Körfez Gündemi: 10-16 Şubat 2020

Suudi Arabistan
Suudi Arabistan ile İran arasındaki bölgesel gerginliklerin yanında iki ülke arasında müzakere söylentileri de devam etmektedir. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif , gerginliğin azaltılması anlamında Suudi Arabistan ile görüşmeye hazır olunduğunu tekrar belirtti. 56. Münih Güvenlik Konferansı sebebiyle Almanya’da BBC kanalına röportaj veren Zarif, Kasım Süleymani’nin öldürülmesi sonrası, Suudi Arabistan’dan müzakerelere başlama yönünde mesajlar aldıklarını, İran’ın ortaya attığı Hürmüz Barış Planı’na Irak, Katar, Kuveyt ve Umman’ın olumlu yönde görüş bildirdiğini, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn’in herhangi bir cevap vermediğini belirtti. Özellikle Suudi Arabistan, uluslararası platformlarda hem İran’ın hem de Katar’ın hamlelerinin Körfez’de istikrarsızlık yarattığını belirterek söz konusu iki ülkenin de davranış şekillerini değiştirmesi gerektiğini ileri sürdü .

İran, Katar ve Suudi Arabistan’ın bir diğer dış politika gündemi İsrail ile yaşanan son dönem gelişmeler oldu. Son günlerde ortaya atılan Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bir görüşme gerçekleştireceği iddiası, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan tarafından yalanlandı. İsrail’in Hayom gazetesi, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun olası bir Muhammed bin Selman - Binyamin Netanyahu görüşmesi için çaba gösterdiğini yazmıştı.

Suudi Arabistan varlık fonu, 2020 yılı sonuna kadar planlanan yatırımların 400 milyar dolar olması hasebiyle bu yıl içerisinde 1000’den fazla kişiyi istihdam edecek. Söz konusu istihdam artışı, Suudi yetkili Alireza Zaimi’nin, Abu Dabi’de bir konferansta yaptığı açıklamaya dayandırıldı. Suudi Arabistan’ın Kamu Yatırım Fonu, dünyanın en büyük varlık fonu olma yolunda bu yıl içerisinde 400 milyar dolarlık varlık yatırımına ulaşmayı hedeflediğini duyurmuş ve bu anlamda Tesla Inc, Uber Technologies gibi şirketlere yatırım yapmıştı.

Katar
Katar dış politika gündemini Suudi Arabistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi bağlamında Körfez krizinin çözüm yollarının tıkanması meşgul etmektedir. Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdulrahman el-Sani 56. Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı bir konuşmada, Körfez krizine yönelik çözüm çabalarının askıya alındığını açıkladı. Dışişleri Bakanı yine de Katar’ın sorunun çözümüne yönelik tekliflere karşı açık olduğunu belirtti.

Katar’ın eski başbakanlarından Hamed bin Casım el-Sani, İsrail ile Arap ülkeleri arasında bir saldırmazlık anlaşması imzalanacağını iddia etti. Yüzyılın Anlaşması planının ardından, İsrail ile Körfez ülkeleri, Mısır, Ürdün ve Fas’ın bir arada olacağı bir saldırmazlık anlaşması yapılacağını iddia etti. İsrail ile sadece Mısır ve Ürdün’ün resmi diplomatik ilişkileri bulunuyor.

Birleşik Arap Emirlikleri
Dış politika gelişmelerine bakıldığında, askeri angajmanların gündemin ilk sıralarını meşgul ettiği görülebilir. BAE, Yemen’deki bütün askeri birliklerinin ülkeye döndüğünü açıkladı. Yemen müdahalesi çerçevesinde, toplam 108 BAE askerinin öldüğü belirtildi. BAE Silahlı Kuvvetleri’nin Yemen’de 15 binden fazla asker ile çeşitli vilayetlerde bulunduğu belirtildi. Deniz Kuvvetleri’nin ise 3 birlik, 50 deniz aracı ve 3 bin asker ile Yemen’de bulunduğu ve Husilerden kurtarılan 200.000 Yemen askerinin de bölgede eğitildiği vurgulandı.

BAE’nin Yemen’in güney vilayetlerinde yoğunlaşan askeri destekçilerinin toplam sayısının 200 bin civarında olduğu belirtilmektedir. BAE’nin güney vilayetlerinde eğitip donattığı güçlerin komutanlığı büyük oranda eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in yeğeni Tarık Salih ve Ebu Abbas Tugayları tarafından yerine getirilmektedir. Eğitip donatılan Yemenli askerlerin yanında BAE’nin bölgeye Sudan, Kolombiya ve Nijerya’dan paralı asker getirme çabalarının olduğu da bilinmektedir. Bütün bunlar hesaba katıldığında, BAE ve eğitip donattığı askerlerin Yemen’de savaş suçları işlediğine dair büyük deliller olduğu belirtilmektedir. Bu anlamda İngiliz menşeili Stoke White uluslararası hukuk firması, Londra, ABD ve Türkiye’de BAE aleyhine davalar açtı. Davalar, paralı askerlerin ve eğitilip donatılan güçlerin Muhammed Dahlan gibi isimler ile de iltisaklı olup olunmadığını açığa çıkaracak.

Yemen
Husilerin Suudi Arabistan’ın saldırı jetlerinden birini düşürmesinin ardından Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon, bir hava saldırısı düzenleyerek 31 kişinin ölümüne sebep oldu. Cuma günü el-Cevf bölgesinde Husilerin düşürdüğü Suudi Arabistan jetinin akabinde şiddet sarmalının artışına tanık olundu. Jetin düşürülmesinin ardından düzenlenen saldırı ise, el-Cevf bölgesinde bulunan el-Heyje bölgesinde gerçekleştirildi. Husilerin Suudi Arabistan jetini düşürmesi, milis grubunun bu anlamda artan kapasitesini de göstermektedir. Son dönemde, saldırıların ve çatışmaların yoğunlaştığı el-Cevf bölgesinin başkenti Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun kontrolünde olsa da, el-Cevf’in büyük bölümü Husiler tarafından kontrol ediliyor.

Yemen’de AYEK’in liderinin öldürülmesi ile birlikte terörist örgütün güç kaybetmeye başladığı belirtilebilir. AYEK, ABD ve Suudi Arabistan’da terörist saldırıların yapılmasını tekrar desteklerken, yoğun bir şekilde faaliyet gösterdiği Yemen’de güç kaybetmektedir. AYEK, Florida Pensacola’da düzenlenen saldırıyı üstlenmiş ve saldırıdaki motivasyonu ile övünmüştü. Bunun üzerine, AYEK lideri el-Reymi’nin de öldürülmesinin ardından AYEK terörist örgütü Pensacola saldırısındaki olası AYEK motivasyonuna ilişkin videolar yayımladı. Husiler, Yemen’deki son dönem pozisyonuna bakıldığında, Suudi Arabistan’ı olası bir ateşkese ikna etmek adına Yemen içerisindeki ve Suudi Arabistan’daki altyapılara yönelik saldırılarını artırdı.

Kuveyt
Suudi Arabistan ve Kuveyt tarafından, tarafsız bölgede petrol çıkarılmaya başlandı. Konuyla ilgili açıklama, Kuveyt Petrol Bakanı Muhammed el-Fadıl tarafından yapıldı. Tarafsız bölgedeki Vefra petrol sahasından 2020 yılı sonunda günlük 140 bin varil petrol üretimi yapılması planlanmakta. Hafci petrol sahasında da ortak üretime başlayacak olan Suudi Arabistan ve Kuveyt, bu petrol sahasında ise günlük 250 bin varil petrol üretimi hedeflemekte. Çıkarma işlemleri ile birlikte 60 gün sonra petrol üretiminin başlaması öngörülmektedir.

Umman
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, Umman Denizi’nde ağır silah yüklü İran botuna el koydu. Botun içerisinde tanksavar füzeleri, karadan havaya füze, insansız hava ve karar araçları ve gelişmiş patlayıcılar bulundu. Söz konusu silahların İran’dan gelip Yemen’deki Husilere gittiği yönünde iddialar olsa da bu yöndeki bilgiler henüz teyit edilememiştir.