Değişen Coğrafya’da Değişmeyenlerin İttifakı: İsrail-Yunanistan-GKRY

Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN, ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
Türkiye ile ilişkilerinde sorun yaşayan İsrail’in Arap Baharı’yla birlikte bölgede artan yalnızlığını gidermek çabası içine girdiği açıkça görülmektedir. Türkiye ve Mısır gibi bölgenin iki önemli ülkesi ve eski dostlarıyla sorunlar yaşayan İsrail, bölgedeki yalnızlığını gidermek ve stratejik derinlik kazanma arayışına girmiştir. Bu bağlamda Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle yoğun bir diplomasi içine girdiği görülmektedir. Söz konusu görüşmelerde güvenlik ve enerji alanlarında anlaşmaların yapıldığı ve yeni konuları da kapsayacak şekilde işbirliğinin ileriye taşınması konusunda tarafların istekli oldukları görülmektedir.
 
Arap Baharı ile ortaya çıkan gelişmelerle açıkça görüldüğü gibi, Orta Doğu toplumsal, siyasal ve dış politika alanlarında köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Neredeyse tarihte hiç olmadığı kadar Arap ülkelerinin halkları güçlü bir aktör olarak siyaset sahnesine çıkıyor. Buna karşın, İsrail’i yönetenler Soğuk Savaş döneminde alıştığı-ki İsrail Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkan ve bu dönemde alışkanlık kazanan bir ülkedir- köhne ve işe yaramaz, güvenlik ağırlıklı, sorun yaratıcı politikalar izlemekten geri durmuyor. Bu meyanda, milyonlarca Filistinliyi zorbalıkla yönetmeye ve en temel haklarını ellerinden almaya çalışıyor. ABD ise her zaman olduğu gibi İsrail’in politikalarını sorgusuz sualsiz desteklemeye devam ediyor. Bu arada, bir yıldır Arap coğrafyasında yaşanan olaylar ve meydana gelen değişiklikler, Mısır örneğinde olduğu gibi, İsrail’i oldukça zorlayacak yönde ilerliyor. Arap dünyasında yaşananlar İsrail’i iki yönde zorluyor; 1) Bugüne kadar iyi ilişki içinde olduğu (Mısır) ve ilişki kurabildiği (Ürdün) gibi iki önemli komşusunu kaybetme korkusu yaşıyor. 2) Bölgenin normalleşme sürecine girmesi, İsrail’i bugüne kadar sürdürdüğü kural tanımaz politikasının sorgulanmasının yolunu açıyor.
 
Bölgedeki değişimi göz önünde bulundurarak bugüne kadar sürdürmekte olduğu güvenlik temelli ve saldırgan politikasını gözden geçirmesi gereken İsrail, tam tersi bildik davranışlarını sürdürme çabasında olduğunu gösteriyor. Yine aynı şekilde, İsrail bölgedeki değişimi okuyamayan, eski diplomasiye sıkı sıkıya sarılmış Yunanistan ve GKRY’yi “ayartmaya” çalışmaktadır. Hatta bölgedeki yalnızlıktan kurtulmak için İsrail Yunanistan ve GKRY’yi kullanmaya çalışmaktadır. Fakat bölgede Türkiye ve Mısır’la iyi ilişkiler içinde olmanın faydalarını/avantajlarını karşılamak için ne Yunanistan ne de GKRY yeterlidir. Hatta Yunanistan ve GKRY’nin birlikte verecekleri güç desteği dahi İsrail için yarım Türkiye ve yarım Mısır etmeyecektir. Ekonomik çöküntü içinde olan Yunanistan ve GKRY bir güvenlik devleti olan İsrail’e ne katkısı olabilir? İçinde bulundukları durumdan dolayı Yunan ve Rum halklarının en son ihtiyacı olacağı şey, İsrail’in savunma sanayi ürünleri olacaktır. Yunanistan ve GKRY’nin geleceği ve refahı Avrupa Birliği’nin yanında Türkiye ve geniş Arap coğrafyasıyla iyi ilişkiler kurmaktan geçecektir. İsrail ile iyi ilişkiler içerisine giren, hele kurulan işbirliği askeri anlaşmaları içeriyorsa, savunma işbirliği çerçevesindeyse,  Yunanistan ve GKRY’nin bölgedeki etkisini sınırlayacaktır. Bir anlamda ortaya çıkmakta olan İsrail-Yunanistan-GKRY ittifakıyla bölgede yalnızlaşan İsrail, geçici de olsa Akdeniz ve Ege Denizi’nde bir nevi stratejik derinlik kazanmayı ummaktadır. Ancak söz konusu ittifak sayesinde Yunanistan ve GKRY’nin stratejik derinliği kaybolacaktır. Hatta bunun bilincinde olan İsrail’in Arap ülkelerinden ve Türkiye’den gelecek en ufak bir ışıkta/işarette Yunanistan ve GKRY’yi rahatlıkla yalnız bırakma olasılığı bu ülkeleri destekleme ihtimalinden daha yüksek olacaktır. İsrail ile iyi ilişkiler içinde olan Yunanistan ve GKRY’nin artık Arap coğrafyasında kendine yer bulması zor olacaktır. Buna mukabil Türkiye ve KKTC’nin Arap dünyasındaki kabul edilebilirliği ve etkisi daha çok artacaktır. Çünkü İsrail’in Yunanistan ve GKRY ile artan askeri bağları büyük ölçüde Yunanistan’la zaman zaman sorunlar yaşayan Türkiye ile stratejik ittifakındaki kırılmadan kaynaklanmaktadır.
 
Kısaca, İsrail-Yunanistan-GKRY yakınlaşmasından karlı çıkan-Türkiye ve Mısır’la iyi ilişkilerin çok gerisinde kalsa da- İsrail olacağı açıktır. Bu yakınlaşmayla İsrail, son yıllarda içine düşmüş olduğu yalnızlıktan geçici süre kendini bir nebzede olsa kurtarmış ve Akdeniz ve Ege’de derinlik kazanmış olacaktır. Ayrıca Savunma sanayi için Pazar imkânı bulacak. Basına yansıdığı kadarıyla GKRY’deki askeri üsleri kullanabilecek ve böylece Doğu Akdeniz’de önemli bir aktör olduğunu göstermiş olacaktır. Söz konusu ittifaktan İsrail’in kazançlarına karşın, Yunanistan ve GKRY’nin kaybedenler olacağı gözükmektedir. Yunanistan ve GKRY İsrail’le yakın ilişkiden dolayı bugüne kadar iyi ilişkiler içinde kurabildiği Arap ve İslam dünyasından uzaklaşacaktır. Ayrıca bugüne kadar sürdürmekte oldukları ekonomik maliyeti çok yüksek olan güvenlik ağırlıklı devlet ve toplum yapısı devam edeceğinden ekonomik kalkınma uzun zaman alacaktır.
 
Söz konusu ittifakın uzun sürmeyeceği rahatlıkla söylenebilir. İsrail Yunanistan ve GKRY’yi kollarına almış dans ediyor ama gözleri Türkiye ve Mısır’ı arıyor. Bu içten gelen bir dans değil, zorunluluktan kaynaklanıyor. Türkiye ve Mısır’dan gelebilecek en ufak bir işaretle İsrail Yunanistan ve GKRY’yi alanda rahatlıkla yapayalnız bırakabilecektir.