Afrika’nın Yükselen Yıldızı Etiyopya ve Türkiye için Önemi

Doğu Afrika’nın nüfus ve yüzölçümü bakımından en büyük ülkesi olan Etiyopya, artan yatırımlarla hem kıta hem de dünya ortalaması üzerinde büyümektedir. Afrika Birliği Örgütü’nün (ABÖ) merkezine ev sahipliği yapması ve siyasi istikrarının sağlanmasıyla ülkenin kıtadaki etkinliği de artmaktadır. Hızlı büyüyen ekonomisi ve bölgedeki artan dinamiği Etiyopya’yı Afrika’nın yükselen yıldızı haline getirmiştir.

Etiyopya, yaklaşık 110 milyonluk nüfusuyla kıtanın Nijerya’dan sonra en fazla nüfusuna sahip ülkesidir. Farklı din ve etnik unsurları barındıran Etiyopya’da etnik kökene dayalı dokuz eyalet ve iki özel yönetimli şehir bölgesi bulunmaktadır. Ülke nüfusunun %34’ü Oromo ve %27’si Amhara etnik unsurlarından oluşmaktadır.


Kaynak: http://www.freemapviewer.com/tr/map/Harita-Etiyopya_447.html

Etiyopya, Afrika Boynuzu’nda yer alan Orta Doğu’ya yakın stratejik konumda bir ülkedir. Ancak Eritre’nin 1993 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle Kızıldeniz boyunca uzanan kıyı bölgesi Eritre’de kalmış ve Etiyopya tamamen bir kara ülkesi haline gelmiştir. Bu nedenle denize ulaşmak için 20 yıldan beri komşu ülke Cibuti’nin ana limanını kullanmaktadır. Eritre’nin bağımsızlığını kazanmasından sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla atılan adımlar, 1998 yılında sınır anlaşmazlıkları nedeniyle çıkan savaşa engel olamamıştır. Savaşın son bulduğu 2000 yılından beri düşman olan Etiyopya ve Eritre, Temmuz 2018’de barış görüşmelerine başlamıştır. Görüşmeler sonuncunda varılan anlaşmayla; Eritre’nin Assab ve Massava limanları da Etiyopya’nın kullanımına açılmıştır. Bu sayede Etiyopya daha fazla limana ulaşım sağlayarak uluslararası ticaretini daha güçlü geliştirebilme imkânına kavuşmuştur.

Genç nüfusun vermiş olduğu dinamizmle bölgenin en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olsa da, Etiyopya, 2018 verilerine göre kişi başına düşen 2000 dolar GSYH ile dünyanın en fakir ülkelerinden biri durumundadır. Okur-yazarlık düzeyleri, doğum ve bebek ölüm oranları, yaşam beklentisi gelişmekte ise de 2018’deki şiddetli kuraklık nedeniyle 7,9 milyon Etiyopyalı güvensiz gıda ve akut açlık sorunu yaşamıştır.

Etiyopya, 2003 yılındaki %2,1 ekonomik daralmanın ardından 2004 yılında %13,5 ekonomik büyüme kaydetmiştir. Ardından 2005-2017 yılları arasında bölge için ortalama %4,4 olan oranın çok üstünde, yıllık ortalama %11,5 büyümüştür. Ancak, geçen yıl bu oran büyük kuraklık nedeniyle %6,8 olarak gerçekleşmiştir. Tarım sektörünün ülke ekonomisindeki ağırlığı fazladır. Etiyopya GSYH’nin üçte birini oluşturan tarım sektörü ülkedeki istihdamın da %70’ini sağlamaktadır. Başlıca ürünleri tahıl, mısır, arpa, bakliyat, pamuk, yağlı tohum ve kahvedir. Kahve ve ardından susam ülkenin en önemli ihraç ürünleridir. Aynı zamanda Etiyopya, tarımdaki verimliliği ve gelirleri arttırmak amacıyla tarımsal alanların bir kısmını yabancı yatırımcılara açmıştır. Tarımsal üretimin ve işlemenin gelişmesi için dinamik bir hizmet sektörü gereklidir. Ülkedeki hizmet sektörü de 2018 yılında %36,1 oranında gerçekleşen payı ile %31,1 olan tarım sektörünü geçerek birinci sıraya yerleşmiştir. Ülkede gelişen diğer başlıca sektörler ise sanayi, inşaat, altyapı ve enerjidir. Devam eden altyapı yatırımları ile enerji üretimi, dağıtımı, karayolları, demir yolları ve havalimanları inşası desteklenmektedir. İmalat sanayisinde ise çoğunlukla gıda, içecek, bitkisel yağlar, metal işleme, tekstil ve deri ürünleri üretimi yapılmaktadır. Ülkenin karşılaştırmalı üstünlüğünün olduğu bu alanlarda sanayileşme çeşitli teşviklerle desteklenmekte ve geliştirilmektedir.

2000’li yılların başından itibaren hızla büyüyen ekonomisine paralel olarak ülkenin cari açığı da artmaktadır. İç talep yönlü büyümeyi destekleyen özel tüketim ve kamu yatırımlarının ekonomideki payı gittikçe artmaktadır. Bu durum, gelecek yıllarda ülkenin cari açığının daha fazla büyüme eğiliminde olacağını göstermektedir.

Etiyopya 2010-15 yılları arasında Birleşmiş Milletler’in (BM), Dünya Bankası’nın (DB) ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) desteği ile uyguladığı ‘Birinci Büyüme ve Dönüşüm Planı’ ile ekonominin büyümesini, altyapı gelişimini, sosyal gelişimini ve üretimde kapasite gelişimini sağlayarak hem kentsel hem de kırsal kesimdeki yoksulluğu azaltmayı başarmıştır. Yerel yoksulluk sınırı altında yaşayan nüfusun payı 2010 yılında %29,6 iken 2015 yılında %23,5’e düşmüştür. Başarılı olarak sonuçlandırılan bu planın ardından ülkede 2016-20 yıllarını kapsayan ‘İkinci Büyüme ve Dönüşüm Planı’ uygulanmaya başlanmıştır. Bu planda da kamu yatırımlarıyla fiziki altyapıyı geliştirmeye devam edilmesi ve ülkeyi üretim merkezi haline getirme çalışmaları yer almaktadır. Üretim sektörüne paralel olarak sanayi sektöründe %20 oranında büyüme ve daha fazla iş imkânı oluşturulması hedeflenmektedir.

Etiyopya’nın dış ticaretinde en fazla pay Çin Halk Cumhuriyeti’ne (ÇHC) aittir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2018 yılında 5 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu da toplam dış ticaret hacmi 25 milyar dolar olan Etiyopya için Çin’i en önemli ticaret ortağı yapmaktadır. Etiyopya, Çin’den ucuz tüketim malları ithal etmekte ve susam, işlenmiş deri gibi hammadde ürünleri ihraç etmektedir. Aynı zamanda tüm dünyada artan yatırımları ile dikkat çeken Çin, Etiyopya ekonomisine de doğrudan yatırımlar yapmaktadır. 300’den fazla Çinli şirketin bulunduğu Etiyopya’da Çin’den ithal edilen makineler ile fabrikalar kurulmakta, üretim yapılmakta ve yerli halka istihdam sağlanmaktadır. Çin, Etiyopya’ya karayolu, demiryolu, baraj ve altyapı gibi alanlarda kredi sağlamaktadır. Eritre’nin 1993 yılında bağımsızlığını ilan etmesinden sonra denize erişimini kaybeden Etiyopya Çin’in inşa ettiği 750 km uzunluktaki Addis Ababa-Cibuti demir yolu hattı ile limana mal gönderimini 2 günden 12 saate indirmiştir. Bu sayede hem dış yardımlar daha kolay bir şekilde iç bölgelere ulaştırılabilmiş hem de büyük ekonomik katkı sağlanmıştır. Aynı zamanda Mavi Nil Nehri üzerinde inşa edilen ve bittiğinde Afrika kıtasının en büyük barajı olacak Büyük Rönesans Barajı’nın finansmanını da Çinli bankalar sağlamıştır ve yapımında Çinli firmalar çalışmaktadır. Çin, Etiyopya’da doğalgaz ve petrol keşfi amacıyla da çalışmalar yapmaktadır. Çinli POLY-GCL şirketi 2018 yılında Somali eyaletinde kanıtlanmış yaklaşık 130 milyar m3’lük yeni doğal gaz rezervi keşfettiğini bildirmiştir. Doğalgazın inşa edilecek boru hattıyla Cibuti’ye taşınması ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak Çin'e ihraç edilmesi planlanmaktadır. Bunların yanı sıra Etiyopya, Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesinde hem deniz hem kara yolunda önemli bir konumdadır.

Etiyopya’nın temel ekonomik hedefleri hem yüksek oranda büyümeyi sürdürebilmek hem de yoksulluğu hızla düşürmek için gereken kamu yatırımları yönetişimini geliştirmek ve yeni iş imkânları oluşturmaktır. Somut hedefi ise 2025 yılında alt orta gelirli ülke seviyesine ulaşmaktır. Bu nedenle Etiyopya hükümeti, bütçesinin büyük bir kısmını yoksullukla mücadele programlarına ve bu alandaki yatırımlara ayırmaktadır. Aynı zamanda uluslararası yardımlar da yoksullukla mücadele programlarının maliyetlerini finanse etme çerçevesinde kısa vadede önemli katkılar sağlamaktadır. Bu kapsamda Abiy Ahmet’in geçen yıl başbakan seçilmesinden sonra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından Etiyopya’ya 3 milyar dolarlık yardım ve yatırım yapılmıştır. Buna ek olarak BAE, ülkedeki döviz sıkıntısının aşılması için Etiyopya Merkez Bankası’na 1 milyar dolar aktarmıştır. Ekonominin üretim tarafında ise; düşük rekabet imalatın gelişmesini, yeni iş imkânların oluşmasını ve ihracatın arttırılmasını sınırlandırmaktadır. Az gelişmiş özel sektör nedeniyle ülkenin ticari rekabet gücünün iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığı zayıftır. Bu durumu iyileştirmek amacıyla özel sektörün, yeni sanayi alanlarının kurulması ve yabancı yatırımlar yoluyla geliştirilmesi planlanmaktadır. Bunun için de istikrarın şart olduğu Etiyopya’da yaşanabilecek toplumsal huzursuzluklarla ilgili siyasi veya askeri krizler istikrarı zedeleyerek dış yatırımları, turizmi ve ihracat yoluyla büyümeyi olumsuz etkileyecektir.

Türkiye-Etiyopya ilişkileri 16. yy’da askeri anlaşmazlıklarla başlamış ve 19. yy’da diplomatik ilişkilerin gelişmesiyle devam etmiştir. Cumhuriyet döneminde, 1926 yılında Afrika’daki ilk konsolosluğun Etiyopya’da açılmasıyla ilişkiler gelişmiş ve 21. yy’da siyasi, ekonomik ve ticari iş birlikleri ile daha da ilerlemiştir. Ülkenin kuzeyinde yer alan ve 23 milyon nüfusu ile ikinci büyük eyaleti olan Amhara’da 23 Haziran 2019’da yerel hükümet darbeyle devrilmeye çalışılmıştır. Darbenin başarılı olmasını Etiyopya’yı etnik çatışmaya ve hatta savaşa sürükleyebilecek bir gelişme olarak değerlendiren Türkiye, darbe girişimini kınayarak seçimle işbaşına gelen hükümeti desteklediğini bildirmiştir. İvme kazanan Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin bir sonucu olarak, 3 Temmuz 2019’da Etiyopya’nın tarihi kenti Harar’daki Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasına ait okullar yaklaşık 2 yıllık bir çalışma sonucunda Türkiye Maarif Vakfı’na (TMF) devredilmiştir. Sonuç olarak, Türkiye’nin Afrika kıtasında barış ve istikrarın tesisine katkıda bulunma hedefleri doğrultusunda Etiyopya ile geliştirmiş olduğu eğitim, kültür, siyasi ve ekonomi alanlarındaki ilişkilerin eşit ortaklık ve karşılıklı fayda temelinde devam ettirilerek ilerletilmesi amaçlanmaktadır.