Adil Abdülmehdi'nin İstifasının Irak Kürtlerine Muhtemel Etkileri

Irak merkezi yönetimi ile petrol ihracatı ve 2020 bütçesinde anlaşmaya vardığını duyuran Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY), Irak’ta 1 Ekim'den bu yana devam eden gösterilerin bir sonucu olarak Başbakan Adil Abdülmehdi’nin 29 Kasım'da istifa etmesi sonrası Bağdat’ta kurulacak yeni hükümetle başta petrol ihracatı ve bütçe payı olmak üzere tartışmalı bölgeler ve IKBY’nin federal yapısını ilgilendiren anayasa değişikliği tartışmaları gibi konularda anlaşmazlık yaşamaktan çekinmektedir. Abdülmehdi'nin istifası ve Bağdat’ta kurulacak yeni hükümetin politikaları, IKBY’nin Irak merkezi yönetimi ile ilişkilerini, iç siyasi ve ekonomik dengesini, bölgesel ve küresel güçlerle ilişkilerini etkileme kapasitesine sahiptir.

Bağdat yönetimi ile ilişkiler
IKBY'nin ilk kez Irak merkezi yönetiminin bütçe tasarısının hazırlığında yer aldığı ve 2020 yılındaki bütçe payı konusunda merkezi yönetim ile 3 Aralık’ta nihai bir anlaşma sağladığı duyurulmuştur. Anlaşmaya göre, IKBY’nin günlük 250 bin varil petrolü Irak Devlet Petrol Pazarlama şirketine (SOMO) teslim etmesi karşılığında Irak bütçesinden yüzde 12.67 ile 13 arasında bir oranda pay alması öngörülmüştür.  Öte yandan, IKBY ve Irak merkezi yönetimi arasındaki bütçe ve petrol görüşmelerinin Abdülmehdi’nin başbakanlığı döneminde başlamasına rağmen nihai anlaşmanın başbakanın istifası sonrası gerçekleştiğinin duyurulması ve anlaşmanın parlamentodan onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek olması hem Erbil yönetimi hem de Irak parlamentosundaki gruplar arasında tartışmalara neden olmuştur.  IKBY eski Başkanı ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani, Irak’ta kurulacak yeni hükümet sürecinde ülkedeki tüm bileşenlerin haklarının garanti altına alınması gerektiğini vurgularken, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani IKBY ve Irak arasındaki bütçe anlaşmasının olduğu gibi uygulanması gerektiğini söylemiştir. IKBY’li yetkililer, Kürt partilerden ve Irak parlamentosundaki diğer gruplardan IKBY bütçe tasarısına destek vermelerini beklerken, İran’a yakınlığı ile bilinen Irak eski Başbakanı Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu’ndan bütçe anlaşmasının geçersiz olduğuna dair açıklama gelmiştir. Kanun Devleti Koalisyonu, Irak merkezi hükümetinin geçici olması dolayısıyla IKBY veya başka bir tarafla özellikle petrol ve bütçe konusunda anlaşma yapma yetkisine sahip olmadığını öne sürmüştür.

2014 yılında Irak merkezi yönetiminden izinsiz petrol ihraç eden IKBY’nin bu hamlesini Irak’ın egemenlik haklarına ve anayasasına aykırı değerlendiren Nuri el-Maliki, IKBY’nin Irak bütçesindeki payını kesmiş ve bunun üzerine Erbil ve Bağdat ilişkileri gergin bir döneme girmişti. Bütçe payı kesilen, terör örgütü IŞİD’le mücadele eden ve petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün de etkisiyle ekonomik krize giren IKBY’de peşmerge, polis ve memur maaşları uzun bir dönem ödenememiştir. Başbakan Haydar el-Abadi döneminde IKBY ve Irak ilişkilerinde yumuşama yaşansa da 2017’deki bağımsızlık referandumu sırasında yaşanan kriz ve Irak merkezi yönetiminin 2018’de IKBY’nin bütçedeki payını yüzde 17’den 12.6’ya düşürmesi ilişkileri tekrardan çıkmaza sokmuştur. Referandum sonrası Kerkük dahil tartışmalı bölgelerin tamamına yakınını ele geçiren Irak’ın, Erbil yönetimine yönelik ekonomik yaptırımları bölgesel yönetimi ekonomik iflasın eşiğine getirmiştir.

2014 yılından itibaren petrol ihracatı ve bütçe gelirleri konusunda merkezi yönetimle anlaşma sağlayamayan Erbil yönetimi, Abdülmehdi’nin istifası sonrası Irak’la vardığı anlaşmayı korumak istemektedir. Irak’taki protestolar nedeniyle görüşmelerine ara verilen petrol ihracatı ve bütçe konuları Abdülmehdi’nin istifası sonrası nihai anlaşmaya bağlansa da parlamentodan beklenen onayın gecikmesi, gelmemesi ya da yeni hükümetin yapılan anlaşmayı geçersiz kabul etmesi IKBY için ciddi bir ekonomik ve siyasi kriz anlamına gelmektedir. Zira, petrol ihracatı ve bütçesi büyük oranda Bağdat’a bağımlı olan ve geçmişte Bağdat’tan bağımsız olarak petrol ihraç etmesi nedeniyle bütçe ödemelerinin durması ya da kesintiye uğraması sonrası memur maaşlarını ödeyemediği için geniş çaplı protestolarla ve şiddet içerikli eylemlerle sarsılan IKBY için Irak merkezi yönetimi ile yapacağı petrol ihracatı ve bütçe payı anlaşması hayati önem taşımaktadır.

IKBY’nin merkezi yönetimle yaptığı petrol ihracatı ve bütçe payı anlaşmasının yeni hükümet tarafından uygulanmama ihtimalinin yanı sıra tartışmalı bölgeler ve IKBY’nin federal yapısını ilgilendiren anayasa değişikliği tartışmaları da Erbil yönetimini endişelendiren diğer konular arasında yer almaktadır. Zira, Irak’ta protestocuların taleplerinin karşılanması için anayasal değişikliğe gidilmesi gündeme gelmiş ve Irak parlamentosunda Anayasa Düzenleme Komisyonu oluşturulmuştur. Irak’ın parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişinin de gündeme geldiği tartışmalarda, taraflar, IKBY’nin anayasada yer alan federal bölge statüsünün tehlikeye girebileceği, Bağdat ve Erbil arasındaki tartışmalı bölgelerin Bağdat’a bırakılması, IKBY petrolü ve peşmergenin statüsü gibi konularda yapılması muhtemel değişiklikler üzerinden Kürtlerin Irak anayasasındaki haklarının ellerinden alınabileceği gibi uyarılarda bulunmuştur.

Öte yandan Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) adayı olarak seçildiği Irak Cumhurbaşkanlığı görevini sürdüren Berham Salih’in Bağdat’ta yeni bir hükümet kurulması sürecindeki rolü nedeniyle Irak merkezi yönetimi ve IKBY arasındaki ilişkilere etkisi söz konusu olabilir. Her ne kadar Abdülmehdi’nin ülkede yeni hükümet kurulana kadar görevine belirli sınırlamalar dahilinde devam edebileceği ifade edilse de 16 Aralık'a kadar hükümeti kurması için yeni başbakanı görevlendirmesi beklenen Berham Salih'in anayasal olarak geçici hükümet kurma yetkisi de vardır. Geçici hükümet, erken seçim ve yeni bir seçim için Abdülmehdi döneminden kalan üç yıllık sürenin geride bırakılması gibi tartışmaların sürdüğü Irak’ta, yeni hükümet sürecinde Kürt kimliği nedeniyle Salih’in Bağdat ve Erbil arasındaki ilişkilerde kolaylaştırıcı faktör olabileceği belirtilmektedir.

Irak’ta Abdülmehdi sonrası seçilecek başbakanın IKBY ile merkezi yönetim arasındaki tartışmalarda nasıl bir politika benimseyeceği, Erbil yönetimini başta bütçe payı olmak üzere petrol ihracatı, tartışmalı bölgeler ve anayasal değişiklikler konularında yakından ilgilendirmektedir.

Çatışma ve rekabet sarmalında IKBY iç siyaseti
IKBY’nin KDP’li Başkanı Neçirvan Barzani, Süleymaniye ve Erbil’deki siyasi partilerin yetkilileri ile görüşmeler yaparak, partiler arası iş birliğinin artırılması, Bağdat parlamentosunda birleşik bir Kürt ittifakı kurulması ve Irak Anayasasının yeniden düzenlenmesi tartışmaları konularında müzakereler yapmıştır. Öncelikle Süleymaniye’ye giderek Goran (Değişim) Hareketi yetkilileriyle görüşen ve Goran’ın kurucu lideri Noşirvan Mustafa’nın mezarını ziyaret eden Neçirvan Barzani, akabinde, KYB Genel Sekreteri Birinci Yardımcısı Kosret Resul ve parti yetkilileriyle bir araya gelerek, Irak eski Cumhurbaşkanı ve KYB’nin kurucu lideri Celal Talabani’nin mezarına da ziyarette bulunmuştur. IKBY Başkan Yardımcısı Şeyh Cafer Mustafa ile birlikte Goran Lideri Ömer Seyit Ali’yi parti merkezinde ziyaret eden Barzani’nin Süleymaniye ziyaretinde, Bağdat’ta birleşik bir Kürt ittifakı kurma fikrinin yanı sıra Goran ve KYB arasındaki gerginliklerin yatıştırılması konusu da gündeme gelmiştir. Zira, Goran’ın KYB’yi 2018’deki Irak seçimleri sırasında Süleymaniye’deki seçimlere hile karıştırmakla suçlamasının ardından, o dönem KYB Politbüro üyesi ve KYB kontrolündeki 70. Peşmerge Birliği Komutanı olan Cafer Mustafa komutasındaki güçlerin 12 Mayıs 2018’de Goran’ın genel merkezine saldırısı sonrası iki partinin ilişkileri gerilmişti. Süleymaniye ziyaretlerine ek olarak, Kürdistan İslami Birliği’nin (Yekgirtû) Erbil’deki genel merkezinde Genel Sekreter Selahaddin Bahaddin ile bir araya gelen Neçirvan Barzani, Kürdistan İslami Cemaati Genel Başkanı Ali Bapir ile de görüşme gerçekleştirmiştir.

Erbil’de Barzani ailesi liderliğindeki KDP ve Süleymaniye’de Talabani ailesinin etkin olduğu KYB tarafından yönetilen IKBY siyaseti, uzun yıllardır birbiriyle rakip ve çatışmalı bir ilişkiye sahip iki parti liderlerinin aileleri, yakınları ve üst düzey partilileri tarafından domine edilmiştir. Görünürde IKBY çatısı altında diğer siyasi partilerle birlikte tek bir parlamentoda yer almalarına rağmen KDP ve KYB’nin kontrol ettikleri şehirlerde kendilerine ait istihbarat, peşmerge, polis ve kurumlarının olduğu ikili şehir devleti yapısı hüküm sürmektedir. Bulundukları bölgelerde kayda değer seçim başarıları elde ederek hükümete giren ama IKBY’deki geleneksel iki parti kontrollü sisteme nüfuz edemeyen Goran, İslami  eğilimli ve diğer yönelimdeki siyasi partiler, uzun yıllardır IKBY hükümeti ve enerji gelirlerini kontrol eden KDP ve KYB’yi kötü yönetim, nepotizm, yolsuzluk ve enerji gelirlerinin şeffaf olmadığı yönünde ciddi şekilde eleştirmektedir.

Öte yandan, Neçirvan Barzani Süleymaniye ve Erbil’deki siyasi partilerle bir araya gelerek partiler arası iş birliğinin artırılması ve Bağdat parlamentosunda birleşik bir Kürt ittifakı kurulması gibi konuları müzakere ederken, aynı günlerde de Celal Talabani’nin büyük oğlu ve KYB içerisindeki etkili isimlerden Bafel Talabani’nin de İran İstihbarat Bakanı Mahmud Alevi ile bir araya geldiği iddia edilmiştir. Bafel Talabani, 2017’deki referandum sonrası, kuzeni Lahur (Şeyh Cengi) Talabani ve Araz Talabani ile birlikte, İran Küdüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani ve Bağdat yönetimi ile Kerkük’te çatışmadan geri çekilmek üzere anlaşma yapmakla suçlanmıştı. Her ne kadar Bafel Talabani’nin İranlı bakanla görüşmesi geleneksel olarak İran’a yakın olduğu belirtilen ve 9 yıl aradan sonra ilk kez 21 Aralık’ta kongreye gidecek KYB içeresindeki rekabetin bir parçası olarak okunsa da, IKBY Başkanının bölgedeki siyasi partilerle görüşmeleri sırasında gerçekleşen bu görüşme IKBY’deki Kerkük travmasını, ihanet suçlamalarını ve İran etkisini tekrar hatırlatmıştır.

Öte yandan, daha önce IKBY’de başbakanlık gibi üst düzey görevlerde bulunan Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih’in Irak’ta kurulacak yeni hükümet sürecinde üstleneceği rol, IKBY iç siyasetini de etkileyebilir. Ekim 2018’de KYB’nin adayı olarak Irak parlamentosu tarafından Cumhurbaşkanı seçilen ve KDP’li aday Fuad Hüseyin’i geride bırakan Salih’in adaylığı sürecinde, KDP ve KYB arasında Irak cumhurbaşkanlığına ortak bir Kürt aday seçilmesi konusunda tartışmalar yaşanmıştı. Bafel Talabani’ye yakın isim olarak anılan Salih’in yaklaşan KYB kongresi öncesinde parti içi rekabete dahil olması hem parti içi dengeleri hem de IKBY siyasetini etkileyebilir. Ayrıca, Salih’in Irak’ta yeni hükümetin kurulmasındaki rolü üzerinden Bağdat ve Erbil ilişkileri kapsamında yürüteceği politikasının, başta KDP ve KYB olmak üzere IKBY’deki partiler arasındaki iş birliği veya rekabete katkı sunması muhtemeldir.

KYB içerisindeki farklı kutuplar arası rekabet ve KDP ile KYB arasında referandum süreci ile başlayan ihanet tartışmaları ve IKBY’deki partiler arası süregiden güvensizlik ve çatışma merkezli ilişkiler Kürtler arasında problemler ortaya çıkarmmaktadır Erbil yönetiminin partiler arası iş birliğini artırma ve Irak’ta kurulacak yeni hükümete karşı ortak bir Kürt bloğu oluşturma politikasıbölgedeki ikili yapının kurumsallaşmadığı ve demokratikleşmediği sürece başarılı olması mümkün gözükmemektedir. Zira, Irak yeni başbakanının IKBY’deki ikili sistemi oluşturan Erbil ve Süleymaniye’deki rakip siyasi partiler arasındaki farklılıkları öne çıkartan bir politika benimsemesi halinde bölgesel yönetimin iç politikasında daha önce de görüldüğü üzere rekabet ve çatışma yaşaması söz konusu olabilecektir.

Bölgesel ve küresel ilişkilerde denge politikası
Irak’ta devam eden protestoların öne çıkan sebeplerinden birisi de ülkede artan İran nüfuzu olmuştur. Irak’ta İran’a yakın hükümet ve başbakanların olduğu dönemlerde, IKBY ve Bağdat ilişkilerinin gerilediği, Erbil yönetiminin İran’a karşı hem bölgesel hem de küresel ilişkilerinde denge politikası arayışına girdiği görülmüştür. Zira, denize kıyısı olmayan, finansal açıdan Bağdat’a bağımlı, ekonomisi enerji ihracına dayalı ve askeri açıdan dışa bağımlı IKBY’nin hem Irak merkezi yönetimini hem de ülkede artan İran etkisini dengelemek adına Türkiye, Körfez ülkeleri, ABD ve batılı ülkelerle ilişkilerini önemsediği değerlendirilmektedir.

İran’a yakın Irak eski Başbakanı Maliki döneminde Bağdat ile ilişkileri gerilen IKBY’nin, Türkiye ile ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerini güçlendirerek hem İran’ın IKBY’deki baskısını dengelemeye çalıştığı hem de İran kontrolündeki Maliki hükümetinin bütçe kesintilerine karşı Türkiye ile enerji anlaşmaları yaptığı bilinmektedir. Bu bağlamda, Irak Başbakanı Abdülmehdi’nin istifasının ve İran etkisindeki hükümetsiz kalan Bağdat’ta artan belirsizliğin Erbil yönetimini endişelendirdiği bir süreçte, Kasım ayının son haftasında, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani’nin başbakan sıfatıyla ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmesi, IKBY’nin Türkiye ile ilişkilerine verdiği önemi göstermesi açısından kayda değer bir anlam taşımaktadır.

Mesrur Barzani’nin Türkiye ziyaretinden hemen sonra IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ile birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’ne giderek Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid ile bir araya gelmesi ise IKBY’nin İran karşısında Körfez ülkelerini de denge politikasının bir parçası olarak değerlendirmek istediğini göstermektedir. Haziran ayında da Suudi Arabistan’ın Ortadoğu İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Samir es-Sebhan’ın Erbil’e gelerek KDP lideri Mesut Barzani ile görüşmesi benzer yorumların yapılmasına yol açmıştır.

Öte yandan, Mesrur Barzani’nin Türkiye ziyareti öncesi, Irak’taki protestoların hükümeti düşürmek üzere olduğu bir süreçte, Irak’a gelen ama Irak hükümetinden yetkililerle görüşmeyen ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani ile bir araya gelerek Washington’ın Erbil yönetimi ile ilişkilere verdiği öneme işaret etmiştir. ABD’nin Irak politikasının bir parçası olarak, ülkede etkisi artan İran’ı dengelemek adına IKBY’yi Irak’ın bir parçası olarak tutmak istediği iddialar arasında yer alırken, Erbil yönetiminin de Washington’un Tahran yönetimi karşıtı politikalarını İran’ı dengelemek adına kullanışlı gördüğü değerlendirilmektedir.

Irak Başbakanı Abdülmehdi’nin istifası sonrası, yeni başbakanın IKBY’nin Irak merkezi yönetimiyle yaptığı petrol ihracatı ve bütçe payı anlaşmasının yanı sıra tartışmalı bölgeler meselesine ve IKBY’nin federal statüsünü ilgilendiren konulardaki anayasa değişikliği tartışmalarına nasıl yaklaşacağı Erbil yönetimini endişelendirmektedir.Abdülmehdi döneminde Irak ile ilişkilerini geliştiren IKBY, yeni dönemde Erbil ile ilişkilerinde dışlayıcı, IKBY içindeki çatışmaları kışkırtan ve ülkenin daha fazla İran güdümüne girmesini arzulayan bir liderin Irak’ta başbakan olması durumunda ciddi zorluklarla karşılaşacaktır. Irak gibi uzun yıllardır istikrarsızlık ve kaos içerisindeki bir ülkenin dışa bağımlı parçası olan IKBY’nin, hem iç politikada şeffaf ve demokratik sistemin yerleşmesi için çalışması hem de merkezi yönetim, bölgesel ve küresel aktörlerle rasyonel, kalıcı ve dengeli politikalar geliştirerek Irak’ın istikrarına katkı sunması gerekmektedir.