Irak’ta Kabine Revizyonu

Irak Parlamentosu 15 Ağustos 2016 tarihinde yaptığı toplantıda Irak Başbakanı Haydar El-Abadi’nin parlamentoya sunduğu teknokratlardan oluşan 6 bakanlığa ait isim listesinden 5 bakanlığı onaylamıştır. Yapılan toplantıda Cabbar Ali Hüseyin El-Luaybi Petrol Bakanı, Kazım Fincan Al Hamami Ulaştırma Bakanı, Abdulrezzak Abdulcelil El-Isa) Yükseköğretim Bakanı, Hasan  El-Cenabi Su Kaynakları Bakanı,  Aan Nafi Avsi) İmar ve İskan Bakanı olarak onaylanmıştır. Fakat Abadi’nin Ticaret Bakanlığı için Parlamento’ya sunulan Yusuf Ali El-Esedi  milletvekilleri tarafından onaylanmamıştır. Iyad El-Allavi’nin liderliğini yaptığı Vataniye Koalisyonunun Sünni Arap milletvekilleri Yusuf El-Esedi’ye karşı çıkarak, bu görevin Vataniye Koalisyonu’na ait olduğunu iddia etmiştir. Yusuf El-Esedi’nin isminin daha önce Haydar El-Abadi tarafından Sanayi Bakanlığı için aday gösterildiği, ancak Abadi’nin son dakika değişikliği yaparak, kendisini Ticaret Bakanlığı’na aday göstererek Parlamento’ya sunduğu öne sürülmektedir. Vataniye Koalisyonu, Ticaret Bakanlığı’na teknokrat bir aday gösterilse dahi, bu ismin Vataniye Koalisyonu’ndan onay almasını istemektedir. Bu nedenle Irak Parlamentosu’nda bakan adaylarının oylamasına katılan 220 milletvekilinin ancak 104’ünün onayını alarak çoğunluğu elde edemediği söylenmektedir.  Aynı zamanda Irak Parlamentosundaki Türkmen milletvekilleri de Abadi’nin yeni kabinesinden Türkmenlere yer verilmediği için kabine revizyonuna karşı çıkmış ve oylamayı protesto etmiştir.

Irak kabinesindeki bakanlık değişiklikleri, halkın hükümetteki yolsuzluğa ve siyasi ve mezhepsel kotalara karşı başlattığı gösteriler ve protestoların sonucu gündeme gelmiştir. Irak Başbakanı Haydar El-Abadi kabine revizyonunu Nisan ayında yapmayı öngörmüş, ancak IŞİD’le mücadele ve siyasi pazarlıklar nedeniyle değişiklik ertelenmiştir. Abadi kabine revizyonu çerçevesinde partilere bağlı olan bütün bakanları, daha yetenekli teknokrat ve özgür siyasi iradeye sahip bakanlarla değiştirmeye yönelik söz vermiştir. Abadi aynı değişiklikleri bakan yardımcıları ve genel müdürler gibi yetkilileri de kapsayacak şekilde genişletmek istemektedir. Fakat bu operasyon geçen aylarda çok sayıda engelle karşı karşıya kalmıştır. Parlamentodaki siyasi partiler ve güçler arasında siyasi anlaşmazlıklar Abadi’nin yapacağı revizyonun önüne geçmiştir. Partiler ve siyasi güçler arasındaki güvensizlik ve siyasi oluşumlar tarafından aday gösterilen teknokrat bakanların bağımsız olmadıklarına ilişkin şüpheler, Abadi’nin kabine revizyonunun gecikmesine sebep olmuştur.

Ayrıca siyasi partiler, elde ettikleri bakanlıkların imkanlarını kullanarak siyasi çıkar sağlamaları nedeniyle kabine revizyonunun gecikmesi için çaba harcamıştır. Ancak Parlamento toplantısında Ticaret Bakanı dışındaki bakanların oy birliği ile onaylanması, bakanlık değişimine devamı edilmesi yönünde bir siyasi uzlaşı olduğunun kanıtı olarak gösterilebilir.

Bakanlık düzenlemesinde açıklanan hedef, bakanların bağımsız teknokratlar olması, siyasi partiler ve kitleler tarafından bakanlığın imkan ve kaynaklarının partisel ve grupsal çıkarlar için kullanılmamasıdır. Ayrıca kabine revizyonu ile Irak devlet kurumları arasında parti ve mezhepsel kota sisteminden kaynaklanan yaygın finansal ve idari yolsuzluk ile mücadele edilmesi hedeflenmektedir.  Nitekim Irak Kabinesi’nde partilere tanınan kota sistemi, devlet kaynaklarının kötü kullanımına ve yolsuzluğa yol açmıştır. Partisel kota sisteminin olması, denetim mekanizmasını işlemez hale getirmiştir. Bütün gruplar hakim oldukları bakanlık üzerinde siyasi çıkar amacıyla kişisel tasarruflarda bulunmuştur. Bu durum devlet sistematiğinde yozlaşmayı beraberinde getirmiş ve devlet kurumsallaşması tamamlanamamıştır. Bu nedenle siyasi partilerden bağımsız bir biçimde atanan teknokrat bakanların daha kontrol edilebilir ve denetlenebilir olduğuna inanılmaktadır.

Yeni atanan bakanların geçmişine bakıldığında yetenekli ve bağımsız teknokratlar olduklarını söylemek mümkündür. Yeni Petrol Bakanı Cabbar El-Lueybi bir petrol uzmanıdır ve petrol sektöründe 40 yıldan fazla çalışmıştır. İngiltere’den Kimya Mühendisliği Bölümünden lisans ve yüksek lisans diplomasını almıştır. Uzun yıllar boyunca Güney Petrol Şirketinde Müdür olarak görev yapmıştır. Daha sonra Irak Petrol Bakanı’nın Müsteşarı olarak çalışmıştır. Cabbar El-Luaybi, görevine başladığı tarihten itibaren Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile Irak hükümetinin arasındaki  petrol konusundaki sorunları çözeceğini açıklamış, aynı zamanda Irak’ın OPEC ve OAPEC’teki petrol üretimini ve ülkesel etkinliğini artırmaya söz vermiştir.

Ulaştırma Bakanı Kazım Fincan El-Hamami ise, Basralı bir denizcidir. El-Hamami, 40 yıldan fazla bir süre liman işletmeciliği ve deniz taşımacılığı alanında çalışmıştır. Irak dışında akademik kariyer yapan El-Hamami’nin Irak ve Arap Dünyası konularında tanınan bir araştırmacı olduğu ve ciddi oranda yayın yaptığı bilinmektedir. Hamami’nin akademik çalışmaları incelendiğinde, ırkçılıktan uzak, siyasi olarak bağımsız ve milli kimliğiyle ön plana çıktığı görülmektedir. Hamami’nin yazılarında Irak’ın bütün komşuları ile kalkınma ilişkileri kurmasına yönelik tavsiyelerde bulunduğu görülmektedir. Hamami, görevinin başladığı birinci günden itibaren Ulaştırma Bakanlığını 60 gün içinde geliştireceği yönünde taahhütte bulunmuştur.

Yeni Yüksek Öğretim Bakanı Abdulrezzak El-Isa ünlü bir akademisyen olarak İngiltere’de Organik Kimya Bölümü’nden doktora diplomasını almıştır. Yükseköğretim sektöründe 40 yıldan fazla deneyimi bulunmaktadır. Kufe Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Yükseköğretim Bakan Danışmanlığı görevini yürütmüştür. El-Isa yaptığı açıklamada, görevine başladığı tarihten itibaren Irak üniversitelerini  siyasi rekabet , ve parti çatışmalarından uzak tutmaya söz vermiştir. Bu dönemden sonra seçimlerde Irak üniversitelerinin bazı gruplar tarafından tekelleşmesine izin vermeyeceğini açıklamıştır. El-Isa Irak’ta akademik kurumların gelişmesinde ulusal prensipleri göz önünde bulundurma sözünü vermiştir.

Su Kaynakları Bakanı Hasan El-Cenabi ise Sidney Üniversitesi’nden Su Yönetimi Mühendisliği Bölümü’nden yüksek lisans ve Varşova Üniversitesi Mühendislik Bölümü’nden doktora diplomasını almıştır. Hasan El-Cenabi, 2016 yılında Irak’ın Japonya Büyükelçisi olmuştur. El-Cenabi, Irak dışında Afrika, Avrupa ve Avustralya gibi ülkelerde su mühendisliği, çevre ve tarım politikaları, coğrafi bilgi sistemlerinin uygulanması, çeşitli proje yönetimi, gibi alanlarda çalışmıştır. Aynı zamanda Irak’ta su kaynakları ile ilgili birçok proje yönetmiştir. El-Cenabi son olarak Irak’ın bataklıklarıyla tanınan Ahvar bölgesinin UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne eklendiği projeyi  yönetmiştir.

İmar ve İskan Bakanı Aan Nafi Avsi ise Bağdatlı bir Hıristiyandır. İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden doktora diploması vardır. Avsi aynı zamanda Bağdat Belediyesi’nde yaklaşık 25 yıl görev yapmıştır. İmar ve İskan Bakanı’nın Irak’taki azınlık gruplarından Hıristiyanlardan seçilmesi ve bu kişinin de kadın olması Irak’taki demokrasinin gelişmesi açısından önemli bir gelişmedir.

Ancak burada bakanlıklar için oluşturulan isim listesinde Irak’ın kurucu unsurlarından biri olan Türkmenlere yer verilmemiş olması, Irak’ın birliği ve bütünlüğüne, eşit ve demokratik ülke olma iddiasına ters düşmektedir. Nitekim Türkmenler “1” bakanla dahi olsa 2003 sonrası oluşturulan her kabinede temsil edilmiştir. Irak’ta azınlık bir unsur olarak Hıristiyanlar kabinede temsil edilirken, oluşturulan son kabinede kurucu unsur olan Türkmenlerin temsil edilmiyor olması eşitlik ilkesine ters düşmektedir. Ayrıca “Ulusal Birlik Hükümeti” olarak ifade edilen Abadi hükümetinde Irak Parlamentosu’nda 10 milletvekiline sahip Türkmenlerin temsil edilmemesi, ulusal birlikteliğe gölge düşürmekte, Türkmenler göz ardı edilmektedir. IŞİD sonrası sürecin ana kaybedeni olan Türkmenler, siyasi süreçten de dışlanmış görünmektedir.

Irak Parlamentosu tarafından onaylanan bakanlar kağıt üzerinde “teknokrat ve bağımsız” görünüyor olsalar bile bu kişilerin de partiler ve siyasi kitleler tarafından aday gösterilmiş olmaları, bağımsızlıkları konusunda soru işaretleri ortaya çıkarmaktadır. Yeni göreve getirilen bakanların siyasi gruplar tarafından aday gösterilmeleri nedeniyle ilerleyen süreçte siyasi partilerin baskılarına maruz kalmaları muhtemeldir. Bununla birlikte, demokratikleşme sürecindeki ülkelerdeki siyasi bağlar da zaman zaman kurumsal işleyişin korunmasını kolaylaştırmaktadır. Bu noktada siyasi korumadan uzak, bağımsız adayların, pozisyon elde edemeyen siyasi gruplar ya da milis grupların baskısı altında kalabileceği de göz önünde tutulmalıdır. Özellikle Irak’ta teknokrat ve siyasi bağımsız bir kabinenin yürütülebilmesi için devlet denetim mekanizması ile güvenlik aygıtını geliştirilmesi ve hükümetin pozisyonunu koruyabilecek yeterlilikte olması şart görünmektedir. Ancak Abadi’nin hükümeti kurduğu Ağustos 2014’ten bu yana hükümet üzerinde tam denetim ve kontrol sağlayabildiğini söylemek zordur. IŞİD’le mücadele sürecinin getirdiği zorlukla birlikte, bölgesel ve küresel politik müdahaleler, IKBY ile yaşanan siyasi çekişme, IŞİD sonrası süreçte Sünni Arapların pozisyonu gibi sorunlar da Abadi’nin hükümet üzerindeki kontrolünü azaltmaktadır. Bu nedenle Irak’taki siyasi istikrar ve hükümetin devamlılığının sağlaması zor görünmektedir. Bu noktada Irak’ta gerçek bir ulusal uzlaşının gerçekleştirilerek, tam katılımcı bir yönetim mekanizmasının kurulması en iyi çıkış yolu gibi durmaktadır.