Amerika’da Bir İran Cumhurbaşkanı Adayı

Pınar Arıkan Sinkaya, ORSAM Danışmanı, Ortadoğu, Columbia Üniversitesi Misafir Ara
İran’da 14 Haziran 2013’te yapılacak olan ve şu anki cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın iki dönemdir yürüttüğü görevini halefine devredeceği on birinci cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken İslam Cumhuriyeti tarihinde ilk defa İran diasporasında yürütülen bir seçim kampanyası gözlere çarpmakta. Amerika’da Rutgers Üniversitesi’nde kamu siyaseti profesörü olan Huşeng Emirahmedi (Hooshang Amirahmadi), geçtiğimiz şubat ayında on birinci cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını ilan etti ve seçim kampanyasına başladı. Adaylığının kesinleşmesi için İran Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin onayını bekleyen Emirahmedi, bu engeli de aşarsa seçim pusulasına adını yazdıracak.
 
Özellikle İran-Amerika ilişkilerinde yıllardır aktif rol oynayan Emirahmedi Amerika’da faaliyet gösteren Ulusal İran-Amerikan Konseyi’nin kurucusu. Yaklaşık kırk yıldır Amerika’da yaşayan ve aynı zamanda Amerikan vatandaşı da olan Emirahmedi geçtiğimiz günlerde seçim kampanyası çerçevesinde İran’a da giderek temaslarda bulundu. Her ne kadar kendisini hiçbir hizip ile bağlantısı olmayan hizipler dışı bir aday olarak öne çıkarsa da İran içerisinde Ahmedinecad-Meshaei grubuna yakın görülen Emirahmedi seçimlere bağımsız aday olarak başvuracak.
 
Kendisini İran’a yaptığı ziyaretten dönüşünden hemen sonra geçtiğimiz Perşembe günü Columbia Üniversitesi’nde yaptığı kampanya konuşmasında dinlediğim Emirahmedi’nin İran dışında yürüttüğü seçim kampanyası İran’ın üç önemli problemi olarak gördüğü ülke içindeki hizipler arası kavga, kötüleşen ekonomik durum ve İran-Amerika ilişkilerinin iyileştirilerek İran’ın uluslararası toplumla barışık hale gelmesi konularına vurgu yapıyor. Hem siyasi hem de ekonomik olarak bugün gelinen karamsar durumdan usanmış olan İran halkının bugüne kadar siyasi oyunlara bulaşmamış ve hiçbir hizibe dahil olmadığından ötürü hizipler arasında arabulucu rolü oynayabilecek kendisi gibi bir adaya ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Emirahmedi, ekonomik durumu düzeltecek kişinin de yine ancak kendisi gibi bu işin hocası, ekonomik kalkınmanın ve uluslararası ekonominin her ayrıntısına hakim bir kişi olduğunu belirtiyor. İran’ın dünya toplumundan dışlanmasına ve ekonomik olarak zarar görmesine neden olan Amerika ile arasındaki düşmanca siyasetin de hem İran hem de Amerika tarafından aşılmasını sağlayacak kişinin bu uğurda yıllarını harcayan kendisi gibi bir sorun-çözücünün olduğunu ilan eden Emirahmedi, bunu nasıl başaracağı sorulduğunda ise İran ile Amerika arasındaki problemlerin bugünkü dünyanın gerçek problemleri olmadığını, ancak 1979 İran Devrimi’nden sonra İran’ın Amerika’ya düşmanca yaklaşımı ve Amerika’nın İran devrimini reddedişinden kaynaklı söylemsel problemler olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle de iki ülke arasında duran ‘devrim’  sorunsalını söylemsel olarak ortadan kaldıracağını ve böylece düşmanlığa son verecek güveni yeniden inşa edeceğini belirtiyor. Sadece İran’ı küresel topluma yaklaştırmak değil aynı zamanda küresel toplumu da İran’a yaklaştırmak gerektiğini ifade eden Emirahmedi bunu İran İslam yönetimini değiştirerek değil aksine yönetimi koruyarak ve devrimi yeniden yönlendirerek başaracağını belirtiyor. Sık sık kendisinin İran İslam yönetimi içerisinden çıkan bir aday olduğunu vurgulayan Emirahmedi, büyük İran diasporası ve İran’ın dahil olduğu küresel problemler nedeniyle İran’ın küresel bir ülke olduğunu, bu nedenle de kampanyasını küresel boyutta yürüttüğünü ifade ediyor. Emirhamedi ‘daha iyi bir İran için’ şeklinde belirlediği kampanya sloganıyla hem İran içinde hem de dışında yaşayan İranlılar’a daha iyi bir ülke ve gelecek sunmayı vaadediyor.
 
Amerika’da İran seçimleri için Profesör Emirahmedi’nin kampanyası devam ederken İran’da da adaylığa talip olan isimler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Son duruma göre seçimlere adaylığını koyması muhtemel kişiler arasında çeşitli hükümet görevlerinde bulunmuş isimler göze çarpıyor. Ülkede en güçlü siyasi grubu oluşturan muhafazakar İlkeciler (usulgera) cephesinden Meclis eski Başkanı Gholam Ali Haddad-Adel, Rehber Khamanei’nin dış politika danışmanı ve Dışişleri eski Bakanı Ali Akbar Velayeti, Dışişleri eski Bakanı Manouchehr Mottaki, Tehran Belediye Başkanı Mohammad Baqer Qalibaf, İstihbarat eski Bakanı Ali Fallahian, Meclis Başkan Yardımcısı Mohamad Reza Bahonar, Meclis Başkanı Ali Larijani, Düzenin Yararını Teşhis Heyeti Sekreteri Mohsen Rezai, Konut ve Şehirsel Kalkınma Bakanı Mohammad Saeedi Kia; reformcular cephesinden ise Yüksek Milli Güvenlik Konseyi Sekreteri Hasan Rohani, Meclis üyesi Mustafa Kavakebian, Ticaret eski Bakanı Mohammad Shariatmadari, Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı Mohammad Reza Aref, Çalışma eski Bakanı Hossein Kamali adı geçen siyasetçiler arasında. Ahmedinecad-Meshaei cephesinden Esfendiar Rahim Meshaei, Dışişleri Bakanı Ali Akbar Salehi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Gholam Hossein Elham’ın adları anılırken bağımsız adaylar arasında ise Huşang Emirahmedi’nin adı geçiyor. Ancak bu isimlerden veya henüz ismi anılmayan başka tanınmış siyasetçilerden hangilerinin adaylığa başvuracağı, hangilerinin Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından onaylanacağı, hangilerinin yarıştan çekilip hangilerinin devam edeceği ortaya çıktıktan sonra gelecek seçimlerin muhtemel kazananı hakkında tahminde bulunmak mümkün olacak.
 
Emirahmedi’nin de diğer adaylar gibi cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılabilmesi için aşması gereken büyük engel İran seçimlerine katılacak adayların bu göreve talip olmak için İslam Cumhuriyeti’nin gerekli gördüğü koşullara sahip olup olmadığına karar veren Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin onayı. İran’da isteyen herkes seçimler için kayıt yaptırabiliyor; ancak bu başvurular arasından yalnızca Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından seçimde yarışmaya yetkin görülen adaylar seçime katılabiliyor. 14 Haziran’da gerçekleştirilecek olan on birinci cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylık için başvurular 7-11 Mayıs tarihinde yapılacak. Ancak adı geçen diğer adaylardan farklı olarak İslam Cumhuriyeti’nde ‘yozlaşmış Batı’nın sembollerinden biri olarak görülen ve hiçbir siyasetçinin ve hükümet çalışanının kullanmadığı kravatı takıyor olan Emirahmedi’nin Amerikan vatandaşlığına sahip oluşu nedeniyle adaylığının kabul edilmemesi yüksek ihtimal. Nitekim en son 2009’da yapılan ve Ahmedinecad’ın ikinci defa seçildiğinin ilanı, Yeşil Dalga adını alan reformist muhalefetin seçim sonuçlarına itirazıyla birlikte kitlesel protestolara  sahne olmuş cumhurbaşkanlığı seçimlerine de aday olarak başvuruda bulunmuş olan Emirahmedi’nin başvurusu Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından reddedilmişti. Ancak Emirahmedi, 2009 seçimlerine dair muhalefetin seçimleri protesto etme ve sandığa gitmeme çağrıları karşısında sadece kendisinin protestoculara dahil olmadığını kanıtlamak adına başvuru yaptığını, fakat seçim kampanyası düzenlemediğini ifade ediyor. 2013 seçimlerinde ise daha öncekilerden farklı olarak İran ekonomisinin son yıllarda uygulanan yaptırımlar ile giderek daha da kötüleştiğini, İran’ın küresel siyasetini yeniden şekillendirerek bu iç karartıcı durumu ortadan kaldırmak için İran’daki mevcut yönetimle barışık bir aday olarak seçim kampanyası düzenleme kararı aldığını belirtiyor. Bu ifadelerinin İran’daki otoriteler için ne kadar inandırıcı olduğunu adayların onaylanması sürecinde anlayacağız.
 
İslam Cumhuriyeti’nin İsrail’le birlikte en büyük düşmanı olarak gördüğü Amerika’dan İran cumhurbaşkanlığı için yürütülen bu kampanya pek çoklarını hayrete düşürüyor. Yorumculara göre Emirahmedi’nin küçük bir ihtimalle adaylığı onaylansa bile İran halkının yıllardır yurt dışında yaşayan bu akademisyeni yabancı addedeceği ve seçimi kazanmasının mümkün olmadığı aşikar. Öyleyse yıllarını verdiği İran’ın 1979 Amerikan elçiliği baskını ve 444 süren rehine kriziyle birlikte Amerika ile tam bir düşmanlığa dönüşen ilişkilerinin düzelmesi çabalarına binaen zengin doğal ve insan kaynaklarına sahip İran’ın refahının artması ve İran halkının daha iyi ekonomik koşullarda yaşamasına dair kişisel tutkusunun yanında Emirahmedi’yi bu kampanyayı düzenlemeye ne sevk etmiş olabilir? Bu sorunun ilk cevabı dini fanatizmle birlikte anılan İran halkının dünya ile barışık olmak isteyen ılımlı yüzünü dünyaya anlatmak gayreti olabilir. Kampanyasının önemli bölümünü internet ve facebook üzerinden yürüten Emirahmedi, İslam Cumhuriyeti tarafından Batı’nın İran’a olan kültürel saldırısının araçları olarak görülen bu küresel iletişim araçlarına meşruiyet kazandırmak istediği söylenebilir. Ancak hepsinden önemlisi Emirahmedi’nin kampanyası Amerika ile İran arasında kendi ifadesiyle ‘köprü’ kuramasa bile İran diasporası ile İran siyaseti arasında bir köprü olabilir ve diasporada yaşayan İslam Cumhuriyeti’ni kökten reddeden İranlıların İran’daki mevcut durumla angaje olmaları için bir alternatif üretebilir.