Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nde Ekonomik Durum

Bugün Irak’ta kalkınma süreci ve örgütlenme biçimi ve gelişmişliği anlamında birbirinden önemli bir biçimde ayrılan iki bölge söz konusudur: Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) ve Irak’ın geri kalanı. IKB dışındaki bölgede kalkınma her şeyden önce yasal ve kurumsal yapının uzun süren savaşlar/iç çatışmalar ile önemli ölçüde tahrip edilmiş olması nedeniyle sekteye uğramaktadır.  Irak’ın IKB dışındaki bölgelerinde nüfusun önemli bir bölümü yeterli ve güvenli gıdaya, temel sağlık hizmetlerine, can ve mal güvenliğine, temiz içme suyuna ve düzenli elektriğe sahip değildir. Öte yandan, IKB’de Türkiye ile olan güçlü ekonomik ilişkilerinin de yardımıyla temel ekonomik alt yapının büyük ölçüde oluştuğu gözlemlenmektedir.

IKB’nin Irak’ın geri kalan bölgelerinde daha yüksek bir kalkınma seviyesine ulaşılmış olmasında bu bölgede oluşturulan göreli istikrar önemli bir rol oynamaktadır. Bu bölge ekonomisinin genel özelliklerini somut bir biçimde değerlendirebilmek için ihtiyaç duyduğumuz güvenilir temel makroekonomik verilere sahip değiliz. Bununla birlikte, uluslararası kuruluşların tahminlerinden yola çıkılarak kısa bir değerlendirme yapmak olanaklıdır. Bilindiği gibi, ekonomik kalkınmışlık ve refahın temel göstergesi kişi başına gelirdir. On yıllık bir dönem göz önüne alındığında, 2004 yılında IKB’de kişi başına gelir, Irak’ın geri kalanından yaklaşık olarak P fazlayken, bugün iki katından fazla olduğu tahmin edilmektedir.

Ülke hükümetlerinin ekonomik performanslarının önemli bir göstergesi hükümet bütçeleridir. Irak merkezi hükümeti ile bütçe gelirlerinin oluşması ve özellikle ulusal enerji kaynaklarından elde edilen gelirin paylaşımı ve IKB’ye aktarımı ile ilgili olarak içinde bulunulan bütçe yılına kadar süren anlaşmazlıklara rağmen, IKB hükümeti dengeli bir bütçeye sahiptir. Üstelik dengeli bütçe uygulaması bölge standartlarının oldukça üstündeki sosyal hizmetler ve yardımlara rağmen gerçekleştirilebilmektedir. Bu çerçevede özellikle belirtilmesi gereken nokta, üniversite düzeyine kadar eğitimin ve temel sağlık hizmetlerinin ücretsiz veriliyor olmasıdır. İç savaşa ve bölgeyi çevreleyen olumsuz siyasi ve askeri koşullara rağmen, askeri harcamalar kontrol altında tutulabilmektedir.

Bölgeyi Irak’ın diğer bölgelerinden ekonomik olarak ayıran önemli bir diğer özelliği, hem yatırım hem de işgücü piyasasına ilişkin düzenlemelerin ulusal ve uluslararası girişimcileri özendirecek nitelikte olmasıdır. IKB’nin ulusal ve uluslararası yatırımları özendirici bir diğer özelliği 1999 yılında ilki hizmete giren, uygun altyapıya sahip çok sayıda özel ekonomik bölgeler oluşturmuş olmasıdır. Bu özel ekonomik bölgelerin IKB’de sanayi istihdamının yaklaşık olarak üçte birini ve sanayi üretiminin yaklaşık olarak @’nı sağladığı tahmin edilmektedir.

Planlama Bakanlığı verilerine göre IKB’nin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) 2011 yılı için yaklaşık olarak 24 milyar dolardır. GSYH’nın sektörel dağılımı ise şöyledir: 0.1 hizmet sektörü, .6 kamu hizmetleri, ,5 tarım sektörü, .5 ticaret ve taşımacılık, %9.4 madencilik ve imalat, %7.6 inşaat ve %1.3 bankacılık ve sigortacılık hizmetleri. GSYH’nın sektörel dağılımı, ekonomik yapının özelliğine ilişkin önemli ipuçları vermektedir. Buna göre, IKB ekonomisinin dörtte üçü hizmet sektöründen oluşmaktadır. Diğer doğal kaynak zengini ülkeler ile kıyaslandığında, önemli ölçüde çeşitlendirilmiş mal ve hizmet üretebilme kapasitesine karşın, ekonomik yapının uzun dönemde büyüme kapasitesini sürdürebilmesi ve rekabet gücü yaratılabilmesi için sanayi sektörünün, özellikle de imalat sanayi sektörünün geliştirilmesinin zorunlu olduğu görülmektedir. Bu çerçevede IKB, 2020 Vizyonu adı verilen bir program uygulamaktadır. Programın temel hedefleri arasında; nüfusun ihtiyacını karşılayacak bir sağlık ve sosyal hizmetler alt yapısının oluşturulması, yaşam standartlarının yükseltilmesini sağlayacak ve işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikte işgücünü yetiştirecek bir eğitim sisteminin oluşturulması, fiziksel altyapının tamamlanması, özel sektör temelli çeşitlendirilirmiş bir ekonomik yapının oluşturulması ve etkin ve dürüst bir hükümet yapısının oluşturulması yer almaktadır.

Öte yandan, IKB bölgesi oldukça genç ve göreli olarak eğitimli bir nüfusa sahip olmasına karşın, uygulanan sosyal hizmet ve yardımların işgücüne katılımı önemli ölçüde düşürdüğü görülmektedir. Bu durumun düşük işsizlik oranlarına ulaşılmasına katkı sağlamasına karşın, toplam üretkenliği ve böylece kişi başına geliri önemli bir biçimde düşürmektedir. İstihdamın önemli bir bölümünün kamu sektöründe yaratılıyor olması da ekonominin bir diğer özelliğini teşkil etmektedir. Özel sektörün kamu sektörünün yerini almaya başlaması ile kamu sektörü istihdam olanaklarındaki azalma da uzun dönemde uygun eğitim ve istihdam yaratma programlarının uygulanmasını gerektirecektir. 2020 yılına kadar kamu sektörüne ait tüm fabrikaların özelleştirilmesi hedefi dikkate alındığında, bu noktanın önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

IKB ekonomisi ile ilgili bir diğer önemli özellik, bölgeyi oluşturan alt bölgeler arasında var olan ekonomik gelişmişlik farkıdır. Bu farkı gidermeye yönelik uygun bir ekonomi programının uygulanmaya konulması önem arz etmektedir. Irak merkezi hükümeti ile tartışmalı bölgeler sorunu ve petrol gelirlerinin paylaşımı sorunlarının kalıcı bir biçimde çözümlenmesi, istikrarlı bir politik ve ekonomik yapının kurulmasının ön koşulunu oluşturmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı, Irak’ın yıllık olarak 200 milyar dolar petrol ihracatı geliri yaratma kapasitesi olduğunu hesaplamaktadır. Bu düzeyde bir ihracat geliri, hem Irak hem de IKB’nin hızlı bir biçimde ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmesine büyük bir katkı sağlayacaktır. Ancak bu ihracat gelirinin yaratılması için enerji sektörüne büyük miktarda yatırım yapılması, bu amaçla uluslararası sermayenin ülkeye ve bölgeye çekilmesi gerekmektedir. Bunun için ise, yukarıda da belirtildiği gibi, merkezi hükümet ile IKB hükümeti arasındaki sorunların bir an önce çözülmesi ve bölgede yaşanan çatışmaların sonlandırılması gerekmektedir.

Son olarak, IKB’nin ekonomik gelişmesini sürdürmesinin Türkiye ile olan politik ve ekonomik ilişkilerini sürdürmesi ve geliştirmesine bağlı olduğunu vurgulamalıyız. Türk yatırımcılar ve işgücü IKB’de var olan ekonomik gelişmelere şimdiye kadar önemli katkılar sağladılar. Bugün IKB’de 800’ün üzerinde Türk firmasının faaliyet gösterdiği ve 25 binin üzerinde Türk işçisinin çalıştığı öngörülmektedir. Ayrıca Türkiye bölge için yalnızca enerji kaynaklarının değil, ama diğer mal ve hizmetlerin de Avrupa Birliği pazarına ulaşmasında bir köprü niteliğindedir.

Bu yazı “Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nde Ekonomik Durum” başlığıyla Ortadoğu Analiz Dergisi'nde yayınlanmıştır.”