Libya’da Taraflar Aynı Masada

BM’nin yürüttüğü Libya barış görüşmelerinin Almanya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen son toplantısında rakip taraflar ilk kez bir masa etrafında buluşarak doğrudan müzakere sürecini başlattı. BM, 8 Haziran’da son anlaşma taslağını duyurmuştur. Bu taslak Trablus’taki Milli Genel Kongre (MGK) tarafından kabul edilirken, bu sefer Tobruk Temsilciler Meclisi (TM) tarafından kabul edilmez bulunmuştur. Tobruk hükümeti her ne kadar bu taslak anlaşma nedeniyle müzakereleri boykot edeceğini açıklasa da Tobruk TM’den isimler Almanya’ya gelerek toplantıya katılmıştır. Bunun üzerine TM sözcüsü Frac Ebu Haşim, barış taslağına çekinceli baktıklarını, Berlin'e gidenlerin hükümet tarafından gönderilmeyip, şahsi nedenlerden ötürü gittiklerini açıklamıştır. Bir önceki taslak anlaşmasını 28 Nisan’da sunan BM ise taraflara Ramazan ayı başlamadan önce uzlaşmaları için baskı yapmaktadır. BM Libya Özel Temsilcisi Leon, tarafların uzlaşarak daha iyi bir taslak oluşturabileceklerini ama Libya’nın buna vaktinin olmadığını ifade etmesi, diğer yandan da Mısır’ın aralıklarla sınır güvenliğini gerekçe göstererek askeri müdahale çağrısı yapması Libya’da tarafların uzlaşması için büyük bir baskı yaratmaktadır. BM Libya Özel Temsilcisi ile birlikte, BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkına sahip ülke temsilcileri (ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya), AB temsilcileri, İtalya ve İspanya’nın temsilcilerinin katıldığı Libya görüşmelerinde tarafların doğrudan müzakere sürecine geçmesi ise önemli bir adımdır.

BM’nin Libya Müzakereleri ve Politika Değişimi
BM’nin Eylül 2014’ten beri yürüttüğü Libya Barış görüşmeleri dört faklı ülkede gerçekleştirilen dört ana evrede bir gelişim süreci göstermiştir. Gadamis’te oldukça dar kapsamda başlayan görüşmeler 2015 Haziran’ı ile geniş çaplı bir hal almış ve doğrudan müzakerelere geçilmiştir. 2011 sonrasında hızlı bir şekilde istikrarsızlığa ve iç savaşa sürüklenen Libya için gelinen nokta önemlidir; ancak Almanya, Berlin’de gerçekleştirilen doğrudan görüşmelerin hala tüm tarafları kapsamadığı ve kısmi nitelik taşıdığı unutulmamalıdır. Her ne kadar uluslararası ve bölgesel aktörler Libya’daki rakip taraflar üzerinde yoğun bir baskı uygulasalar da, doğrudan görüşmelerin kapsamını genişletmeden nihai bir sonuç elde etmek mümkün olmayacaktır. Buradan hareketle BM’nin yürüttüğü sürece aşamaları itibariyle yeniden bakmak faydalı olacaktır. 

TM Odaklı İlk Görüşmeler: BM’nin barış görüşmeleri 29 Eylül 2014 tarihinde BM Libya Özel Temsilcisi Bernardino Leon öncülüğünde Libya’nın güney batısında yer alan Gadamis kentinde başlamıştır. Gadamis’te gerçekleşen barış görüşmeleri sadece Haziran 2014 seçimleri ile oluşturulan Tobruk TM ve bu meclisi boykot eden 40 milletvekili ile sınırlı kalmış ve Trablus MGK bu sürece dahil edilmemiştir. Bu noktada BM’nin bu görüşmelere Trablus MGK’yı davet etmediğini belirtmek gerekmektedir. Gadamis görüşmelerinde BM, Tobruk TM’nin meşruiyetini arttırmayı hedeflemiş, meclisi boykot eden vekilleri ikna ederek 2014 seçim sonuçları üzerindeki tartışmayı sonlandırmayı hedeflemiştir. Ancak sınırlı katılıma rağmen görüşmeler tıkanmış ve müspet bir sonuç elde edilememiştir.

Cenevre Görüşmeleri ile Katılım Genişletme: Tobruk TM ile sınırlı ilk görüşmelerin başarısız olması üzerine BM, politikasında revizyona giderek yeni bir yaklaşım ortaya koymuştur. Bu çerçevede Leon, görüşmelerin Cenevre’ye taşınmasına ve katılımcı kapsamının genişletilmesine karar vermiştir. 15 Ocak 2015’te Cenevre’de başlayan bu yeni görüşmelere her iki meclis, her iki hükümet, kent meclisleri temsilcileri ile milis güçleri temsilcileri davet edilmiştir. Trablus'taki MGK, Cenevre görüşmelerine katılmayı reddetmiş ancak, bazı MGK vekilleri ile Misrata kent meclisi temsilcilerinin Cenevre görüşmelerine katılması ile bu karar delinmiştir. Her ne kadar Trablus'taki MGK’nın katılmama kararının bazı gruplarca ihlal edilmesi MGK’nın tepkisine neden olsa da Cenevre görüşmelerine MGK’nin kayıtsız kalmasının önüne geçmiş ve dolaylı bir temsil sağlamıştır. MGK ilk baştaki sert tavrını bir kenara bırakarak, görüşmelerin Libya’da devam etmesi halinde görüşmelere katılacağını açıklamıştır. Cenevre’de gerçekleşen iki tur görüşmenin ardından müspet bir sonucun elde edilememesi, tarafların uzlaşma konusunda istekli olmayışları ve görüşmeler devam ederken çatışmaların yoğunlaşması Cenevre görüşmelerini tıkamıştır.

MGK’nın Müzakere Sürecine Dahil Edilmesi: Cenevre görüşmelerinin MGK’nın kısmi ve dolaylı katılımının müzakere sürecini olumsuz etkilediğini göstermesi üzerine BM MGK’nın taleplerini değerlendirmeye karar vermiş, bir kez daha görüşmelere daha fazla taraf dahil etme yoluna gitmiştir. Bu çerçevede MGK’nın görüşmelerin Libya’da devam etmesi talebine olumlu cevap vermiştir. Ancak daha sonra ülkenin doğusundaki Bingazi kentinin 250 kilometre doğusunda yer alan Derne'ye bağlı Kubbe ilçesinde bomba yüklü araçlarla düzenlenen 3 intihar saldırısı sonucu 47 kişi hayatını kaybetmesini gerekçe göstererek görüşmeleri Fas’a taşımıştır. Leon, Mart 2015’te Fas’ın Suheyrat kentine taşıdığı barış görüşmelerinde bölgesel aktörlerin aktif katılımı ve desteği ile başarı şansını yükseltmeyi hedeflemiştir. 12 Mart-26 Mart 2015 tarihleri arasında tarafların dolaylı oturumlar ile gerçekleştirdikleri ilk tur görüşmelerin ardından 15 Nisan 2015’te ikinci tur görüşmelerine geçilmiş ve taraflar Libya’da Siyasi Geçiş Taslak Anlaşmasına dair çerçeve notlarını müzakere etmeye başlamıştır. Öte yandan ikinci tur görüşmelerinin başladığı Nisan ayında TM’ye destek veren Halife Hafter’e bağlı güçlerin başkent Trablus’a saldırması görüşmelerin kesilmesi tehlikesini ortaya çıkarmıştı. 16 Nisan’da MGK görüşmelere katılımını askıya alsa da dolaylı görüşmeler ile ikinci tur da tamamlandı.

Son Aşama: Doğrudan Görüşmeler ve Dengeleme Politikası
Gadamis görüşmelerinde Tobruk TM’nin meşruiyetini güçlendirmeyi hedefleyen BM, bu yaklaşımı ekseninde Cenevre ve Fas, Suheyrat görüşmelerini geniş katılımlı bir şekilde gerçekleştirmiştir. İlk görüşmelerden itibaren BM, siyasi çözümde meşru muhatabın Tobruk’taki TM olması gerektiğine kanaat getirmiştir. BM’ye göre Trablus’taki MGK’ya nazaran Tobruk TM askeri anlamda daha avantajlıdır. BM, Hafter’e bağlı birliklerin, İbrahim Cudran yönetimindeki federalist Barka yönetimi askeri birliklerinin ve Libya Hava Kuvvetlerinin desteğine sahip Tobruk’un Libya’daki istikrarı sağlayabileceğini öngörmektedir. Bu nedenle de BM, Cenevre ve Fas’taki görüşmelerde Trablus MGK’ya, Tobruk TM’nin egemen güç olduğu bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışmıştır. Bu yol haritasının üç temel amacı bulunmaktadır. Bu amaçlar uzlaşı hükümetinin kurulması, taraflar arasında ateşkes anlaşmasına varılması ve silahlı grupların, yani milis güçlerinin kentlerden çekilerek ortak bir Libya ulusal ordusunun oluşturulmasıdır. Bu çerçevede Cenevre’de başlayan ve Suheyrat’ta devam eden toplam dört tur görüşmenin ardından BM Libya Özel Temsilciliği Nisan sonunda taraflara bir taslak sundu. Bu anlaşma taslağının birinci başlığına göre ulusal uzlaşı hükümeti ile başkanlık konseyinin kurulması öngörülmektedir. İkinci başlık ise Tobruk’taki TM’nin tüm Libyalıları temsil eden yasama organı olarak tanınmasını kapsamaktadır. Üçüncü başlık ise devlet yüksek konseyi, anayasa hazırlık komisyonu, milli güvenlik konseyi ve belediye meclislerinin kurulmasını kapsamaktadır.

BM tarafından Nisan sonunda açıklanan bu taslak anlaşma 28 Nisan’da MGK tarafından reddedilmiştir. Öte yandan Tobruk’taki TM ise taslağı kabul edeceklerini ilan etmiştir. MGK’nın BM Libya Özel Temsilciliğini sert bir dille eleştirmesi, Leon yerine başka bir ismin temsilci olarak atanmasını talep etmeleri ve BM’yi taraf tutmakla suçlamaları MGK’nın ilk taslağı kabul etmeyeceğini göstermekteydi. MGK’nın ortaya koyduğu bu muhalefet sonucunda BM taslak anlaşmada revizyona gitmiş ve 8 Haziran’da MGK’yı tatmin edecek yeni bir yol haritası oluşturmuştur. Son taslağın en önemli revizyonu ise MGK’nın çoğunlukta olduğu Devlet Konseyi’nin, yasama organı Tobruk TM’ye paralel bir konuma taşınmasıdır. Örneğin yeni taslağa göre, uzlaşı hükümetinden güvenoyunun çekilmesi için hem TM’nin hem de Devlet Konseyi’nin üçte ikilik onayı gerekmektedir. Öte yandan Devlet Konseyi’nin kararları yasamayı, yani TM’yi bağlayacaktır. Bu bağlayıcılık tasarıda tanımlanmadığı için uygulamada veto yetkisi ya da TM tarafından yapılan yasaların değiştirilmesi şeklinde tezahür edebilecektir. Doğal olarak bu taslak MGK tarafından hemen kabul edilmiş ve TM tarafından ise reddedilmiştir. Görüşmelerdeki şema Cenevre’ye geri sarılmıştır. Ancak bu sefer MGK, görüşmelere katılırken TM katılmama kararı almış, ancak bu karar bazı gruplarca delinmiş ve böylece kısmi bir katılım gerçekleşmiştir.

Sonuç itibariyle BM’nin Libya’daki taraflara yönelik yaklaşımı 8 Haziran taslağı ile tamamen değişmiştir. BM’nin önerdiği bu son taslakta Tobruk TM’yi önceleyen yaklaşım terk edilmiş, yerine TM ve MGK’yı dengelemeye çalışan bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Taslağın ortaya çıkardığı yeni yapıda ciddi sorunlar göze çarpmaktadır. Öte yandan bu taslağın tarafları uzlaştıracak nihai metin olmaktan uzak olduğu da görülmektedir. Tobruk TM’yi tekrar masaya oturtmak için bazı revizyonların yapılacağını düşünmek mümkündür. Tarafların doğrudan görüşmelere başlaması, bu revizyonları büyük ölçüde şekillendirecektir. Her ne kadar BM final tarih olarak Ramazan Bayramı’nı zikretse de doğrudan görüşmelerin kısmi olması, tartışmalı hususların fazlalığı, metindeki muğlak ifadelerin çokluğu, çok önemli başlıklar olan kaynak paylaşımı, ekonomik sorunlar gibi sorunların metinde yer almaması, sürecin uzayabileceğini göstermektedir.