Irak Seçimleri Konusunda Son Gelişmeler

Habib Hürmüzlü, ORSAM Ortadoğu Danışmanı
Irak’ta seçimlere kırk gün gibi az bir süre kalmışken siyasi çevreler hala Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin Baas partisi üye ve yandaşlarının 7 Mart günü yapılacak seçimlerden uzaklaştırılması kararını tartışmaya devam etmektedir. Siyasi güçler bu konuda birbirine zıt görüşler sergilemektedir. Şii kanada mensup bazı oluşum ve siyasetçiler, alınan kararların Baas partisinin siyasi hayattan uzaklaştırılmasını benimseyen anayasa hükümlerine uygun olduğunu vurgularken, bazı Sünni kesimler kararların Sünni Arapları siyasi hayattan uzaklaştırma amacıyla alındığını savunmaktadır. Bu bağlamda Irak’ta başta gelen Şii partilerden biri olan ve Başbakan Nuri El Maliki’nin başkanlığını yaptığı El Dava partisinde önemli bir pozisyonda bulunan Ali El Edip, “Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin kararları konusunda Anayasanın hükümlerine dönülmesi gerektiğini vurgulayarak, dolaylı bir şekilde kararları desteklemiştir. Laik Şii El Irakiye oluşumunun başkanı Eyad Allavi ise, “Irak halkına karşı suç işlemiş olanlar dışında, tüm kişi ve oluşumlar seçimlerden uzaklaştırılmamalıdır” şeklinde beyanatta bulunmuştur. Allavi son Mısır ziyareti sırasında yaptığı açıklamada ise kararların uygulanması durumunda seçimi boykot edeceklerini ifade etmiştir. El Irakiye listesinin sözcüsü Meysun El-Demeluci, El Şark El Avsat gazetesine vermiş olduğu bir demeçte oluşum başkanının bu görüşüne açıklama getirerek, “ellerine Iraklıların kanı bulaşmayan bir Baas partisi üyesi siyasi sürece neden katılmasın ki” şeklinde konuşmuştur. El Demeluci daha da ileri giderek “Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin üyelerinin parlamento tarafından onaylanmadığını hatırlatarak, “bu heyetin başkanı Ahmet El Çelebi ve heyetin uygulama müdürü Ali El Lami seçimlere aday olarak katılacaktır, dolayısıyla vermiş oldukları kararlar adalet ve tarafsızlık ilkeleriyle bağdaşmaz” şeklinde ifadede bulunmuştur.

Bilindiği üzere, Sorgulama ve Adalet Heyeti seçimlere katılmaları yasaklananların son listesini 18 Ocak tarihinde Yüksek Seçim Kurulu’na sunmuştu. Bu listede, Ulusal Diyalog Cephesi Başkanı Salih El Mutlak (Eyad Allavi oluşumundan), Erşat Zibari (Irak Kürdistan Adalet Partisi), Cevher Herki (Tüm Iraklılar Kitlesi) dahil, 500’ün üstünde aday bulunmaktadır. Yüksek Seçim Kurulu da 25 Ocak tarihinde yayınladığı bir bildiride Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin kararı üzerine 9 siyasi oluşumun seçimlere katılmasını iptal ettiğini açıklamıştır.

Konu hem siyasi oluşumlar hem de devletin değişik kurumları arasında büyük çapta tartışmalara yol açmıştır. Bu aşamada başbakanlık devreye girerek 14 Ocak tarihinde Baas Partisi’nin Kökünü Kazıma Ulusal Heyeti’ne bir yazı yönelterek Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin seçim konusundaki icraatının yasal olmadığını ve heyetin faaliyetlerinin durdurulması gerektiğini bildirmiştir. Bakanlar Kurulu’nun genel sekreterinin imzasını taşıyan bu karara gerekçe olarak, adı geçen heyetin kurulmasına dair bakanlar kurulunun 2009 yılında bu konuda vermiş olduğu kararın parlamento tarafından onaylanmaması gösterilmiştir.

Sorgulama ve Adalet Heyeti ise bir haber ajansına verdiği demeçte, bakanlar kurulunun heyetin vermiş olduğu kararları durdurduğuna dair haberlerin doğru olmadığını, bakanlar kurulunun böyle bir yetkisinin olmadığını ve heyetin idari ve yasal yönlerden parlamentoya bağlı olduğunu bildirmiştir.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi başbakanlığın yazısını teyit eder mahiyette bir açıklama yaparak; Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin meşru ve yasal olmadığını, heyet üyelerinin parlamentonun onayından geçmediğini ve buna göre heyetin almış olduğu kararların geçersiz olduğunu ifade etmiştir. Bilindiği üzere El Haşimi, “Irakiyun” oluşumu adı altında Eyad Allavi’nin seçimlere katılmak üzere kurmuş olduğu Irakiye listesi içinde yer almaktadır ve aynı listede, başkanlığını yürüten ve seçimlere katılması yasaklanmış olan Salih El Mutlak’ın listesi Ulusal Diyalog Irak Cephesi de yer almaktadır.

Daha sonra Cumhurbaşkanı Celal Talabani devreye girerek konu hakkında görüşlerini açıklamıştır. 21 Ocak tarihindeki basın toplantısında; Yüksek Federal Mahkeme’ye bir yazı göndererek Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin meşruiyetini ve vermiş olduğu kararların hukuka uygun olup olmadığını sorduğunu açıkladı. Talabani Baas Partisi mensuplarının siyasi haklardan mahrum bırakılmalarına karşı olduğunu, ancak anayasaya da bağlı olduğunu açıkladı. Talabani açıklamasında, “Irak’ta geçimlerini temin etmek ya da iş bulabilmek amacıyla Baas partisine kerhen katılan yüz binlerce Iraklı vardır, bunların hepsini cezalandırmak ya da devrik rejimin yandaşları olarak görmemiz mümkün değildir” şeklinde ifadede bulunmuştur.

Bu gelişmelerden sonra 22 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanlığı sarayında, Cumhurbaşkanı, parlamento başkanı ve başbakandan oluşan bir üçlü zirve toplantısı gerçekleşmiştir. Zirveye katılan liderler, seçime katılmaktan uzaklaştırılanlar konusunda anayasanın hükümlerine ve yargı kararına göre hareket etmek prensibi üzerinde anlaştıklarını açıklamıştır. Zirvede ayrıca yeni bir Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin kurulmasına ve kurulacak bu heyetin parlamentonun onayına sunulmasına karar verilmiştir. Parlamento, 26 Ocak tarihinde bütçe yasasını onayladıktan sonra başkanın birinci yardımcısı tarafından, 4. Yasama döneminin sona erdiğini açıklamıştır. Ancak, gerekirse olağanüstü bir toplantı yapılabilir şeklinde bir açık kapı da bırakılmıştır.

Yeni bir heyet kurulması ve üyelerinin parlamento onayından geçmesi durumunda, kurulacak bu heyet eski heyetin tüm kararlarını gözden geçirip birçok aday ve oluşumun yasaklı halini kaldırması güçlü bir ihtimaldir. Ayrıca yasaklı oluşum ve kişilerin karara itiraz etmeleri durumunda parlamento tarafından oluşturulmuş olan temyiz heyetinin vereceği kararlar doğrultusunda krizin aşılıp aşılmayacağı açığa kavuşacaktır. Kriz tırmanırsa, seçimlerin yapılması ve hatta Irak’ta siyasi hayatın ve demokratik ortamın tehlikeye girmesinden endişe edilmesi normaldir.