İran Afrika’da Ne Arıyor?

Doç. Dr. Mehmet Şahin ORSAM Ortadoğu Danışmanı Gazi Üni. Uluslararası İliş. Bl.
İngiltere merkezli Conflict Armament Research adlı özel bir kuruluş İran’ın Afrika’ya silah transferini konu edinen elli sayfalık bir rapor yayınladı.(1) 2012 yılında yayınlanan ve yaklaşık altı aylık bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan rapora göre, İran Afrika’daki çatışma bölgelerine silah sağlamaktadır. Raporda ayrıntıları bir şekilde anlatıldığına göre, İran tarafından transfer edilen silahlar Afrika’da yaşanan etnik çatışmalarda kullanılmaktadır. İran kamu şirketleri tarafında yasal olmayan bir şekilde Afrika’ya transferi sağlanan söz konusu silahlar bazen hükümet güçleri bazense isyancılar/milis güçler tarafından kullanılmaktadır. Soruşturmacı Jemas Bevan’a göre, İran tarafından transfer edilen silahlar Gine, Sudan, Fildişi Sahili ve Kenya’da hükümet güçleri tarafından kullanıldıktan sonra çevre ülkelerdeki isyancı gruplara aktarılmaktadır. Aynı çalışmada, İran’ın Afrika’daki İslamcı gruplara da silah sağladığı iddia edilmektedir.
 
Söz konusu rapor birkaç bakımdan önemlidir.
 
İlk olarak, İran’ın Afrika’ya olan yakın ilgisinin ortaya koymaktadır. İran, 1979 İslam Devrimi’nden beri Batı’yla ve kendi bölgesiyle sorun yaşamaktadır. Kararlı bir şekilde yürütmekte olduğu nükleer programı sayesinde ise ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalmaktadır. Üzerindeki yoğun baskıyı azaltmak ve izolasyondan kurtulmak için Afrika’yı kendisi açısından uygun bir alan olarak görmektedir. İran’ın Afrika’da varlık göstermesini sağlayan bazı nedenler vardır. Kıtanın sömürgeci geçmişi bunların başında gelmektedir. Aynı zamanda İran çoğu Afrika ülkesinin de üyesi olduğu Bağlantısızlar Hareketi ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üyesidir. Söz konusu örgütlerin sağlamış kanalları kullanarak bölgenin sömürgeci geçmişinin de vermiş olduğu motivasyonla İran Afrika’da kendisine yandaş bulabilmektedir. 2000’li yıllarda İran’ın kıtaya olan ilgisi ciddi oranda artmıştır.
 
İkinci olarak, rapor İran’ın uzun zamandır dillendirile geldiği gibi silahlı grupları desteklediğini ortay koymaktadır. İran, bazı bölgelerdeki silahlı gruplara silah sağlamadığını söylese de, rejim ve dış politik çıkarana uygun olduğu yerlerde silahlı grupları desteklediğini gizleme gereği duymamaktadır. Lübnan’da Hizbullah’a, Gazza’de Hamas’a destek verdiğini açıkça beyan etmektedir. Bunun yanında, son iki yıldır Suriye’de yaşanan iç savaşta ise Esad/rejim güçlerine silah dahil her türlü desteği vermektedir. Tüm bunların ortaya çıkardığı sonuç, İran’daki rejim çatışma bölgelerine silah sağlamayı dış politikasının bir aracı olarak gördüğünü ortaya koymaktadır. İran, düşmanlarıyla açıktan bir savaş yürütmenin kolay olmadığını bildiğinden, mücadelesini hem müttefiklerini hem de düşmanlarıyla savaşanlara silah sağlayarak yürütmektedir. Bu bağlamda, Ortadoğu dışında Afrika’da İran açısından düşmanlarıyla mücadele etmenin bir alanı olarak görülmektedir. Bunun dışında, büyük güçlerle kıyaslanamayacak kadar olmasa da, güçlü bir silah sanayisi vardır. İran’ın Afrika’ya olan ilgisinin sebeplerinden biride bu sanayi için Pazar oluşturma çabasıdır.
 
Üçüncü olarak, İran’daki rejim çatışma bölgelerinde var olmayı ve silahlı güçleri desteklemeyi bir güvenlik meselesi olarak görmektedir. İster seküler olsun isterse dini olsun her ideolojik devlet çatışma ortamında beslenir. İdeolojik devletler yakın ve uzak bölgelerindeki çatışmaları destekleyerek rejimlerini ayakta tutmak isterler. 1979 yılından beri İran bunu defalarca ispatlamıştır/ispatlamaktadır. Bu bağlamda, Afrika’nın yeniden rekabet alanı olması, rejim güvenliği ve düşmanlarıyla mücadele açısından İran’ın Afrika’ya ilgisini artırmıştır.
 
(1) Raporun tam metni için bkz: http://www.conflictarm.com/ (Erişim tarihi, 22.02.2013)