Irak ve Türkiye Arasında Su Sorunlarına Yönelik Mutabakat Zaptı’nın Yeniden Canlandırılması Hakkında: Umut Veren Bir Manzara

Irak ve Türkiye Arasında Su Sorunlarına Yönelik Mutabakat Zaptı’nın yeniden ele alınmasının yanı sıra geçtiğimiz hafta Türkiye ziyareti esnasında Irak Su Kaynakları Bakanı Sayın Hasan El Cenabi’nin Irak Büyükelçiliği'ndeki öngörülü sözleri, uzun Türk-Irak su diyaloğutarihinde yeni bir başlangıcaişaret etmekteydi.

Yeni dönemin temel ekseni kes’n olarak bir Mutabakat Zaptı’nın, yani ''Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Su Kaynakları Bakanlığı Arasında Su Alanında Mutabakat Zaptı’’nın canlandırılması olacaktır . Mutabakat Zaptı’nın ilk imzalamasından bu yana neredeyse on yıl geçti.

Bununla birlikte, o zamandan bu yana iki ülke arasındaki ilişkilerin soğuması nedeniyle bu mevzuatın uygulanma şansı olmadı. HattâIrak bu Muhtırayı onaylamamıştı . Irak'ta Maliki hükümetinin meşruiyeti ve uygulamaları üzerindeki anlaşmazlık ve özellikle Ankara'nın Kuzey Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi ile olan ilişkileri Bağdat ve Ankara arasındaki gerginliğin artması konusunda oldukça belirleyici oldu.

Ortak anlayış ruhunu veciz bir şekilde temsil eden MutabakatZaptı’ndakidibace kısmı daanalizedilmeye değer. Taraflar "Türk ve Irak halkları arasındaki dostane ilişkileri güçlendirme arzusunu" ifade ediyor, “mevcut ve gelecek nesillerin sağlığı ve refahı için su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve kullanımında sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının önemini kabul ediyor,“doğal kaynakların ve çevreyi korumanın bilimsel, teknik ve teknolojik yakın işbirliği gerektirdiğini' dikkate alıyor. Kısacası,Mutabakata Zaptı üç temel ilke ışığında okunmalıdır: İyi komşuluk, sürdürülebilir kalkınma ve bilim odaklı politika.

Su üzerine Mutabakat Zaptı ile iki taraf hidrolojik ve meteorolojik bilgi alışverişinde bulunma noktasında anlaşmaya varmış oldular. Mutabakat Zaptı, ortak bir veri tabanının oluşturulmasını öngörüyor. Mutabakat Zaptı’nagöre, Suriye verileri de bu veritabanına eklenecek (Madde 2.f). İki ülke ayrıca bu konularda uzmanlık alışverişinde bulunmak için de anlaşmaya vardı.

Türkiye ve Irak, bölgesel su kaynaklarının etkin kullanımı ve yönetimi prensibinidile getirdiler. Buna paralel olarak, iki ülke mevcut sulama sistemlerinin modernizasyonu için ortak çalışmalar yürütme ve yeni kurulacak olan sulama şebekelerinde kapalı ve basınçlı sistemlerin kullanılması konularında anlaşmaya vardılar. Yine, su kullanım verimliliği ile ilgili olarak hem Türkiye hem de Irak (su altyapısında) içme suyu kaybını önlemek için ortak çalışmalar yapacaktır.

MutabakatZaptı’nınmaddelerinden bir tanesi, iki ülkenin havza genelinde bir işbirliği amacı ile (Suriye dâhil) üçlü teknik toplantılar yapma niyetini vurguluyordu (Madde 2.h). İşbirliği için diğer ana konular arasında taşkın yönetimi, varolan ve kurulmakta olan yeni hidrolojik ölçüm istasyonlarının kalibrasyonunun yapılması, Irak'taki sediment birikimiile ilgili sorunlar ve baraj yönetimi bulunmakta.

Mutabakat Zaptı’nın 3. Maddesi, Madde 2'de ele alınan işbirliği süreçlerini iyileştirmek için atılması gereken somut adımları içermektedir: 1- ortak teknik/bilimsel araştırma ve programlar, 2- işbirliği projelerinin geliştirilmesi, 3- araştırma-geliştirme çalışmaları; bilimsel/teknik bilgi ve belgelerin paylaşılması, 4- su teknolojilerinin paylaşımı, 5- yetkililerin, uzmanların ve araştırmacıların değiş tokuşu, 6- eğitim programları, toplantılar, konferanslar ve sempozyumların organize edilmesi 7- ve tarafların uygun bulacağı diğer işbirliği yöntemleri. Ayrıca, Mutabakat Zaptı ile her iki taraf da bir Ulusal Koordinatör makamı kurmaya karar verdiler. Ulusal Koordinatörler ile ilgili bilgi,taraflar arasında paylaşılacaktır. Her Ulusal Koordinatör bir "Yıllık Çalışma Planı" hazırlayacaktır (Madde 6). Bu nedenle, Mutabakat Zaptı, Irak ile Türkiye arasındasınıraşan su işbirliğine kurumsal bir boyut katmayı amaçlamıştır. Süre bakımından iki taraf daMutabakat Zaptı’nınilk etapta beş yıllık bir süre boyunca yürürlükte kalacağı konusunda anlaşmışlardır.

Modern Irak ve Türkiye arasındaki sınıraşan su ilişkileri 1940'ların ortalarına kadar uzanmaktadır. O tarihten bu yana iki ülke, paylaştıkları su kaynaklarının en uygun şekilde kullanılması yoluyla halklarınınrefahını nasıl artıracaklarını tartışmak için onlarca kez bir araya gelmişlerdi. Her iki ülke için su kaynaklarının önemini tartışmak gereksiz: Su; enerji, tarım, üretim, turizm vb. sektörler için hayati bir girdi. Buradaki soru, iki ülkenin siyasi anlamda kırılgan ve çevresel anlamda olumsuz etkilenen bir coğrafyada ("iklim değişikliği etkileri”olarak okuyabilirsiniz), nasıl –aslında ne kadar çabuk o kadar iyi- somut sonuçlar alacaklarıdır.Ancak, umut var.

Daha geniş coğrafyamızdaki su konularında bütüncül ve rasyonel bir bakış açısı sahibi olanDr. Cenabi’nin dönemi; veri alışverişi, su verimliliği projeleri, çölleşme ve erozyonla mücadele ve daha birçok konuyu kapsayacak şekilde kazan-kazan senaryolarının gerçekleştirilmesiyle Irak ve Türkiye’nin yararlanabilecekleri bir fırsat penceresi sunuyor, vegerek iki ülke arasındagerekse daha geniş bölgedesınıraşan su sorunlarında olumlu bir değişimi temsil ediyor.