İç Faktörler Üzerinden IKBY’nin Bağımsızlık Meselesi

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, 2015’in son günlerinde, partisi KDP içerisinde IKBY’nin bağımsızlığı için referandum yapılmasına yönelik hazırlıklara başlanması yönünde bir talimat yayınlamasıyla hem yerel hem bölgesel hem de uluslararası kamuoyunun ana gündem maddelerinden biri yeniden “IKBY’nin bağımsızlığı” olarak ortaya çıkmış ve IKBY’nin içerisinde ve IKBY dışında yeniden tartışılmaya başlamıştır. Mesut Barzani, IKBY’de bulunan 36 ülke temsilciliği ile “bağımsızlılığı” ve IKBY içerisindeki ekonomik, sosyal ve siyasal problemleri görüşmüş, ardından Avrupa Birliği’nden bir heyet IKBY’yi ziyaret ederek IKBY içerisindeki partilerle aynı konuları ele almıştır. Ayrıca Mesut Barzani’nin liderliğinde IKBY Parlamentosu’nda yer alan partilerin temsilcileriyle bir toplantı yapılmış, ancak Gorran ve Kürdistan İslami Hareketi (Komala) partileri toplantıya katılmayı kabul etmeyerek, toplantıda yer almamıştır. IKBY’nin bağımsızlığı yeniden tartışılmaya başlandığı noktada IKBY’nin “bağımsızlığa” hazır olup olmadığının IKBY’nin iç faktörleri açısından değerlendirmek yerinde olacaktır.

 

Her ne kadar IKBY, 2003 sorası Irak’ın en istikrarlı bölgesi olarak ifade edilse de IKBY içerisindeki siyasal, ekonomik, idari ve sosyal problemlerin IKBY’nin bağımsızlığı açısından ciddi bir engel olduğunu söylemek mümkündür. Siyasi partiler arası uzlaşmazlığın yanı sıra, parti içi mücadelelerin de dikkate alınması gereken önemli bir husus olduğunu söylemek mümkündür. Bununla birlikte IKBY açısından en önemli problemlerden biri de ekonomik sıkıntılardır. Ayrıca, IKBY’nin içerisinde temsil ve idari yapılanma problemleri de devam etmektedir. Bu noktada belirtilen sıkıntıların ayrıntılı bir biçimde ele alınması, IKBY’nin bağımsızlığı konusunda etkilerinin değerlendirilmesi açısında faydalı olacaktır.

 

Partiler arası siyasi mücadele: 2009’a kadar IKBY içerisinde farklı siyasi partiler faaliyet gösterse bile yönetimsel olarak etkin bir pozisyon almadıklarını söylemek mümkündür. Ancak 2009’dan sonra KYB’den ayrılarak kurulan Gorran’ın güçlü bir muhalefet partisi olarak ortaya çıkması ve KYB karşısında iyi bir rakip olmasıyla birlikte, Irak’taki Kürt siyasetinde yeni bir evreye girilmiş ve 2013’te yapılan genel seçimlerle birlikte, daha önceki hükümetlerden farklı olarak, IKBY’de çok partili bir hükümet kurulmuştur. Hükümeti kurma çalışmalarının neredeyse 9 ay gibi bir süre alması, bu süreçten sonra yaşananların bir habercisi olmuştur. Nitekim bu hükümetin kurulmasıyla KDP ve KYB arasındaki stratejik ittifak fiili olarak sona ererken, yeni anayasa çalışmaları ve IKBY’nin yönetim şekli tartışmaya açılmıştır. 2013 Haziran’ında Mesut Barzani’nin başkanlık süresinin 2 sene uzatılmış olması sorunları çözmezken, 2015 yılında ciddi bir krize dönüşmüş, KDP dışındaki partiler (Gorran, KYB, Yekgirtu, Komala), Mesut Barzani’nin görev süresinin bir kez daha uzatılmasına karşı çıkarak, yeni bir bölge başkanının seçilmesinde ısrarcı davranmıştır. Bu konuda bir uzlaşıya varılamamış, daha sonra Gorran ve KYB’nin etkili olduğu Süleymaniye’de başlayan gösterilerin kanlı şiddet eylemlerine dönmesiyle IKBY’deki ortam gerilmiştir. KDP gösteriler nedeniyle Gorran’ı suçlarken, göstericilerin KDP’yi hedef alması sonrasında, Gorran üyesi IKBY Parlamento Başkanı Yusuf Muhammed Sadık’ın Erbil’e girişine izin verilmemiştir. Zira IKBY’nin bir bağımsızlık referandumu yapması için dahi yasal olarak IKBY Parlamentosu’nun toplanarak, referandum için bir yasa çıkartması gerekmektedir. Mevcut durum itibariyle partiler arasında sorunların çözülmesi için bir çaba olsa da bu sorunların kısa vadede çözülmesi mümkün gözükmemektedir.

 

Partilerin iç problemleri: IKBY siyasetinin yürütücü gücü olarak ifade edebilecek üç parti  (KDP, KYB ve Gorran) içerisinde de özellikle liderlik boyutunda problemlerin olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle KYB içerisinde bu durum daha fazla hissedilirken, Gorran ve KDP içerisinde de zaman içerisinde problemler yaşanabileceğini söylemek yerinde olacaktır. KYB içerisinde Celal Talabani’nin rahatsızlığı sonrasında ortaya çıkan birleştirici lider eksikliği, KYB’nin siyasi etkisini sınırlamaktadır. Celal Talabani’nin rahatsızlanması sonrası aktif siyasi hayattan çekilmesinin KYB içerisinde bir lider boşluğu yarattığı bir gerçektir. Öte yandan Gorran lideri Nevşirvan Mustafa’nın, yaşanan sıkıntılı bu süreçte IKBY’nin dışında olması ve olaylara müdahil olmaması ya da uzaktan müdahale etmesi, Gorran içerisinde problem yaratmaktadır. Bununla birlikte mevcut durum itibariyle Mesut Barzani’nin aktif siyasi hayat içerisinde olması KDP için sorun yaratmazken, KPD’nin gelecek liderliği için Mesut Barzani’nin oğlu Mesrur Barzani ve IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani arasında bir çekişmenin yaşanabileceği söylenmektedir.

 

Yönetimsel problemler: IKBY’de yaşanan partiler arası ve parti içi problemlerin yanı sıra yönetimsel problemlerin de ciddi bir problem yarattığını söylemek mümkündür. 1998’den sonra Irak’ın kuzeyinde oluşturulan KYB ve KDP’nin ayrı ayrı yönetim bölgeleri (Süleymaniye merkezli KYB, Erbil ve Duhok merkezli KDP), 2003’ten sonra IKBY olarak ortaya çıksa bile, kurumsal birleşmenin tam olarak sağlanamadığı söylenebilir. Özellikle peşmergeler, asayiş güçleri ve maliye konusunda IKBY içerisinde ikili yönetim devam etmekte, KDP ve KYB’nin askeri güçleri ve maliye idareleri parti mensuplarınca idare edilmektedir. Yani IKBY’nin askeri gücü olarak ortaya çıkan peşmergelerde iki başlı bir yapı bulunurken, KDP ve KYB’ye ait ayrı asayiş güçleri vardır. Bu da yönetimsel bir problem ortaya çıkarmakta, askeri gücü ya da mali kontrolü olmayan diğer partileri rahatsız etmektedir. Bununla birlikte, IKBY’nin yönetim şekli de tartışmaya açılmıştır. Özellikle bölge başkanının seçilmesi konusunda ciddi bir tartışma mevcuttur. KYB ve Gorran, IKBY’nin parlamenter bir sisteme sahip olması nedeniyle bölge başkanının parlamento tarafından seçilmesi konusunda ısrarcı olurken, KDP yeni bir başkan seçilse bile bunun halk tarafından seçilmesi konusunda görüş bildirmiştir. Bu durum IKBY’nin anayasa problemini de beraberinde getirmektedir. IKBY’nin resmi olarak kuruluşundan itibaren  (2003’ten bu yana) 13 sene geçmiş olmasına rağmen halen bir anayasa yazamamış olması, IKBY’de yönetimsel problemler yaratmaktadır.

 

Ekonomik Sorunlar: 2003 sonrası ciddi bir gelişmişlik seviyesine ulaşan IKBY, uzun süreden bu yana ekonomik problemlerle uğraşmaktadır. 2003 sonrası Bağdat’tan gönderilen bütçe konusunda sıkıntılar yaşayan ve bu sorunun halen çözemeyen IKBY, her ne kadar kendi çıkarttığı petrolü Irak merkezi hükümetten bağımsız olarak satsa da elde edilen gelirin IKBY’nin giderlerini karşılamadığı görülmektedir. Özellikle petrol fiyatlarının düşmesi sonrasında, IKBY’nin de elde ettiği gelirin azalmasıyla birlikte maaş ödemeleri, şirket ödemeleri ve genel hizmet problemleri ortaya çıkmıştır. Hatta IKBY, en son 2015’in Eylül ayı maaşlarını ödeyebilmiş, geri kalan ayların maaşları ödenememiştir. IKBY’de yatırım yapan pek çok şirket de yaptıkları işlerin karşılığını alamadığı için IKBY’den çekilmiş ve pek çok iş yarım kalmıştır. Bununla birlikte ekonomik kriz nedeniyle, kamu hizmetlerinin de tam olarak sağlanamadığı bilinmektedir. Nitekim IKBY yetkilileri ekonomik krizin giderilmesi için ABD ve Avrupa Birliği’nden yardım talep etmiştir.

 

Bağdat’la İlişkiler: IKBY ve Bağdat arasında, 2003’ten bu yana bütçe, peşmergeler, idari ve coğrafi bölgeler, petrol satışı gibi temel problemlerin neredeyse hiçbiri net olarak bir çözüme kavuşturulabilmiş değildir. IKBY, Bağdat’tan istediği yüzde 17’lik bütçeyi almakta zorluk çekerken, IKBY’nin Irak merkezi hükümetin bağımsız olarak sattığı petrol de sorun yaratmaktadır. Bununla birlikte IKBY’nin anayasal sınırları dışında (Erbil, Süleymaniye, Duhok) kalan başta Kerkük olmak üzere, Selahaddin, Musul ve Diyala’nın bir kısım topraklarının idari olarak Irak merkezi hükümetine bağlı olmasına rağmen IKBY tarafından kontrol ediliyor olması, IKBY ve Bağdat arasında problemler yaratmaktadır. IKBY’nin özellikle IŞİD’in Haziran 2014’te Irak’ın neredeyse üçte birinde hakimiyet sağlaması sonrasında, IŞİD’le mücadele kapsamında peşmergelerin Irak’ın kuzeyindeki pek çok bölgeyi IŞİD’den geri alarak kontrol etmesi sorunu büyütmektedir. IKBY’nin resmi sınırları dışındaki topraklarda sağladığı hakimiyet, bu topraklarda yaşayan halk ve silahlı grupların tepkisine yol açmakta, etnik, dini, mezhepsel ve siyasi gerginlikler ve çatışmalar üretmektedir.

 

Görüldüğü üzere, IKBY’nin bağımsızlığı açısından, Irak’ta IŞİD’in varlığı, Suriye meselesindeki durum, Irak’ın iç yapısı, bölge devletlerinin tutumu, uluslar arası aktörlerin yaklaşımı gibi bir çok dışsal faktör dikkate alınmadan dahi, IKBY’nin halen içsel gelişimini tamamlamadığını söylemek yerinde olacaktır. IKBY’nin bir referandum yapsa bile, iç problemlerini gidermeden bağımsızlık ilan etmesi ve bu devletin tanınması yönünde bölgesel ve uluslararası bir destek bulması da zor görünmektedir. IKBY’nin ulusla arası desteğin yanı sıra, özellikle bölge ülkelerinin desteğini almadan atacağı her adım, IKBY içerisindeki ayrışmaların ve problemlerin derinleşmesine yol açacaktır. Zira IKBY’nin bağımsızlığı, IKBY’nin etki alanının dışında bir etki yaratacağı dikkate alınarak, IKBY’nin 2003 sonrası elde ettiği kazanımları tersine çevirmeden hareket edilmesi, bölgesel istikrar açısından önem taşımaktadır.