Analiz

İran İslam Cumhuriyetinde Anayasal Sistem ve Siyasi Partiler

11 Şubat 1979’da İran halkı baskıcı Şahlık yönetimine karşı yıllar süren mücadelenin sonunda İran İslam Devrimini gerçekleştirdi. İran siyasi tarihinin dinamikleriyle yoğrulan devrimle birlikte devletin yapısı kökten değiştiren İran’da yeni bir siyasi sistem kuruldu. 30 Mart 1979’da yapılan referandumda İran halkı yeni kurulacak devletin şeklinin “İslam Cumhuriyeti” olmasını kabul etti ve devletin anayasası hazırlandı. 

İran İslam Cumhuriyeti anayasasının temelinde yatan ve sistemin meşruiyet kaynağı olan iki düşünce İslamcılık ve Cumhuriyetçilik düşünceleridir. Devrimin lideri ve İran’ın ilk rehberi Humeyni’nin Velayet-i Fakih teorisinde ortaya koyduğu İslami hükümete dair görüşlerinin yeni kurulan devletin anayasasında yer alması ve Velayet-i Fakih kurumunun İran devlet düzeninin en üst makamı olarak kurumsallaşmasıyla devletin İslami niteliği sağlamlaştırıldı. Devletin İslami niteliğini koruyacak ve sürdürecek siyasi kurumlar anayasal olarak kuruldu.

Öte yandan İran tarihinde eşi görülmemiş bir devrim gerçekleştiren İran halkı kendi kaderini belirleme hakkına sahiptir. Buna göre dünya ve insan üzerindeki mutlak egemen olan Allah, insanı toplumsal yazgısına egemen kılmıştır. Millet, Allah vergisi olan bu hakkı yasama, yürütme ve yargı güçleri yoluyla kullanır.