Kremlin'in İran Politikası Değişiyor mu?

Dr. İlyas Kamalov, ORSAM Avrasya Danışmanı
Vladimir Putin’in devlet başkanlığı döneminde (2000-2008) Rusya, İran’ın en yakın müttefiklerinden biriydi. Gerek tarih boyunca gerek Yeltsin döneminde Moskova-Tahran arasında birçok sorun yaşanmasına rağmen, Moskova daha çok uluslararası arenadaki gelişmeleri ve bölgedeki ekonomik çıkarlarını göz önünde bulundurarak İran ile yakınlaşmaya gitmiştir. İran’ın Çeçenistan’daki savaşçıları desteklemesi ve Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan enerji kaynaklarının üçüncü ülkelere ihracatında alternatifler sunması gibi konular dahi Kremlin’in İran’ı uluslararası arenada desteklemesini engellememiştir. Putin’in özellikle ikinci devlet başkanlığı döneminde ABD ile artırdığı rekabet ve mücadele çerçevesinde Moskova, İran’ı ABD’ye karşı bir koz olarak kullanmıştır. Neredeyse bütün dünya, İran’ın nükleer çalışmalarına karşı çıkmasına rağmen, Rusya İran’da başlattığı nükleer santral inşaatını durdurmamış ve BM de dâhil olmak üzere uluslararası arenada İran’ı desteklemiştir. Yine İran’ın Rusya’nın en büyük silah pazarı olduğunu da unutmamak gerekmektedir.

Ancak gerek Rusya gerek ABD’de iktidarların değişmesiyle İran konusu biraz daha farklı bir boyutta gündeme gelmiştir. Gerek Putin’in yerine geçen Dmitriy Medvedev gerek Bush’un yerine geçen Barack Hüseyin Obama, sorunları daha çok barışçıl yoldan çözmekten yana olduklarından dolayı tarafların İran sorununa bakış açıları da değişmiştir. En başta Rusya’nın da diğer Batı ülkeleri gibi İran’a güvenmediğini söylemek mümkündür. Rusya, İran ve ABD’nin her an masaya oturarak ortak bir çözüm bulmalarını ve bu çözüm sonrasında oluşacak yeni konjonktürde Rusya’yı devre dışı bırakabileceklerini bir an olsun aklından çıkarmamaktadır. Obama’nın başkan olmasıyla birlikte böyle bir senaryonun gerçekleşme ihtimali artmıştır. Bundan dolayıdır ki Moskova özellikle son dönemde İran’a karşı daha temkinli bir politika izlemeye başlamıştır. Yine Putin döneminde İran’ın Rusya’yı özellikle ABD ve AB ile görüşmeler yaptığı sıralarda çok zor durumda bıraktığı da bir gerçektir. İran birçok kez Rusya’ya verdiği sözleri dahi yerine getirmemiş ve nükleer çalışmalarla ilgili Batı’ya karşı çok sert açıklamalarda bulunarak Rus diplomatlarının arabuluculuk faaliyetlerinin başarısız olmasına neden olmuştur. Halbuki Ruslar, gerek İran’da gerek de Ortadoğu’nun diğer sorunlu bölgelerinde arabuluculuğu üstlenerek bölgede etkisini artırmaya çalışmışlardır.   Moskova’yı son dönemde rahatsız eden hususlardan biri de İran’ın Rusya’nın politikasından memnun olmayışı ve kendisine gösterilen desteği yetersiz görmesidir. Birçok İranlı yetkili özellikle Rusya-Batı ihtilafından istifade etmeye çalışarak Moskova’nın kendilerine gösterdiği desteği artırmaya çalışmışlardır. Bunu elde edemedikleri zamanlarda da sert açıklamalar yapmaktan çekinmemişlerdir.   Yine Kuzey Kore’nin nükleer füze denemeleri gerçekleştirmesi de Moskova’nın İran’a karşı tutumunu gözden geçirmesine neden olmuştur. İran kartının Rusya-ABD ilişkilerini pek etkilemeyeceğini de gören Kremlin artık nükleer silah gibi kendisi için de gelecekte tehlike arz edebilecek konularda tek başına bu ülkeleri desteklemek yerine bütün dünya ile aynı safta yer almak istemektedir. ABD ile Rusya arasında önümüzdeki dönemde güvenlik konularının ve nükleer silahların azaltılması konusunda görüşmelerin başlayacağı göz önünde bulundurulursa, Moskova’nın İran’ın nükleer çalışmalarına yaklaşımında da değişikliklerin meydana gelebileceğini tahmin etmek mümkündür.   Rusya, şu ana kadar İran politikasını değiştirmek için herhangi bir somut adım atmasa da, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın ŞİÖ Zirvesi dolayısıyla gerçekleştirdiği Rusya ziyareti sırasında kendisine “beklenen” ilginin gösterilmediği söylenebilir. Ahmedinecad’ın ŞİÖ Zirvesi’ne katılımının bir gün gecikmeyle gerçekleşmesi, İran’daki muhalefet gösterileriyle açıklansa da, Ahmedinecad’ın Rusya’ya zirvenin ancak ikinci gününde gelmesinin bir başka nedeni daha vardır. Rusya Devlet Başkanı Medvedev, zirvenin birinci gününde planladığı Ahmedinecad ile görüşmesini gündem yoğunluğunu ileri sürerek iptal etmiştir. Washington’daki Dünya Güvenliği Enstitüsü’nün Rusya Uzmanı Aleksandr Zlobin’e göre bu tavırla Moskova, İran yetkililerinin Moskova’ya yönelik eleştirilerinden rahatsız olduklarını bildirmiştir. Medvedev’in Ahmedinecad ile görüşmesini iptal etmesinin bir başka nedeni de İran’daki seçim sonuçları dolayısıyla ortaya çıkan istikrarsızlıktır. Seçim sonuçları tamamen kesinlik kazanmadan ve seçimlerin tekrarlanmasına veya başkasının devlet başkanı ilan edilmesine dair küçük bir ihtimal dahi olduğu müddetçe Moskova’nın İran Cumhurbaşkanı ile görüşmesi mümkün görülmemektedir. Moskova bu konuda da tek başına Batı’dan tamamen farklı olarak hareket etmek istememektedir. Sonuç itibariyle Moskova’nın İran konusunda “bekle ve gör” politikası izlediğini söylemek mümkündür. Eskisi gibi Batı’yı karşısına alarak İran’a tam bir destekte bulunmak istemeyen Moskova’nın bundan sonraki süreçte ABD-İran ve ABD-Rusya ilişkilerine bağlı olarak İran politikasını şekillendireceği söylenebilir.