Arap Birliği Esad Yönetimi’nin İpini Çekti

Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN, ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Gazi Üniv. Uluslararası İlişkiler Bölümü
Arap Birliği Beşar Esad Yönetimiyle vardığı anlaşmanın bir işe yaramadığını görünce Suriye’nin birliğe üyeliğini askıya alarak Esad’ın (Baas Yönetiminin) bir anlamda ipini çekmiş oldu. Arap Birliği’nin almış olduğu bu kararın Esad’ın işini daha da zora sokacağı aşikardır. 17 Mart 2011 tarihinden beri Suriye’de yaşanan olaylardan da anlaşıldığı üzere iç meşruiyet sorunu yaşayan Esad Yönetimi, Arap Birliği’nin son kararıyla Arap dünyasında da Esad meşruiyet sorunuyla karşı karşıya gelmiştir. Kendi halkıyla sorun yaşayan ve buna bağlı olarak artık Arap dünyasından da dışlanan Esad Yönetiminin Suriye’yi yönetmesi bundan sonra daha da zor olacaktır. Aynı zamanda, Arap Birliği’nin kararından sonra Esad Yönetimine karşı uluslararası alanda da baskı daha da artacaktır. Kendi sorunlarıyla boğuşan, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun son raporundan sonra dikkatleri iyice üzerine çeken ve Arap dünyasında iyi bir yeri olmayan İran’ın desteği Esad’ı kurtaramayacağı gibi İran’la aynı resimde yer alması Esad’ın işini daha da zora sokacaktır
 
Arap Birliğinin son kararı Esad’ı yalnızlaştırmanın önünü açarken, Esad muhaliflerinin bölgesel ve uluslararası alanda daha fazla destek bulmasını sağlayacaktır. Bundan sonra Suriyeli muhalifler daha fazla muhatap olarak görüleceğinden, Esad Yönetiminin meşruiyeti iyice tehlikeye girecektir.
 
Esad Yönetimi, kendisine son yıllarda önemli hareket alana  sağlayan komşusu Türkiye’yi kaybettikten sonra, şimdi de Arap Birliği’ni karşısına alarak bölgede iyice yalnızlaşacaktır. Bu süreçte Esad’ın zaman zaman açıkça beyan ettiği gibi şantajla yönetimde kalmaya çalışacak, fakat bu çabaların sonuç vermeyeceğini bölgenin yakın tarihine bakan herkes rahatlıkla görebilir.
 
Arap Birliği’nin kararıyla birlikte, Esad Yönetiminin suyu iyice ısınsa da, şimdiye kadar Esad Yönetimine karşı tek bir çatı altında ortak bir misyonla ciddi ve güçlü bir muhalefetin oluşturulamaması/oluşmamış olması, Esad’ın işini kolaylaştıran en önemli nedendir. Nitekim, bugün itibariyle Esad’a karşı oluşan muhalif güçler üçe bölünmüş vaziyetteler. Bunlardan birincisi, birkaç toplantı sonunda Türkiye’de örgütlenen ve Suriye Ulusal Konseyini kuran yapıdır. Şuana kadar içlerinde en organize grup olarak gözükende budur. İkincisi ise, Sarkozy’nin girişimleri sonucu Fransa’nın güdümünde oluşan Suriye Devrimi Destek Konseyi adlı oluşumdur. Üçüncüsü ise, Suriye’de Esad’ın girişimleriyle kurulun güdümlü muhalif oluşumdur. Bunun yanında, her muhalif grubunda kendi içinde etnik, dini ve mezhebi özelliklerinden dolayı faklı beklenti ve çıkarlarının peşinde koşmalarının bir sonucu olarak  zayıf bir muhalefetin olması Esad’a cesaret vermektedir.
 
Muhalif grupların parçalı ve zayıf olmasının yanında, söz konusu gruplara destek veren devletlerinde (Fransa ve Türkiye örneğinde olduğu gibi)aralarındaki rekabet ve çıkar çatışmalarından dolayı ortak hedef etrafında birleşememeleri Esad Yönetiminin ömrünü uzatan diğer bir sebeptir.
 
Bunların yanında, Rusya ve Çin’in karşı çıkmalarından dolayı Esad’a karşı bugüne kadar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde ciddi bir karar alınamaması da Esad’a direnç vermektedir.
 
Fakat, Arap Birliği’nin Suriye konusundaki son kararı bir dönüm noktası özelliği taşımaktadır. Yukarıda da beyan edildiği gibi, bir Arap devletine karşı Arap Birliği’nin üyeliği askıya alma gibi ciddi bir yaptırım kararı almasından sonra uluslararası alanda Suriye’ye karşı yeni yaptırımların önü açılmıştır. Arap Birliği’nin bu kararından sonra Rusya ve Çin’inde gelecekteki çıkarlarını düşünerek Esad Yönetimine karşı yeni tavırlar geliştirmesi sürpriz olmayacaktır. Bu devletlerde Arap coğrafyasındaki çıkarlarını düşünerek Esad’ı rahatlıkla gözden çıkaracaklardır.
 
Gelişmelerden öyle anlaşılıyor ki, Mağrib’de (Tunus, Mısır, Libya) iş tamamlandı. Şimdi sıra Maşrık’ta en güçlü taşı düşürmeye geldi. Suriye’de muhtemel bir yönetim değişikliğiyle Maşrık’ta da değişimim/dönüşümün önünün açılacağı anlaşılmaktadır.
 
Baskı artıkça Esad Yönetimi şiddeti artıracak, şiddet artıkça Esad Yönetiminin meşruiyeti azalacak, meşruiyet azaldıkça Suriye’de Esad kontrolü kaybedecektir. Bu durumlarda süreç zaten böyle işlemiyor mu?