Güvenli Bölge Tartışmaları Bağlamında Suriye Türkmenleri Askeri Yapılanması

Suriye’de iktidar mücadelesi ayaklanmanın başlamasından yaklaşık altı ay sonra siyasal ve sivil alandan askeri alana kaymıştır. Bunun sonucunda hiyerarşik bir yapıya sahip olmayan, birbirinden bağımsız hareket eden ve kontrol ettikleri alan bulundukları semt ya da köy ile sınırlı dağınık askeri gruplar ortaya çıkmıştır. Rejim ile muhalefet arasındaki mücadele silahlı gruplar üzerinden yürümeye başlamıştır.
 
Suriye Türkmenleri de bu sürecin bir parçasını oluşturmaktadır. Ayaklanmanın başından itibaren muhalif saflarda yer alan Türkmenler merkezi otoritenin gücünü kaybetmesi ile kendi köy ve kasabalarını korumak amacıyla neredeyse tüm Türkmen yerleşim yerlerinde askeri birlikler oluşturmuştur. Başta Lazkiye (Bayır-Bucak) ve Halep olmak üzere ortaya çıkan askeri yapılar Özgür Suriye Ordusu çatısı altında Esad yönetime karşı mücadele vermeye başlamıştır. Kırsaldaki Türkmen yerleşimlerinin çoğu yerel halkın oluşturduğu askeri birlikler tarafından kontrol edilmiştir. Ayrıca Halep, Humus gibi şehir merkezlerinde diğer silahlı muhalif gruplar ile birlikte Suriye ordusuna karşı mücadele yürütülmüştür.
 
En güçlü Türkmen askeri yapılanması Türkmen nüfusun en yoğun yaşadığı Halep ve Bayır-Bucak bölgelerinde ortaya çıkmıştır. Lazkiye Vilayeti’ne bağlı Bayır-Bucak bölgesinde yer alan Türkmen yerleşimlerinin çoğunda muhaliflerin kontrolü söz konusudur. Bölgenin coğrafi şartları ve demografik yapısı nedeniyle rejim ancak havadan varil bombaları ile müdahale edebilmektedir. Halep’te ise Türkiye sınırı boyunca yoğunlaşan Türkmenler uzunca bir süre kendi bölgelerini kontrol etmiştir. Halep şehir merkezinde de Özgür Ordu ile birlikte Suriye ordusuna karşı mücadele vermiştir. Halep kırsalını kontrol eden Türkmen birlikler yaklaşık 350 kilometrelik bir bölgeyi kontrol etmekteydi. Bunun yanı sıra Halep şehir merkezinde de 6 Türkmen mahallesinin güvenliği Türkmen birlikler tarafından sağlanıyordu. Ancak Suriye iç savaşının kuzey cephesinde IŞİD’in giderek güçlenmesi ile Azaz ve Cerablus arasında kalan bölgede yoğunlaşan Türkmen yerleşimleri de giderek bu örgütün kontrolüne geçmeye başlamıştır. IŞİD Ocak 2014 ayı içinde Rakka’dan Halep kuzey kırsalına doğru başlattığı saldırılar neticesinde söz konusu bölgeyi ele geçirmiş ve Türkmen birliklerin tamamı Türkiye tarafına geçmek durumunda kalmıştır. Halep’te halen sadece şehir merkezinde rejime karşı mücadele veren Fatih’in Torunları (Ahfad ul Fatih) grubu kalmıştır ve kırsaldaki Türkmen yerleşimlerinin çok büyük bölümü IŞİD kontrolü altındadır.
 
Haziran 2015 ayı içinde gerçekleşen iki gelişme Suriye Türkmen askeri yapılanmasının yeniden gündeme gelmesine neden olmuştur. Birincisi Tel Abyad’ın Kürtlerin milis gücü YPG tarafından ele geçirilmesi ve kuzey Suriye’nin tamamını içerecek şekilde bir Kürt bölgesinin ortaya çıkması olasılığı ve bu çerçevede ABD desteğini arkasına alan YPG’nin Türkmenlerin yoğun yaşadığı Azaz-Cerablus arasındaki bölgeye yöneleceği beklentisi. İkinci gelişme ise buna bağlı olarak Türkiye’nin söz konusu alanda bir güvenli bölge oluşturmak amacı ile askeri müdahalede bulunacağı tartışmalarının gündeme gelmesi. Her iki senaryoda da Halep Türkmen bölgelerinde IŞİD’den doğacak boşluğun nasıl ve kimler tarafından doldurulacağı sorusu ortaya çıkmaktadır.
 
Türkmenler ayaklanmanın başından bu yana muhalif saflarda yer almıştır. Askeri yapılar da her zaman Özgür Suriye Ordusu çatısı altında Arap muhalefeti ile birlikte hareket etmiştir. Türkmenler etnik temelli olarak Suriye’nin fiili anlamda parçalanmasını istememektedir. Bu bağlamda bölgelerinde ne IŞİD ne de Kürtlerin yönetimi kabul görmemektedir. Ancak mevcut askeri kapasiteleri ile kendi bölgelerini korumayı başaramamaktadırlar. İttifak halinde oldukları Özgür Ordu ve İslami Cephe gibi oluşumlar da IŞİD karşısında tutunamamıştır. Ancak yukarıda ifade edilen iki gelişme yakın dönemde Halep Türkmen bölgelerinde kritik bir değişime işaret etmektedir. Böylece, Halep Türkmen askeri birliklerinin yeniden yapılandırılması ve genelde tüm bölgelerdeki Türkmen birlikler arasında koordinasyon sağlanması ihtiyacı ortaya çıkmıştır .
 
Bu çerçevede Temmuz 2015 ayı başında Suriye Türkmen Meclisi önderliğinde, sahada mücadele yürüten Türkmen komutanlar ve siyasi temsilcilerin yanı sıra Türkmen sivil toplum kuruluşlarının katıldığı bir toplantı düzenlenmiştir. Gaziantep’te gerçekleşen toplantıya Halep, Golan, Mumbuç, Cerablus, Lazkiye-Bayırbucak, İdlib, Rakka, Tel Abyad ve Humus bölgelerinden 150 Türkmen temsilci katılmıştır. Görüşmeler neticesinde sahada daha etkin yöntemler belirlemek için Türkmen Meclisi bünyesinde askeri konsey kurma kararı alınmıştır. Halep çevresi ve Türkiye sınırına doğru olan bölgede bulunan ve aralarında Fatih Sultan Mehmet, Sultan Murat, Süleyman Şah ve İsmail Şah tugaylarının bulunduğu yaklaşık 7 Türkmen tugay tek çatı altında birleşme kararı almıştır. Bunun yanı sıra farklı bölgelerdeki tüm Türkmen birliklerin tek bir çatı ve komutan altında birleştirilmesi için çalışılması kararlaştırılmıştır. Türkmenler kendilerini IŞİD ve PYD’ye karşı nasıl koruyacakları konusunu da ele almıştır.
 
Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa toplantıda yaptığı konuşmada, “Suriyeli Türkmenlerin beş yıllık savaş sürecinde ortak hareket etme ve güçlü yapılar oluşturmakta başarılı olamadığını ancak Türkmen bölgelerinde baş gösteren IŞİD ve PYD tehlikesi karşısında topraklarının elinden alındığını ve müdahale edilmez ise geri dönecek evlerinden mahrum olma tehlikesi ile karşı karşıya” olduklarını söylemiştir. Bu çerçevede uzun vadede Halep’te yer alan ve IŞİD ile YPG tehdidi altında bulunan Halep Türkmen yerleşimlerinin korunması için Türkmen ordusunun kurulmasının gerekliliğini vurgulamıştır. Toplantı neticesinde ilk aşamada farklı bölgelerde faaliyet gösteren Türkmen birlikler arasında asker transferi, silah desteği gibi konularda işbirliğinin ve koordinasyonun artırılması planlanmaktadır. Sürecin başarılı olması durumunda bunun “Türkmen Ordusu”na çevrilmesi amacında olunduğu belirtilmiştir.
 
Türkmenler ayaklanmanın başından bu yana Özgür Ordu ile birlikte hareket etmekte ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunarak etnik temelli hiçbir fiili ya da anayasal bölünmeyi kabul etmemektedir. Bu nedenle Kürtler örneğinde olduğu üzere Türkmen bölgesi kurmak amacı ile kendi başına hareket eden bir askeri yapılanma oluşturmaları mümkün değildir. Buna rağmen Türkmen halkın topraklarını kaybetmemesi, zorunlu göçe maruz kalmamak üzere kendi bölgelerini dış tehditlere karşı koruyacak bir askeri yapıya ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak iç savaşın başlamasından 4 yılı aşkın bir sürenin geçtiği, IŞİD’in aşırı güçlendiği ve YPG’nin de ABD hava desteğini aldığı bir ortamda Türkmenlerin Halep’te neredeyse sıfırdan başlayacak bir girişim neticesinde başarı sağlamaları zordur. Bu noktada Türkmenler adına dengeyi ancak Türkiye’nin güvenli bölge oluşturmak üzere Azaz ve Cerablus arasındaki IŞİD bölgesine askeri müdahalesi değiştirebilir. Bu sayede Türkmenler hiçbir dış tehdide maruz kalmadan bölgelerini koruyabilir, uzun vadede IŞİD ve diğer bölge dışı tehditlere karşı kendi bölgelerini koruyabilecek çapta bir askeri örgütlenme oluşturabilirler.