Irak Dinarı Kurunda Dalgalanma

Irak para birimi son birkaç haftadır ABD doları karşısında büyük bir düşüş kaydederek yerel piyasalarda karışıklığa neden oldu. Bu hızlı düşüş öncesinde neredeyse 1480 sınırlarında sabit kalıp daha sonra 1600 seviyesine yaklaşarak özellikle dar gelirli ve yoksul tüketicileri zarara uğrattı. Bu durum İran, Suriye ve Lübnan’da yaşananlara benzer şekilde Irak kamuoyunda büyük endişeye neden oldu. Özellikle Irak, Suriye ve Lübnan arasında İran’ın müdahaleleri ve etkilerine dayanan ortak bir bağ bulunmaktadır. Irak dinarının ABD doları karşısında değer kaybetmesinin nedenleri konusunda resmî ve gayriresmî farklı açıklamalar yapılırken, bazıları bu durumu piyasadaki dolar kıtlığı nedeniyle döviz tüccarları arasında yaşanan finansal spekülasyonlara bağladı. Diğerleri ise Sudani ve Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’nun diğer liderlerinin önceki Kazımi hükûmeti döneminde döviz kurlarını düşürmeye yönelik çıkardığı yasanın en güçlü muhalifleri arasında olduğu göz önüne alındığında, bu konuyu kamuoyunda Sudani ve Koordinasyon Çerçevesi hükûmetine yönelik olumsuz bir etki yaratma girişimleriyle ve yerel para birimini dolar karşısında kontrol etmek için yapılan ilk ekonomik denemedeki başarısızlığının teyit edilmesiyle ilgili siyasi nedenlere bağladı.

Yasal veya mali kısıtlama olmaksızın Irak bankalarına serbestçe dolar satışına izin veren bir sisteme sahip olan Irak Merkez Bankasının her gün gerçekleştirdiği “döviz müzayedesi”, Irak’ta yaşanan ekonomik krizin “şifresi” ve hazinedeki dövizin boşaltılmasının temel nedeni olarak görülmektedir. Bu müzayedenin resmî bahanesi ise üreticilere dolarla ödeme yapması gereken Iraklı ithalatçılara, müzayedeye katılan bankalar aracılığıyla ABD doları sağlamasıdır ancak mesele bu bahanenin çok ötesindedir. Bu müzayedede günlük satış oranı bazı zamanlarda günde yaklaşık 250 milyon doları buldu. Çünkü müzayedeye katılan özel bankalar ve para transferi şirketleri, resmî kurdan dolar satın alıp daha sonra yerel döviz piyasalarına daha yüksek bir fiyattan satarak yerel piyasalarda işlem gören fiyat farkından günde milyonlarca dolar kazandı. Bu durum, dolar alım işleminde sorunlara ve krizlere neden oldu. Ayrıca doların Irak’tan kaçırılması veya Maliye Bakanı Ali Abdulamir Allavi’nin isim vermeden işaret ettiği siyasi ve silahlı grupların hesaplarına aktarılmasıyla mali usulsüzlüklere yol açtı.

Çoğu tahmin, Merkez Bankasının 2003’ten bu yana devamlı olarak günlük döviz müzayedelerinde 500 milyar dinardan fazla satış gerçekleştirdiğine işaret ediyor. Bu durum, Irak hükûmetini ve ardından Merkez Bankasını, ABD Merkez Bankası ve uluslararası kuruluşların büyük baskısı altına alarak özellikle ithalat ve ihracat tutarları olmak üzere dolar satış mekanizmasını değiştirmesi ve dünyada finans ve bankacılık gelişmeleriyle uyumlu hâle getirilmesi için zorladı. Irak Merkez Bankası, ABD Hazine Bakanlığının tavsiyesi üzerine döviz kaçakçılığı, yolsuzluk ve kara para aklama suçlamalarıyla “el-Ensari, Şarku’l Avsat, el-Kabid, Asia” bankalarının faaliyetlerini durdurdu. Bu bankalar döviz satışı müzayedesine katılan 35 banka üzerinde daha sıkı bir kontrolle merkez bankasının günlük satışlarının yarısını alıyordu. Çünkü konu, dolar satışlarını büyük ölçüde etkileyen ve piyasada Irak dinarının değerinin düşmesiyle bir kıtlığa yol açan Merkez Bankasının itibarı ve uluslararası güveniyle ilgili görünüyordu.

Merkez Bankası, döviz alım satım işlemlerinin düzenlenmesi ve döviz kontrolünün etkin bir şekilde yapılması amacıyla geçtiğimiz günlerde uluslararası kuruluşlarla yapılan koordinasyonla ve ABD Merkez Bankasıyla ortaklaşa, “platform” adı verilen ve 2023 yılından itibaren kalıcı olarak devreye girecek deneysel bir elektronik izleme sistemi kurdu. Platform sistemi, lisanslı bankaların şahıslar adına döviz alım taleplerini kendilerine iletmeleri ve şahıs isimlerinin bir hafta boyunca değerlendirilmesi ve ardından bankanın satın almak üzere sunulan para birimini satmak için düzenlenen açık artırma tarihinden önce satış tutumunu belirlemesi prensibiyle çalışmaktadır. Bilgi sahibi kaynaklar, platform sisteminin dayattığı koşullara uyulmaması nedeniyle son birkaç hafta içinde reddedilen dolar satış taleplerinin %40’a ulaştığını söylüyor.

ABD bankacılık sistemi, fon kaynağının nihai alıcıya kadar denetimini içeren SWIFT sisteminden geçen transferler için prosedürlerde değişiklikler yaptı. Bu değişiklikler, çalınan meblağın 2,5 milyar dolar olduğu tahmin edilen ve “yüzyılın hırsızlığı” olarak bilinen olayın ayrıntılarının ortaya çıkmasından sonra yapıldı. ABD Merkez Bankası kısa bir süre önce, satılan dolarların şahıs ve lehtar adlarını içeren listelerin görüntülenmesini zorunlu kılan katı koşullar getirdi. Talep eden tarafın satın alma işleminin güvenliği konusundaki tutumunu belirtmesi için 15 gün bekleme süresi verilmektedir. Satış işlemi, Merkez Bankasının belirli bir isme itiraz etmesi, isim benzerliği olması veya dolar satın alma amacına dair bir şüphenin bulunması hâlinde durmaktadır.

Milyarlarca doların bölgesel rejimler, siyasi ve silahlı gruplar veya nüfuzlu kişilerin çıkarları için yurt dışına kaçırıldığı kanıtlandıktan sonra, Irak’ın petrol satışından elde ettiği geliri ve bugün platform sistemi aracılığıyla Irak’taki döviz hareketini kontrol eden ABD Merkez Bankasının doğrudan müdahalesini ortaya çıkaran ayrıntılar, bu krizin ilk gerçeğini açığa kavuşturmaktadır.

Satış işleminin resmî olarak açıklanmayan ikinci gerçeği ise sağlam kaynaklara göre dolardaki yükselişin asıl sebebinin, Irak’ın İran’a uygulanan ekonomik yaptırımlar nedeniyle enerji ithalatından kaynaklanan Irak dinarı karşılığı 5 milyar doları bulan borcunu İran makamlarına ödemesidir. Bazı İranlı tüccarların Irak piyasasından ve döviz şirketlerinden dolar almaya başlaması, dolara olan talebin artmasına ve piyasada dolar kıtlığı yaşanmasına yol açtı. Bu durumda hedeflenen satın alma tutarına ulaşıldığında dolar düşecektir. Irak Merkez Bankasının yaptığı açıklamada “iç ve dış etkenlerden kaynaklanan geçici baskıların doların yükselmesine neden olduğu” ifadesi de yukarıdaki görüşü destekler niteliktedir.

Irak, yurt dışına kaçırılan para miktarı, bu parayı çalan taraflar ve bu paraya yatırım yapan ülkeler hakkında doğru bir bilgiye sahip olmadığı için Irak’tan kaçırılan para miktarına dair çelişkili rakamların ortaya çıkmasına neden oldu. Örneğin, eski Cumhurbaşkanı Berham Salih 150 milyar dolarlık işlemin kaçak yapıldığını belirtirken, Meclis Dürüstlük Komisyonu kaçak fon hacminin 350 milyar dolar olarak tahmin edildiğini belirtti. Bu, Irak’ın 18 yıllık gelirinin %32’sine eş değerdir. İşin gerçek yüzünün açığa çıkması için ilgili düzenleyicilerin kaçak paranın gideceği yerin ve lehtarlarının tespiti amacıyla mali denetim yapması ve uluslararası mahkemeler nezdinde güvenilir ve akredite şirketlere başvurması gerekmektedir.

Siyasi denge faktörü ve iktidar partilerinin yurt dışındaki yolsuzluk ve döviz kaçakçılığı sürecine dâhil olduğu varsayımı, Irak’ın 20 yıldır maruz kaldığı büyük hırsızlıkların ortaya çıkarılmasında önemli belirleyicilerdir. Bu nedenle, siyasi sistemin para birimindeki kan kaybını durdurmasına yardımcı olan uluslararası bir gözetim şemsiyesi olmadığı sürece mali ve idari yolsuzluğun, yetkililerin ve iç kurumlarının mücadele edemediği devlet sisteminin bir parçası hâline geldiği söylenebilir.

Irak’taki mali ve ekonomik sisteme dair güven eksikliği, iktidar kurumlarının bu sistem üzerindeki kontrolsüzlüğü ve petrol gelirleri üzerinde uluslararası denetim ve vesayet dayatması, art arda gelen Irak hükûmetleri ve rejim yapıları için genel anlamda bir ikilem oluşturmaktadır. Öyle ki hükûmetler, geleneksel veya yeni ortaya çıkan eksenler arasında süregelen bölgesel kutuplaşmada Irak’ın tarafsız olması nedeniyle uluslararası finans kuruluşlarının ve büyük ülkelerin güvenini sağlayamadı. Ayrıca bu durumun devam etmesi, Irak’ı ekonomik yaptırımlar ya da petrol satışı için kaynakların kısıtlanması gibi bir ikileme de sokabilir. ABD yönetimi böyle bir karar alırsa Bağdat, bahsi geçen kaynaklara asla ulaşamayacaktır. Mesele, iç ve dış nedenlerden dolayı ortaya çıkan “yüzyılın hırsızlığı” soruşturmasını tamamlamak için hâlen engellerle karşılaşan mevcut Irak hükûmetine bağlıdır.