İran’ın ‘Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’na Karşı Tepkisi

IKBY Başkanı Mesud Barzani’nin 7 Haziran’da Kürdistan bölgesinin bağımsızlığı için 25 Eylülde referandum yapılacağını ilan etmesinden sonra İran’da hemen her kesimden bu girişime karşı olumsuz ve sert tepki geldi.İranlı yetkililer her fırsatta bağımsızlık referandumun kararının Irak’ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit edenyanlı bir karar olduğunu savundu ve Irak Kürt liderlerinin bu karardan vazgeçmesini istedi.

İranlı yetkililer referandum kararından sonra yapılan karşılıklı ziyaretlerde IKBY’yi referandum girişiminden vazgeçirmeye çalıştı. İran’ın daveti üzerine Temmuz ayının ortalarında Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden (KYB) bir heyet (Celal Talabani, Molla Bahtiyar, Kosrat Rasul Ali vd.) Tahran’a gitti ve İranlı yetkililerle görüştü. Yüksek Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Ayetullah Hamanei’nin konseydeki temsilcisiAli Şamhani heyeti kabulünde referandumun halkın önceliği veya ihtiyacı olmadığını, Kürdistan’ı ve bütün Irak’ı zayıflatacağını söyledi.

Tahran Cuma İmamı Ahmed Hatemi, 15 Eylül’de yaptığı konuşmada referandumu yeni bir İsrail kurma komplosunun bir parçası olduğunu iddia etti. Bölge ülkelerinin karşı olmasına rağmen İsrail’in referandumu açıkça desteklediğini hatırlatarak Kürdistan bölgesi yetkililerinin akıllarını  başlarına almaları ve Israil komplosundan vazgeçmeleri çağrısı yaptı. Ayetullah Hamanei’nin danışmanı Ali Ekber Velayeti, bağımsızlık referandumunun Irak’ın parçalanmasının ilk adımı olacağını belirtti ve bu adımın bölge ülkelerini zayıflatıp, yabancıların, özellikle Siyonistlerin bölgeye nüfuz etmesinin önünü açacağını ileri sürdü.

İran yönetimi, IKBY’nin bağımsızlık referandumunu ilk defa gündeme getirdiği 2014’te açıkça karşı çıktı ve o zamandan beri her fırsatta Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasına verdiği önemi dile getirdi. Referandumun tekrar gündeme gelmesinden sonra

İran ilk etapta Erbil ile Bağdat arasında görüşmeler yoluyla bu meselenin halledilmesini istedi ve taraflar arasında arabuluculuk yapabileceğini belirtti. Hatta Kudüs Ordusu Komutanı Kasım Süleymani,geçtiğimiz hafta Erbil ve Süleymaniye’de KDP, KYB ve Goran yetkilileri ile görüştü. Süleymani, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasının İran’ın kırmızı çizgisi olduğunu belirtti. Referandumun iptal edilmesi durumunda İran’ın Erbilile Bağdat arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için çalışacağını, aksi halde IKBY’nin karşılacağı muhtemel tehditlere karşı yalnız başına kalacağını söyledi.

İran’ın ikinci adımı bölge ülkeleri ile, özellikle Türkiye ile temasa geçerek ortak bir duruş belirlenmesi için çalıştı. İran Genelkurmay Başkanı Bagheri’nin15-17 Ağustos’ta Ankara’ya yaptığı ziyarette gündemdeki maddelerden birisi IKBY’nin referandum girişimi idi. Bagheri ile Türkiye Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar daha sonra yaptıkları telefon görüşmesinde de bu konuyu ele aldı. Akar’ın önümüzdeki günlerde Tahran’a ziyaret yapması bekleniyor. Düzenin Yararını Teşhis Heyeti’nin başkanı Ayetullah Şahrudi ile genel sekreteri, Devrim Muhafızları Ordusu’nun eski komutanı Muhsin Rezai Eylül başında Bağdat’a gitti ve Iraklı yetkililerle bir dizi görüşme yaptı.

IKBY’nin referandumun yapılacağı konusunda ısrarcı olması üzerine Tahran,Irak Kürdistan yönetimine gözdağı vermeye başladı. Ali Şamhani, IKBY’nin bağımsızlığını ilan etmesi durumunda İran’ın Irak Kürdistanı ile ilişkilerini gözden geçireceğini, sınır kapılarının kapatılabileceğini ve IKBY ile İran arasında akdedilen askeri ve güvenlik işbirliği anlaşmalarının askıya alınabileceğini söyledi. Süleymani’nin Irak’taki temasları sırasında muhataplarını Haşdi Şaabi’nin harekete geçmesiyle tehdit ettiği iddia edildi.

 

İran referanduma neden karşı çıkıyor?

Aralarında zaman zaman ortaya çıkan anlaşmazlıklara rağmen IKBY kuruluşundan beri İran ile iyi ilişkiler içerisinde idi.Hatta İran IKBY’nin Irak içerisinde federal bir bölge olmasını destekleyen tek bölge ülkesi idi. Buna rağmen İran neden IKBY’nin bağımsızlığına karşı çıkıyor?

Uluslararası sistem ve bölge ülkeleri tarafından egemen bir devlet olan Irak’ın toprak bütünlüğünün parçalanması bölgede yeni güvenlik sorunlarını tetikleyebilir. Irak’ın parçalanması Suriye, İran ve Türkiye’de de ayrılıkçı hareketleri cesaretlendirebilir.Bu süreç sadece Kürtleri değil diğer etnik grupları da etkileyebilir. Bu nedenle birçok etnik azınlığın bulunduğu İran bu süreçten rahatsızlık duyuyor.

Ayrıca, Irak hükümetinin referanduma karşı çıkması ve Kerkük gibi tartışmalı bölgelerin kontrolü Kürtler ile Irak yönetimi arasında çatışmaya neden olabilir. Dolayısıyla, Irak Kürtlerinin bağımsızlık girişimi hem Irak içerisinde hem de bölgesel düzeyde istikrarsızlığa ve yeni çatışmalara neden olabilecek bir adım olarak görülüyor. Dahası bölgede ortaya çıkması muhtemel yeni çatışma ve krizler IŞİD karşıtı mücadeleye ket vurabilir.

İran’ın batı sınırlarının güvenliği için Irak’ta istikrarın sürdürülmesi önemli. Oysa referandumun muhtemel çatışmaları tetiklemesi, İran’ın batı sınırlarının istikrarsızlaşması ve güvenliğinin tehlikeye düşmesi anlamına geliyor.  Halihazırda İran’a karşı mücadele veren silahlı Kürt hareketlerinin (KDP-İ, Komala, PJAK vd.) IKBY topraklarını kullanması İran’ın kronik güvenlik sorunlarından birisi. Son zamanlarda bu grupların İran karşıtı faaliyetlerini şiddetlendirmesi Tahran’ı alarma geçirdi.

İranlıların değerlendirmelerine göre bağımsızlık referandumu halkın bir talebi değil, Barzani’nin kişisel hesabı. Kürt liderlerin önemli bir kısmı referanduma karşı çıkıyor. Dolayısıyla referandum sürecinde Kürt gruplar arasında çatışma çıkması muhtemel. Bu da bölgede yeni bir istikrarsızlık kaynağı olabilir.

ABD, BM ve Avrupa ülkeleride  en azından söylemsel düzeyde referanduma karşı çıkıyor. BM ve Avrupa ülkeleri referandumu izlemek için gözlemci göndermeyi de reddetti.Görünürde referanduma karşı çıkmasına rağmen bir çok İranlı analist ABD’nin referandumun arkasında olduğunu düşünüyor. 1990’ların başından beri İran’ın en büyük korkularından birisi Irak Kürdistan bölgesinin İsrail’in rahatça kullanabileceği bir sahaya dönüşmesi. Şimdi İsrail’in referandumu açıkça desteklemesi ve Amerikan yönetiminin bölgesel politikalarına karşı duyulan şüpheler İran’ın kaygılarını depreştiriyor.

Irak Kürdistan bölgesinin bağımsız olması durumunda İran’ın bölgeye müdahale ihtimali azalabilir. Bugüne kadar farklı Kürt gruplarla ikili ilişkileri, Erbil yönetimi ile ilişkileri veya Bağdat üzerinden bölgeye rahatlıkla müdahale edebiliyordu. Ayrıca, İran yönetimi Kürtler üzerindeki etkisini genel Irak siyasetinde de kullanabiliyordu.  ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra ortaya çıkan Şii-Kürt ittifakında İran rolü ve çıkarları yadsınamaz. Dolayısıyla İran, Irak’a yönelik politikalarda etkili bir maniveladan mahrum kalabilir.Öte yandan Irak içerisinde federal bir bölge olarak IKBY siyasi ve güvenlik açılarından Tahran’ın desteğine muhtaçtı. Nitekim bu durum IŞİD tehdidi sırasında net bir şekilde görüldü. Bu asimetrik ilişki, İran’a Iraklı Kürtler üzerinde baskı yapma fırsatı sağlıyor. Bununla beraber, IKBY’nin bağımsızlığını ilan etmesi ve uluslararası toplum tarafından egemen bir devlet olarak tanınması, İran’ın Kürtler üzerindeki nüfuzunu azaltabilir.