İran’ın Son Durumu

Demirhan Özdemir, ORSAM Asistanı, TOBB-ETÜ
Geçenlerde çok ilginç bir şey oldu. İran ordusundan yapılan açıklamada, ülkenin doğusunda ABD'ye ait bir insansız bir keşif uçağının düşürüldüğü bildirildi. İran devlet televizyonuna açıklama yapan askeri yetkililer, RQ-170 tipi bir insansız keşif uçağının ülkenin doğusunda düşürüldüğünü kaydetti. Amerika’nın çok övündüğü, hiçbir ülkeye teknolojisi çalınır diye satmadığı, radara yakalanmayan, RQ-170 insansız hava aracı İranlılar tarafından İran topraklarına indirildi. İran sınırından 250 km içerde, cereyan eden bu indirme olayı Amerika tarafından yalanlanmıştı.İran uçağın resimlerini kuru kafa yerleştirilmiş Amerikan bayrağının yanında teşhir etti.Bu kez insansız avcı uçağının kumanda merkezine müdahale edilerek, indirildiği anlaşıldı.Olayın önemli olan tarafı; İran’ın bu uçakların kumanda sistemine müdahale edecek teknolojiye ulaştığını gösteriyor.    Bide İran devleti Amerika Birleşik Devleti casusu bulduğunu duyurdu. Kendisini Amir Mirza Hikmeti olarak tanıtan kişi, ABD'nin askeri kimlik kartı olduğu söylenen ve üzerinde adı olan bir kart gösteriyor. Ayrıca yayınlanan bazı fotoğrafların da Hikmeti'nin Afganistan'daki ABD askerleri ile eğitim aldığı sırada çekildiği söylendi. Hikmeti, İran'da istihbarat bakanlığına sızma görevi ile ülkeye gönderildiğini belirtiyormuş. Haberde İran kökenli olan Hikmeti'nin Arizona'da doğduğu kaydedildi.   Ortadoğu da İran’ın lehine gelişen bazı olaylar olabilir. İran akılcı ve gerçekçi politikalar izlerse Ortadoğu’da gücünü daha pekiştirebilir. Örnek olarak Irak. İran Şii bir devlet olma özelliğini kullanırsa ,%65 Şii olan bir Irak devleti acaba İran devletine yaklaşabilir mi? .İran devletinin en büyük amacı bu olacaktır. Irak devletine mezhepsel yakınlığından dolayı ve mezheplerin bu kadar ön plana çıktığı bir bölgede bunu kullanmak isteyecektir. Ayrıca kullanması da gerekir zaten. İlk olarak Irak devleti ile ilişkilerini geliştirmesi lazım bunu da liberal bir bakış açısının en önemli teorilerinden bir olan ekonomik ilişkiler iyileşirse diğer sorunlar unutulur düşüncesiyle yapması gerekir.İlk olarak ekonomik açıdan Irak devletiyle ilişkilerini hızlandırması gerekiyor.   En önemli konulardan biride NATO'nun kalkan meselesi. İran Meclisi Dış Politika ve Ulusal Güvenlik Komisyonu Başkanvekili Hüseyin İbrahimi, İran ordusunun Türkiye’ye konuşlandırılmasına karar verilen NATO füze kalkanı sistemini etkisizleştirmek için gerekli hazırlıkları yaptığını açıkladı. İbrahimi, İran’a yönelik bir saldırının olması halinde NATO’nun füze kalkan sisteminin Malatya’ya kurulması planlanan radar kısmının da hedef alınacağını ifade etti. İbrahimi, “Bir saldırı halinde, Türkiye’deki füze kalkan sisteminin hedef alınması İran’ın hakkıdır. İran bunu kesinlikle yapacak. Silahlı kuvvetlerimiz bu sisteme karşı gerekli çalışmayı yaptı, plan ve taktikleri mevcut” diye konuştu. İranlı vekil, “Bu sistem, aslında Siyonist rejimi koruma amacını taşıyor. NATO adı altında İsrail için yapılıyor. Bu, topraklarında sistemin kurulmasına izin veren Türkiye’nin bir sorunudur. Türkiye bunu yapmamalıydı” diye konuşmuştu. Bu açıklamaların ardından Dışişleri bakanlığı İran devletine uyarıda bulundu.   Tehdit bu denli  devam ederken Ankara açıklamalar karşısında sessiz mi kalıyor ? İki ay içinde bu denli sert açıklamalar gelince Ankara harekete geçmemekle kalmamış Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da İslam işbirliği teşkilatı toplantısı sırasında karşılaştığı İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihiye bu açıklamaların anlamını sormuş ve de Tahran yönetiminden resmi bir açıklama istemiş. Salihi açıklamalara itibar edilmemesini istemiş ama Davutoğlu diretmiş. Davutoğlu  5 aralıkta Bonn da yapılan Afganistan zirvesinde İran dışişleri bakanı Salihi ile buluştuğunda ağırlıklı füze kalkanı konusunda Türkiye’ye gelen tehditler hakkında konuşmuşlar. Salihi aynen şunları söylemiş: Daha öncede söyledim tahran yönetim olarak bu açıklamaları tasvip etmiyoruz. Bundan sonra olmaması konusunda kendilerini uyardık. Size Tahran yönetiminin resmi mesajını iletiyorum. Bunlar İran yönetimini bağlayan ifadeler değildir. Davutoğlu’nun da bu konuya yaklaşımı ilginç olmuş. Bu bizim için yeterli demiş.