Haftalık Ortadoğu Gündemi

Ortadoğu Gündemi: 25-31 Ekim 2021

Ortadoğu, dünyanın en dinamik gündemine sahip bölgelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla bölgeyi anlamak, söz konusu gelişmelerin aktif olarak takip edilmesini gerektirmektedir. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM), uzmanlaşmış departmanları aracılığıyla bölgedeki siyasal, sosyal, ekonomik ve askerî gündemi, diplomasi trafiğini yakından izlemekte; bunları alanlarına hâkim araştırmacıları aracılığıyla görüş, analiz ve raporlara dönüştürerek ilgililerinin bilgisine sunmaktadır. Bu bağlamda, Ortadoğu’da meydana gelen önemli gelişmeler, “Ortadoğu Gündemi” başlığı altında haftalık olarak okuyucuyla paylaşılmaktadır.

SURİYE GÜNDEMİ
Uluslararası Gündemde Suriye

BM Suriye özel elçisi çarşamba günü yaptığı açıklamada, geçen hafta olan anayasa görüşmelerinin başarısızlığının, Suriye hükûmetinin revizyonlar üzerinde müzakere etmeyi reddetmesinden kaynaklandığını belirtti. Tarafların ayrıca yıl sonundan önce tekrar bir araya gelme konusunda anlaşamamaları nedeniyle hayal kırıklığını dile getiren Pedersen, her şeye rağmen anayasa komitesinin güven inşa etmek açısından önemli olduğunu ve tüm taraflarla ilişki kurmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.[1]

Avrupa Birliği, Suriye rejiminin ülkenin kıyı bölgelerinde terörizm ve kundakçılık ile suçladığı 24 kişinin infazını gerçekleştirmesini kınadı. İdam cezasının “zalim, insanlık dışı, aşağılayıcı olduğunun ve caydırıcı olmadığının” altını çizen AB sözcüsü Peter Stano, Suriye rejimine idam cezasını kaldırmaya yönelik küresel eğilimi takip etme çağrısında bulundu.[2]

Türk parlamentosu 26 Ekim Salı günü hükûmetin Irak ve Suriye'ye asker gönderme yetkisini iki yıl daha uzatan bir önergeyi kabul etti. Önergede, “başta PKK/PYD-YPG ve IŞİD olmak üzere terör örgütlerinin Suriye-Türkiye sınırının bitişik bölgelerinde varlığını sürdürdüğü ve ülkeye, millî güvenliğe ve sivillere doğrudan tehdit oluşturduğu” ibareleri yer aldı.[3] Ertesi gün içinde, Türkiye'den yaklaşık 100 araçtan oluşan büyük bir askerî konvoy Suriye'deki İdlib vilayetine geldi.[4]

Suriye Rejimi Bölgesi
Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Vadim Kulit, düzenlediği basın toplantısında İsrail Hava Kuvvetlerinin Suriye’nin hava sahasına girmeden hava savunma tesislerine füzeli saldırı düzenlediğini, saldırı sonucu iki rejim askerinin yaralandığını belirtti. Kulit, “İsrail Hava Kuvvetlerine ait 4 adet taktik F-16 savaş uçağı, Suriye hava sahasına girmeden Golan Tepeleri yakınlarındaki topraklarından, Şam'ın 20 kilometre batısında ve 12 kilometre kuzeybatısında yer alan hava savunma tesislerini 8 Delilah güdümlü füzeyle vurdu” şeklinde açıklama yaptı. Saldırı sonucu tesislerdeki altyapının hafif zarar gördüğüne, iki rejim askerininse yaralandığına dikkat çeken Kulit, Suriye hava savunması nöbetçi birliklerinin BUK M2E uçaksavar füze sistemleri kullanarak İsrail’in attığı füzelerden ikisini imha ettiğini vurguladı.[5]

Beşar Esad, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren orduda yedek subay, astsubay ve yedek personelin alıkonulmasına ya da geri çağrılmasına son vermek üzere idari bir karar yayımladı. Bu yılın sonuna kadar fiilî yedek hizmeti iki yıl veya daha fazla olan yedek ve kayıtlı subayların yer aldığı idari düzen değiştirilecek. Yeni emre göre bu haktan orduda zorunlu fiilî hizmet süresi olarak 6,5 yılı tamamlayanlar yararlanacaktır.[6]

Fırat’ın Doğusu
Sosyal medyada yer alan iddialara göre Rusya, 28 Ekim Perşembe günü Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan Kamışlı Havaalanı’na 4 adet SU-35 savaş uçağı konuşlandırdı. Mardin’in Nusaybin ilçesinin karşısında yer alan Kamışlı’da havaalanına inmiş hâlde bulunan SU-35 savaş uçaklarının fotoğrafları Twitter üzerinden paylaşıldı. Söz konusu savaş uçaklarının ilk kez Kamışlı’ya indiği kaydedildi.[7] Aynı zamanda Rus ordusunun Suriye’de ilk kez ABD güçlerine bu kadar yaklaştığı kaydedildi. Rus savaş uçaklarının bölgeye konuşlanmasında ABD’nin rızası olup olmadığı konusu ise henüz netlik kazanmadı.

ABD’ye ait iki yeni araç konvoyu 24 Ekim[8] ve 28 Ekim[9] tarihlerinde Irak’tan Suriye’ye geçiş yaptı. Askerî ve lojistik malzeme taşıyan bu konvoyların Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan Uluslararası Koalisyon üslerine hareket ettiği bildirildi.

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (SKUK) Dış İlişkiler Ofisi cuma günü yaptığı yazılı açıklamada, SKUK’tan bir heyetin Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ile görüştüğünü söyledi. Taraflar arasında gerçekleştirilen toplantıda, Suriye krizin siyasi çözümüne ve Suriye Anayasa Komisyonunun çalışmalarına ilişkin son gelişmelerin ele alındığı kaydedildi.[10]

Güney Suriye
Rusya destekli 5. Kolordu'ya bağlı 8. Tugay mensubu bir kişi Dera’nın doğusundaki el-Msifra kasabasının merkezinde kimliği belirsiz kişilerce açılan ateş sonucu hayatını kaybetti.[11] Rusya’nın arabuluculuğunda uzlaşı anlaşması yapılan ve silahların toplandığı Dera’da güvenlik kaosu ve suikastlar artarak devam etmektedir. Suriye İnsan Hakları Gözlemevinin (SOHR) yayımladığı bilgilere göre, Haziran 2019’da Dera’da başlayan güvenlik kaosunda 1213’ten fazla saldırı ve suikast girişimi belgelendi. Bu saldırı ve suikastlar sonucunda 262’si sivil; 393’ü rejim askeri veya sadık milis/güvenlik güçleri olmak üzere toplamda 869 kişi hayatını kaybetti.[12]

İsrail'in 24 Ekim Pazar günü erken saatlerde Kuneytra’yı hedef alan baskınlarının ardından, kimliği belirsiz kişiler, güney bölgelerinde Golan sınırına bazı kâğıt broşürler fırlattı. Söz konusu broşürlerde rejim üyeleri, Lübnan Hizbullahı ile anlaşma konusunda uyarıldı.[13]

İdlib ve Harekât Bölgeleri
İdlib Sivil Savunma Müdürü Mustafa Hac Yusuf yaptığı açıklamada, rejim güçlerinin 27 Ekim 2021’de, Halep ilinin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içinde yer alan Termanin köyündeki yetim ailelerin yaşadığı bir kampa roket saldırısı düzenlediğini belirtti. Hac Yusuf, saldırıda bir çocuğun hayatını kaybettiğini, en az 10 sivilin yaralandığını kaydetti. Yaralılar, sivil savunma ekiplerince çevredeki hastanelere kaldırılırken ölü sayısının yükselmesinden endişe edildiği belirtildi.[14]

Millî Savunma Bakanlığından 26 Ekim 2021’de yapılan açıklamaya göre, PKK/YPG'li iki terörist, taciz ateşi açarak Barış Pınarı bölgesine sızma girişiminde bulundu. Teröristler, komandolar tarafından etkisiz hâle getirildi.

IRAK GÜNDEMİ
Siyaset

Irak’ta düzenlenen 10 Ekim erken genel seçimlerde Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Takaddum ile Hamis Hançer’in başkanlık ettiği Azim ittifakları arasında görüşmeler başlamıştır. Azim Koalisyonu Sözcüsü Salih Cuburi yaptığı yazılı açıklamada Takaddum ve Azim ittifakları arasındaki görüşmelerin olumlu bir seyirde ilerlediğini ve tarafların uzlaşıya yakın olduklarını duyurmuştur. Cuburi, özellikle önümüzdeki döneme ilişkin ortak plan yapıldığını belirterek terör örgütü IŞİD’den kurtarılan bölgelerde göçmenlerin evlerine dönmesi ve bölgenin yeniden inşası konularında ortak hareket edilmesi konusunda uzlaşıya varıldığını açıklamıştır.[15] 

Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, Parlamento Başkanı Halbusi ile toplantı gerçekleştirmiştir. Toplantıda; ülkede güvenlik, istikrar ve birliğin artırılması, sorunların ve görüş farklılıklarının çözümünde diyalog kurulması, demokratik yolların her zaman açık tutulması ve yasal/anayasal çizgiye bağlı kalınması gereğinin altı çizilmiştir.[16]

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, tüm ülkelere Irak'ın işlerine karışmama çağrısında bulunarak, dış müdahalelerin Irak'a, halkına, bağımsızlığına, prestijine ve egemenliğine zarar vereceği uyarısında bulunmuştur. Ayrıca Sadr, Irak'ın kendi sorunlarını kendisinin çözeceğini, dış müdahaleleri reddettiğini vurgulamıştır.[17]

Irak Ulaştırma Bakanı Nasır Hüseyin Bender eş-Şibli, Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney ile bir araya gelmiştir. Güney, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakan Şibli ile ulaştırma alanındaki ortak konuları görüştüklerini belirterek “Haftaya Ulaştırma Bakanı Nasır Hüseyin Şibli’yi ziyaretle başladık. Ulaştırma alanında ortak konuları ele aldık” ifadelerini kullanmıştır.[18]

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu’na hitaben kutlama mesajı paylaştığı aktarılmıştır. Bakan Hüseyin, sosyal medya hesabı Twitter’dan paylaştığı mesajında, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayarak bölgede istikrarın sağlanmasına olanak sağlayan ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesini umut ettiklerini belirtmiştir.[19]

Güvenlik
Irak güvenlik güçlerinden yapılan açıklamada, terör örgütü IŞİD’in, Diyala’ya bağlı Mukdadiye kasabası yakınlarındaki Reşad köyünde sivillere yönelik vahşi bir eylem gerçekleştirdiği belirtilmiştir. Irak polisi, silahlı kişilerin, saldırıda çok sayıda araç ve yarı otomatik silah kullandığını söylerken saldırı sonucu 11 kişinin öldüğü, 15 kişinin de yaralandığını belirtmiştir.[20] Yetkililer tarafından, IŞİD’li teröristlerin daha önce iki köylüyü kaçırdığı ve fidye talepleri karşılanmayınca köye baskın düzenlediği aktarılmıştır. Cumhurbaşkanı Salih, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Irak’ın daha güvenli olması, güvenlik açıklarını gidermesi ve "IŞİD tehdidini hafife almaması" gerektiğini ifade etmiştir.[21] Irak Göç ve Yerinden Edilmişler Bakanlığı Sözcüsü Ali Abbas Cahakir, IŞİD’in düzenlediği saldırı nedeniyle 227 ailenin son iki gün içinde Mukdadiye bölgesinden başka bölgelere taşındığını açıklamıştır. Cahakir, bakanlığın yerinden edilmiş kişileri acil yardım hibesine dâhil etmeye karar verdiğini dile getirmiştir.[22] Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı da söz konusu saldırıyı kınayan bir açıklama yayımlamıştır. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Bu menfur terör eylemini şiddetle kınıyor, saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyor, dost ve kardeş Irak halkı ile hükûmetine taziyelerimizi sunuyoruz" ifadesi kullanılmıştır.[23]

Irak güvenlik yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre, başkent Bağdat’ın batısında yer alan Mansur bölgesine üç adet Katyuşa roketiyle saldırı düzenlenmiştir. Roketlerden birinin Kızılay Hastanesi yakınına, diğerinin boş bir binaya isabet ettiği ve üçüncü roketin de bir caddeye düştüğü bildirilmiştir. Bununla birlikte saldırıda herhangi bir can kaybının yaşanmadığı kaydedilirken saldırıyı henüz üstlenenin olmadığı belirtilmiştir.[24]

Seçimlerden zaferle çıkan Sadr Hareketi, Kerkük başta olmak üzere Irak’ın 10 vilayetinde örgütlenen Seraya es-Selam milis güçlerine ait üsleri kapatma kararı almıştır. 15 gün içerisinde tamamlanacak olan bu süreçten Bağdat, Necef, Kerbela vilayetlerindeki ve Selahaddin vilayetine bağlı Samara’daki üslerin etkilenmeyeceği ve grubun faaliyetlerine devam edeceği açıklanmıştır. Mukteda es-Sadr’ın bu kararı, “Irak’ı milis güçler aracılığıyla yöneteceğine” dair eleştirileri engellemek için aldığı şeklinde yorumlanmıştır.[25]

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu (IBYSK), 10 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirilen Irak parlamento seçimlerine gelen itirazlar sebebiyle elle oy sayımı sürecinin hâlâ devam ettiğini açıklamıştır. Komisyonun basın birimi üyelerinden Muhammed Mustafa, 27 Ekim’de Ninova’da itiraz edilen 102 istasyonun manuel sayımının tamamladığını açıklarken, Irak genelinde itiraz sürecinin henüz sona ermediğini belirtmiştir.[26]

Ekonomi
Irak Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Ali Allavi, Suudi Arabistan'daki Ortadoğu Yeşil Girişim Forumu'nda, Irak'ın da 2025 yılına kadar gaz yakmaya son verip daha yeşil bir gelecek için çalışmaya devam edeceğini belirtmiştir. Irak'ın, enerji santrallerinde yanan sıvılardan yanan doğal gaza geçiş için yılda yaklaşık üç milyar dolar yatırım yapmayı planladığının da altı çizilmiştir.[27]

Mukteda es-Sadr, tarımsal gelişmeyi canlandıracak, Irak’ta eğitim sürecinin doğrulmasını sağlayacak çözüm fikirlerinin olduğunu açıklamıştır. Irak’ta tarımın gelişmesi için özellikle üretim safhasını ele alan Sadr, Irak fabrikalarının, özellikle gıda, ilaç ve gübre ile ilgili amaçlarla kurulması, hazırlanması veya reform edilmesinin yanı sıra, iç ve dış uzmanlık gerektiren konularda yardım alınması gerektiğini öne sürmüştür.[28]

Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) yaptığı açıklamada, eylül ayında Irak’tan en fazla petrol ithal eden şirketlerin başında Hint petrol şirketlerinin yer aldığını duyurmuştur. Bu çerçevede Irak’tan eylül ayında petrol satın alan 34 şirketten sekizinin Hintli olduğu ifade edilmiştir.[29]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Irak'ta beş yaşındaki Yezidi kız çocuğun susuzluktan ölmesine sebep olduğu için Jennifer W. isimli kişi Münih Mahkemesi tarafından mahkûm edilmiştir. 2014 yılında terör örgütü IŞİD’e katıldığı iddia edilen mahkûm hakkında 10 yıl mahkûmiyet hükmü verilmiştir.[30]

Iraklı yetkililer, düşük yağış ve baraj inşaatı nedeniyle komşu ülke İran'dan gelen Sirvan Nehri’ndeki su akışında ciddi bir düşüş olacağı konusunda uyarıda bulunmuştur. İran’dan başlayan Sirvan Nehri, Irak’ta Derbendihan Barajı’nı beslemekte ve Dicle Nehri’ne dökülmektedir. Derbendihan Barajı’nın idarecisi Rahman Hani, su seviyesinin bir yıl içerisinde 7,5 metre düştüğünü ifade etmiştir. Ayrıca düşüşün barajdan elektrik üretiminde yüzde 30'luk bir düşüşe yol açtığını da sözlerine ekleyen Rahman Hani, bu düşüşün, Diyala’da tarım üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilere karşı çağrı yapmıştır.[31]

Kanada ve İsveç'ten sağlanan fon desteğiyle Divaniye’de ilk Kadın Koruma Merkezi açılmıştır. Merkezin, toplumsal cinsiyete dayalı anlayışa bağlı hizmet verip şiddet mağdurları için psikososyal ve hukuki yardım, tıbbi danışmanlık ve koruma sağlayacağı belirtilmiştir. Kadınları ve kız çocukları toplumsal hayatta güçlendirme ve beceri kazandırma amaçlı özel programlar sunulacağı belirtilmiştir.[32]

TÜRKMEN GÜNDEMİ
Siyaset

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan ve ITC Yürütme Kurulu Üyesi Ali Mehdi, Kerkük Vali Vekili Rakan Said Cuburi ile Kerkük’ün güvenliği, siyasi, hizmet koşullarını ve diyaloğu geliştirme çabalarıyla ilgili konuları görüştü. Görüşmede iki taraf, Kerkük halkı için sağlanan güvenlik ve istikrarın devam etmesinin yanı sıra, il genelinde yapılan hizmet projelerinin desteklenmesini teyit ettiler. Öte yandan, Kerkük Vali Vekili Cuburi, Kerkük’ün istikrarı ve hizmet çalışmalarındaki ITC Başkanı ve Türkmen partilerinin vermiş oldukları destekleri dile getirerek teşekkür etti.[33]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkan Yardımcısı ve Kerkük İl Başkanı Hişam Bayraktar, Kerkük Vali Vekili Rakan Sait Cuburi ile güvenlik durumunu, Kerkük vilayetinin istikrarını, hizmet sunma ve projeleri uygulama konularını görüştü. Görüşmede Bayraktar, güvenlik güçlerinin ilin istikrarını arttırma ve güvenliği sağlama, hizmet sunma çabalarına destek verecek ve tüm Kerkük vatandaşlarına hizmet edecek projelerin tamamlanmasının hızlandırılması hususunda desteklerini teyit etti. Diğer taraftan, Kerkük Vali Vekili Cuburi, bu tür ziyaretlerin diyalog ve iletişim içinde devam etmesinin bütün Kerkük halkına hizmet edeceğini vurguladı.[34]

Bedir Örgütü Kuzey Bölge Sorumlusu Muhammed Mehdi Beyati, Peşmerge güçlerinin Türkmen ve Arapların onayı olmadan Kerkük vilayetine geri dönme düşüncelerinin, Kerkük'te çatışmaların fitilini ateşleyeceğini ve durumun daha da kötüleşeceğini dile getirdi. Öte yandan Beyati, Peşmerge'yi Kerkük'e göndermeyi düşünen veya siyasi çıkarlar için bunu göze alan herkesin söz konusu girişimin sonuçlarını ciddi olarak düşünmesini ve akabinde doğabilecek olumsuz sonuçlarına katlanması gerektiğini söyledi.  Beyati ayrıca, Peşmerge güçlerinin görev alanlarının, sadece bölgesel hükûmetin sınırları içerisinde olduğunu vurguladı.[35]

Türkmen Milliyetçi Hareketi, Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nin onayıyla Peşmerge güçlerinden 20. Tugay’ın Irak Savunma Bakanlığına bağlanması kararı ile ilgili kınama bildirisi yayımladı. Bildiride Kerkük’te güvenliğin istikrarlı olduğunu ve bölgede federal güçlerin bütün Kerkük halkına eşit mesafede yaklaştığının yanı sıra, yasaları uygulama operasyonundan sonra elde edilen kazanımların korunmasını vurguladı. Ayrıca, bu kararın Irak Anayasası’na aykırı, yanlış olduğunu ve Türkmen Milliyetçi Hareketi tarafından şiddetle kınandığını bildirdi. [36]

Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney ve beraberindeki heyet Musul Ticaret Odası Başkanı Mukbil Sıddık ve üyeleri ile görüştü. Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Mehmet Küçüksakallı'nın da bulunduğu toplantıda Türkiye - Irak arasında ekonomik ve ticaret alanında iş birliğinin güçlendirilmesinin yanı sıra Musul’daki yatırım ve ticaret konuları masaya yatırıldı.[37]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, Kerkük’teki başkanlık binasında Kerkük’ün ileri gelen Türkmen şahsiyetlerini kabul etti. Turan, Türkmenlerin başta Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği olmak üzere devlet kurumlarında yer almamasına, Kerkük'te yaşanan demografik değişimin aşamalarına ve 2003 yılından sonra yapılan seçimlerde meydana gelen yolsuzluklara değinerek, Türkmenlerin bu konuda büyük fedakârlıklar yaptıklarına değindi.  Turan aynı zamanda, Türkmenlerin parlamento seçimlerine katılımının değerlendirilmesi, kurumsal performansın geliştirilmesi, Türkmen birliğinin korunması ve Irak'taki Türkmen halkının haklarının savunmaya devam edilmesine yönelik çabaların nasıl güçlendirileceği konusunda toplantıya katılanların görüşlerini dinledi.[38]

Kerkük’teki Türkmen ve Arap grup temsilcileri, Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nin Peşmerge güçlerinden 20. Tugay’ın Irak Savunma Bakanlığına bağlanmasının kararı ile ilgili Irak Türkmen cephesi (ITC) Kerkük İl Başkanlığı binasında ortak bildiri yayımladılar. Bildiride, hükûmetin Kerkük’ü ve tartışmalı bölgelerin güvenlik durumunu bozmak için siyasi anlaşmalara gidildiğini ve Peşmerge ile ortak güç oluşturma kararını reddettiklerini açıkladılar. Ayrıca bu gibi siyasi anlaşmaların sadece Bağdat-Erbil arasında yapılması ve Kerkük’teki oluşacak müşterek gücün detayıyla ilgili Türkmen ve Arap temsilcilerin bilgilendirilmemesi konusunda endişelerini dile getirdiler.  Bildiride, Kazımi’yi bu şüpheli adımlardan vazgeçmeye, Kerkük'te toplumsal barışı korumaya ve Irak Parlamentosu kararında öngörüldüğü üzere Kerkük, Selahaddin ve Ninova vilayetlerinde federal güvenlik dosyasını korumaya çağrı yapıldı. Kerkük vilayetinin güvenlik ve istikrarını korumak için Irak’taki siyasi grupları Türkmen ve Arapların taleplerini desteklemeleri için de çağrıda bulundular.[39] 

Terör örgütü IŞİD üyeleri Kerkük il sınırlarında Peşmerge güçlerine saldırı düzenledi, saldırı sonucu 2 Peşmerge yaşamını yitirdi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Anti Terör Biriminden yapılan açıklamada, “Terör örgütü IŞİD üyeleri Kerkük’e bağlı Zırgazırav bölgesinde bulunan Peşmerge güçlerine saldırı düzenledi” ifadesi kullanıldı.[40]  IŞİD mensupları Kerkük’e bağlı Havice ilçesine silahlı saldırı düzenledi. Saldırı sonucu 2 kişi yaşamını yitirdi, bir kişi de yaralandı. Terör örgütü IŞİD mensupları tarafından yapılan saldırıya ilişkin detaylı bilgi verilmedi.[41] Terör örgütü IŞİD’in Diyala’ya bağlı Karatepe nahiyesinde saldırı girişiminde bulunduğu bildirildi. Güvenlik kaynaklarından yerel basına yapılan açıklamada, Karatepe'ye yönelik saldırının güvenlik güçleri tarafından engellendiği açıklandı. Saldırıda ölü ve yaralı olmadığı kaydedildi.[42] Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Diyala ilinin Mukdadiye ilçesine bağlı Bervana el-Sakira köyünde federal polise yönelik IŞİD saldırısı düzenlendi. Saldırıda 2 polisin yaşamını yitirdiği aktarıldı.[43]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) 26 Ekim 2021 tarihinde Diyala ilinin Mikdadiye ilçesine bağlı Reşat köyüne yapılan terör saldırısında hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye mesajı iletti.[44]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Irak Türkmen Cephesi Başkanı (ITC) Hasan Turan, Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney ile görüştü. Görüşmede Irak’ta yapılan seçimler ve siyasi durum ele alındı.[45] Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, Maarif Kerkük Özel Okulunu ziyaret ederek yeni eğitim öğretim yılına başlayan okul idaresine başarılar diledi.[46]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu Üyesi ve Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi (IKBY) Oluşumlardan Sorumlu Bölge Bakanı Aydın Maruf, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle mesaj paylaştı. Bakan Maruf, sosyal medya hesabından paylaştığı video mesajında, Türkiye’nin Ortadoğu ve bölgede önemli bir ülke olduğunu vurguladı. Aydın Maruf, Türkiye'nin Türkmenleri hiçbir zaman yalnız bırakmadığını dile getirerek hiçbir ayrım gözetmeksizin Irak’ta yaşayan tüm etnik gruplara yardım ettiğini, yanlarında olduğunu vurguladı. [47]

IKBY GÜNDEMİ
Siyaset

Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) sözcüsü tarafından Yüksek Meclis üyesi Molla Bahtiyar’ın zehirlendiğinin duyurulmasıyla KYB’de zehirleme iddiaları tekrar gündeme gelmiştir. KYB Sözcüsü Emin Baba Şeyh, KYB medyasına yaptığı açıklamada, Molla Bahtiyar’ın sağlık durumunun iyi olmadığını, ilgili sağlık tetkiklerini ve yasal süreçleri beklediklerini duyurmuştur. Baba Şeyh, “Molla Bahtiyar’ın sağlık durumu iyi değil ve hepimiz Bahtiyar’ın zehirlenip zehirlenmediğiyle ilgili muayene ve doktor sonuçlarını bekliyoruz. Ayrıca Süleymaniye asayişinden de başka kişilerin zehirlenmesine dair belirtiler elimizde mevcut” ifadelerini kullanmıştır.[48] Süleymaniye asayişindeki şahsın eski Süleymaniye Asayiş Genel Müdürü Hasan Nuri olduğu iddia edilmektedir. Ayrıca KYB MKYK üyesi Ata Seravi’nin de zehirlendiği iddiaları mevcuttur.[49] Öte yandan Rudaw televizyon kanalına konuşan Molla Bahtiyar'a yakın bir isim, Bahtiyar’ın Almanya’da bir hastanede tedavi gördüğünü, sağlık durumunun iyi olduğunu ve 2 hafta içinde IKBY'ye döneceğini açıklamıştır. Kimya uzmanı Dr. Serdar Nuri, Molla Bahtiyar’ın cıva ile zehirlendiğini belirtmiştir.[50] KYB Eş Başkanı Bafel Talabani, temmuz ayında partinin diğer Eş Başkanı Lahur Cengi’nin kendisini zehirlediğine dair elinde belge olduğunu açıklamış, bunları kamuoyuna deklare edeceğini ifade etmiştir. Molla Bahtiyar taraftarları Bahtiyar’ın zehirlenmesini KYB’nin Irak Cumhurbaşkanı adayı olmasını engellemek amacıyla yapıldığını iddia etmektedir. Bir diğer iddiadaysa Bahtiyar’ın zehirlenmesinin bir senaryo olduğu ve “onun daha büyük bir pehlivan olarak” sahneye çıkması için böyle bir senaryo hazırlandığı öne sürülmektedir.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Süleymaniye ve Halepçe MKYK Sorumlusu Arif Teyfur Süleymaniye’de partisinin teşkilatında bazı değişiklik yapılacağını duyurmuştur.[51] KDP teşkilatında yapılacak değişikliklerin Süleymaniye İl Başkanı ile Halepçe İl Başkanı ve Süleymaniyeli bazı MKYK üyelerini kapsayacağı öne sürülmektedir. Söz konusu değişikliklerin 10 Ekim seçimlerinde KDP oylarının azaldığı bölgelere bağlı olduğu belirtilmektedir.[52] Buna karşın KDP Sözcüsü Mahmud Muhammed, KDP teşkilatında hiçbir değişiklik yapılmayacağını öne sürmüştür. Muhammed yaptığı yazılı açıklamada, KDP’nin Süleymaniye ve Halepçe teşkilatında değişiklik söz konusu olmadığını vurgulamıştır.[53]

Ekonomi
“İstikrarlı bir Ortadoğu için istikrarlı bir Irak” adıyla gerçekleştirilen 2021 MERI Forumu’nun ikinci gününde IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, gazeteci Amberin Zaman’ın yönettiği “Kürdistan Bölgesi Geleceğe Bakıyor: Stratejiler, Zorluklar ve Fırsatlar” başlıklı panelde kendisine yöneltilen soruları yanıtlamıştır. Hükûmet olarak göreve başladıkları süreçte Irak hükûmetinin IKBY’nin bütçe payını göndermemesi, Covid-19 salgını ile petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle zorluklarla karşılaştıklarını dile getiren Barzani, "Yeni hükûmet kabinesi kurulduktan sonra reformlara başlayarak ilerleme kaydedeceğiz dedik ancak koronavirüs salgını ve petrol fiyatlarındaki düşüş gibi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldık" sözlerini dile getirmiştir. Ekonomik gelirlerini çeşitlendirmeyi sürdürdüklerini ve reformlarla ekonomik durumu iyileştirdiklerini ifade eden Mesrur Barzani şu şekilde devam etmiştir: “Bütçe kesintisi IKBY’yi engellerle karşı karşıya bıraktı. 2020 yılında sadece 6 aylık memur maaşlarını verdik. Farklı projelerin uygulanması için 8 milyar dolar tahsis ettik. IKBY’de üretilen ürünler Irak’ın diğer vilayetlerine ihraç ediliyor.”[54]

IKBY Erbil’in doğusunda Gomespi Barajı’nın inşasına başlamıştır. Erbil Valisi Ümit Hoşnav barajın şehrin su sıkıntısını önemli ölçüde çözeceğini belirtmiştir. Rudaw televizyon kanalına konuşan Proje Müdürü Ako Zahir, “Bu proje Erbil’deki en büyük su toplama projesi olacak. Yüksekliği 70 metre olacak RCC tarzı proje, Irak genelinde de bir ilk olma özelliği taşıyacak” ifadelerini kullanmıştır. 6 milyon 125 bin metrekare üzerinde inşa edilecek olan baraj için 102 milyar dinar (69 milyon dolar) harcanacağı ön görülmektedir. 36 milyon 425 bin metre küp su saklama kapasitesine sahip olacak projenin 2024’te tamamlanması planlanmaktadır. Barajın deniz seviyesinden 400 metre yüksekte olacağı öngörülmektedir.[55]

IKBY’de Vanebej öğretmenlerinin gösterileri devam etmektedir. Sayısı yaklaşık 20 bin olan Vanebej öğretmenleri okullarda geçici olarak öğrencilere ders vermektedir. Hükûmet ise her bir ders için her Vanebej öğretmene 3 bin dinar (2 ABD doları) ödeme yapmaktadır Öğretmenler ise maaşlarının yetersizliğinden dolayı eylem düzenlemiştir. Vanebej öğretmenler resmî olarak atanana kadar gösterilerin süreceği öngörülmektedir. IKBY Parlamentosu, söz konusu öğretmenlerin durumunu değerlendirmek için toplanmasına rağmen toplantı sonrası olumlu bir karar çıkmamıştır.[56]

Sağlık ve Sosyal Hayat
IKBY’de tespit edilen toplam Covid-19 vaka sayısı 360 bin 953’e yükselirken, virüs nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı 6 bin 416 olarak kaydedilmiştir. Virüsü yenerek sağlığına kavuşan kişi sayısı ise 342 bin 280’ye ulaşmıştır.[57]

Polonya ve Belarus sınırında 300 Kürt mültecinin günlerdir mahsur kaldığı, herhangi bir yardım, sığınma veya temel hizmete erişim sağlayamadığı bildirilmiştir. Geçtiğimiz günlerde açlık ve hipotermi nedeniyle iki mültecinin de yaşamını yitirdiği belirtilmiştir.[58] Rudaw televizyon kanalına konuşan mültecilerden Karvan Kamil Surçi, 11 yaşındaki Kürt mültecinin açlık ve hipotermiden (vücut ısısının düşmesinden) hayatını kaybettiğini belirtmiştir. Ayrıca Surçi, “30 Ekim’de 11 yaşındaki Erbilli bir çocuk soğuk hava, açlık ve susuzluktan dolayı hayatını kaybetti. Erbilli olduğunu öğrendiğimiz başka bir genç daha hayatını kaybetti” diye konuşmuştur. Belarus polisinin mültecilere kötü muamele ettiğini ifade eden Surçi, “Polisler şu ana kadar çok sayıda mülteciyi döverek kol ve bacaklarını kırdı. Kimse bize yardım etmiyor ve bu şekilde giderse çok sayıda mülteci yaşamını yitirecek” ifadelerini kullanmıştır. IKBY’ye seslenen mülteciler mahsur kaldıkları yerden bir an önce kurtarılmak istediklerini dile getirmektedir.

Rudaw’a konuşan Zaholu Kürt mülteci Galip Ömer, “Bizim bulunduğumuz ormanın yakınlarında bir bölgede Kürt mültecilerinin olduğunu biliyoruz, onlardan bir kısmının öldüğü söyleniyor. Aldığım bilgilere göre 3 mülteci öldükten sonra polis tarafından yakıldı” iddiasında bulunmuştur. Hükûmetin acilen mültecilere yardım ulaştırması çağrısında bulunan Ömer, “Çok zor şartlarda hayata tutunmaya çalışıyoruz. Çamur suyu içiyoruz, ne yiyecek var ne de su” sözlerini kullanmıştır.[59] Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve Uluslararası Göç Örgütünden (IOM) yapılan ortak yazılı açıklamada, Polonya ve Belarus sınırında yaşanan trajedi nedeniyle dehşete düşüldüğü belirtilmiştir. Açıklamada, 4 göçmenin yaşamını yitirmesinin şok edici olduğu ve olaydan büyük üzüntü duyulduğu vurgulanarak, "Tüm kurbanların uyrukları henüz doğrulanmadı ancak 2 Irak uyruklunun hipotermiden (vücut ısısının düşmesinden) dolayı öldüğü bildirildi" ifadesine yer verilmiştir.

Alman yetkililer, yılın başından itibaren 6.100’den fazla göçmenin Polonya üzerinden Almanya’ya geçtiğini bildirmiştir. Almanya, göçmen akınını önlemek için son zamanlarda Polonya sınırındaki kontrolleri sıklaştırmıştır. BM ve AB ise Belarus, Polonya ve Litvanya sınırında mahsur kalan sığınmacılara erişim talebinde bulunmuştur. Polonya hükûmeti ise “asıl görevinin sınırı göçmen akınına karşı korumak olduğunda” ısrar ederken, Belarus'un Moskova destekli hükûmetini göçmen akınını organize etmekle suçlamaktadır. Polonya ve Litvanya hükûmetleri, Belarus sınırları boyunca sınır muhafızları, askerî ve güvenlik servisleri dışında kimsenin girişine izin vermeyen 1 kilometre (0,6 mil) genişliğindeki şeritlerde olağanüstü hâl ilan etmiştir.

KÖRFEZ GÜNDEMİ
Suudi Arabistan

Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Bou Habib, ülkesinin Suudi Arabistan ile ilişkileri geliştirmek istediğini ancak Suudi Arabistan’ın bu isteğe karşılık vermediğini ifade etti. Suudi Arabistan’ı ziyaret etmek için hazır olduğunu belirten Abdullah Bou Habib, bu durumun onun elinde olmadığın altını çizdi. Suudi Arabistan ve İran arasında gerçekleşen müzakerelere de değinen bakan, bu görüşmelerin Lübnan üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini belirtti.[60]

Lübnan Enformasyon Bakanı George Kordahi, Suudi Arabistan’a yönelik düşmanca tavır sergilediği yönündeki ithamları reddetti ve Yemen’deki savaş hakkında yaptığı yorumların Başbakan Necib Mikati’nin kabinesine katılmadan önce yaptığı kişisel yorumları olduğunu belirtti. Onu istifaya davet edenler için ise bir kabineye bağlı olduğunu, yalnız karar alamayacağını ifade etti. Kordahi bir röportajında Yemen’deki İran destekli Husilerin Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu’nun saldırılarına karşı meşru müdafaa haklarını kullandıklarını dile getirdi. Mikati ise Kordahi’nin yorumlarının Lübnan hükûmetinin görüşlerini yansıtmadığını, Arap ülkeleri ile bağlarına sadık olduklarını ve Suudi Arabistan ile iyi ilişkiler istediklerini ifade etti.[61]

Kordahi’nin Suudi Arabistan ve KİK üye ülkelerine yönelik, Yemen’deki iç savaş hakkında söyledikleri üzerine Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Lübnan’ın ülkedeki büyükelçisini çağırdı. Suudi Arabistan ve diğer Arap Koalisyonu ülkelerine karşı yapılan hakaretler sebebiyle hayal kırıklığına uğradıkları belirtildi.[62] Kordahi, sözleri sebebiyle özür dilememiş, bunların kişisel görüşleri olduğunu belirtmiştir. Başbakan Mikati tarafından bu sözlerin hükûmetin görüşü olmadığı belirtilse de Suudi Arabistan, Lübnan büyükelçisinin 48 saat içerisinde ülkeyi terk etmesini talep etti.[63]

Suudi Arabistan, Lübnan merkezli Al-Qard Al-Hassan derneğini, Lübnan’ın Şii grubu Hizbullah ile bağlantılı olarak destekleyici faaliyetlerde bulunması sebebiyle terörist yapılanması olarak sınıflandırdıklarını açıkladı. Askerî amaçlar dâhil olmak üzere kuruluşun Hizbullah’ı finansal olarak desteklediği belirtildi.[64]

Suudi Arabistan, Pakistan’a olan finansal desteğini tekrar başlattı. Suudi Arabistan’ın Pakistan Devlet Bankasına 3 milyar dolar yatıracağı, 1,2 milyar dolar değerinde petrolü ücretini sonra almak üzere sağlayacağı belirtildi.[65]

İsrail’den gelen bir uçak ilk kez Suudi Arabistan’a iniş yaptı. Önceki gün ise Suudi Arabistan’dan bir uçağın İsrail’e ilk kez iniş yaptığı belirtildi. İki ülke arasında resmî olarak ticari uçuşlar olmamasına rağmen söz konusu seferlerin gerçekleştirilmiş olması İsrail medyası tarafından ilişkilerin geliştiği şeklinde yorumlandı.[66]

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın koordinasyonunda, Riyad’da Ortadoğu Yeşil Girişimi Zirvesi düzenlendi. Bölgedeki karbon salınımını azaltmak ve çevreyi korumak için 39 milyar riyal (10,4 milyar dolar) yatırım yapmayı hedeflediklerini belirten Muhammed bin Selman, diğer devletlerle ve fonlarla birlikte çalışacaklarını, fonlarının %15’i ile katkıda bulunacaklarını ifade etti.[67]

Yakın zamanda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu’nun dâhil olduğu konsorsiyumca satın alınan Newcastle United yönetimi tarafından yapılan açıklamada, taraftarlarına herhangi bir soruna yol açmaması için geleneksel Arap kıyafetlerini giymekten kaçınmaları çağrısında bulunuldu. Bunun kültürel olarak uygunsuz olabileceği belirtildi.[68]

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
Lübnan Enformasyon Bakanı George Kordahi’nin Yemen’de devam eden savaşla ilgili Suudi Arabistan, BAE ve Arap Koalisyonu’na yönelik açıklamaları nedeniyle BAE, Lübnan büyükelçisini geri çağırdı. BAE Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Kordahi’nin yorumlarının diplomatik normlara ve Lübnan’ın koalisyon ülkeleriyle olan tarihsel ilişkilerine tezat oluşturduğu ifade edildi.[69]

BAE Hava Kuvvetleri Komutanı iki ülkenin ilişkileri normalleştirmek için anlaşmalarından sonra ilk kez İsrail’e bir ziyaret gerçekleştirdi. Tümgeneral İbrahim Nasır Muhammed Al Alawi, İsrail’in ev sahipliğinde düzenlenen çok uluslu “Mavi Bayrak” tatbikatına katıldı. İsrailli mevkidaşı Tümgeneral Amikam Norkin, Alawi’nin ziyareti üzerine Twitter hesabından paylaştığı mesajında “Bu, hava kuvvetlerimiz arasındaki iş birliğinin geleceği için muazzam öneme sahip gerçekten tarihî bir gün” ifadelerini kullandı.[70]

Bir İngiliz mahkemesinde görülen davada tanıklık yapan üç mülteci Suriye’de savaş suçları işleyen IŞİD’in BAE tarafından fonlandığını iddia etti. BAE tarafından silahlandırılan cihatçıların Suriye’de işkence yaptıklarına tanık olduklarını belirtti. Üç Suriyeli mültecinin İngiltere’deki yüksek mahkemede BAE’ye karşı açtığı dava “tarihî” olarak lanse edilmektedir.[71]

BAE güzellik yarışması birincisinin tüm boykot çağrılarına rağmen İsrail’in Eliat şehrinde düzenlenecek olan Miss Universe Pageant yarışmasına katılacağı duyuruldu. İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinlilere yönelik muamelesi boykot çağrılarına neden olmuştu.[72]

Katar
Seçimler sonrası ilk oturumunu gerçekleştiren Şura Meclisinde yapılan oylama sonucunda Hassan bin Abdullah Al Ghanim ülkenin ilk meclis başkanı seçildi. İki adaylı seçimde Al Ghanim 45 üyeli mecliste 37 oy aldı. Ghanim seçim sonrası meclis başkanı olarak yaptığı ilk açıklamada hükûmetin ülkenin kalkınması yolunda attığı adımlara yardımcı olacağını ifade etti. Öte yandan Katar Emiri tarafından atanan 2 kadın meclis üyesinden Hamda bint Hassan Al Sulaiti de Ghanim’in yardımcısı olarak seçildi.[73]

Lübnanlı bakanın açıklamaları Katar’da tepkilere sebep oldu. Katar Dışişleri Bakanlığı yayımladığı açıklamada Bakan Kordahi’nin ifadelerini kınarken, büyüyen diplomatik anlaşmazlığın bir an önce çözülmesi için gerekli adımların ivedilikle atılması için Beyrut’a çağrıda bulundu.[74]

Katar, Taliban yönetimiyle ABD’nin de aralarında olduğu birtakım ülkelerle yapılan görüşmelere ev sahipliği yaptı. Taliban’ın geçici hükûmetindeki Dışişleri Bakan Vekili Amir Khan Muttaki ABD, Almanya, Norveç, Hollanda, Japonya ülkelerinin büyükelçileriyle Doha’da görüştü. Taliban sözcüsü Zabihullah Mujahid Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Muttaki’nin temsilcilerle ayrı ayrı yaptığı görüşmelerde Afganistan’daki mevcut siyasi ve ekonomik sorunları ele aldığını bildirdi. Muttaki, temsilcilere ABD yaptırımlarının kaldırılması için harekete geçme çağrısında bulundu. Mujahid açıklamasında Dışişleri bakan vekilinin ABD’nin Afganistan misyonu başkanı Ian J. McCary ile “geniş kapsamlı” görüşmeler yaptığını belirtti.[75]

Katar 2022 yılında ev sahipliği yapacağı Dünya Kupası organizasyonu sırasında, konaklama hizmetlerinin sağlanması için oteller grubu Accor ile anlaşma sağladı. Accor personelinin Dünya Kupası’nı takip etmek için Körfez ülkesine gelecek tarafların konaklama işlemlerini yürütmek üzere ülkenin çeşitli yerlerinde bulunan daire ve villalarda 60.000’den fazla odayı işleteceği duyuruldu. Dünya Kupası organizatörleri 28 gün sürecek turnuva süresince Katar’ı 1,2 milyon kişinin ziyaret etmesini beklemektedir.[76]

Yemen
Yemen’in geçici başkenti Aden’deki havalimanı yakınında bomba yüklü araçla bir saldırı düzenlendi. Enformasyon Bakanı Muhammed El İryani saldırıda ölenlerin sayısının 12’ye yükseldiğini açıkladı. Saldırıyı en güçlü şekilde kınadıklarını belirten Yemenli bakan bu tarz saldırıların Husilerin çıkarlarına hizmet ettiğini ifade etti. Saldırıyı üstlenen çıkmazken, Başbakan Muin Abdulmelik’in saldırıyla ilgili soruşturma başlatılması için talimat verdiği belirtildi.[77]

Çatışmalar sürerken, Husi grubun Jabal Murad ve Al Juba bölgelerini ele geçirdiği belirtildi. Marib’e yakın yerde bulunan bölgelerde Husilere karşı hükûmet güçlerinin yanında savaşan kabilelerin taraf değiştirmesiyle grup bölgeyi çatışma olmadan ele geçirdi. Açıklamayı Husilerin askerî sözcüsü Yahya Seri yaptı. Yerel kaynaklar kabile liderlerinin Husilerin kontrolünde bulunan başkent Sanaa’ya giderek grupla Marib’i “barışçıl yollardan” teslim etmek için gizli görüşmelerde bulunduğunu belirtmektedir. Söz konusu görüşmelerde kabile liderlerinin, sivillerin mal ve can güvenliğinin sağlanması ve Husilere karşı savaşanların affedilmesi karşılığında Marib’i gruba teslim etmeyi müzakere ettikleri ifade edildi.[78]

Kuveyt
Kuveyt Dışişleri Bakanlığı, Lübnan Enformasyon bakanının Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri hakkındaki sözlerini kınadıklarını belirtti. Lübnanlı bakanın Suudi Arabistan ve BAE’nin Yemen’i destekleyici rollerini göz ardı ederek asılsız suçlamalarda bulunduğu ifade edilirken, Lübnan maslahatgüzarı Kuveyt Dışişleri Bakanlığına çağırıldı.[79] Ardından bakanlık, Lübnan büyükelçisini ülkeye geri çağırmış ve Lübnan’ın Kuveyt’te bulunan maslahatgüzarına ülkeden ayrılması için 48 saat tanıdıklarını duyurmuştur.[80]

Umman
Umman’ın BM elçisi Sultan Muhammed Al-Fazari, Filistin meselesine çözüm bulabilmek için küresel çabaları takdir ettiklerini belirtti. Ortadoğu’da adil ve kapsayıcı bir ortam oluşturabilmek için İsrail’i ve tüm tarafları barışa davet eden Umman, bölgedeki tüm ülkelerin ve insanların varlığını sürdürmesi için BM Güvenlik Konseyi kararları kapsamında bunun sağlanması gerektiğini belirtti. Sultan Muhammed Al-Fazari, uluslararası toplumun bu bağlamda İsrail’e gerekli baskıyı yapması gerektiğini ve işgal altındaki Filistin topraklarında, Gazze, Batı Şeria; Suriye topraklarında Golan’a karşı İsrail’in düşmanca politikalarının durdurulması gerektiğini belirtti.[81]

Bahreyn
Kral Hamed bin İsa Al Halife, BAE’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyareti sırasında BAE Başbakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile ikili ilişkiler, bölgesel ve küresel gelişmeler ve iş birliğinin geliştirilmesi gibi konular üzerine ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.[82]

Kral Hamed bin İsa Al Halife, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir tebrik mesajı gönderdi.[83] Benzer şekilde yine Bahreyn Başbakanı ve Veliaht Prensi Selman bin Hamed Al Halife de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebrik mesajı gönderdi.[84]

Lübnanlı bakanın açıklamaları sonrasında Bahreyn Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Körfez ülkesinde mukim Lübnan büyükelçisinin 48 saat içerisinde ülkeyi terk etmesi istendiği duyuruldu.[85]

KUZEY AFRİKA GÜNDEMİ
Mısır

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ülkede 4 yıldan uzun süredir uygulanan olağanüstü hâlin (OHAL) kaldırılmasına karar vermiştir. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Facebook sayfasından OHAL’in kaldırılmasına dair yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştır: "Yıllar sonra ilk defa, ülkenin tamamında OHAL'in kaldırılmasına karar verdim. Uzun zamandır mücadele ettiğimiz bu anı birlikte yaşamaktan mutluluk duyuyorum. Mısır, vefalı halkı sayesinde artık bölgede güvenlik ve istikrar vahası hâline geldi." Ülkede OHAL, 12 Temmuz'da 17. kez 3 aylığına uzatılmıştı. 24 Temmuz'dan bu yana yürürlükte olan OHAL'in bugün yeniden uzatılması bekleniyordu.[86]

Mısır Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, Osama Askar’ı genelkurmay başkanı olarak atamıştır. Önceki Genelkurmay Başkanı Mohamed Farid Hegazi’nin ise cumhurbaşkanı danışmanı olarak atandığını açıklamıştır.[87]

Çok sayıda sivil toplum örgütü ve basın kuruluşu, Mısır'da 150 günden bu yana hapiste olan emekli gazeteci ve Anadolu Ajansının (AA) eski Ortadoğu Haberleri Editörü Tevfik Ganim'in "derhâl serbest bırakılması" için Mısır makamlarına çağrıda bulunmuştur. Uluslararası Af Örgütü, Sivil Hak Savunucuları, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Arap Dünyası İçin Şimdi Demokrasi (DAWN), Mısır İnsan Hakları Cephesi (EFHR), Özgürlükler Girişimi, International Service for Human Rights (ISHR), MENA Rights Group, uluslararası yazarlar kuruluşu PEN America, Ortadoğu Demokrasisi Projesi (POMED) ve The Sinai Foundation for Human Rights gibi çok sayıda uluslararası insan hakları örgütü ve medya kuruluşu, 66 yaşındaki Ganim'in serbest bırakılması için ortak açıklama yapmıştır. Ganim'in cezaevinde veya teşhis ve tedavi için hastane dışındaki tesislerde yeterli sağlık hizmetine erişiminin reddedilmesinden büyük ölçüde endişe duyulduğu belirtilen açıklamada, ailesine göre cezaevi yetkililerinin, cezaevi doktorunun 50 gün önce şüpheli böbrek tümörü muayenesi için Ganim'i Qasr El Einy Hastanesi'ne nakledilmesini önermesine rağmen, Ganim'in dışarıdaki bir hastaneye transfer etmediğini belirtmiştir.[88]

Libya
Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonunun (UNSMIL) internet sitesinde, Libya'daki başkanlık ve parlamento seçimlerine ilişkin açıklama yayımlanmıştır. Başkanlık seçimlerinde adaylık için kamu görevinde çalışanlara getirilen kısıtlamaların kaldırılması talep edilen açıklamada, seçimler için adaylık başvurularının yapıldığı tarihten itibaren bu kişilerin kamudaki görevlerinin dondurulmasına fırsat verilmesi çağrısı yapılmıştır. Açıklamada, özgür, şeffaf, güvenilir ve kapsayıcı parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, 24 Aralık'ta eş zamanlı olarak yapılabilmesi için Libya Yüksek Seçim Komisyonunun önerileri de dâhil gerekli değişikliklerin yapılması istenmiştir. Tobruk Temsilciler Meclisinin (TM) çıkardığı ve 12 Eylül'de Libya Yüksek Seçim Komisyonuna teslim edilen başkanlık seçimi kanununun 12. maddesine göre, adayların seçim tarihinden 3 ay önce çalıştıkları kamu görevlerinden ayrılmaları gerekmektedir.[89]

ABD, Libya'da göçmenlere karşı ciddi insan hakları ihlallerine karıştığı gerekçesiyle Libya uyruklu Usame El Kuni İbrahim'i yaptırım listesine almıştır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yaptığı yazılı açıklamada, "İbrahim, Libya'nın Zaviye kentindeki bir göçmen gözaltı merkezinin fiilî yöneticisidir ve burada kendisi veya emrindeki kişiler ölümler, cinsel şiddet ve dayak dâhil olmak üzere göçmenlere karşı korkunç suistimaller gerçekleştirmiştir" ifadesini kullanmıştır. Blinken açıklamasında, ABD'nin insan hakları ihlallerine karışanları tespit etmek ve hesap sormak için her türlü aracı kullanacağına işaret etmiştir.[90]

Tunus
Tunus hükûmeti ödeme zamanının üzerinden 10 gün geçmiş olmasına rağmen kamu çalışanlarının önceki aydan maaşlarını ödeyememiştir. Uzmanlar bu sorunun nedeninin devlet bütçesindeki açık olduğunu dile getirmektedir. Tunus’ta çalışma süresi ayın 16’sından başlayarak diğer ayın 15’ine kadar sürer ve maaşlar 3 gün sonra ayın 18’inde yatmaktadır. Fakat birçok eğitim çalışanı 16 Eylül-15 Ekim maaşlarını hâlâ almadıklarını ifade etmişlerdir.[91]

Tunus'un bağımsız medya düzenleyicisi HAICA, Tunus’un Kalbi Partisi’nin lideri Nabil Karoui’nin sahibi olduğu Nessma TV ve Errahma Partisi lideri ve Milletvekili Said Ceziri’nin sahibi olduğu Kuran-ı Kerim adlı radyo istasyonunu lisansız oldukları gerekçesi ile kapattığını açıklamıştır. HAICA bu ayın başında Nahda Hareketi’ne yakınlığıyla bilinen Zaytouna kanalını da kapatmıştı. Kapatılan tüm bu televizyon ve radyolar Kays Said’i eleştiren yayınlar yapmaktaydı.[92]

Tunus Asliye Hukuk Mahkemesi İletişim Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Ekonomik ve Mali Yargı Birimi Savcılığının, eski tarım bakanı ve 7 bakanlık yetkilisi hakkında mali yolsuzluk ve kara para aklama şüphesiyle gözaltı kararı verdiği ifade edilmiştir. Açıklamada eski bakanın kimliği belirtilmemiş ancak yerel medyada çıkan haberlerde bu ismin Samir et-Tayyib olduğu iddia edilmiştir. Yusuf eş-Şahid hükûmetinde 2016-2020 yıllarında tarım bakanı olarak yer alan Tayyib, 2011-2014 yıllarında da Ulusal Kurucu Meclis üyeliği yapmıştı. Öte yandan Tunus Ulusal Muhafızlar Sözcüsü Hossam Eddine Al-Jabali yaptığı açıklamada kadınları IŞİD’e katılmaları için online propaganda yapan bir IŞİD kadın hücresini çökerttiklerini açıklamıştır.[93] [94]

Cezayir
İspanya Ekolojik Geçiş Bakanı Teresa Ribera, Cezayir ile Fas arasındaki diplomatik gerilimler nedeniyle İspanya'ya doğal gaz tedarikinin sorunsuz devam etmesini sağlamak için Cezayir’e bir ziyaret düzenlemiştir. Burada Cezayir Enerji Bakanı Muhammed Arkab ile görüşen Ribera, İspanya’ya gaz tedariki konusunda bir sorun olmayacağı üzerine taahhüt aldığını açıklamıştır. İspanyol bakan, gaz ihracının İspanya-Cezayir arasındaki Medgaz boru hattından ve gemiler vasıtasıyla sıvılaştırılmış doğal gazın taşınacağını ifade etmiştir. İspanya gaz ihtiyacının %40’ını Cezayir’den sağlamaktadır ve bu gaz ihracının büyük çoğunluğu Fas üzerindeki Mağrip-Avrupa boru hattı üzerinden İspanya’ya ulaşmaktadır. Fakat gaz hattı anlaşmasının bitiş süresi 31 Ekim’dir ve Cezayir, Fas’ı gaz hattını kesmekle tehdit etmektedir.[95]

Bir Mısır televizyonuna konuşan Arab Ligi Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit, “Bazı Arap ülkelerinin Suriye’nin Arap Ligi’ne dönmesi konusunda açık olduğunu” söylemiştir. Gheit, “Cezayir’in Suriye’nin dönüşü konusunda ön saflarda yer aldığını ifade etmiştir. Tüm bunlara rağmen Gheit, genel sekreter olarak böyle bir sürecin başlaması için resmî ya da gayriresmî hiçbir talebin olmadığını gözlemlediğini vurgulamıştır.[96]

Fas
Kolombiya, Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini kabul ettiğini açıklamıştır. Rabat’a ziyaret gerçekleştiren Kolombiya Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Marta Lucia Ramirez, ülkesinin Fas’ın Batı Sahra üzerindeki pozisyonunu desteklediğini vurgulamıştır. Ayrıca iki ülke arasında yapılan anlaşmayla Kolombiya vatandaşlarının Fas’ı vizesiz ziyaret etmeleri sağlanmıştır.[97]

İsrail’in Fas Büyükelçisi David Govrin verdiği demeçte Fas’ın henüz Tel Aviv büyükelçisi atamaması hususundaki soruya net bir tarihin belli olmadığını fakat yakın zamanda atayacağını umduğunu söylemiştir. [98]

Eski Fas Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Sekreteri Abdelilah Benkirane, yapılacak olağanüstü konferansta parti liderliği için aday olmayacağını söylediği aktarılmıştır. Benkirane, 2011-2017 yılları arasında Fas başbakanlığı yapmıştır.[99]

ENERJİ GÜNDEMİ
Dünya Geneli

Rus Gazprom yaptığı açıklamada, Gazprom’un Avrupa doğal gaz piyasasındaki hâkimiyetini koruması için mevcut doğal gaz fiyatlarının %60 oranında azalması gerektiğini ve bin metreküp başına yaklaşık 300-400 USD aralığında kalması gerektiğini bildirdi.[100]

Rusya devlet başkanı yaptığı açıklamada, Gazprom’un kendine ait UGS'yi (yeraltı gazı depolama) tamamen doldurmadan Avrupa’daki doğal gaz depolarına doğal gaz sağlamasının mümkün olmadığını ve Avrupa’daki depolama alanlarına en yakın 8 Kasım’dan önce doğal gaz gönderilmesinin olası olmadığını bildirdi.[101] [102] [103]

Rusya, rafineri çıktı ürünlerine olan talebin artmasına yönelik rafineri modernizasyonlarını arttırarak küresel rafinaj piyasasındaki payını arttırmayı planladığını açıkladı. Alınan bu kararın nedenlerinin değişen talep ve büyüyen piyasa olduğu da belirtildi.[104]

Hindistan, Rusya'nın Yamal LNG projesinden ilk doğrudan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kargosunu temin ettiğini açıkladı. Teslimatın Gazprom ve Hindistan merkezli Gail ltd. arasında yapılan uzun vadeli LNG satış anlaması kapsamında olduğu da bildirildi.[105]

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ve BP yaptığı açıklamada, iki şirketin petrolle doğal gaz üretimi, geliştirilmesi ve iş birliği üzerine görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi. Ayrıca, Azerbaycan'daki doğal gaz üretiminin çeşitli kaynaklardan sağlanması ve yerel ya da küresel gaz piyasasının artan ihtiyaçlarının karşılanmasının da önem arz ettiği açıklandı.[106]

Ortadoğu
Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) yaptığı açıklamada, Trablus'un batısında bulunan günlük 120.000 varil petrol işleme kapasitesine sahip Zawiya petrol rafineri kompleksinin bölgedeki çıkan çatışmalardan sonra ağır hasar aldığını bildirdi.[107]

NOC yaptığı açıklamada, Es Sider boru hattında bakım için 7-10 günlük bir kapatma gerektirecek büyük bir sızıntı oluştuğunu bildirdi. Boru hattının kapatılmasının günlük 200.000 varillik sevkiyatın askıya alınmasına sebep olduğu da bildirildi.[108]

Mısır yaptığı açıklamada, Süveyş Kanalı Otoritesinin LNG gemilerinden temin ettiği kanaldan geçiş ücreti indirimlerini 1 Kasım'dan itibaren %25'ten %15'e indireceğini açıkladı.[109]

Mısır Petrol ve Maden Kaynakları Bakanlığı yaptığı açıklamada, İtalyan Eni’nin Mısır'ın Batı Çölü'nde üç petrol ve doğal gaz keşfi daha gerçekleştirdiğini bildirdi.[110]

Katarlı denizcilik ve denizcilik şirketi Nakilat ve dünyanın en büyük yüzer enerji santralleri operatörlerinden Türk Karpowership, LNG'den elektrik dönüşümüne yönelik iş birliği yapmak ve yüzer depolama yeniden gazlaştırma ünitelerine (FSRU) ortaklaşa sahip olmak ve işletmek için bir mutabakat anlaşması (MoU) imzaladı.[111]

Irak petrol bakanı yaptığı açıklamada, Irak'ın petrol üretiminin ekim ayında günlük ortalama 4,15 milyon varil olduğunu bildirdi.[112]  Bunun yanı sıra, Irak’ın 2021 yılının mevcut dönemi içerisinde 16 milyar USD ek petrol geliri elde ettiği de açıklandı.[113] 

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli Crescent Petroleum ve Pearl Petroleum konsorsiyumu yaptığı açıklamada, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesinde bulunan sahalardan beş yıl içinde doğal gaz ihraç etmeyi planladıklarını bildirdi. Gaz ihracatının uzun vadeli olabileceği ancak Türkiye ve Avrupa’daki talebe bağlı olarak gelişebileceği de bildirildi.[114]

Suudi Arabistan yaptığı açıklamada, Jafurah gaz sahasından elde edilen gazın büyük kısmının mavi hidrojen yapmak için kullanılacağını bildirdi.[115] [116]

Suudi Arabistan enerji bakanı ve Rusya başbakan yardımcısı arasında gerçekleşen görüşme sonrası, iki ülkenin petrol ve yeşil enerji alanlarındaki iş birlikleri arttırmayı planladıkları açıklandı. Bunun yanı sıra, düşük karbon hedefleri ve sürdürülebilir enerjinin oluşturduğu yapay ivmelenmeye karşı iki ülkenin enerji sektörünün de dikkatli olması gerektiği belirtildi.[117] [118]

Saudi Aramco icra kurulu başkanı yaptığı açıklamada, mevcut ham petrol üretiminin yetersiz olduğunu ve ek kapasitelerin azaldığını bildirdi. Oluşan bu durumun petrol piyasası için sorun olabileceğini ve ayrıca 2022 yılında havacılık sektöründeki talep artışlarının ek kapasite seviyelerinin üstünde olabileceğini de açıkladı.[119]

Cezayir yaptığı açıklamada, 1 Kasım'dan itibaren Mağrip-Avrupa boru hattı üzerinden doğal gaz tedarikini durduracağını bildirdi. Cezayir'in Fas'tan geçmeyen yıllık 8 milyar metreküp (bcm) kapasiteli Medgaz denizaltı boru hattını kullanarak İspanya'ya tedarik sağlamaya devam edeceği de açıklandı.[120] [121] [122]

Ulusal İran Petrol Şirketi (NIOC) yaptığı açıklamada, West Karun projesinin tamamlanması için 11 milyar USD’ye daha ihtiyaç olduğunu bildirdi. Projenin tamamlanması hâlinde İran’ın bu sahadan günde 1 milyon varilden fazla petrol üreteceği de belirtildi.[123]

İran’ın şayet yeni yatırımlar yapılmazsa gelecek birkaç yıl içeresinde net doğal gaz ithalatçısı olacağı açıklandı.[124]

İran petrol bakanı yaptığı açıklamada, İran’ın Türkmenistan üzerinden temin ettiği ve gecikmiş olan doğal gaz borcunu tamamen kapatacağını bildirdi. İran'ın Türkmengaz ile yapılan anlaşma kapsamında günde yaklaşık 40 mcm olan gaz ithalatına devam etmeye istekli olduğunu ve İran’ın kuzey bölgelerindeki doğal gaz şebekesinin yeterince genişletilmediği bölgelere gaz sağlamayı amaçladığı da belirtildi.[125] Bunun yanı sıra İran ve Türkmenistan arasında üçüncü bir boru hattıyla gaz ithali konusunda anlaşma sağlandığı da açıklandı.[126] İki ülke arasında Türkmenistan’dan İran’a elektrik tedarik edecek 400 kV'lik bir iletim hattı inşa edileceği de bildirildi.[127]

Suriye Elektrik Bakanlığı yaptığı açıklamada, Suriye’nin merkezinde yer alan Mhardeh elektrik üretim santralinin bakımı ve yeniden rehabilite edilmesi için İran merkezli Peymanir şirketi ile 115 milyon USD’lik bir anlaşma yaptığını bildirdi. Çalışmaların 26 ay süreceği ve santralin 576 MW üretim gerçekleştireceği de açıklandı.[128]

Suriye ve Ürdün yaptıkları ortak açıklamada, Lübnan’da süren enerji krizinin çözümü için elektrik transferi yapılması amacıyla anlaşmaya vardıklarını bildirdi.[129]

Katar Enerjinin bir yan kuruluşu olan Qasim Terminal Holding A.Ş yaptığı açıklamada, Energas LNG Terminal Pvt.'nin hisselerini almak için Pakistan hükûmetine izin başvurusunda bulunduğunu bildirdi. Pakistan’ın LNG alımlarında Katar’ın en büyük müşterisi konumuna gelmesinin satın almada önemli rol oynadığı da açıklandı.[130]

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Libya arasında Libya petrol sektörünün desteklenmesi üzerine iki farklı anlaşma imzalandığı iddia edildi. İlk anlaşmanın 400.000 USD değerinde olduğu ve Interior Business Center (IBC) tarafından fonlandığı belirtildi. İkinci anlaşmanın ise 500.000 USD değerinde olduğu ve Libya'daki hidrokarbon sektörüyle ilgili olduğu belirtildi.[131]

HAFTALIK RUSYA BASIN ANALİZİ(25-31 Ekim 2021)
Rus Ordusu Darbeden Sonra Sudan'da Ortaya Çıkabilir

Sudan'da ordunun darbe yaparak yönetime el koyması Rusya basınında geniş yer buldu. “Vzglyad” gazetesinin 26 Ekim sayısında yayımlanan “Rus Ordusu Darbeden Sonra Sudan'da Ortaya Çıkabilir” başlıklı uzman görüşlerine dayanan yazıda “Sudan'daki darbe, bu ülkede tutunmayı uman Rusya'ya ne vaat ediyor?” sorusu sorulmuştur. Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Afrika çatışmaları araştırmacısı, askerî uzman Andrey Prokayev, Sudan’daki son durumu şu şekilde yorumladı: “Hamduk'un kabine politikası başarısız oldu. Enflasyon %400'ü aştı, işsizlik rekorlar kırıyor ve birçok Sudanlı geçim kaynaklarını kaybetti. Ayrıca, ABD, son iki yılda dünya finans kuruluşlarına olan borçlarını ödemesine yardımcı olduğu ve askerî iş birliği kurduğu Sudan ile aktif etkileşime girdi. Hartum'un bir diğer önemli ortağı da Ankara oldu.” Port Sudan'daki Rus deniz üssünün kaderine de dikkat çeken uzman, durumun büyük ölçüde Moskova'nın kendisine bağlı olduğunu ifade etti: “Rusya’nın Kızıldeniz'de askerî üs kurmak için gerçek bir çıkarı varsa tarafların anlaşmaya varmaları muhtemeldir.” Öte yandan analiste göre, Sudan’ın ABD'ye daha fazla odaklandığı göz önünde bulundurulduğunda, 2019'dan sonra Hartum makamlarıyla görüşmeler prensipte daha zor hâle gelmiştir: “Hartum’un, Moskova'dan kredi, ekonomik yardım veya Etiyopya ile su anlaşmazlığındaki konumu için koşulsuz destek şeklinde tavizler talep etmesi muhtemeldir. Sudan, bu ülkede kimin iktidarda olmasına bakmaksızın, Etiyopya'nın Mavi Nil üzerinde Hydase hidroelektrik santralinin kurulması planına şiddetle karşı çıkıyor.” Uzman, Sudan yetkililerinin büyük olasılıkla Rusya ile askerî üs konusunda pazarlık yapacağı görüşünü savundu.

Tartışmanın diğer katılımcısı olan Ortadoğu Enstitüsü Merkezi Başkanı Yevgeny Satanovski söz konusu durumla ilgili öngörüde bulundu: “Sudan yönetimi, büyük olasılıkla Rusya’dan para isteyecek. Öyle ki, Sudan’ın Rusya üssü ile ilgili başka bir çıkarı yoktur. Öte yandan söz konusu üsse gerçekten ihtiyacımız olsa da Sudan'da güvenecek kimsemiz yoktur. Libya'da olduğu gibi orada kimseye güvenemezsiniz peşin ödeme yapamazsınız.” Yazıda görüşlerine başvurulan Rusyalı uluslararası yorumcu-muhabir ve blogger Abbas Cüma’ya göre, Sudan’ın dış politikası da parlak değildi: “Devrim sonrası hükûmete karşı aynı anda hem ABD hem de Arap monarşileri, Sudan'ın zengin patronları ve Rusya tarafından iddialar ortaya çıktı. Aralık 2020'de, Moskova ve Hartum'un 25 yıllık bir anlaşma imzalanmıştı bu yılın haziran ayında Sudanlı yetkililer Rusya ile anlaşmayı feshettiklerini açıkladı. Aynı zamanda, geçiş hükûmetinin liberalleri Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'dan memnun değillerdi.” Uzman, Rusya'nın şu anda tutuklanan liderlerle anlaşmaya varmasının olanaklı olmadığını ifadelerine ekledi.

Afganistan'dan Rusya'ya Büyük Çaplı Bir Mülteci Akını Mümkün mü?
Rusya Bilimler Akademisi Ekonomik Tahmin Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Dmitry Poletayev’in “Valday” Tartışma Kulübü sayfasında “Afganistan'dan Rusya'ya Büyük Çaplı Bir Mülteci Akını Mümkün mü?” başlıklı yazısı paylaşıldı. Yazıda son otuz yılda Afganistan'dan Rusya'ya göç akışlarının analizine dayanarak göç beklentilerini etkileyen birkaç önemli husus üzerinde durulmuştur.

Uzmana göre, Rusya'daki Afgan göçmenlerin önemli bir kısmı, siyasi nedenlerle anavatanlarında kalamayan seçkinlerinin temsilcilerinden oluşuyor. Söz konusu Afganların arasında, bir zamanlar anavatanlarında yüksek mevkilerde bulunan ve SSCB'de yüksek öğrenim görmüş olanlar da dâhil olmak üzere birçok eğitimli insan vardır. Analistin üzerinde durduğu diğer önemli konu Rusya'daki Afganların resmî mülteci statüsü ve Rusya vatandaşlığı almakta büyük zorluk yaşamalarıyla ilgiliydi. Bu konuda sosyal ağlarda olan bilgiler, diğer ülkelerde yaşayan Afganlar arasında bilinmektedir. Ayrıca yazıya göre, Afganistan'dan gelen göçmenler için mülteci statüsü elde etmenin yanı sıra Rusya'daki statülerinin yasallaştırılması da zordur: “Sovyetler Birliği döneminde Afganistan'dan yüksek nitelikli göçü çekmek için oluşturulan zemin bugün kullanışlı değildir. Öyle ki Rusya, Sovyetler döneminde Afganistan ile gelişen ve doğrudan yardım (askerî dâhil) anlamına gelen tutumunu değiştirdi. Bu yaklaşıma göre, Afganistan'dan Rusya'ya göç akışının önemli ölçüde artması olası değildir.”

Yazıda Rusya’nın mülteciler konusundaki tutumu şu şekilde ifade edilmiştir: “Rusya, mültecileri ülke nüfusunu artırmak için bir kategori olarak görmeyen devlet imajına sahiptir. Bu anlamda mültecilerin önce resmî statü ve ardından Rusya Federasyonu vatandaşlığı alma prosedürü Afganlar için yeterince zordur.”

Hizbullah Rusya ile İlişkileri Derinleştirmeye Çalışıyor
Lübnan Parlamentosunun Hizbullah milletvekili Ali Fayad’ın ''Komersant'' gazetesinin 27 Ekim sayısında "Hizbullah Rusya ile İlişkileri Derinleştirmeye Çalışıyor" başlıklı demeci yayımlandı. Söz konusu demeçte, Hizbullah'ın Lübnan'daki ve bir bütün olarak bölgedeki durumla ilgili tutumuna ve Rusya-Hizbullah ilişkilerine değinilmiştir. Ali Fayad, Hizbullah’ın Rusya ile bağlarını derinleştirmeye çalıştığını ifade etmiştir: “Partinin siyasi kanadının başkanı, dışişleri bakanı ile görüşmek üzere Rusya'ya davet edildi. Ayrıca, geçen gün Hizbullah'ı "ciddi bir siyasi güç" olarak nitelendiren Putin'in değerlendirmesini duymaktan da memnun olduk.” Milletvekili, Hizbullah’ın Suriye'de kalıp kalmayacağı sorusuna şu şekilde yanıt vermiştir: “Hizbullah'ın Suriye'deki varlığı Suriye hükûmeti ve Hizbullah tarafından kararlaştırılan bir konu olmanın yanı sıra IŞİD'i yenmek kadar hayati önem taşıyor.”

Demeçte, Beyrut'taki son silahlı saldırıya da değinilmiş ve Ali Fayad’dan söz konusu saldırının iç savaşın sinyali olup olmadığı sorulmuştur. Milletvekili ortaya çıkan olayları “komplo” şeklinde yorumlamıştır: “İlk başta bize siyasi ve ekonomik olarak baskı yapmaya çalıştılar. Bu gibi girişimler başarısız olunca iç savaşın Hizbullah'ı zayıflatmanın bir yolu olduğuna karar verdiler. Ancak Hizbullah iç çatışmalara karışmak niyetinde değildir.” Irak'ta yapılan son seçimlerde İran yanlısı partilerin kaybettiğine dikkat çekilerek “Hizbullah'ın bu bahar Lübnan'da yapılacak seçimlerde de aynı durumla karşı karşıya kalacağından korkuyor musunuz?” sorusuna cevap şu şekilde olmuştur: “Hizbullah, Lübnan partilerinin en güçlüsü ve muhtemelen bölgedeki ve bölgesel düzeydeki en önemli partilerden biri olarak biliniyor. Biz ülkeyi korumak isteyen bir direniş partisiyiz. Dolayısıyla Hizbullah'ın yaklaşan seçimler için endişelenmesine gerek yoktur. Demeçte üzerinde durulan diğer önemli konu son zamanlarda, halkın Hizbullah'a karşı çıktığı ve bu nedenle Lübnan'ın farklı bölgelerinde birkaç olayın yaşandığıyla ilgili olmuştur. Lübnan’ın bir çoğulculuk ve ihtilaf ülkesi olduğuna değinen Ali Fayad’a göre, kendi dış bağları olan ve Hizbullah'ın rolüne katılmayan güçler vardır: “Bu güçler bize karşı olumsuz duyguları körüklüyorlar. Askerî ve halk güçlerinin dengesi lehimize olmasına rağmen söz konusu saldırılara tepki vermeyeceğiz. Kendimizi savunmak için yasal hakkımızı kullanacağız.”

Pentagon'a İpucu: İran İnsansız Hava Araçlarının Suriye'deki Bir ABD Üssünün Üzerinde Görünmesi Ne Anlama Geliyor?
Suriye’de ekim ayının son 10 günü içinde ortaya çıkan olaylar TASS Haber Ajansında yayımlanan “Pentagon'a İpucu: İran İnsansız Hava Araçlarının Suriye'deki Bir ABD Üssünün Üzerinde Görünmesi Ne Anlama Geliyor?” başlıklı yazıda değerlendirilmiştir. Makalenin yazarı Lübnan'daki TASS Haber Ajansı Ofisinin Başkanı Dmitry Zelenin, Suriye'nin dış politikadaki rolünü nasıl restore ettiğine dair görüşlerini paylaşmıştır. Yazıda, ekim ayının son 10 gününde Suriye'de yaşanan olaylar şu şekilde yorumlanmıştır: “Söz konusu olaylar, ülkenin büyük bir kısmının Şam'ın kontrolüne geçtiği 2018'den bu yana devam eden çatışma sonrası statükoda olası bir değişikliğe işaret ediyor: “20 Ekim'de Suriye'nin başkenti Şam'da asker taşıyan bir otobüse saldırı yapılması yeraltı terör hücrelerinin varlığını hatırlattı. Aynı gün, İran'ın Suriye Ordusu tarafında savaşan Şii milisleri silahlandırdığı insansız hava araçları, Suriye sınırındaki Al Tanf kasabasında bir ABD ve Batı koalisyonu askerî üssüne saldırdı. Bu saldırı, Suriye alanında bir yanda İran ile diğer yanda ABD ve İsrail arasındaki çatışmada yeni bir aşamanın sinyaliydi. Öyle ki Lübnan Hizbullahı ve Irak milisi Haşdi Şabi veya Afganistan ve Pakistan'ın Şii mücahit savaşçıları, Suriye, Irak ve Ürdün sınırlarının birleştiği ABD askerî tesisini daha önce vurmaya cesaret edememiştir.” Yazıda görüşlerine başvurulan Suriyeli analist Rıfat el-Badawi’ye göre, söz konusu saldırı ABD birliklerinin Afganistan'dan çekilmesi zemininde Suriye'de konuşlanmış Şii güçlerinin savunma stratejisinden saldırı stratejisine geçişine işaret ediyor.

KAYNAKÇA