IKBY'de Parlamento Seçimi ve Siyasetin Geleceğine Dair Notlar

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)'nde bir yıl gecikmeyle yapılan ve propaganda dönemi başlayıncaya kadar seçimin ertelenmesinin söz konusu olduğu bir ortamda başlayan Bölgesel Parlamento seçimi önceki yıllardaki seçimlere nazaran hem daha sönük geçti hem de seçim günü yaşanan gelişmeler büyük tartışmalara neden oldu.
2018'de yapılan seçimin mahiyeti ve yapıldığı ortam açısından 2009 ve 2013'te yapılan seçimlerden iki önemli farkı bulunmaktadır. Bu seçimin önceki seçimlerden en önemli farkı son iki seçimin aksine Bölge Başkanlığı seçimleriyle birlikte yapılmamasıdır. 2017'deki gelişmelerden sonra Mesut Barzani'nin görevi bırakmasıyla doğan boşluk IKBY'nin "Temel Yasa"sı ve Başkan'ın görev süresi ve tekrar seçilmesine ilişkin tartışmalarla birleşince bu dönemde gerçekleştirilmedi. Bu nedenle, 30 Eylül günü sadece IKBY Parlamento seçimi yapılabildi.
Bu seçimin önceki seçimlerden ikinci önemli farkı ise geçmişteki seçimlere göre daha farklı ekonomik ve sosyal gelişmelerin yaşandığı bir atmosferde yapılmasıdır. Son altı ayda özellikle Süleymaniye ve doğusunda ekonomik sorunlardan kaynaklanan gösteriler sertlikle bastırılırken halkın artan ekonomik sorunlara karşı göstereceği tepki merak ediliyordu. Bu durumun sadece IKBY'ye özgü olmadığı Irak'ta mayıs ayında yapılan genel seçimlerde de görülmüştü. Ülke genelinde halkın siyasi kurumlardan beklentisinin azalması ve seçimlerin sorunları çözecek siyasi kurumlar/partilere yol açmak yerine aynı aktörler arasında iktidarın yeniden dağılacağı beklentisi seçime katılım oranının düşük olmasına neden olmuştu. Bu nedenle IKBY'de de benzer bir beklenti hakimdi.

Seçim sonuçlarına dair ilk notlar
Seçime ilişkin altı çizilmesi gereken ilk nokta seçime katılımın önceki parlamento seçimlerine göre büyük bir miktarda düşüş kaydetmesiydi. 2013 seçiminde %73 olan katılım oranı bu seçimde %57.96 olarak kaldı. Aslında seçim günü açık kaynaklarda yapılan değerlendirmelerde bu oranın çok daha altında bir katılım olduğu değerlendirmeleri yapılıyordu. Hem Erbil hem de Süleymaniye'de sandıkların kapandığı dönemde ilk açıklanan katılım oranlarıyla daha sonra yapılan resmi açıklamalar arasında %10 civarında bir fark bulunması katılım konusundaki şüpheleri artırdı. Üstelik, KYB, Yeni Nesil gibi partiler ve Erbil'de KYB dışında kalan tüm partiler Süleymaniye'de sahte kimlikler kullanılarak seçim sonucunu etkileyecek derece hile olduğunu iddia ettiler. Hatta Goran ve Yeni Nesil, Yüksek Seçim Kurulu'nun yapılan hileleri telafi etmemesi halinde seçim sonuçlarını kabul etmeyeceklerini şimdiden duyurdu. Irak'ta 12 Mayıs 2018'de yapılan Irak Genel Seçimi'nde de benzer iddialar sadece IKBY'de değil aynı zamanda Irak'ın tamamında gündeme gelmişti. Ancak hatırlanabileceği gibi, KYB özellikle Kerkük ve Süleymaniye'de gerçekleştirdiği iddia edilen hilelerle en çok ön olana çıkan parti olmuştu. Yine açık kaynaklara yansıyan fotoğraflar ve video görüntüleri oy verme işlemi sonrasında silahlı kişilerin seçim merkezlerini bastıklarını, sandık görevlilerini şiddet kullanarak etkisiz hale getirdikleri ve partilerin gönderdiği şahitleri tartakladıkları hakkında yaygın bilgiler sunmakta. Bu nedenle, seçimlerde partilerin aldıkları oy miktarları ve oranlarına bakarak, IKBY'deki siyasi partilerin halk içindeki desteğini analiz etmek bir hayli güç görünmektedir. Elbette, halkın tercihleri özellikle muhalif partilere yönelik desteği ölçme konusunda fikir vermektedir. Fakat, bölgenin iki güçlü partisinin (KYB ve KDP) aldıkları oylar seçmenden aldıkları destek kadar hatta belki de ondan daha fazla seçim sürecini ve gününü manipüle etme kapasitesiyle yakından ilişkili görünmektedir. Bu bağlamda aşağıya çıkarılan ilk değerlendirme notları özellikle iki büyük parti arasındaki güç mücadelesine ve bunun diğer partilere etkilerine odaklanacaktır.   

Seçim sonuçlarının partiler üzerinde yansımaları
KDP, beklendiği gibi seçimden ilk sırada çıkmıştır. Kesin sonuçlar açıklanmamakla birlikte halihazırdaki sonuçlara göre 45 civarında sandalye kazanması beklenmektedir. Önceki parlamentoda 38 sandalyeyi elinde tutan KDP buna ek olarak azınlık kotasından 9 vekili de kendi istedikleri arasından seçtirmişti. Yani, önceki mecliste en az 47 sandalyeyi kontrol altında tutuyor olsa da en az 1 büyük veya iki küçük parti ile işbirliği yapmadan iradesini meclise tam olarak yansıtamıyordu. Ancak bu seçimden elde edeceği sandalye sayısı yeni parlamento aritmetiğinde KDP'ye büyük bir kolaylık sağlayacaktır. Üstelik bu seçimde de azınlık kotasından meclise giren 11 vekilin en az 9'u KDP yanlılarından seçilmiş görünmektedir. Kesinleşecek sonuçlara göre KDP, 2 ya da 3 sandalye ile Meclis'te güven oyu elde etmek için gerekli 56 sayısına ulaşabilecek konuma gelebilecektir. Bu durumda küçük bir partiyle işbirliği yaparak hükümeti kurabilir ve bu durum onun sistemi daha kolay domine etmesini sağlayacaktır. KDP bunun bölgenin bölünmesine kadar gidebileceğini bildiğinden büyük bir ihtimalle tek başına hükümet kurma yoluna gitmeyecektir. Fakat 22 Haziran 2016'da KDP dışındaki partilerin bir araya gelerek IKBY Başkanı'nın halkoyuyla değil parlamento tarafından seçilmesini öngören kararın gündeme geldiği ve KDP için parlamento tarihindeki en ciddi geri adım olarak görülen durumun tekrarlanması olasılığı rafa kalkmış gibi görünmektedir. Bu nedenle, seçimin en önemli galibi açık bir biçimde KDP olarak görülmelidir.
KYB ise tüm itirazlara ve seçim günü ortaya çıkan tüm sorunlara rağmen tekrar ikinci parti durumuna yükselmiştir. Geçen seçimde ikinci parti ya da "ana muhalefet" (partilerin hepsi hükümete girdiğinden böyle bir pozisyon bulunmamaktadır) konumunu Goran'a kaptıran KYB toplam oylarında bir azalma yaşamasına rağmen (seçime Barham Salih'in Demokrasi ve Adalet Partisi'nin de KYB'yle birlikte girdiği dikkate alındığında aslında tüm hile iddialarına rağmen Irak Genel Seçimlerine göre dahi oy sayısı seçim öncesi iki ittifakın toplamının 2/3'ünde kalmıştır) toplam elde ettiği 21 (22ye de çıkabilir) kendisinden sonra gelen partilerden açık ara önde gelmiştir. 2013 yılındaki seçimde Goran'ın 6 sandalye gerisinde kaldıktan sonra her seçimde Gorran'ı geçen KYB, bu seçimde de muhtemelen 9-10 sandalyelik bir fark yakalayarak güç gösterisi yapmıştır. Fakat, KYB, muhalefet partisi olabilecek karakterde bir parti değildir. Ekonomik kaynaklar ve siyasi faydanın optimum bir biçimde dağıtılmasına dayalı bir ittifak halinde yönetilen KYB, hükümetin parçası olmak için elinden geleni yapacaktır. Meclisteki gücü bir yana sahip olduğu neredeyse KDP kadar peşmerge sayısı, KYB'nin ihmal edilebilir bir parti olmasını engellemektedir. KYB'nin diğer partilerden en önemli farkı, sahip olduğu askeri güç ve yaygın parti örgütlenmesi sayesinde KDP ya da diğer partilerden kendisine yönelecek baskılara boyun eğmeyecek durumda olmasıdır. KDP, KYB'yi dışarıda bırakacak hükümet formülleri bulacak imkana sahip olsa dahi siyasi iktidarını KYB istemezse Süleymaniye'ye taşıyamayacaktır. Bir başka deyişle, KDP, bir önceki parlamentonun başkanı olan Goran üyesi Yusuf Muhammed Sadık'ı Erbil'e sokmayacak ve Goranlı bakanları görevden alabilecek güce sahip olabilmesine karşılık aynı uygulamayı KYB'ye kabul ettirebilecek durumda değildir. Üstelik aşağıda da ele alınacağı gibi Barham Salih'in Irak Cumhurbaşkanı seçilmesiyle KYB içinde uzun süreden beri devam eden çalkantılı dönemin durulabilir. Hatta bir adım ileri giderek, Barham Salih'i Bağdat'a gönderen Kosrat Resul'u da zayıflatan Hero Talabani ve oğullarının KYB'de aile tekelini yeniden sağlaması beklenebilir.
Geçen seçimin en önemli yükselişini yakalayan Goran'da ise o tarihten bu yana yaşanan düşüş devam etmektedir. Goran'ın lideri Nevşirvan Mustafa'nın ölümünden sonra partide liderlik mücadelesi ve eski kuşaklarla yeni lider adayları arasındaki tartışma artmıştır. Önceki seçime göre yarıya düşen sandalye sayısı ve oy oranı sayısı Ömer Seyit Ali'nin muhtemelen sonunu getirecektir. Partide kısa sürede mevcut liderin yerini genç kuşaktan bir kişinin alabilir. Gorran'ın zayıflamasının nedenleri özetle hem kendi iç çelişkileri hem de KYB'nin baskılarına karşılık verememesi olarak sıralanabilir. Gorran'a yöneltilen en önemli eleştiri tutarsız olmasıdır. 2013'te muhalif olarak yola çıkmasına rağmen iktidar ortağı olması, daha sonra ise tekrar muhalefete dönmesi bu tutarsızlığın en belirgin örneğidir. Yukarıda belirtilen iki ana neden biraz daha yakından incelendiğinde Gorran'ın temel sorunları olarak şunlar sıralanabilir: Yeni Nesil Hareketi'nin bir kısım muhalefeti kendi yanına toplaması (örneğin Gorran Partisi'nin IKBY Parlamentosu'nda eski grup başkanı şu anda Yeni Nesil'den Bağdat'taki parlamento için vekil seçilmiştir), parti içindeki liderlik mücadelesi, KYB ve KDP'dekilere benzer yolsuzluk vakalarının Gorran içinde de ortaya çıkması ve KYB'nin silahlı gücünün yarattığı tehdit karşısında destekçilerinin korkması Gorran'ı zayıflamıştır. Son olarak, IKBY'de protestoların yükseldiği dönemde Gorran'ın protestoları örgütlemeyi ve kendisi lehine siyasi bir atmosfere çevirmeyi denemesine rağmen başaramaması da altı çizilmesi gereken bir faktördür. Yine de Gorran'ın oylarında 2013'e göre yarı yarıya bir azalma olmasına rağmen 2018 Irak Genel Seçimi'ne göre bu azalmanın çok düşük bir düzeyde kaldığının hatırda tutulmalıdır.
IKBY Parlamentosu seçimine ilk kez katılan Yeni Nesil Hareketi, 2018 Mayıs'ındaki seçime göre oy kaybı yaşamış olsa da devamlılığını korumuştur. Mayıs ayından sonra ikinci kez İslamcı partilerin önüne geçmeyi başarmıştır. Her ne kadar seçim sonuçlarını reddetse de pragmatist tavrı nedeniyle KYB'nin girmemesi durumunda yeni hükümetin ortağı olabileceği söylenebilir. Şimdilik Gorran'ı geçememiştir. Fakat, Gorran'ın zayıflaması halinde KDP ve KYB'den hoşlanmayan muhaliflerin yeni adresi olması ihtimali göz ardı edilmemelidir.
KDP ve KYB'nin IKBY'deki sistemi domine ettiği dönemde bölgedeki ana muhalif güç olarak görülen İslamcı partiler gelinen aşamada kendi aralarında yarışır hale gelmişlerdir. Mayıs 2018'e göre iki ayrı aktörün toplam oyu küçük bir miktar artmış olsa da son seçim sonuçları İslamcı partilerin ittifak yapmaması halinde IKBY siyasetinde küçük aktör konumunda kalacaklarını göstermektedir. Üç İslamcı partinin toplamı 2009'daki %12.8 oranına geri düşmüştür. Bu oran 2013'te %16'ı bulmuştu. Burada dikkat çeken iki ana nokta bulunmaktadır: Bunlardan birincisi İslamcı partilerde gerileme yaşanmasına rağmen 3 partinin seçime birlikte girmesi halinde KYB'den sonra 3. sıraya oturabilecek bir potansiyele sahip olduğudur. İkincisi ise IKBY'de İhvan çizgisinin zayıflamasına karşılık daha muhafazakar olan çizginin güçlenmeye devam etmesidir.

Seçim Sonuçlarına Dair İlk Beklentiler
Seçim süreci ve sonuçlarının gösterdiği ilk şey IKBY'deki mevcut sosyoekonomik eğilimlerin devam etmesi halinde bölgede mevcut siyasi kurumların çözüm bulamayacağı bir kargaşa ortamının hakim olması ihtimalinin artmasıdır. Halkın gittikçe siyasi kurumlara yönelik inancının azalması seçime katılımın düşmesine (özellikle de 2018 Mayıs'ındaki genel seçimlerde de aynı şeyler olduktan sonra) neden olmaktadır. Bu nedenle aynı Irak'ın Basra kentinde yaşandığı gibi bundan sonra ortaya çıkacak protesto gösterilerinin siyasi partilerin denetiminden tamamen çıkması ve kanlı bir biçimde bastırılması benzeri gelişmeler yaşanabilir.

Yakın geleceğe ilişkin tahminler ise şöyle özetlenebilir:

KDP, bu dönemde parlamentoda hiç olmadığı kadar etkin hale gelecektir. Eğer bir koalisyon hükümeti kurulursa bu iki biçimde ortaya çıkabilir: Ya KDP-KYB uzlaşına dayalı ve iki partinin sistemi yeniden domine ettiği bir hükümet ya da KDP'nin yanına küçük bir parti alarak pastayı paylaşmak istemeyeceği ve KYB'yi cezalandırmak isteyeceği bir hükümet.
Barham Salih'in KDP'nin tüm itirazlarına rağmen Irak Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Mesut Barzani'nin sert tepkisi kısa vadede akla öncelikle KDP'nin KYB'yi dışlayacağı ve onu cezalandırmak için KYB'ye en sert muhalefeti yapan partilerle işbirliği yapma yoluna gideceği gelmektedir. Ancak KYB'yi dışlayacak bir hükümetin Süleymaniye üzerindeki etkisinin kağıt üzerinde kalabileceği, KDP-KYB restleşmesinin büyümesi halinde bölgede fiili olarak parçalanma yaşanmasına kadar gidebilecek gelişmelerin yaşanabileceği söylenebilir. Bu nedenle muhtemelen her iki parti de kendi açısından bu tür bir irrasyonel tutuma girişmeyecektir. Şu an görülen sert tepkilerin bir süre sonra yerini yumuşamaya bırakması ihtimali daha güçlüdür. Çünkü her ne kadar iki parti zaman zaman sertlik içeren açıklamalar yapsalar da mevcut ekonomik koşullar ve halkın artan tepkisi nedeniyle çatışma ortamını istemeyeceklerdir.
KDP ironik olarak IKBY Parlamentosu'nda en güçlü dönemine girdiği bir anda Bağdat'ta zayıflamaya başlamıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Nuri Maliki ile ittifak yapması ve başarısız olması Irak'ın yeni hükümetinde istediği temsili sağlayamamasına neden olabilir. Üstelik, Barham Salih'in görevlendirdiği Adil Abdulmehdi'nin KYB ile özel ilişkileri dikkate alınırsa bu durum daha dikkat çekici bir hale gelmektedir.
Muhalefet partileri açısından seçimin en önemli sorunu ise Goran'da liderlik yarışı, Yeni Nesil'de ayakta kalma çabaları olacaktır. Her ne kadar; KDP'yi eleştirseler de özellikle Yeni Nesil'in hükümette yer alması ihtimali ihmal edilmemelidir.
Seçimin bir diğer sonucu, KYB içindeki dengelerin Hero Talabani lehine tamamen dönüşmesidir. Salih'i Bağdat'a göndererek hem önemli bir rakipten kurtulan KYB liderliği Kosrat Resul'un da zayıflaması nedeniyle partinin tek hakimi altına girmiştir. KYB'deki iç dengeler hala çok hassastır; ancak KYB çöküşünü durdurmuş ve pozisyon kazanıyor görüntüsü çizmektedir.