Kerkük’teki Son Gelişmeler

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)’in Haziran ayında Musul’da başlayıp ülke geneline yayılan operasyonları sonrası ülke içindeki genel durum ciddi bir şekilde değişmiştir. Bu operasyonlar sonucu birçok kişi hayatını kaybetmiş, yaralanmış, esir düşmüş ve aynı zamanda çok sayıda insan ülke içinde yerlerinden edilip farklı şehirlere göç etmek zorunda kalmıştır. Aynı şekilde IŞİD Kerkük ve çevresinde de etkinlik sağlamaya çalışmış ve bu durum şehirdeki günlük hayatı da etkilemiştir.
Haziran ayında IŞİD saldırılarının başladığı ilk günden itibaren Kerkük ili, saldırıların meydana geldiği Musul, Telafer, Diyala ve Selahaddin bölgelerinden çok sayıda yerlerinden edilen ailelere ev sahipliği yapmış hala da yapmaya devam etmektedir. Kerkük’ün dışında, güvenlik konusunda herhangi bir sıkıntının yaşanmadığı Yahyava ve Leylan bölgelerinde iki kamp bulunmaktadır.  Yahyava kampında tamamıyla Türkmenler kalmaktadır.   Bu kamp, yöre halkından olan Kays Beyoğlu’nun tahsis ettiği arazi üzerine kurulmuş ve Kerkük halkı, Türkmen kurum ve kuruluşlarının yardımlarının yanı sıra Türkiye’den gelen yardımlarla yerlerinden edilen Iraklı ailelere ev sahipliği yapmaktadır. Kampta bulunan yetkililerinin dile getirdiğine göre Yahyava kampı Irak Hükümetinden hiçbir yardım almamaktadır. Irak hükümeti ülkedeki kampların hemen hemen hepsine yardımda bulunmamaktadır. Yahyava Kampına her geçen gün daha fazla aile gelmekte, bu da kampta yer sıkıntısına ve ihtiyaçların artmasına neden olmaktadır. Leylan kampında daha çok Arap aileler bulunmaktadır ama bu kampta ayrıca diğer kesimlerden de kalanlar mevcut. Leylan kampı Yahyava kampından nispeten daha iyi olanak ve koşullara sahip, çünkü bu kampa Irak Hükümeti ve Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğinin yanı sıra Türkiye’den ve çok sayıda uluslararası kurum kuruluştan yardım gitmektedir. Bu iki kampın dışında Kerkük şehir merkezinde de çok sayıda yerlerinden edilmiş aileler kalmaktadır.  Bu aileleri inşaatı tamamlanmamış binaların yanı sıra bazı mahallelerde derme çatma kurdukları çadırlarda da görmeniz mümkün.  Kerkük’e gelen yerlerinden edilmiş aileler ve kamplarla ilgilenen bir diğer kuruluş da Göçmenler ve Göç Ettirilenler Dairesidir.

Haziran ayından beri Kerkük çevresinde olan IŞİD, Ocak ayında bölgedeki köylere yönelik bir operasyon gerçekleştirmiştir.  Yapmış olduğu saldırılar sonucunda da Molla Abdulla, Tel El Verd, Mektep Halit ve Meryembeg köylerini ele geçirmiş ve Kerkük şehir merkezinde de bombalı saldırılar düzenlemiştir.  Kerkük’te bulunan güvenlik güçlerinin operasyonları sonucu Kerkük’te güvenlik sağlanmış fakat Kerkük çevresindeki bölgelerden IŞİD çıkarılamamıştır. Yaşanan bu gelişmelerin ardından kısa bir süredir sürekli dile getirilen IŞİD’e karşı operasyonlar serisi Kerkük’ün çevresinde geçtiğimiz hafta başlamış oldu. Bunun üzerine 9 Mart günü sabah saat 5 civarında Kerkük’ün Kuzey ve Güneyinde yer alan ve IŞİD’in kontrolünde bulunan köylere polis, Irak güvenlik güçleri ve peşmerge güçleri koalisyon güçlerinin de havadan desteği ile bir operasyon gerçekleştirdi. Bomba sesleri operasyon boyunca Kerkük şehir merkezinden de duyuldu.  Operasyonlar günün ilerleyen saatlerine kadar sürdü ve operasyon sonucu Tel El Verd, Tel- Merii ve Nehrevan köyleri ele geçirildi. Bu operasyonda ayrıca Molla Abdulla bölgesindeki bir elektrik santrali de ele geçirildi. Böylece 20 km’lik bir alan IŞİD’den kurtarılmış oldu. Operasyonlar Kerkük çevresindeki köy ve ilçelerinde halen devam etmektedir.

Haziran ayında başlayan IŞİD saldırılarından sonra Kerkük’e gelen peşmerge güçleri ile şehirde Kürt milliyetçiliğinin daha da arttığını görmek mümkün. Bu hem şehirde yaşayan Kürtlerin söylemlerine hem de günlük hayata da yansımakta. Şuan Kerkük’te birçok cadde, sokak, bina, araba ve dükkanlarda Kürt bayrağı görebileceğiniz gibi Kerkük şehir merkezinin dışına biraz çıktığınız zaman da yer yer Kürt bayraklarını görebiliyorsunuz. Kerkük şehrine girmeden önceki kontrol noktasında da sizi Talabani’nin bir fotoğrafı karşılıyor. Kerkük Valiliğinde gerçekleştirilen toplantı öncesi Kürt İl Meclis üyeleri ile yaptığımız görüşmelerde Kerkük’le ilgili daha ortak söylemlerden ziyade Kerkük’ün tarihiyle, yapısıyla bir Kürt şehri olduğunu dile getirdiler. Kürtler içinde daha ılımlı konuşan kişiler olsa da ayrılıkçı konuşan kesimin azımsanmayacak şekilde fazla olduğunu da görebiliyorsunuz.

Geçtiğimiz günlerde çok büyük bir Kürt bayrağı Kerkük Kalesine asılmış ve bu durum şehirde gerginliğin oluşmasına neden olmuştur. Kaleye Kürt bayrağının asılmasından hemen sonra Türkmen gençlerden iki kişi de kaleye Türkmen bayrağını asmıştır. Bayrağın kaleye asılmasından sonra Kerkük kolluk kuvvetleri iki Türkmen genci tutuklamıştır. Türkmen yetkililerin olaya müdahalesi sonucu gençler serbest bırakılmış ve daha büyük bir Türkmen bayrağı kaleye tekrar asılmıştır.

Kürt milliyetçiliği her ne kadar artmaya başlasa da Türkmenler de Kerkük’teki varlıklarını her geçen gün daha da vurgulamakta ve bu konudaki mücadelelerini her geçen gün daha da arttırmaktalar. Artık daha çok Türkmen aile çocuklarını Türkmen okullarına göndermekte ve Türkmen okulları ile ilgili çalışmalar da gün be gün daha iyiye gitmektedir. Sokaklarda Türkmen kıyafeti giyen çok sayıda kişi de görmek mümkün. Aynı şekilde bazı yerlerde Türkmen bayraklarını da görebilmektesiniz. Türkmenler kültürlerine, dillerine ve kimliklerine sahip çıkmakta ve çalışmalarını bu yönde ilerletmekteler. Türkmenler ve Kürtlerin şehirde varlık mücadelesinde daha önde olduklarını görüyorken,  IŞİD’in ülkede başlattığı saldırılardan sonra Kerkük içindeki Sünni Arapların kimliklerini biraz daha geriye çektiklerini söyleyebiliriz.

Kerkük’te geçen hafta yaşanan bir diğer gerginlik ise 10 Mart Türkmen Milli Kıyafet gününde gerçekleşmiştir. Milli Kıyafet günü nedeniyle kentte yaşayan Türkmenler Türkmen kıyafetlerini giyerek, törenler düzenlemişlerdir. Fakat PKK’lı olduğu öne sürülen bir grup, Kerkük Teknik Enstitüsünde Türkmen bayrağına ve Türkmen öğrencilere karşı saygısızlık yapıp ortamın gerilmesine neden olmuşlardır. Aynı grup Kerkük’teki Irak Türkmen Cephesi İl Teşkilat binasına giderek oradaki Türkmen bayrağını indirmeye çalışmışlardır. Teşkilat binasında görevli olan Türkmen korumalar gelen grubu engellemiş ve PKK’lı grup bir şey yapamadan dağılmıştır. Fakat bu sefer aynı grup Kerkük Kalesine asılmış olan Türkmen bayrağını indirmiş ve bayrağı yakmıştır. Bu iki olay şehirde gerginliğin yeniden başlamasına neden olmuştur. Taraflar arasında gerginliğin iyice tırmanmaması için yetkililer bir araya gelmiş ve durumu görüşmüşlerdir. Bunun üzerine Kerkük Valisi Necmettin Kerim kaledeki Kürt bayrağını da indirtmiştir. Şehirde yaşanan bu gelişmelerin ardından, Türkmen okulunda öğretmen olan Hasan Bayraktar’ın öncülüğünde 12 Mart günü yapılması planlanan Türkmen geleneksel kıyafeti olan zubun ceketin giyilmesi etkinliği de yapılamamış ve başka bir tarihe ertelenmiştir.

Kerkük içerisinde gruplar arasında zaman zaman yaşanan bu gerginlikler uzun bir süre daha yaşanacak gibi gözükmektedir. Çünkü her grup Kerkük’ün kendilerinin olduğunu savunmakta ve diğer grupların da bunu kabul etmesini istemektedir. Bu tarz bir yaklaşım da şehirdeki huzuru bozmakta ve bu tarz olayların yaşanmasına neden olmaktadır. IŞİD tehdidi ve saldırıları yüzünden aylardır huzursuz olan halk bir de yaşanan bu gelişmelerle birlikte iyice gerilmektedir. Kerkük içinde her kesimin daha orta noktada buluşup Kerkük milliyetçiliğini benimsemeleri en iyi çözümlerden biri gibi gözükmektedir. Böylece halkın her kesiminin eşit olduğunun kabullenilmesi ve bu şekilde yaklaşılması, bu sürecin daha iyi bir şekilde atlatılmasına ve ilerleyen zamanlarda da Kerkük içinde daha iyi bir atmosferin oluşmasına olanak sağlayacaktır.