İsrail’in Dış Politikasında Türkiye’nin Yerini Azerbaycan Mı Alıyor?

İlyas Kamalov, ORSAM Avrasya Danışmanı
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin her geçen gün gerginleştiği bir dönemde İsrail’in Azerbaycan ile yakınlaşmaya çalıştığı görülmektedir. Diplomatik temasları arttıran İsrailli yetkililer ayrıca Azerbaycan ile ticari ilişkilerini geliştirmeyi ve çeşitli alanlarda ortak projeler hayata geçirmeyi istemektedirler. İsrail’in bu çabaları, “acaba İsrail, bölgede yeni bir müttefik mi arıyor” sorusunu gündeme getirmektedir. İsrail Dışişleri Bakanı Avignor Lieberman’ın 9-11 Şubat tarihleri arasında Azerbaycan ziyaretini gerçekleştirecek olması da İsrail’in yeni müttefikinin Azerbaycan olabileceğine işaret etmektedir.

İsrail Dışişleri Bakanı Liberman’ın ziyaret sırasında Azerbaycanlı meslektaşı Elmar Mamedyarov ve Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile görüşmesi beklenmektedir. İkili ilişkiler, işbirliği alanları, Orta Doğu ve Kafkaya’daki gelişmelerin, görüşmelerin gündemini oluşturacağı tahmin edilmektedir.

İsrail’in Azerbaycan’a ilgisi aslında çok eskiye dayanmaktadır. Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra onu tanıyan ve Bakü’de büyükelçilik açan ilk ülkelerden biri de İsrail geliyordu. Bununla birlikte yeni bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, özellikle İslam ülkelerinin tepkisinden de çekinerek, İsrail’in “yakınlaşma” çabalarını cevapsız bırakmış, hatta İsrail’de büyükelçilik dahi açmamıştır. Ancak son dönemde enerji kaynaklarını ustaca kullanarak ekonomisini düzelten ve bu sayede daha aktif bir dış politika izlemeye başlayan Azerbaycan, İsrail ile ilişkilerini de gözden geçirmeye başlamıştır. Artık başta İran olmak üzere İslam ülkelerinin tepkisinden çekinmeyen (ki birçok Arap ülkesinin İsrail ile diplomatik ilişkileri mevcuttur) Bakü, 2009 yılının yazında İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’i misafir etmiş ve taraflar gerek diplomatik, gerekse de ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi konusunda mutabakata varmışlardı. Liberman’ın bu ziyaretinin en önemli amacının da iki ülke arasında geliştirilmesi planlanan işbirliği alanlarını belirlemek olduğunu söyleyebiliriz.

İsrail’in bu ziyaretten en önemli beklentisi hiç şüphesiz, Azerbaycan’ı İsrail’de büyükelçilik açması için ikna etmektir. Azerbaycanlı yetkililer ise daha çok ekonomik konulara önem vermekte ve İsrail’in Azerbaycan’a çeşitli alanlarda yatırım yapmalarını beklemektedirler. Nitekim günümüzde İsrailli şirketler, başta yol yapımı ve yüksek teknolojiler fabrikasının inşası olmak üzere Azerbaycan’da birkaç proje yürütmektedirler. Azerbaycanlı yetkililer İsrail’in bu tür yatırımlarını arttırmasını istemekte, karşılığında ise İsrail’e petrol ve petro-kimya ürünlerini ihraç etmeye (daha doğrusu ihracat oranını arttırmaya) hazır olduğunu ileri sürmektedirler. 2009 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminde İsrail’in ithalatı 4 milyar dolar iken ihracatı ancak 250 milyon dolar civarındaydı. Ticaret hacmindeki İsrail’in aleyhindeki dengesizlik ise Azerbaycan’dan alından enerji kaynaklarından kaynaklanmaktadır. Aslında ticaret hacmindeki mevcut rakamlara da taraflar ancak 2009 yılında ulaşmışlardır. Bununla birlikte İsrail Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ziyaretinden sonra bu rakamın daha fazla artacağını da şimdiden tahmin etmek mümkündür. Nitekim ziyaret sırasında dışişleri bakanına refakat eden heyette diğer bakanlıkların temsilcilerinin yanı sıra iş adamları da yer almaktadır. Böylece önümüzdeki dönemde İsrail’de Azerbaycan büyükelçiliğinin açılması ve iki ülke arasında özellikle ticari ilişkilerin geliştirilmesi beklenmektedir.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, İsrail eskiden beri Azerbaycan ile yakın ilişkiler geliştirmek istemektedir. Dolayısıyla İsrail’in Azerbaycan’ı Türkiye’ye bir alternatif olarak gördüğünü söylemek mümkün değildir. Ancak Kafkasya’nın önemli ülkelerinden Azerbaycan ile işbirliğini arttırmak hiç şüphesiz İsrail’in işine yarayacaktır. Ermenistan Başbakanı T. Sargsyan’ın 15-16 Şubat tarihlerinde İsrail’i ziyaret edecek olması ise gerek İsrail’in Kafkasya’ya verdiği öneme, gerekse de Ermenistan’ın “dışa açılım” politikalarına işaret etmektedir. Bu bağlamda Bakü’nün de Orta Doğu’nun önemli oyuncularından olan İsrail’in kendisi ile “yakınlaşma” çabalarını tekrar gözden geçirmesi Azerbaycan için faydalı olabilir.