İstanbul’da Afganistan İçin Bölgesel İşbirliği Çalışma Grubu Toplantısı

Sercan Doğan, ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı
2007-2008 yıllarında Afganistan’ın içinden geçtiği süreçten sonra uluslararası anlamda ilgi ve dikkatler  tekrar bu ülke üzerinde yoğunlaşmıştır. Irak savaşı ve İran’ın jeopolitik yükselişinin uzun bir süre gölgesinde kalan Afganistan sorunu bu tarihten sonra adeta kendisini uluslararası gündeme dayatmıştır. Bu bağlamda 2009 yılı boyunca Afganistan’da nasıl bir strateji izlenmesi gereği üzerinde durulurken Pakistan’da artan Taliban eylemliliğiyle yüzleşmiştir. Mevcut durumun her iki ülkeyi de ilgilendiren bir boyuta gelmesi Amerika’nın Afganistan’a yönelik bakışını Pakistan’ı da içerecek ölçüde genişletmesine yol açmıştır. ABD Başkanı Obama Aralık 2009’da açıkladığı yeni Afganistan stratejisinde bölgesel işbirliği girişimlerine önem verilmesi yer almıştır. Son birkaç yıldır bölgesel girişimlerin artışını bu bağlamda anlamlandırmak mümkündür.   Türkiye Güney Asya’ya yönelik politikaları çerçevesinde, Afganistan’da uluslararası çabalara aktif bir şekilde katılmış ve destek vermiştir. Uluslararası barış ve istikrar çabalarına ISAF bünyesinde yaptığı katkıların yanı sıra, Türkiye Afganistan’a dair bölgesel çabalardan da geri durmamıştır. Bu amaçla birçok uluslararası kuruluş ve girişim bünyesinde Türkiye’nin Afganistan ile bölge ülkelerini bir araya getirme niyetini ve aktif politikalarını gözlemlemek mümkündür. Bu kapsamda Afganistan-Pakistan-Türkiye Üçlü Zirvesi, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı altındaki işbirliği ve RECCA (Afganistan için Bölgesel Ekonomik İşbirliği Konferansı) sürecini zikretmek mümkündür. Bir diğer uluslararası girişim ise çok geniş bir katılım ile toplanan Afganistan için Uluslararası Temas Grubu’dur.    3 Haziran 2011 tarihinde İstanbul’da Bölgesel İşbirliği Çalışma Grubu’nun açılış toplantısı yapılacaktır. Eşbaşkanlığını Türkiye’den Dışişleri Bakanlığı Güney Asya Genel Müdür Yardımcısı Burak Akçapar ile BM Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA) başkanı ve BM Genel Sekreterinin Afganistan özel temsilcisi Staffan De Mistura tarafından üstlenilen çalışma grubu, Afganistan Uluslararası Temas Grubu’nun Mart ayında Cidde’de düzenlenen toplantıda alınan bir kararla kurulmuştur. 34 ülkeden temsilcilerin katılacağı toplantıda aynı zamanda NATO, AB ve İKÖ temsilcileri de bulunacaktır.   Bölgesel İşbirliği Çalışma Grubu toplantısı Türkiye’nin Güney Asya’ya yönelik politikalarına yeni bir derinlik katması bakımından önem taşımaktadır. Özellikle son birkaç yıldır Güney Asya’daki bölgesel işbirliği konularına hassasiyet gösteren Türkiye, bu yolla bölgedeki siyasi ve ekonomik süreçlerde sağlam bir konuma kavuşabilecektir. Güney Asya her ne kadar Türkiye’den uzak ve Türkiye ile doğrudan ilgi kurulamayacak bir yer gibi görünmesine rağmen Türk dış politikasında ciddi çaba gösterilen bir bölge halini almıştır. Bu durumu birkaç etken ile açıklamak mümkündür. Öncelikle, Asya’daki siyasi ve ekonomik dinamizm kendisini gittikçe daha fazla hissettirmektedir. Soğuk Savaş’ın hemen sonrasında Orta Asya’ya genişleyen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, özellikle son yıllarda artan etkinliğiyle Güney, Orta ve Batı Asya’yı bir araya getiren bir işlev potansiyeli sergilemiştir. Türkiye’nin EİT ve diğer dış politika araçları yoluyla bölgenin iktisadi ve siyasi dinamizmine dahil olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra Türkiye, Güney Asya’ya uzanan hatta attığı işbirliği ve entegrasyon adımlarını Hazar havzasından Basra Körfezi’ne inen eksendeki stratejik rekabette kendisine etkin bir konum kazanacak şekilde kullanma imkanı bulabilir. Bu çerçevede Afganistan’daki istikrar arayışlarının periferisinde kalmak yerine merkezine oynayan bir tutum Türkiye’nin bölgeye yönelik stratejik yaklaşımına hizmet edecektir. Türkiye, bu tür bir rol oynamak açısından birtakım avantajları elinde bulundurmaktadır. Türkiye’nin Afganistan odaklı olarak attığı adımların gerek Afganistan içerisinde gerekse de bölgede şüphe ile karşılanmaması söz konusudur. Türkiye’nin Afganistan ve Pakistan ile birlikte üçlü zirve sürecini dört yıldır yürütebilmesi, böylesine bir güven oluşturabilmesiyle mümkün olmuştur. Bu güven aynı zamanda kültürel yakınlık ve tarihsel dostluk bağlarıyla desteklenmektedir. Türkiye’nin kendisine duyulan güveni tutarlı politikalar uygulayarak sarsılmaktan koruması gerekmektedir. Dolayısıyla, Afganistan özelinde Türkiye’nin politikalarında son birkaç yıldır gözlemlenen sürekliliğin gerek Bölgesel İşbirliği Çalışma Grubu toplantısı gerekse de Kasım 2011 tarihli “Afganistan için İstanbul Konferansı” vasıtasıyla idame ettirilmesi büyük önem taşımaktadır. Zira Türkiye, Afganistan sorununda bölgesel işbirliği girişimlerinin devamıyla doğusundaki Asya derinliğini olabildiğince etkili bir şekilde değerlendirebilme imkanını elinde tutacaktır.