Moskova’nın İran Oyunu

Dr. İlyas Kamalov, ORSAM Avrasya Danışmanı, ilyaskamalov@orsam.org.tr
9 Haziran 2009’da BM’in İran’a karşı yeni yaptırım kararı aldıktan hemen sonra bu karar bazı ülkeler tarafından vakit kaybetmeksizin uygulanmaya başlandı. İran’ı uluslararası arenada uzun bir süre savunan Rusya’nın bu bağlamda ilk adımı atması şaşırtıcıdır. Çünkü Rusya’nın oylama sırasında hangi tarafta yer alacağı son dakikaya kadar merak konusuydu. Ayrıca Rus yetkililer, çoktan beri ABD’li yetkililerle yaptıkları görüşmelerde İran’a karşı yaptırım kararı alındığı takdirde dahi bu yaptırımların Rusya’nın İran’a satmak istediği S-300 füzelerini kapsamayacağını ileri sürüyor ve bunun pazarlıklarını yapıyorlardı. İran’a yaptırım kararı alındıktan sonra dahi Rusya Dışişleri Bakanı Resmî Temsilcisi Andrey Nesterenko, Rusya’nın İran ile yaptığı antlaşma çerçevesinde İran’a S-300 füzelerini teslim edeceğini belirtmişti. ABD’li yetkililer de oylamadan hemen sonra yaptırımın 8 çeşit silahı kapsadığını, ancak S-300 füzelerinin bu silahlar içerisinde yer almadığını belirterek Moskova’nın isteklerine boyun eğdiklerini belli etmişlerdi.   Oylamadan sonra dahi Rus ve Amerikan yetkilileri S-300 füzelerinin yaptırıma dahil edilmediğini ileri sürmelerine rağmen, 11 Haziran 2010’da Kremlin’den yeni bir açıklama yapılmış ve bu açıklamada S-300 füzelerinin satışının BM’in kararına aykırı olduğu ve Rusya’nın İran’a S-300 füzelerini satmayacağı belirtilmiştir. Bilindiği gibi S-300 füzeleri, devlet kurumları, askerî tesisler ve sanayi kuruluşları gibi yerleri hava saldırısından korumak için kullanılan füze sistemleridir. Rusya’nın bu füzeleri İran’a satışını öngören antlaşma da daha 2005 yılında imzalanmıştı. Bu anlaşmanın değeri 800 milyon dolardır. Rusya’nın 2009 yılında yaklaşık 8 milyar dolar değerinde silah sattığını göz önünde bulundurursak, bu rakamın toplam ihracatın yüzde 10’una denk düşen küçümsenmeyecek bir meblağ olduğu görülür.   Rusya’nın füze satışına BM kararlarının engel olmadığı bir ortamda Kremlin’in anlaşmadan vazgeçmesini ancak siyasi nedenlerle açıklamak mümkündür. Moskova, İran’ın nükleer sorununun ortaya çıkmasından itibaren İran’ın “avukatlığını” yapmakta, ancak bir türlü bunun karşılığını alamamaktadır. Ayrıca İran konusu, Rusya’nın Batı ile ilişkilerini de olumsuz etkilemektedir. Son olarak İran’ın Türkiye ve Brezilya ile bir anlaşma imzalayarak Rusya’yı uzun süreden beri üstlendiği “arabuluculuk” rolünden de mahrum bırakması, Moskova’da hiç de iyi karşılanmamıştır. Dolayısıyla Moskova, BM’de oyunu İran karşıtı kullanmakla kalmamış, İran’ın önem verdiği S-300 füzelerini de (şimdilik) satmayacağını ilân etmiştir. Kremlin bu kararıyla muhtemelen İran’ı kendisiyle olan ilişkilerinde daha uysal hale getirebileceğini düşünmektedir.  Diğer taraftan İran’ın gerek siyasi gerek de askerî olarak güçlenmesi, hiç şüphesiz Moskova’nın çıkarına değildir. İstikrarlı bir İran, hem Orta Asya ile Kafkasya’da hem de enerji alanında Rusya için önemli bir rakip konumuna gelebilir.   Rus yetkililerinin satışı iptal etmelerinin nedenlerinden biri de muhtemelen İran’ın ödeme konusunda sıkıntılar yaşamasıdır. Bu tür sıkıntılar, Rusya ile İran arasında Büşer’de inşa edilen nükleer santral konusunda da yaşanmaktadır. Belirsizliğin yaşandığı bir ülkeye silah satmak ve aynen Irak örneğinde olduğu gibi tahsilatını yapamayıp büyük maddi zararlara uğramak istememektedir. Bilindiği gibi, Irak’taki savaş öncesinde Moskova, Saddam Hüseyin yönetimi ile çok sayıda projeye başlamıştı. Ancak savaş sırasında ve sonrasında bu projeler iptal olduğu gibi, Irak Rusya’ya olan borcunu da ödeyemez hale gelmişti.   Rusya füze satışını ertelemek yerine iptal etmesi halinde çok cesur bir adım atmış olacaktır. Çünkü Moskova, bölgede kendisi için tam anlamıyla güvenilir olmayan ancak önemli bir “müttefikini” kaybedecektir. İran’ın açısından ise Rusya’nın yerini dolduracak bazı adaylar söz konusu olabilir. Nitekim Çin ve Kuzey Kore’nin uzun süreden beri kendi askerî teknolojilerini İran’a satmak istedikleri bilinmektedir. Pek tabii böylesi bir durum Rusya’yı derinden rahatsız edecektir.
Sonuç olarak Moskova, İran’ın içine düştüğü son durumdan en iyi biçimde istifade etmek için Tahran nezdinde elinden geleni yapacaktır. Aynı şekilde, İran’a karşı yaptıkları hamlelerine şimdilik destek verdiği ABD ve diğer Batılı ülkelerden de bunun karşılığını almaya devam edecektir.