Irak Seçimleri ve Ankara'daki Türkmen Seçmenler

Seval Kök, ORSAM Başkan Asistanı
Irak’ta 7 Mart 2010 Pazar günü gerçekleştirilen Parlamento seçimleri için Türkiye de dahil olmak üzere 16 ülkede sandık açıldı. Türkiye’de 5 Mart 2010 Cuma günü başlayıp 8 Mart 2010 Pazar gününe kadar süren oy verme işlemi için biri Ankara’da üçü de İstanbul’da olmak üzere dört seçim merkezi kuruldu.

Ankara’da gerçekleşen seçimlerde toplam 34 sandık görevlisi ve çok sayıda gözlemci bulunmaktaydı. Seçimlere Ankara’da 1603 kişi katılırken, Türkiye genelinde yaklaşık olarak 6.100 kişi sandık başına gitti. Oy verme işleminde şehir dışından gelenlerle birlikte yoğunluk pazar günü yaşandı. 2005’e oranla kadınların seçime katılımının yükseldiği gözlendi. Bu seçimleri seslerini duyurabilmek, Türkmen varlığını ortaya koyabilmek ve özellikle “Kerkük’ü kurtarmak” için bir yol olarak gören Türkmenler, Irak Türkmen Cephesi’nin organizasyonu altında Konya ve Kayseri başta olmak üzere İzmir’den, Afyon’dan, Antalya’dan, Samsun’dan, Tokat’tan ve daha Türkiye’nin birçok şehrinden Ankara’ya oy kullanmak için geldiler. 

Oy vermeye gelen çok sayıda seçmenle yaptığımız görüşmeler sonucunda, hepsinin tek arzusunun başta Kerkük sorununun adil bir çözüme kavuşması ve Türkmen haklarının verilmesi olduğunu gördük. Türkiye’de yapılan seçimlere tam olarak güvendiklerini fakat Irak’ta ki seçimlere, her ne kadar 2005 yılında yapılan seçimlere oranla daha “ciddi” görünse de, güvenlerinin olmadığını ve seçim sonuçlarının sağlıklı olmayacağını düşündüklerini gözlemledik. 37 kişilik bir grupla Kayseri’den oy vermeye gelen Kerim Türkmen “ Hemen hemen Kayseri’deki tüm Türkmenlerin oy kullanmaya geldiğini ve yeni kurulacak olan parlamentodan öncelikle Türkmen haklarının verilmesini istediklerini” söyledi.

Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Konya Şubesi Başkanı Dr. Aydın Beyatlı “Konya’dan 80 kişilik bir grupla geldiklerini, Irak’ın artık kin, nefret ve terörle anılmasını istemediklerini” belirtti. “ Irak üzerinde 7 senedir birçok oyunun oynandığını, bu seferki seçimlere ise sadece belirli grupların oyunlarının değil resmi kurumların oyunlarının da gölge düşürdüğünü, Irak’ın kalkınmasının ancak ve ancak etnik ve mezhepsel ayrılıkların ortadan kaldırılıp tüm grupların birlikte hareket etmesiyle sağlanacağını” söyledi. Kerkük’ün bir Türk şehri olduğunun altını çizen Beyatlı, yeni kurulacak parlamentonun ilk ve en mühim işinin Kerkük sorununu çözmek olduğunu ve bir referanduma gidilmesi takdirinde “Kerkük halkı” kavramının 1957 yılında yapılan sayımlar baz alınarak doldurulması gerektiğini, ancak o sayımdaki insanların Kerkük halkı olarak karar mercisi sayılabileceğini sözlerine ekledi.

1957 yılında yapılan sayıma göre, Kerkük’teki Türkmen nüfusu 94.985, Kürt nüfusu ise 16.240 kişidir. Yani Türkmenlerin nüfus oranı yüzde 80, Kürtlerin nüfus oranı ise yüzde 15’dir. Diğer yüzde 5’lik grup ise Ermeniler, Asuriler ve Araplardan oluşmaktadır. 1959’daki Kerkük katliamı bölgeden büyük bir Türkmen göçü yaşanmasına neden olmuş ayrıca önceden Kerkük’e bağlı ilçelerden Tuzhurmatu ve Kifri ile bazı nahiyeler de başka illere bağlanmıştır.

Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Sadun Köprülü; En büyük sıkıntıyı Türkmenlere ulaşmakta yaşadıklarını söyleyerek Türkiye’de yaşayan Türkmenlerin yüzde 50’sinden fazlasının sandık başına gittiğini vurguladı. “Ben ITC’nin Kerkük’ten 2, Musul’dan 3, Bağdat’tan, Selahattin’den ve Erbil’den birer olmak üzere 8 milletvekili çıkarmasını bekliyorum”. Diğer listelerden seçimlere katılan Türkmen adaylarında ITC ile işbirliği yaparak parlamentoda Türkmenlerin 13-14 milletvekili ile temsil edeceğini ve bu sayede seslerinin daha gür çıkacağını sözlerine ekledi.

Ankara’da sakin bir ortamda geçen seçimlerde iki sorun göze çarptı. Biri bilgilendirme amacı ile dağıtılan broşürlerde Arapça, Kürtçe ve Süryanice yazması, Türkçeye yer verilmemesi, diğeri ise oy vermek için kimliklerin yanı sıra ikinci bir belge daha istenmesi. Aralarında şehir dışından gelen Türkmenlerin de bulunduğu birçok seçmen sadece kimlikleri olduğu için oy kullanamadı.

Irak’ın çeşitli bölgelerinde 38 kişinin öldüğü ve 110 kişinin yaralandığı haberlerinin gölgesinde gerçekleşen seçimlerin ne kadar demokratik, ne kadar şeffaf ve ne kadar güvenli olduğu; yeni kurulacak olan parlamentonun başta Kerkük olmak üzere, altyapı, güvenlik ve işsizlik gibi temel sorunlara ne kadar çözüm bulabileceği, Türkmenlerin büyük bir ümitle bekledikleri değişimi ve istedikleri haklarının ne kadar karşılanacağı gibi “sorular” resmi sonuçlar açıklanana kadar “sorun” olmaktan öteye geçemeyecekler.