İran’la 5+1 Grubunun İkinci Almatı Toplantısının Ardından

Doç. Dr. Mehmet Şahin, ORSAM Ortadoğu Danışmanı Gazi Üni. Uluslararası İliş. Bl.
Kazakistan’ın Almatı şehrinde İran’la 5+1 (BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ve Almanya) arasında uzun zamandır devam eden İran’ın nükleer faaliyetlerinin ele alındığı görüşmelerin sonuncusu 5-6 Nisan 2013 tarihinde gerçekleştirildi. Görüşme olumlu havada başlasa da toplantı sonunda tarafların yaptığı açıklamalardan anlaşıldığı üzere görüşmelerde bir uzlaşıya varılamadı.
 
Uzun zamandır Batı ile İran arasında temel anlaşmazlık konusu olan İran’ın nükleer faaliyetlerin daha uzun süre bölge ve uluslararası siyaseti meşgul edeceği rahatlıkla söylenebilir. Tarafların söz konusu meseledeki temel yaklaşımları göz önünde bulundurulduğunda ortak bir noktada buluşmanın ne kadar zor olduğu görülecektir.
 
5+1 İran’dan ne istiyor?
 
5+1 İran’ın nükleer faaliyetlerin şeffaf olmadığını ve nükleer silah edinme amacı taşıdığını ileri sürüyor. Bu yüzden, 5+1 İran’dan
     
      1- Yürütmekte olduğu nükleer programını sınırlandırmasını ve daha sonra askıya almasını,
      2- Uranyumu zenginleştirme faaliyetini durdurmasını ve elindeki zenginleştirilmiş uranyumun ülke dışına çıkarılmasını,
     3- Nükleer programın şeffaf hale getirilmesini,
     4- Fordo gibi yeraltında olan nükleer tesisler de dahil tüm nükleer faaliyetlerin Birleşmiş Milletler denetimine açılmasını,
    5- Nükleer faaliyetlerin barışçıl amaçlı olduğunun ispatlanmasını istiyor.
 
İran’ın beklentileri
Nükleer faaliyetlerini şeffaf yürütmemesine ve bildirim dışı tesislerinin zaman zaman ortaya çıkmasına rağmen, İran ilk görüşmenin başından beri nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu iddia ediyor ve bu yüzden,
     
      1- Yürütmekte olduğu nükleer programından dolayı İran’a karşı uygulanan ambargonun kaldırılmasını,
      2- İran’ın nükleer teknolojiye sahip olma hakkının tanınmasını istiyor.
 
Uzlaşı Olur mu?
 
İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda hem İran’ın hem de 5+1’in yaklaşımlarına baktığımızda yakın zamanda ortak bir noktada uzlaşının olmayacağı anlaşılmaktadır. Söz konusu sorun her iki taraf içinde önemini korumaktadır. 5+1 Grubu İran’ı nükleer faaliyetlerinden vazgeçirmek istemekte ama bugüne kadar İran’la yapılan görüşmelerden ve İran’a karşı uygulanan ambargodan istenilen sonuç alınamadı. İran ise ABD ve AB tarafından uygulamaya konan yaptırımlarla karşı karşıya kalmakta. Özellikle, Petrol ve bankacılık sistemine karşı uygulanan yaptırımlar İran yönetimini çok zor durumda bırakmaktadır.
 
Taraflar bugüne kadar yapılan her toplantıya olumlu beklentilerle başladıklarını açıklayarak diplomasiyi/diyalogu sürdürmek niyetinde olduklarını ortaya koydular. Fakat her yeni toplantıya yeni yaklaşımla geleceklermiş gibi bir tavır sergileseler de yapılan her toplantıda hemen hemen aynı argümanların masaya getirildiği görülmektedir. Neredeyse her yeni toplantıya yeni bir öneriyle gelinmiş gibi küçük değişikliklerle süreç devam ettirilmektedir. Böylece, sorun etkisini sürdürerek devam etmektedir. 14 Haziran 2013 tarihine kadar İran yönetiminin 5+1’in isteklerini yerine getirmesi beklenmemelidir. 14 Haziran’da yeni Cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidecek olan İran toplumda yenilgi hissini yaratacak bir davranış içine girmeyecektir. Her ne kadar uygulanan yaptırımlarla İran yönetimi zor günler yaşasa da kendi halkına, bölgeye ve dünyaya İslam devriminin hala canlı ve güçlü olduğunu göstermek isteyecektir. Bu yüzden, yasal hakkı olan ve hakkı olduğunu savunan İran’ın nükleer programından vazgeçmesi kolay olmayacaktır. Ayrıca, neredeyse tüm İranlılar tarafından destek bulan nükleer program rejimin sigortası olarak ta görülebilir. Birçok konuda başarısız olduğundan dolayı halkın eleştirisiyle/tepkisiyle karşı karşıya kalan mevcut rejim nükleer programı sayesinde meşruiyetini de artırmak istemektedir.
 
Nükleer mesele İranlılar için “milli” bir mesele haline gelmiş durumdadır ve bu konuda yeni bir yaklaşım ortaya konulmadığı sürece taraflar arasında daha çok görüşmelerin yapılacağı rahatlıkla söylenebilir.