile (en azından KYB içerisindeki bir kısım ile) anlaşması, hem de Celal Talabani’nin hayatını kaybetmesiyle KYB içi problemler başgöstermiş ve bu sorunlar Süleymaniye bazlı yeni bir siyasi çekişmeye sahne olmuştur. KYB Genel Sekreteri Yardımcısı Berham Salih, Demokrasi ve Adalet için Koalisyon adında bir oluşuma giderken, IKBY’deki en etkili medya kuruluşlarından biri olan ve yayınların IKBY yönetimine karşı en sert eleştirileri yapan NRT kanalının sahibi Şahsuvar Abdulvahit de Yeni Nesil Hareketi’ni oluşturmuştur. Nitekim 2018 Irak seçimleri öncesinde ayrışan bir siyasi yapı ortaya çıkmış ve bu durum Irak’taki Kürt siyasi hareketinin seçimlere belki de ilk kez bu kadar parçalı bir yapı halinde girmesini beraberinde getirmiştir.

 

Irak Seçimleri Öncesi Kürt Siyasi Hareketi

Seçim öncesi en dikkat çekici gelişmelerden biri Berham Salih’in kurduğu ve daha sonra yanına Kürdistan İslami Cemaati ve Goran’ı da alarak seçim ittifakı haline getirdiği Demokrasi ve Adalet İçin Koalisyon isimli grubun ortaya çıkmış olmasıdır. Aslında Berham Salih’in KYB liderliğine oynadığı bilinmekle birlikte, partiden dışlanması nedeniyle yeni bir oluşuma gittiğini söylemek mümkündür. Berham Salih’in böylece KYB içerisindeki batı yanlısı ve liberal grubu yanına çekerek, KYB’deki Talabani ailesine dayanan hantal yapıdan sıyrılmayı ve böylece KYB’deki küskün tabanı yanına çekmeyi hedeflediği de görülmektedir. Ayrıca Berham Salih’in İslamcı kanadın bir kısmını da yanına çekerek, muhafazakar Kürt tabanının da destek almaya çalıştığı görülmektedir. Zira Demokrasi ve Adalet Koalisyonu içerisinde içerisinde Berham Salih’in yanı sıra iki önemli kişi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Komal’ın (Kürdistan İslami Cemaati) alt kolu olarak bilinen Nahze Hareketi’nde iyi bir siyasetçi olarak bilinen Aram Kadir’dir. Nahze Hareketi Bizutneve (Kürdistan İslami Hareketi) ile birleştiği zaman yürütme kurulunda görev almıştır. Daha sonra partisinden ayrılarak Ali Bapir önderliğindeki Komal’a katılmıştır. Aram Kadir, Bizutneve ve Komal’ın ayrılmasının sebebi olarak görülmektedir. İkinci önemli figür ise Muhammed Rauf dikkat çekmektedir. 1991 yılında Nahze Hareketi içerisinde önemli bir lider olarak ön plana çıkmıştır. Daha sonra Yekgırtu (Kürdistan İslami Birliği) içerisinde enformasyon dairesinde görev almıştır. Bu görevi esnasında görünürlüğünü arttırmıştır. Daha sonra Komal genel sekreterliği için aday olmuş, ancak seçilememiş ve siyasetten çekilmiştir. Ancak Berham Salih’le birlikte yeniden Kürt siyasi hareketi içerisinde bir etki kazamayı hedeflemektedir. Muhammed Rauf’un Berham Salih ile işbirliği doğrultusunda, Kürt İslamcı siyasi tabanı üzerindeki etkisinin, kemikleşmiş Kürt İslamcı siyasi hareketlerden sıkılan ya da uzaklaşan kesim için yeni bir çekim noktası olması düşünülmektedir.

Bununla birlikte Berham Salih’in yeni bir KYB ortaya çıkartmaya çalıştığını da söylemek yanlış olmayacaktır. Zira Berham Salih, Adalet ve Demokrasi Koalisyonu’nu kurduktan sonra 2018 Irak Parlamentosu seçimleri için aynı isimle Goran ve Komal ile ittifak yapmıştır. Berham Salih’in özellikle Goran ile stratejik bir ittifaka gitmesi, KYB tabanını yanına çekmesi noktasında son derece kritik bir hamle olarak dikkat çekmektedir. Zira Goran Noşirvan Mustafa liderliğinde KYB’den ayrılarak kurulmuş ve önemli bir tabana sahip olmuştur. Hatta son seçimlerde IKBY’de KDP’den sonra ikinci parti konumuna gelmiştir. Bu nedenle Berham Salih’in Goran ile yaptığı ittifakın KYB tabanında önemli bir etki ortaya çıkarması beklenmektedir. Öte yandan Goran ve Komal açısından da bakıldığında kendi tabanlarının konsolidasyonu açısından Berham Salih ile yaptıkları ittifak önemli bir adım olmuştur. Zira Berham Salih’in KYB’den ayrılarak başka bir siyasi yapıya gitmesinin Goran’a içerisinde de etkili olabileceğini söylemek mümkündür. Nitekim Goran, Noşirvan Mustafa’nın ölümünden sonra liderlik problemiyle karşı karşıya kalırken, destekçilerini bir arada tutamamaktadır. Goran üyesi Parlamento Başkanı Yusuf Muhammed Sadık’ın Erbil’e girişi KDP tarafından engellendiğinde, bazı Goran üyelerinin IKBY Parlamentosu’ndaki görevlerine devam etmesi, Goran içerisinde krize yol açmış, bu durum parti içerisinde farklı hiziplerin oluşmasına sebep olmuştur. Bu nedenle Goran içerisindeki bazı kesimler Berham Salih tarafından kurulan Demokrasi ve Adalet Koalisyonu’na katılmak istemiştir. Bu nedenle Goran, Berham Salih ile seçim ittifakına giderek, parti bütünlüğünü korumak için stratejik bir hamle yapmıştır. Öte yandan Komal’ın da Demokrasi ve Adalet Koalisyonu içerisindeki önemli isimler olan Aram Kadir ve Muhammed Rauf’un parti içerisindeki tabanı etkileme ihtimalini nedeniyle Berham Salih ile ittifaka gitmiş olabileceğini söylemek mümkündür. Ayrıca Komal, Berham Salih ve Goran ile ittifak yaparak, tek başına ortaya çıkaracağı siyasi etkiden daha büyük bir etkiye sahip olma imkanı elde etmiştir.

Bu gelişmeler içerisinde Talabani ailesi liderliğindeki KYB, partisel bütünlüğünü korumak için çaba göstermiştir. Mart 2018’de bir kongreye giderek yeni partiyi yeniden oluşturacak bir yönetim mekanizması kuran KYB, Berham Salih önderliğinde kurulan yeni siyasi hareketten sonra, partiyi bir arada tutmaya çalışmaktadır. 2018 seçimlerine tek başına katılan KYB’nin, 16 Ekim 2017’de Irak merkezi hükümetinin Kerkük’te yaptığı operasyonda Talabani ailesinin Bağdat ile anlaşarak peşmergelerini Kerkük’ten geri çekmesi nedeniyle, Kürt halkı arasında taban kaybettiğini söylemek yerinde olacaktır. Bununla birlikte, KYB’ye bağlı silahlı güçlerin Süleymaniye merkezli olarak başlayan, IKBY’deki yönetimsel yanlışlıklar ve ekonomik krize karşı yapılan protesto gösterileri sırasında halka karşı sert bir tutum sergilemesi de KYB’ye karşı tepkileri arttırmıştır. Bu nedenle KYB’nin gücünü koruyabilmek ve yeniden siyasi etkisini arttırabilmek için 2018 seçimlerine en fazla önem gösteren parti olarak dikkat çektiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Öte yandan bağımsızlık referandumu sonrası yaşanan gelişmeler ışığında içeride ve dışarıda büyük bir baskıya maruz kalan Mesut Barzani liderliğindeki KDP’nin içine kapanarak, riskten uzak ve uzlaşmacı bir siyasete doğru yönelmeye başladığı görülmektedir. Özellikle Bağdat merkezi hükümetiyle sınır kapılarının kontrolü, havaalanlarının idaresi, bütçe gibi konularda daha yumuşak bir tavır sergileyen KDP, iç politika da sessiz kalmakta, müdahil ve hamleci tutumdan uzak durmaktadır. Zira KDP 2018 seçimlerine tek başına girmekle birlikte, daha önceki seçimlerden farklı olarak KDP adına tartışmalı bölgeler ve Kerkük’te seçimlere katılmama kararı almıştır. Ancak bu KDP’nin siyasetten uzaklaştığı anlamına gelmemektedir. Nitekim siyasi etki alanının paylaştığı ve diğer partilere nazara nispeten daha ortak bir tutum sergilediği Yekgirtu ile seçim sürecinde de bir yakınlaşma içerisindedir. KDP’nin Kerkük ve tartışmalı bölgelerde seçimlere katılmama kararına rağmen bu bölgelerde Yekgirtu’nun listesinden aday gösterdiği ve/veya Yekgirtu’yu destekleyeceği konuşulmaktadır. KDP böylece kendi etkinlik alanları olan Duhok ve Erbil’de siyasi bir boşluk bırakmak istememektedir. Özellikle Berham Salih’in kurduğu Demokrasi ve Adalet Koalisyonu’nun merkez bir parti konumuna yaklaşması, Erbil’deki halk tarafından da ilgi gösterilmesi nedeniyle, Mesut Barzani’nin gücünü korumak ve diğer siyasi güçlerin etki alanını kısıtlamak istediği görülmektedir.

Sonuç olarak, IKBY iç siyaseti referandum süreciyle birlikte yeniden şekillenen bir yapı halini almaktadır. KDP’nin referandumla birlikte düşen profili ve içine kapanık tutumu, KYB içi ayrışmalar, Berham Salih ve Şahsuvar Abdulvahit önderliğinde kurulan yeni siyasi hareketler, yeni kurulan ittifaklar, IKBY siyasetindeki dengelerin değişmeye başladığının işareti olarak algılanmaktadır. Söz konusu seçim öncesi Kürt iç siyasetinde ortaya çıkan yeni durum, sadece 2018 seçimleri açısından önemli olmayacak, daha önemli etkiyi, 2018’in sonlarında yapılması planlanan IKBY Parlamento seçimleri üzerinde bırakacaktır. Bu anlamıyla 2018 Irak Parlamentosu seçimlerinden çıkacak sonuçların IKBY iç siyaseti açısından da bir test niteliğinde olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu yazı Mayıs 2018'de Diplomatik Gözlem'in 76. sayısında yayınlanmıştır.