Analiz

Kaddafi Döneminden Günümüze Türkiye-Libya Ekonomik İlişkileri

Libya, 1969 yılından beri Muammer Kaddafi tarafından yönetilirken 2011 Şubat ayında başlayan Arap Baharı dalgasının Libya’ya sıçraması üzerine yaklaşık 9 ay süren bir iç savaşa sürüklenmiştir. Kaddafi döneminde milli geliri en yüksek ülkeler arasında yer alan Libya’da ülke gelirlerinin halka adil bir biçimde dağıtılmaması gibi gerekçelerle Arap Baharı süreci etkili olmuştur. Halkın büyük çoğunluğunun Kaddafi yönetiminden duyduğu rahatsızlık ile süreç kanlı bir çatışmaya dönüşmüştür. Ekim 2011’de Kaddafi’nin öldürülmesi ile başlayan süreçte ise ülkenin içerisinde bulunduğu durumu çözmek adına Temmuz 2012’de seçimler düzenlenmiş ve Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) kurulmuştur. Ancak 2014 yılında General Halife Hafter geçiş hükümetine karşı bir darbe girişiminde bulunmuş, bu darbe girişiminden nihai bir sonuç çıkmamış ve ülke tekrar yıllardır süren bir iç savaşa sürüklenmiştir.

Gelinen noktada, küresel güçlerin vekalet savaşlarının oyun alanı haline gelmiş olan Libya büyük bir yıkım ile karşı karşıya kalmış durumdadır. Kaddafi’nin ortadan kaldırılmasıyla kabilelere ayrılmış, petrol yatakları belirli komutanların ve kabilelerin eline geçmiş ve iç savaşa sürüklenmiş yapısında toparlanma emarelerinin görüldüğü bir sırada ortaya çıkan Hafter ile süreç daha karmaşık bir hal almıştır. Ülkenin petrol yataklarının farklı aktörlerin elinde olmasını fırsata çeviren Fransa ve İtalya gibi ülkeler süreçte Libya petrolünü yarı fiyattan alarak büyük avantajlar elde etmişlerdir. Böyle bir ortamda Libya’da istikrarın arka plana itildiği bir sürecin yaşanması kaçınılmaz olmuştur.

Ekonomik, siyasi ve sosyolojik gelişmeler açısından değerlendirildiğinde Libya’nın istikrara kavuşmasının bölge ülkeleri için elzem olduğu ortadadır. Yalnızca düzensiz göçmen meselesi bile Avrupa ülkelerinin Libya’daki istikrarsızlıktan kaçınmaları için yeterli bir sebeptir. Bu minvalde çalışmamızda, Libya’nın genel ekonomik görünümü verilerek tarihsel perspektifte ikili ticaret hacimleri ayrıntıları ile ele alınacaktır. Sektörel bazdaki yatırımların şirketlere göre dağılımı verilerek her bir yatırımın geçmişi ve gelecek potansiyeli irdelenecektir. Çalışmada son olarak, Dolmabahçe Mutabakatı ve bu mutabakatın Doğu Akdeniz’deki ve Libya’daki etkileri ortaya konacaktır.