Irak’ta Seçim Yasası Çıkmazı Nihayet Çözüldü

Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı
Irak’ta Amerikan işgalinden sonra ilk seçim yasası 2005 yılında çıkmış ve aynı yıl içinde parlamento seçimleri yapılmıştır. Yasada tüm Irak tek bir seçim bölgesi olarak öngörülmüş ve kapalı liste sistemi uygulanmıştır. 275 üyeden oluşan parlamentonun seçimlerine şaibe katıldığı konusu yaygın şekilde tartışmalara neden olmuştur.

Bakanlar Kurulu, 2009 yılının başlarında yeni parlamento seçimi için 16 Ocak 2010 tarihini belirlemiştir. Parlamento yeni bir seçim yasası çıkarmak için çalışmalara başlamıştır. 8 Kasım 2009 tarihinde parlamentonun onayladığı seçim yasasında 2005 yılı seçim yasasına göre köklü değişiklikler yer almıştır. Bu yeni hükümler özetle şöyle sıralanabilir.

1. 18 vilayetten oluşan Irak’ta her vilayet bir seçim bölgesi olarak kabul edilmiştir.
2. Kapalı liste yerine açık liste uygulanması benimsenmiştir. Seçmen buna göre belirli bir liste içinden arzu ettiği isimleri seçebilir.
3. Ticaret Bakanlığı’nın gıda karneleri kütüklerine dayanarak hazırlanan nüfus listelerine göre her yüz bin kişi için bir sandalye tahsis edilmiş ve bu şekilde sandalye sayısı 325’e çıkarılmıştır.
4. Hıristiyan, Yezidi, Sabii, Şebek gibi azınlıklar için kotalar ayrılmıştır.

Yasa çıkar çıkmaz değişik kesimlerden şiddetli itirazlarla karşılaşmıştır. Bu itirazlar şu noktalar üzerinde yoğunlaşmaktadır.

1. Irak dışına göç eden veya göç ettirilen Iraklı vatandaşlara sayılarına oranla çok az sandalye tahsis edilmiş olması.
2. Irak dahilinde azınlıklara tanınan sandalyelerin yetersiz olması.
3. Özellikle Musul vilayeti hissesinden kesilip Kürt bölgesi vilayetlerine ilave sandalyeler tahsis edilmesi.

Tartışmalı yasa cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Yardımcısı Adil Abdulmehdi tarafından onaylanırken, başkanlık meclisinin 3. üyesi Tarık El Haşimi’nin itirazına takılmıştır. Tarık El Haşimi, 21 Kasım 2009 tarihinde basın toplantısı düzenleyerek yasayı veto ettiğini ve parlamentoya geri gönderdiğini açıklamıştır.

Haşimi’nin vetosu siyasetçiler ve hukukçular arasında büyük tartışmaya yol açmıştır. Aralarında Başbakan Nuri El Maliki’nin de bulunduğu bir kısım siyasetçi, Haşimi’nin vetosunun anayasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Oysaki anayasanın 138. maddesi, yasaların başkanlık meclisince onayının oy birliğiyle alınması gerektiği hükmünü içermektedir. Bu da, üç üyeden oluşan Başkanlık Meclisi’nin herhangi bir üyesinin yasayı veto etme hakkına sahip olduğunun açık kanıtıdır. Aslında Haşimi’nin vetosu yeni bir uygulama değildir. Haşimi, 2005 yılından bugüne kadar 35 yasayı, Adil Abdulmehdi 5 yasayı ve Celal Talabani bir yasayı veto edip meclise geri göndermiştir. Bu vetolar sırasında herhangi bir itiraz getirilmemiştir. Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve parlamento başkanı Eyad El Samerrai, “Tarık El Haşimi anayasal hakkını kullanmıştır” şeklinde açıklamalarıyla, vetonun anayasaya uygun olduğunu vurgulamıştır. El Haşimi, başkanlık meclisinin diğer iki üyesiyle Parlamento tarafından çıkarılan seçim yasasında prensip olarak hata ve eksiklikler olduğu konusunda hem fikir olduklarını beyan etmiştir.

El Haşimi’nin seçim yasasını veto etmesinden sonra siyasi atmosfer büsbütün gerginleşmiştir. Yüksek Seçim Kurulu, yasanın yeniden çıkması ve yürürlüğe girmesi belirli bir süre alırsa, seçimlerin 16 Ocak 2010 tarihinde yapılmasının mümkün olmayacağını açıklamıştır. Öte yandan seçimin gecikmesi ve seçim yasasının çıkmaza girme durumunda, ülkenin anayasal boşluğa sürükleneceği,  kaos, belirsizlik ve belki de siyasi taraflar arasında çatışma çıkma olasılığını öne sürenler olmuştur.

Tarık El Haşimi 6 Aralık 2009 tarihinde El Irakiya TV kanalında yayınlanan mülakatında; vetonun kendisine anayasayla tanınmış bir hak olduğunu, vetodan önce hem Cumhurbaşkanı hem diğer yardımcısı Adil Abdülmehdi ile uzun görüşmeler yaptığını, her ikisinin yasada  haksızlık ve yanlışlıklar olduğu konusunda kendisi ile hemfikir olduklarını belirtmiştir. Vetonun ana nedeni olarak Iraklılara yeterince sandalye tahsis edilmemiş olması ve azınlıklara haksızlık yapılması olarak göstermiştir. El Haşimi, Irak dışında 4 milyon vatandaşın olmasına rağmen bunlara 2 sandalye tahsis edilmiş olmasının anayasal haklar bakımından eşitsizlik teşkil ettiğini vurgulamıştır.

Yasanın veto edilmesinden sonra siyasi taraflar arasında uzun görüşme ve tartışmalar cereyan etmiştir. Nihayet parlamento 23’ü akşamı toplanıp bazı değişiklikler yaparak yasayı çıkarmıştır. Parlamento El Haşimi’nin vetosuna değinmeden değiştirilmiş, yeni bir metin oylanarak kabul edilmiştir. Yeni metinde vilayetlerdeki nüfus artışının yıllık oranı %2.8 olarak belirlenmiş ve yurt dışındaki Iraklıların kendi vilayetinde olan adaylara oy verme hakkı benimsenmiştir. Oylamaya uzlaşma cephesi dahil bazı parlamenterler katılmamıştır. Veto edilen yasada dışarıdaki Iraklıların oranı %5 olarak kabul edilirken El Haşimi bu oranın olması gerektiğini ileri sürmüştür.

Burada kaydedilmesi gereken husus, parlamentonun veto edilen yasada değişiklikler yapmasının anayasanın 138. maddesine aykırı olduğudur. Bu maddenin 5 – A paragrafına göre parlamento sadece itiraza uğrayan hususları gözden geçirip hakkında oylama yapma hakkına sahiptir.

Değiştirilmiş yasa çıkıp başkanlık meclisine gönderildikten sonra, siyasi kulislerde görüşmeler devam etmiş ve ortak noktalara varmak için yoğun çaba harcanmıştır. Anayasa mahkemesi, bir soru üzerine, yasanın veto edilebilme süresinin en geç 6 Aralık günü saat 12 olduğunu vurgulamıştır. Bu tarihten bir gün öncesine kadar ve 6 Aralık günü saat 11’e kadar parlamento yeterli sayı olmadığı için toplanamamış ve dolayısıyla yasayı görüşememiştir. Yasanın ya yeniden ele alınması ya da veto edilmesi gereken kritik günün akşamına kadar parlamentonun toplanamaması üzerine El Haşimi veto mektubunu parlamento başkanı Eyad El Sameraii’ye teslim etmiş ve aynı gün içinde gece saat 24’e kadar veto nedeni hususlar görüşülmediği takdirde vetonun yürürlüğe konulmasını talep etmiştir. Taraflar arasında uzlaşma sağlanıp parlamentonun toplanması saat 23’ü bulmuş ve günün bitimine 10 dakika kala yani saat 23.50’de El-Haşimi’nin vetosu dikkate alınarak seçim yasasının son şekli oy birliğiyle onaylanmış ve ülke büyük bir kaosa sürüklenmekten son anda kurtarılmıştır. Artık yasanın vetoya maruz kalmadan onaylanmasına kesin gözüyle bakılmaktadır.

Seçim tarihine gelince, parlamento başkanının birinci yardımcısı Halit El Atiyya, meclisin son toplantısında seçimin 27 Şubat 2010 tarihinde yapılacağını telaffuz etmesine karşılık Yüksek Seçim Kurulu başkan yardımcısı, seçim tarihinin Başkanlık Meclisi tarafından tespit edileceğini açıklamıştır. Cumhurbaşkanlığı, Yüksek Seçim Kurulu heyetini kabulünde seçim tarihinin 7 Mart olarak belirlenmesini talep etmiştir. Bu hususta resmi bir karar çıkmamakla birlikte seçimlerin 7 Mart tarihinde yapılmasına kesin gözüyle bakılmaktadır.