Ortadoğu’daki Hristiyanlar ve Yeni Yıl

Gül ATMACA, Ortadoğu Araştırmacısı, atmaca.gul@gmail.com
Yılbaşının yaklaştığı bugünlerde dünyanın birçok yerinde ağaçlar süslenmiş, her yer ışıl ışılken Hristiyanlığın doğduğu Ortadoğu’da Noel buruk kutlanıyor. Şiddet sarmalından kurtulamayan Irak’ta, geleceği belirsiz Suriye’de, her gün yeni gösterilere sahne olan Mısır’da, Filistin de ve daha nice ülkede durum böyle.    
 
Yazıya komşu ülkemiz ile başlayalım. ABD’nin başını çektiği koalisyon güçlerinin 2003’te işgal ettiği Irak’ta, şiddetten en çok zarar gören gruplardan birisi de binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Hristiyanlar oldu. Son olarak 5 Aralıkta Kuzey Irak’ın Zaho kentinde, bir cami imamının “Masaj salonları, otel ve içki satan yerler var” diyerek halkı ‘Allah adına bu yerlere cihada çağırması’ kenti savaş alanına çevirdi. İmamın ayaklandırdığı gurup, masaj ve içki satan dükkânlara saldırmakla yetinmedi, Hristiyan ve Yezidilerin evleri de saldırılardan nasibini aldı.
 
Irak’ta 2003 yılından bu yana 1 milyon 600 bin kişi ülkeyi terk etmiş. Yaklaşık 2 milyon kişinin de ülke içinde yer değiştirdiği tahmin ediliyor. Hristiyanların sayısı ise 800 binden 400 bine yani yarısına inmiş durumda. Bir başka deyişle, şiddet yüzünden bugüne kadar ülkeyi terk edenlerin yüzde 35’ni Hristiyanlar oluşturuyor. Cinayetler, adam kaçırma, ölüm tehditleri ve mülklerine yapılan saldırılar yüzünden kaçıyor Hristiyanlar. Özellikle, Bağdat ve Musul’da ABD’li güçlerle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle radikal İslamcıların hedefi haline gelmişler. Oysa Hristiyan cemaatin önderleri ve din adamları Batı’nın kendilerini yeterinde koruyamadığından şikayetçiler. Zaten yükün büyük bölümünü yine komşu ülkeler omuzlamış. Örneğin, Suriye en fazla Iraklı sığınmacıyı kabul eden ülke. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) 2006 tarihli raporuna göre bu ülkeye sığınan Iraklı sığınmacıların yüzde 44'ü Hristiyandı.
 
Irak'taki şiddet ortamında bugüne kadar pek çok kilise bombalandı. Örneğin, Irak'ta 1 Ağustos 2004'te Bağdat ve Musul'da 5 kiliseye düzenlenen saldırılarda 11 kişi ölmüştü. Fakat bir olay var ki hafızlardan silinmesi zor. El Kaide, 1 Kasım 2010’da Bağdat’taki Seyide el-Nejat Katedrali'nde 120 kişiyi rehin aldı. Irak güvenlik güçlerinin “kurtarma” operasyonunda 52 kişi yaşamını kaybetti. Olayın ardından, Irak'tan daha önce ayrılmamış olan Hıristiyanlar da bavullarını toplamaya başladı. Bugün, Paskalya ve Noel kutlamaları artık çok az insanla yapılıyor. Kiliseleri korumak ise Hristiyanların kendilerine kalmış.
 
Tarihi Asur Devleti’nin merkezi olan Ninova, Dicle nehrinin karşısında ve doğu yönünde, Musul’un yanı başındadır. Adı kutsal kitaplarda geçer ve "Yunus Peygamber'in kendisini yutan balığın karnından çıkarıldığına inanılan" yerdir. Iraklı Hristiyanların kadim yurdudur. Irak’ta Bağdat ve diğer kentlerde şiddete maruz kalan bazı Hristiyanlar çareyi Ninova’ya sığınmakta bulmuştu.
 
Ne var ki, Kürt Bölgesel Yönetimi, buradaki Hristiyanları sadece dini olarak tanıyor; etnik dolayısıyla siyasi kimlik vurgusu yapmadan bölgeyi “Kürtleştirme” politikasını yürütüyor. Mevcut yönetimin Hristiyanlara daha çok güvenlik ve refah sağladığı ise şüpheli. Hem temel insan hakları hem de temel hizmetlerden yoksunluk burada da sürüyor.
 
Bu arada, Keldani-Amerikan Koalisyonu ve diğer örgütler taleplerine Amerikan Hükümeti’nden yanıt almış durumda. Iraklı Hristiyanlar için fonlar ayrılmış. Amerikan Senatosu’dan 17 Kasım’da geçen yasa tasarısı, Ninova Projesi’ne destek verilmesini içeriyor. Buna göre bölgedeki “yerel halk”ın ihtiyaçlarının belirlenmesi hatta yerel polis örgütü kurulmasından bahsediliyor. Kürt Bölgesel Yönetimi, Ninova Projesi’ne destek veren Hristiyan politikacılara gözdağı veriyor. Yani bir zamanlar Saddam’ın bölgeyi Araplaştırmak için uzaklaştırdığı Hristiyanlar bu sefer de “Kürtleştirme” ile mücadele etmek zorunda. 
 
Filistin topakları: İsa’nın doğduğu yer
 
Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) yönetimindeki Batı Şeria’da bulunan Beytüllahim’e her Noel’de dünyanın değişik yerlerinden binlerce insan akın ediyor. Hz. İsa’nın doğduğuna inanılan bu kentte ayinler yapılıyor, meydana dev bir yılbaşı ağacı kuruluyor. Kutlamalara Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ta katılıyor. Ancak, Hamas’ın kontrolündeki Gazze’de durum farklı. Dar bir alana sıkışmış 1.5 milyonluk nüfusu içinde Hristiyanların sayısı 1, 400’den bile az. Bir de Gazze’de Yönetim 2007’de Hamas’a geçtiğinden beri yeni yıl kutlamalarına kısıtlamalar söz konusu. Gazze Meydanı’nda 2007’den bu yana yılbaşı ağacı kurulmuyor, Noel artık tatil değil. İşsizliğin yüze 23’ü bulduğu Gazze’de, gençler yeni yılı da kutlayamıyorlar çünkü korkuyorlar.
 
Gazze’de geriye kalan 55 Katolik aile var. Katoliklerden iki kişi Noel'de tahtadan haçlar taşımak isteyince Hamas görevlisinden uyarı gelmiş. Karşı gelmeleri halinde tutuklanacakları söylenmiş. Gazze’de dini kitaplar basan ve satan bir kitapçının 30 yaşındaki müdürü misyonerlik yaptığı gerekçesiyle 2007’de öldürülmüş. Kitapçıda çalışan diğer Hristiyanlar çoluk çocuğunu alıp Beytüllhalim’e taşınmışlar. Bu arada, İsrail, Noel için her yıl belli sayıda Gazzeli Hristiyanın Beytüllhalim’e geçmesine izin veriyor. Bu yıl, 500 kişilik listede 16 yaşından küçükler ve 35 yaşından büyüklere yer var.

Abbas, 23 Aralık'ta Mısır'ın başkenti Kahire'de, Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal ile bir araya gelmiş ve tarihi bir açıklamaya imza atmıştı: Hamas, FKÖ'ye katılacaktı. Görüşmelerde Hamas'ın yanı sıra İslami Cihad'ın da FKÖ'ye katılmasını sağlayacak ve FKÖ bünyesinde reformları şekillendirecek bir hazırlık komisyonu kurulması kararlaştırıldı. Bu tarihin kararın, Gazze'deki Hristiyanlara nasıl yansıyacağını ve gelecek yıl meydanda yılbaşı ağacının kurulup kurulmayacağını ise bekleyip göreceğiz.
 
Arap dünyasında ciddi değişimler yaşanıyor. Yazının başında da belirttiğimiz gibi Mağrip’te de Maşrık’ta da Hristiyanlar tedirgin çünkü devrilen yönetimlerin ardından radikal İslamcıların güç kazanmasından korkuyorlar. Ortadoğu’nun renklerini daha fazla kaybetmediği ve barışa biraz daha şans verildiği bir yıl olması dileğiyle…