Haftalık Ortadoğu Gündemi

Ortadoğu Gündemi: 26 Nisan-2 Mayıs 2021

Ortadoğu, dünyanın en dinamik gündemine sahip bölgelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla bölgeyi anlamak, söz konusu gelişmelerin aktif olarak takip edilmesini gerektirmektedir. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM), uzmanlaşmış departmanları aracılığıyla bölgedeki siyasal, sosyal, ekonomik ve askerî gündemi, diplomasi trafiğini yakından izlemekte; bunları alanlarına hâkim araştırmacıları aracılığıyla görüş, analiz ve raporlara dönüştürerek ilgililerinin bilgisine sunmaktadır. Bu bağlamda, Ortadoğu’da meydana gelen önemli gelişmeler, “Ortadoğu Gündemi” başlığı altında haftalık olarak okuyucuyla paylaşılmaktadır.

SURİYE GÜNDEMİ
Uluslararası Gündemde Suriye

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, kilit küresel oyuncuların Suriye’de 10 yıllık savaşı sona erdirmek için uluslararası diplomasiye ağırlık vermekle ilgilendiğini belirtti.[1] Diplomasinin önündeki en büyük engellerin ise güvensizlik ve karşı tarafın ilk adımı atma beklentisinin olduğu söyledi. Suriye’nin kuzeybatısında hastanelere, yerleşim bölgelerine ve sınır kapılarına yapılan bombardıman, güneybatısında yaşanan kaçırmalar, cinayetler, tutuklamalar ve askerî hareketlenmelerin yarattığı istikrarsızlık, İsrail’in hava saldırıları, IŞİD’in artan etkinliği ve Afrin, Kamışlı, Tel Rıfat ile Ayn İsa’daki gerginliğin Suriye'deki durumu daha kötüye götürebileceği uyarısında bulundu.[2] Pedersen, çözüm için terörist grupların ortadan kaldırılmasına yönelik iş birliği, ülke çapında ateşkes, Suriye'nin her yerine tam, sürekli ve engelsiz insani erişim sağlanması ve yeni bir uluslararası formatın oluşturulması gereğine vurgu yaptı.

Suriye İnsan Hakları Ağı, uluslararası toplumu 26 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerini reddetmeye çağırdı. Esad rejiminin savaş suçlarına karışmış olması ve seçimi BM’nin önerdiği çözümü ihlal edecek yönde planlaması gerekçeleriyle seçim ‘sahte’ olarak nitelendirildi.[3]

Suriye Rejimi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Beşar Esad ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kremlin tarafından yapılan açıklamada; iki liderin güncel olaylar, başta ticari ilişkiler olmak üzere, ekonomik ve insani bağların daha da geliştirilmesi ve Covid-19’a karşı mücadelede iş birliği ve Rus aşısının tedariki konularını ele aldığı belirtildi.[4]

Rusya Federasyonu Konseyi Uluslararası Komite Başkanı Grigory Karasin, konseyin bu konudaki resmî davet üzerine Suriye’deki cumhurbaşkanlığı seçim sürecine eşlik edecek bir heyet oluşturacağını açıkladı. Suriye Halk Meclisinin daveti üzerine, Rusya’dan seçim sürecini takip etmek üzere gözlemcilerin oluşturacağı bir heyet kurulması için adım atıldı.[5]

Suriye Müdahale Koordinasyon Grubu, Suriye'nin kuzeybatısındaki bölgelerde Esad rejimi ve Rus güçleri tarafından ramazan ayı boyunca ateşkesi ihlal eden en az 208 kara ve hava saldırısının belgelendiğini bildirdi. Rapora göre, Esad rejimi ve Rus güçleri, İdlib’de 101, Hama’da 41, Lazkiye'de 38 ve Halep’te 28 ihlal gerçekleştirdi.[6]

Fırat’ın Doğusu
Suriye’nin Haseke vilayetine bağlı Kamışlı kentinde, Suriye rejimi yanlısı milislerle YPG arasında 20 Nisan’da başlayan silahlı çatışmalar, 30 Nisan Cuma günü Rusya’nın ara buluculuğu ve garantörlüğünde sona erdirildi. Taraflar arasında varılan anlaşma YPG’ye, ele geçirdiği alanları kalıcı olarak kontrol etme imkânı tanıdı. Rejimin ise hâlihazırda elinde tuttuğu bölgelerdeki askerî varlığını muhafaza etmesine karar verildi. Rejim yanlısı güçler Kamışlı’nın Tay ve Halko mahallelerinden çıkarıldığı için bu mutabakat en çok YPG’ye fayda sağladı. İran’ın desteklediği milislerin Kamışlı kent merkezindeki etkisinin azaltılması Rusya’nın işine yaradı. Suriye rejimi ve İran ise çatışmanın kaybedenleri arasında yer aldı.[7]

YPG, Suriye’nin kuzeydoğusundaki kontrolü altında tuttuğu bölgelerde Suriye başkanlık seçimlerine izin vermeyeceğini açıkladı. YPG’nin böyle bir karar almasında, rejim ile henüz kapsamlı bir mutabakata varılamaması ile ABD’nin Suriye seçimlerine yönelik aldığı olumsuz pozisyon etkili oldu.[8]

ABD Merkez Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie, Suriye’nin El Hol Kampı’nda yaşayan çocukların radikalleşme riski ile karşı karşıya olduklarını açıkladı. McKenzie, sorumlu ülkelerin bu çocukları geri almadıkça ve onları yeniden topluma entegre etmedikçe, radikalleşme sorununun büyüyerek devam edeceği konusunda uluslararası toplumu ikaz etti.[9]

YPG, Washington’da ilk kez bir lobi firmasıyla anlaşma sağladı. Jim Dornan Strategies adlı Cumhuriyetçilere yakın olduğu bilinen bir lobi firmasının, 30 Nisan’dan itibaren YPG’nin siyasi çıkarlarını ABD içinde korumak üzere hizmet vereceği öğrenildi.[10]

Güney Suriye
Dera'nın doğu kırsalındaki Saida kasabası yakınlarında dört rejim kuvveti mensubunu taşıyan askerî bir araç, kimliği belirsiz silahlı kişiler tarafından makineli tüfeklerle hedef alındı. Olayın ardından rejime bağlı Askerî Güvenlik Kuvvetleri'nden bir kişi öldü ve üç kişi de yaralandı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) yayımladığı bilgilere göre, Haziran 2019’da Dera’da başlayan güvenlik kaosunda bin 91’den fazla saldırı ve suikast girişimi belgelendi. Bu saldırı ve suikastlar sonucunda 193’ü sivil; 325’i rejim askeri veya sadık milis/güvenlik güçleri olmak üzere toplamda 699 kişi hayatını kaybetti.[11]

İdlib ve Harekât Bölgeleri
Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) kapsamında Suriye’nin kuzeyine 21 Nisan'da 53 bin 800 doz aşı göndermişti. Suriye’nin kuzeyindeki İdlib bölgesi ile Zeytin Dalı Harekâtı ve Fırat Kalkanı bölgelerinde Covid-19 aşılarının ilk dozu 1 Mayıs 2021’de uygulanmaya başlandı. Öncelikli olarak sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlanan aşıların ikinci etapta kronik hastalıkları bulunanlarla 60 yaş üstündekilere uygulanacağı belirtildi.[12]

2 Mayıs 2021’de Millî Savunma Bakanlığı tarafından yapılan paylaşımda "Terör örgütü PKK/YPG, yine tarlada çalışan masum sivilleri hedef aldı. Zeytin Dalı bölgesi Afrin'de tarlaların bulunduğu bölüme 8 top mermisi ve roket atan teröristler, anne ve çocuğu ile bir köylüyü yaraladı. Yaralı çocuk kurtarılamazken, bölgedeki terör hedefleri ateş altına alındı" ifadeleri kullanıldı.[13] Bu saldırı ile birlikte YPG’nin bölgedeki sivil hayatı tehdit ettiği saldırılara bir yenisi daha eklenmiş oldu.

IRAK GÜNDEMİ
Siyaset

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif 26 Nisan’da başkent Bağdat’ı ziyaret etti. Ziyareti kapsamında birçok resmî temasta bulunan Zarif, Bağdat, Necef ve Erbil’i ziyaret etti.[14] Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi ile Cevad Zarif arasında yapılan görüşmede, terör örgütü IŞİD'in ve diğer terör örgütlerinin tehdidini önlemek konusunda iş birliğinin yanı sıra iki ülkenin birbirine karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmesinin ele alındığı kaydedildi.[15] Kazımi ile toplantısında Zarif’in İran ile Suudi Arabistan arasında Irak’ın ara buluculuk yapmasını istediği iddia edildi.[16] İddialar, Suudi ve İranlı iki yüksek heyetin ilişkileri düzene sokma konusunda 9 Nisan’da Bağdat’ta gizli bir görüşme gerçekleştirdiği haberlerinin ardından geldi.[17] Zarif, Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim ile de bir araya geldi.[18]

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Bağdat’taki temaslarının ardından IKBY’i ziyaret ederek IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile görüştü. IKBY Başbakanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede IKBY ve İran arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi üzerinde duruldu ve ticaret hacminin geliştirilmesi ele alındı.[19] Görüşmelerinin ardından Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin ile basın toplantısı düzenleyen Zarif, ülkesinin Irak’ın egemenliğine saygı duyduğunu ve Irak’ın iç işlerine karışmadıklarını ifade etti. Zarif aynı zamanda Irak’ın bölgede istikrar sağlanması konusundaki çabalarına dikkat çekti.[20]

Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, 29 Nisan’da IKBY’nin başkenti Erbil’e gitti. Erbil Uluslararası Havalimanı’nda Salih’i IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani ve bazı yetkililer karşıladı.[21] Salih ve Neçirvan Barzani arasındaki görüşmede Erbil-Bağdat ilişkilerinin güçlendirilmesi ve bölgedeki son durum ele alındı. Görüşmede ayrıca Irak'ta ekim ayında gerçekleştirilmesi planlanan erken seçimlere ilişkin konular değerlendirildi.[22]

Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney, yeni görevine ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden birtakım açıklamalarda bulundu. “Bu onurlu görevde hedefim Türkiye-Irak ilişkilerini her alanda ileriye taşımak olacaktır” ifadelerini kullanan Güney, eski Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız’a da teşekkürlerini sunarak Yıldız’a bir sonraki görevinde muvaffakiyetler diledi. Büyükelçi Güney, “Bu onurlu görevde hedefim Türkiye-Irak ilişkilerini her alanda ileriye taşımak olacaktır” dedi.[23]

Başbakan Mustafa el-Kazımi, seçimlerde herhangi bir partiyi desteklemeyeceğini belirterek “Erken seçimlere katılmamaya karar verdim” dedi. Başbakan Kazımi’ye yakın bir kaynaktan elde edilen bilgilere göre Kazımi, 10 Ekim’de gerçekleştirilmesi planlan seçimlere katılmayacağını belirtti. Kazımi’ye yakın kişilerin de siyasi partileri desteklemeyeceği bildirilirken, Kazımi’nin bu dönemde görevinin “halkın huzurunu ve Irak’ın istikrarını sağlamak” olduğunu ifade ettiği öğrenildi.[24]

27 Nisan’da Bağdat, Vasit ve Meysan vilayetlerinde hükûmetin ve parlamentonun istifasını talep eden gruplar eylem düzenledi. Göstericiler elektrik ve su kesintilerini protesto ederken üniversite mezunları ise daha fazla kamu istihdamı talebinde bulundu.[25]

Güvenlik
Dikar’da ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’a ait bir lojistik konvoya bombalı saldırı gerçekleştirildi. Yol kenarına döşenmiş patlayıcıların infilak etmesi sonucu bazı araçlarda hasar meydana gelirken saldırıda ölü ya da yaralı kaydedilmedi. Aynı gün içerisinde ise üç farklı bombalı saldırının daha meydana geldiği öğrenildi. Saldırıların Dikar, Divaniye ve Enbar vilayetlerinde seyir hâlindeki Uluslararası Koalisyon’a ait konvoyları hedef aldığı ve sadece araçlara hasarla sonuçlandığı ifade edildi.[26]

Iraklı güvenlik güçleri, 30 Nisan ve 1 Mayıs arasında ülkenin farklı bölgelerinde teröristler tarafından düzenlenen saldırılarda çoğu güvenlik personeli olmak üzere 18 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.[27]

Bağdat'ın kuzeyindeki Termiye’de bulunan Irak ordusuna mensup güçler, önce bombalı saldırıya, ardındansa keskin nişancı saldırısına uğradı. Saldırılar sonucu iki sivilin yanı sıra, biri istihbarat subayı olmak üzere iki subayın ve üç erin hayatını kaybettiği kaydedildi. Bölgeye intikal eden destek birimlerine açılan keskin nişancı ateşiyle dört askerin de yaralandığı duyurulmuştur. Ayrıca IŞİD militanlarının Peşmerge’ye ait bir kontrol noktasına saldırdığı ve saldırıda en az sekiz kişinin hayatını kaybettiği, 12 kişinin ise yaralandığı ifade edildi.[28]

Diyala vilayetinin Beni Cemil bölgesinde devriye atan güvenlik güçlerini hedef alan bombalı saldırıda bir askerin öldüğü, iki askerin de yaralandığı açıklandı. Benzer şekilde ülkenin batısındaki Anbar’ın sınıra yakın Akaşat bölgesinde devriye gerçekleştiren güvenlik güçlerine yapılan bombalı saldırıda iki askerin hayatını kaybettiği duyuruldu. Bu saldırıları henüz herhangi bir örgüt üstlenmezken, terör örgütü IŞİD’in Kerkük’e bağlı Altunköprü yakınlarında bulunan Peşmerge güçlerine düzenlediği saldırıda üç kişinin öldüğü, iki kişinin ise yaralandığı belirtildi.[29]

Cumhurbaşkanı Berham Salih yaptığı sosyal medya paylaşımında “Bağdat, Kerkük ve Diyala’da ordu, Peşmerge ve Haşdi Şaabi’nin kanı terörist eylemleri püskürtme uğruna döküldü. Devleti ve güvenlik güçlerini desteklemek için saflarımızı birleştirmeli ve IŞİD tehdidini küçümsememeliyiz” dedi.

Ekonomi
Irak Bakanlar Kurulu, Basra’yı İran’ın Hürremşehr şehrine bağlayacak 150 milyon dolarlık demiryolu projesini onayladı. İki ülkeyi birbirine bağlayacak demiryolu projesinin İran devletine bağlı Mustafazan Vakfı tarafından finanse edileceği öğrenildi.[30]

Irak’ın Körfez Savaşı nedeniyle Kuveyt’e ödemekle yükümlü olduğu borcun 380 milyon dolarlık bir taksitini daha ödediği ve ülkenin Kuveyt’e kalan borcunun yaklaşık 1,7 milyar dolar olduğu bildirildi.[31]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Babil’de bulunan bir Türk hastanesinde yangın çıktığı bildirildi. Hastanenin altıncı katında elektrik kontağı nedeniyle çıkan yangında can kaybına ilişki bilgilendirilme yapılmadı.[32]

Irak Sivil Havacılık Kurumu, Hindistan’da ortaya çıkan yeni Covid-19 varyantı sebebiyle iki ülke arasındaki uçuşların askıya alındığını açıkladı.[33] Iraklı sağlık yetkilileri virüsün Hint varyantının ülkenin Dikar bölgesinde tespit edildiğine ilişkin haberleri yalanladı.

TÜRKMEN GÜNDEMİ
Siyaset

Irak’ta 10 Ekim’de gerçekleştirilmesi planlanan parlamento seçimleri için oluşturulan Irak Türkmenler Cephesi Listesi’nde bulunan siyasi parti liderleri Kerkük’te bir toplantı gerçekleştirdi. Liste başkanı olan Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan liderliğinde gerçekleşen toplantıda özellikle Türkmenlerin seçimlere katılımının önemine değinilerek Türkmen nüfusun seçimlere katılımı noktasında izlenecek politikalar masaya yatırıldı. Toplantıda ayrıca, Türkmenlerin gelecek dönemlerde siyası haklarını elde etmek için tek bir çatı altında toplanmasına, Türkmen milletinin birlik, beraberlik ve beklentilerini gerçekleştirmeye vurgu yapıldı.[34]

Bedir Örgütü Kuzey Şubesi Sorumlusu Muhammet Mehdi Bayatlı, ITC’yi ziyaret etti. Muhammet Mehdi Bayatlı ve beraberindeki heyeti ITC Başkanı Hasan Turan ve Başkan Yardımcısı Heytem Haşim Muhtaroğlu karşıladı. Bayatlı’nın, ITC’nin kuruluş yıldönümü ve Hasan Turan’ın yeni görevi münasebetiyle ITC’ye tebriklerini ilettiği bildirildi. Ziyaret esnasında Kerkük’teki siyasi ve güvenlik durumu ele alındı. Ayrıca Bayatlı, toplantıda Türkmenlerin durumu ve gelecek süreçte Türkmenlerin haklarını elde edebilmek için Türkmen siyasi partileri arasındaki dayanışmanın önemine değindi.[35] ITC Başkanı Hasan Turan ile Kerkük Vali Vekili Rakan Sait Cuburi Kerkük Valiliğinde bir görüşme gerçekleştirerek son dönemde artan terör örgütü IŞİD saldırıları bağlamında Kerkük’ün mevcut güvenlik durumunu ele alan bir toplantı gerçekleştirildi Kerkük’te güvenliğin merkezî hükûmete bağlı güçlerin kontrolünde olmasının önemine vurgu yapılan görüşmede ayrıca IŞİD hücrelerine yönelik güvenlik güçlerinin mücadelesi ve Kerkük’te imar çalışmalarının desteklenmesi gerektiği belirtildi.[36]

Öte yandan Hasan Turan resmî sosyal medya hesabından Kerkük’teki terör saldırılarına yönelik bir açıklama yaparak son günlerde terör örgütü IŞİD’in Kerkük’ün birçok noktasında saldırıya geçtiğini bildirdi. Turan, Kerkük'ün maruz kaldığı son saldırılara emniyet güçleri tarafından sert bir şekilde karşılık verildiğini dolayısıyla IŞİD terörüne karşı mücadelenin siyasi açıdan istismar edilmemesi gerektiğini aktardı. Turan ayrıca Kerkük’ün güvenliğinden yalnızca merkezî hükûmete bağlı güvenlik güçlerinin sorumlu olması gerektiği, diğer yandan söz konusu güçlerin Terörle Mücadele Ekipleri tarafından da desteklenmesini talep ettiklerini bildirdi.[37]

Irak Yüksek Seçim Komiserliği tarafından yayınlanan seçim ittifakları listesinde ITC’nin ‘Ulusal İlerleyiş Koalisyonu’ içerisinde gösterilmesine yönelik ITC’den resmî açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, İlerleyiş Koalisyonu içerisinde yer alınmadığı, söz konusu koalisyon ile anılmanın daha önce Musul’un 4. ve 7. seçim bölgelerinde yapılan ittifaktan kaynaklandığı belirtildi. Yaşanan gelişmelerin ardından ITC’nin İlerleyiş Koalisyonu ile birlikte hareket etmeyeceğinin dile getirildiği açıklamada ayrıca sorunun Kerkük Yüksek Seçim Komiserliği Ofisinden kaynaklandığı ve burada görev yapan müdürün hakkında bir an önce gerekli tedbirlerin alınması gerektiği vurgulandı.[38]

Güvenlik
Terör örgütü IŞİD’in Kerkük güneyindeki Riyad kasabası yakınlarında, Irak federal polis gücüne ait kontrol noktasına düzenlediği saldırıda 1 polisin öldüğü, 1 polisin yaralandığı belirtildi.[39] Kerkük Polis Müdürü Kava Garip’in yaptığı açıklamada, IŞİD militanlarının bölgedeki kontrol noktasına otomatik silahlarla saldırdığı belirtildi. Kerkük ve çevresinde saldırılarının arttığını da ifade eden Garip, saldırı sonrasında bölgede operasyon başlatıldığı bilgisini verdi.

Öte yandan Kerkük’ün Dakuk ilçesinde yine IŞİD militanları tarafından düzenlenen silahlı saldırıda bir polis memurunun hayatını kaybettiği, beşinin ise yaralandığı bildirildi. Güvenlik kaynakları ayrıca saldırının bölgede devriye görevinde bulunan güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirildiğini aktardı.[40]

Kerkük’ün Altunköprü kasabası yakınlarında geçtiğimiz hafta içerisinde düzenlenen başka bir IŞİD saldırısında ise üç Peşmerge mensubu hayatını kaybederken ikisinin ise yaralandığı açıklandı. Peşmerge Güçleri Kerkük Batı Cephesi Sorumlusu Nuri Heme Ali tarafından yapılan açıklamada saldırının bölgede bulunan Peşmerge noktasına dönük gerçekleştiğini, can kayıplarının saldırı sonrası çıkan çatışmada verildiği ifade edildi.[41]

Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, Kerkük’te artan terör örgütü IŞİD saldırılarına dair uyarılarda bulunarak IŞİD tehdidinin bölgede hâlen güçlü olduğunu ve buna kayıtsız kalınamayacağını ifade etti. Irak silahlı kuvvetlerinin desteklenmesi için birlik olunması gerektiğini vurgulayan Salih, ayrıca terörü ortadan kaldırmak için uluslararası desteğin de sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.[42]

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani de bir açıklama yaparak “Irak ordusu ve Peşmerge gücü arasında güvenlik koordinasyonu olmasının önemini yineliyoruz” dedi. Barzani açıklamasının devamında “Daha önce söylediğimiz gibi; IŞİD kendini yeniden düzenliyor ve hâlen özellikle de IKBY’nin idaresi dışındaki diğer bölgelerde tehdit ve tehlike oluşturuyor” ifadelerini kullandı. IKBY Başbakanı Barzani ayrıca, “Uluslararası Koalisyon güçlerinin, Irak ordusu ve Peşmerge güçlerine desteğinin devam etmesini; IŞİD ile mücadele için Irak’ta kalmalarını önemli ve gerekli görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.[43]

Sağlık & Sosyal Hayat
“Musul’u Yapılandırma Yüksek Heyeti” Teknik Müdürü Abdulkadir Dehil, Musul şehrinin terör örgütü IŞİD’in eline geçmeden önceki hâline gelebilmesi için 5 senenin gerekli olduğunu söyledi. Dehil, “Musul’u şimdiki durumundan kurtarıp daha yeni bir görüntüye kavuşturmak için birçok yöntem var. Şehirde bulunan tarihî mekânların onarılması, Musul ve çevresinde bulunan bütün hastanelerin onarılıp yeni hastanelerin inşa edilmesi, Musul’da yapılacak olan havalimanı projesinin hızlandırılması ve Sincar’ın imarına öncelik tanınması gibi çalışmalarla Musul’u şimdiki hâlinden farklı gösterebiliriz” dedi. Dehil, yenileme çalışmalarında yapılan bütün işlemlerin Musul’u Yeniden Yapılandırma Yüksek Heyeti tarafından takip edildiğini belirtti. Musul’u yeni ve onarılmış bir görüntüye kavuşturmak istediklerini kaydeden Dehil, “Bu eski şehirde onarılması gereken 270 mekân bulunuyor, bu mekanların onarım çalışmaları 2014’ten itibaren durmuş hâlde. Belirlenen bütçenin %70’i yarıda bırakılan projeler için ayrıldı. %30’u da yeni projeler için kullanılacak” ifadelerini kullandı.[44]

IKBY GÜNDEMİ
Siyaset

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Bağdat temaslarının ardından 27 Nisan’da Erbil’e gitti. Zarif, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ile bir araya geldi. Barzani ile Zarif görüşmesinde, Irak’taki genel durum, IŞİD’le mücadele ve Uluslararası Koalisyon güçlerinin bölgedeki varlığı, Irak’ta ekim ayında yapılması planlanan erken seçimler, Erbil ile Bağdat arasında imzalanan Sincar Anlaşması, ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve sınır ticareti ele alındı. IKBY Başkanlığından yapılan açıklamada Neçirvan Barzani’nin Muhammed Cevad Zarif’in yanı sıra İran’ın Bağdat Büyükelçisi İrec Mescidi, Erbil Başkonsolosu Nasrullah Reşnudi ve Süleymaniye Başkonsolosu Mehdi Şuşteri ile bir araya geldiği belirtildi. Barzani, IKBY ile İran arasındaki tarihî ilişkilere ve İran’ın en zor zamanlarda IKBY’ye destek verdiğine değinerek “İran huzur, istikrar ve ortak çıkarlar temelinde IKBY ile iyi komşuluk ilişkileri içerisinde olmaya devam edecek” dedi. Erbil Havalimanı’na yönelik geçen haftalarda gerçekleştirilen roketli saldırılara ilişkin üzüntülerini dile getiren Zarif “İran, bölgenin huzurlu ve istikrarlı olmasını istiyor. İstikrar ve iyi ekonomik ilişkiler her iki tarafın da çıkarınadır” ifadelerini kullandı.[45] İran Dışişleri Bakanı Erbil’de IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Eş Başkanları Bafıl Talabani ve Lahur Cengi ile de ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.[46] Cevad Zarif en son Temmuz 2020’de Erbil’e gelerek Kürt liderlerle bir araya gelmişti.

Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, Erbil’i ziyaret etti. Resmî temaslarda bulunan Salih, 29 Nisan’da başkent Erbil’de IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Mesrur Barzani, KDP lideri Mesud Barzani ve Kürdistan Adalet Toplumu Başkanı Ali Bapir ile bir araya geldi. IKBY Başbakanlığından yapılan açıklamaya göre görüşmede Irak ve IKBY’deki gelişmeler ele alındı. Görüşmelerde liderler, Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların anayasal temelde çözümüne vurgu yaptı. Neçirvan Barzani ile Berham Salih’in görüşmesinde Irak’ın 2021 federal bütçe yasasının kabul edilmesinin olumlu bir adım olduğuna vurgu yapıldı ve yasanın Irak'taki tüm bileşenlere ve bölgelere adil bir şekilde hizmet etmesi gerektiği ve ayrıca IKBY’nin mali haklarının en kısa sürede gönderilmesi gerektiği vurgulandı. Görüşmelerde ayrıca Irak’ta yapılacak erken seçimler ele alındı, seçimlerin şeffaf ve tüm bileşenlerin hak ve taleplerini koruyacak şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulandı.[47] Bazı yorumcular Cumhurbaşkanı Salih’in, özellikle ekim ayında yapılacak Irak erken seçiminde Kürt oylarını kaybetmemek için Erbil’i ziyaret ettiğini ifade etti.[48]

Ekonomi
IKBY Heyeti’nin Bağdat’a ziyareti ertelendi. Irak Parlamentosu Maliye Komisyonu Üyesi ve KDP Milletvekili Behçet Ali, Bağdat’ın isteği üzerine Erbil Heyeti’nin bu hafta da Bağdat’a gitmeyeceğini açıkladı. Ali, önümüzdeki hafta 2021 merkezî bütçesinin 11. maddesinin uygulanması ve bütçedeki IKBY payını müzakere etmek üzere IKBY Heyeti’nin Bağdat’a gideceğini öne sürdü. Ali, Erbil Heyeti’nin Bağdat’ta Maliye Bakanlığı, Petrol Bakanlığı ve Planlama Bakanlığı yetkilileri ile bir araya geleceğini söyledi.[49] Öte yandan IKBY Başbakan Yardımcısı ve Erbil Yüksek Heyeti Başkanı Kubad Talabani’nin sözcüsü Semir Hevrami, heyetin Bağdat ziyareti için Irak Maliye Bakanlığının çağırısına beklediklerini açıkladı. Hevrami, “Bağdat bizi çağırmazsa biz Bağdat’ı ziyaret etmeyeceğiz” dedi.[50]

Güvenlik
IŞİD militanlarının, Kerkük’ün Dibis ilçesinde bulunan Kayabaşı köyünden Peşmerge mevzilerine düzenlediği saldırıda üç Peşmerge hayatını kaybetti, iki Peşmerge de yaralandı. Peşmerge Güçleri Kerkük Batı Bölgesi Sorumlusu Nuri Heme Ali, Peşmerge güçlerine ait kontrol noktasına IŞİD tarafından saldırı düzenlendiğini söyledi. Ali, IŞİD militanlarının 1 Mayıs’ta saat 00:30 civarında havan topu ve Kalaşnikof silahlarıyla düzenlediği saldırıyı Peşmerge’nin geri püskürttüğünü ve ardından bölgede güvenliğin sağlandığını kaydetti. Çatışmanın yaklaşık 45 dakika sürdüğünü ifade eden Ali, “Irak ordusu ile Peşmerge güçleri arasında bulunan bölgelerde güvenlik zafiyeti nedeniyle bu tür saldırılar devam ediyor” dedi.[51] Çatışmanın yaşandığı bölgeye çok sayıda Peşmerge’nin intikal ettiği öğrenilirken, IŞİD’in Kerkük’ün batısındaki bir noktada merkezî Irak güçlerine de saldırı düzenlediği öğrenildi.[52]

24 Nisan’da Duhok’a bağlı Badinan bölgesinde Asayiş ekipleri tarafından altı kişi yakalandı. Yakalananların PKK’ya yardım ve yataklık yapmak suçlamasıyla gözaltına alındığı öğrenildi.[53]

Sosyal Hayat ve Sağlık Durumu
IKBY’de tespit edilen toplam yeni tip koronavirüs vaka sayısı 151 bin 257’ye yükselirken, virüs nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı 4 bin 32’ye çıktı. Virüsü yenerek sağlığına kavuşan kişi sayısı ise 128 bin 353’e ulaştı.[54]

KÖRFEZ GÜNDEMİ
Suudi Arabistan

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’yi krallığı ziyaret etmesi için davet etti. Söz konusu davet iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi adına bir adım olarak görüldü.[55]

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Saudi Aramco şirketinin %1 hissesinin satışının planlandığını ve bunun için görüşülen uluslararası bir enerji şirketi olduğunu açıkladı. Satışın iki yıl içerisinde sonuçlanacağı belirtildi.[56] Çin Yatırım Şirketi (CIC) ve Çinli petrol şirketlerinden birinin, Aramco’nun hisselerini satın alabileceği iddia edildi.[57]

İran ile Suudi Arabistan arasında gizli görüşmeler gerçekleştiğine dair iddiaların ardından Muhammed bin Selman, İran ile iyi ilişkiler kurulmasını istendiğini söyledi. Muhammed bin Selman, İran’ın komşu bir ülke olduğunu ve iyi olmasını istediklerini, hatta zor duruma düşmesini değil gelişmesini istediklerini belirtti. İran’ın nükleer anlaşma bağlamında olumsuz tavrına çözüm bulmak için bölgesel ve uluslararası aktörlerle çalıştıklarını, İran ile iyi ve olumlu ilişkiler kurulmasının herkese yararlı olacağını söyledi.[58] İran, Suudi Arabistan’ın bu davranış şeklini hoş karşıladıklarını açıkladı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, yapıcı şekilde davranılmasının iki ülke arasında iş birliğine ve barışa gidecek yeni bir sayfa açılmasına sebep olacağını söyledi.[59]

Suudi Arabistan’ın Lübnan’dan yapılacak ithalata yasak getirmesinin ardından Lübnan hükûmeti Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinden bu kararı gözden geçirmelerini talep etti.[60]

Suudi Arabistan, Ürdün’den gelen meyve, sebze ve hayvan getiren 400 kamyonu teknik sebepler nedeniyle ülkeye almadı. 21 yıldan daha eski araçların ülkeye girmesinin yasak olduğu belirtildi. Bu karar, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın bir ay önce “Saudi Green Initiative” projesini açıklamasının ardından geldi.[61]

Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu kapsamında eğitim müfredatına Hindistan destanlarından Ramayana ve Mahabharata’yı da dâhil edeceği açıklandı.[62] Suudi Arabistan, Türkiye’ye ait ve Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olarak yönetilen 8 okulu dönem sonunda kapatacaklarını açıkladı.[63]

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suudi Arabistan ve Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmek adına Suudi Arabistan’ın Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili mahkemeleri ve çabalarını takdir ettiklerini açıkladı. Kalın, Suudi Arabistan mahkemelerinin aldığı karara saygı duyduklarını belirtti.[64] Ancak Suudi Arabistan’ın Türkiye Millî Eğitim Bakanlığına bağlı 8 okulu kapatma kararının ardından Türkiye, 2018 yılında Cemal Kaşıkçı cinayeti ile bağlantılı Suudi vatandaşlarına karşı yürütülen mahkemenin devam edeceğini açıkladı.[65]

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
Abu Dabi merkezli varlık fonu Mubadala’nın İsrail’in Delek Drilling isimli enerji şirketinin elinde bulunan Tamar doğal gaz havzasının %22’lik hissesini satın almak için anlaşmaya varıldığı duyuruldu. İki şirket arasında mutabakat zaptı imzalandı. Bu işlemin değerinin 1,1 milyar dolar olduğu duyuruldu. Anlaşmanın tamamlanması hâlinde İsrail ile BAE’nin ilişkileri normalleştirmek için anlaşmalarından bu yana iki ülke arasındaki en büyük anlaşma olacak.[66]

Öte yandan Doğu Kudüs’te aşırıcı İsrailli bir grubun Filistinlilere saldırmasıyla çıkan olaylarla ilgili BAE bir kınama mesajı yayımladı. Yapılan açıklamada “BAE işgal altındaki Doğu Kudüs’te aşırı sağ gruplar tarafından çıkartılan şiddet olayları karşısında endişe duymaktadır” ifadeleri kullanıldı. Her ne kadar iki ülkenin ilişkileri normalleştirmek için anlaşmalarından bu yana BAE tarafından bu tarz eleştirilerin nadiren yapıldığı görülse de açıklama metnine bakıldığında olaylardan sorumlu grup için İsrailli tanımlaması yapılmasından uzak durulduğu görülmektedir.[67]

BAE Savunma Bakanlığı yaptığı bir açıklamayla Fransa öncülüğündeki uluslararası birliğin Sahel bölgesinde “terörizm ile mücadele” kapsamında başlattığı operasyona lojistik destek başlatıldığını duyurdu. Bu çerçevede lojistik malzeme taşıyan bir kargo uçağının bölgeye sevk edildiği bildirildi.[68]

BAE, ramazan ayında başlattığı “100 Milyon Yemek” isimli kampanya kapsamında Mısır’a 46 tonluk bir gıda yardımında bulundu. BAE’nin Mısır Büyükelçisi Hamed El Şemsi gönderilen yardımın ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılacağını ifade ederken iki ülke arasındaki derin ilişkilere vurgu yaptı. BAE bahsi geçen kampanya kapsamında içlerinde Sudan, Moritanya’nın da olduğu 30 ülkeye gıda yardımı sağlamayı hedeflemektedir.[69]

2019 yılında dünyanın en yoğun uluslararası havalimanı olan Dubai International bu yılında ilk çeyreğinde ziyaretçi sayısında %68’lik bir düşüş olduğunu açıkladı. Açıklama havayolu işletmecisi Dubai Airports tarafından yapıldı. Buna göre bu yılın ilk çeyreğinde 5,75 milyon yolcu bu havalimanını kullandı. Koronavirüs kısıtlamaları bu düşüşün en büyük sebebi oldu. Öte yandan yılın aynı döneminde kargo uçuşlarında ise %3,2’lik bir artış kaydedildiği belirtildi.[70]

Katar
Körfez ülkeleri arasında ilişkilerin yeniden tesis edilmesi için imzalanan Al Ula Bildirisi’nden sonra Suudi Arabistan ile Katar anlaşmanın maddelerinin hayata geçirilmesi için izlenecek yolu belirlemek için bir komite kurmuşlardı. Bu komite toplantılarının ikincisi geçtiğimiz hafta Katar Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde başladı.[71] Bu çerçevede Suudi Arabistan Devlet Bakanı Prens Türki bin Muhammed bin Fahd da Katar’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Prens Türki, havaalanında Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani tarafından karşılandı.[72]

Öte yandan Katar Dışişleri Bakanlığı yayınladığı bir açıklamayla Şam Kapısı’nda meydana gelen olaylar ve İsrail polisinin Filistinlilere karşı uyguladığı sert gücü kınadı. Yaşanan olayları İsrail’in devam eden provokasyonlarının bir parçası olarak nitelendirdi. Açıklamada uluslararası kamuoyuna da bu tarz saldırganlıklara göz yumması için çağrıda bulundu.[73]

İşçi hakları ile ilgili sıklıkla eleştiriye maruz kalan Katar bu yönde iyileştirmeler yapmak için asgari ücret uygulaması ve benzeri çeşitli adımlar atmıştı. Son olarak İdari Kalkınma, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı yeni bir platform kurdu. Kurulan bu platformda işçiler şikayetlerini iletebilecek ve buradan takibini sürdürebilecek.[74]

Son olarak Katar’ın eski Başbakanı Hamed bin Cassim Al Sani açıklamalarda bulundu. Eski Başbakan ABD ile Çin arasındaki rekabetin Körfez bölgesi üzerinde doğurabileceği sonuçlar hakkında uyarılarda bulundu. ABD’nin değişen politikası çerçevesinde Asya-Pasifik’e odaklanmasıyla birlikte Körfez bölgesinin her zamankinden daha çok tehditlere açık hâle geleceğini ifade eden eski başbakan, Körfez ülkelerinin kendi çıkarlarını önceleyen ve kendi kapasitelerine dayalı politikalar geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi.[75]

Yemen
ABD Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking, Yemen krizini görüşmek Suudi Arabistan ve Umman’a ziyaretler gerçekleştirmek üzere bölgeye gitti. Suudi Arabistan’da Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüştü. Kapsamlı ateşkes, insani yardımların kesintisiz ve engelsiz bir şekilde dağıtılması ve siyasi müzakerelerin bir an önce başlatılması Lenderking’in gündeminde olan konular.[76]

Bir televizyon kanalına verdiği röportajda konuşan Suudi Veliaht Prens, Yemen’deki Husi grubun Suudi Arabistan’ı hedef alan saldırılarını durdurması ve müzakere masasına oturması karşılığında ekonomik destek vermeyi teklif ettiğini söyledi.[77]

Yemen Başbakanı Muin Abdülmelik Said uzun bir aradan sonra güney vilayetlerinden Hadramevt’a bir ziyarette bulundu. Başbakan, Hadramevt Valisi tarafından yakın zamanda uçuşlara açılan El Rayyan Havalimanı’nda karşılandı. Hadramevt vilayetinin Mukalla kentinde yer alan sarayın Başbakanın kalıcı karargâhı yapılmasının değerlendirildiği bildirildi. Başbakanın El Mahra ve Şebve vilayetlerini de ziyaret etmesi beklenmektedir.[78]

Son olarak, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi üst düzey bir komutanı görevden alma kararı vermişti. Yemen’in güneyinde etkin olan BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) ise Cumhurbaşkanı’nın bu kararını reddettiğini bildiren bir açıklama yayımladı. Bu kararın uygulanmasına engel olunacağı ifade edildi.[79]

Kuveyt    
Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Dr. Ahmed Nasır Al-Muhammed Al-Sabah ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede ikili ilişkilerin geliştirilmesine, bölgesel ve uluslararası meselelere, bölgede nasıl güvenlik, barış ve istikrar sağlanabileceğine değinildi.[80]

Suudi Arabistan’ın Lübnan’dan meyve ve sebze ithalatını yasaklamasının ardından Kuveyt Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, Lübnan gelen meyve ve sebzelerdeki kontrol ve denetimi arttıracaklarını açıkladı.[81]

Umman
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Umman’ı ziyaret etti ve mevkidaşı Seyyid Bedr Hamed Al-Buseydi ile görüştü. İkili ilişkilere değinirken bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında da görüşüldü. İki ülke de ülkelerin içişlerine müdahale etmeme kuralına, eşitliğe ve adalete vurgu yaptığı görüşmede sorunların barışçıl yollarla ve diyalogla çözülmesinin önemine değinildi.[82]

Bahreyn
Geçtiğimiz hafta içi bir açıklama yayımlayan Bahreyn İçişleri Bakanlığı, Al Jazeera’nin Bahreyn’e karşı saldırgan bir kışkırtma kampanyası yürüttüğünü ifade etti. Söz konusu açıklamada kanalda yapılan programların Bahreyn’e karşı, Bahreyn yönetimi kötü göstermeye çalışan kasıtlı haberlere yer verdiklerini belirtti. Bu haberlerin özellikle Bahreyn’in insan hakları konusundaki eksikliklerine dikkat çektiği vurgulandı.[83]

KUZEY AFRİKA GÜNDEMİ
Mısır

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Mısır ile gerçekleşen görüşmelerin bölgede ayrılık yaşayan güçler arasında iş birliğini sağlayabileceğini ve Libya'da iç savaşı sonlandırma çabalarını destekleyebileceğini belirtti. Kalın, “Mısır ile uzlaşma kesinlikle Libya'daki güvenlik sorununa yardım edecek. Çünkü Mısır'ın Libya ile uzun bir sınırı olduğunun ve bunun bazen Mısır için güvenlik tehdidi oluşturabildiğinin tamamen farkındayız” dedi.[84]

Mısır’da Cumhurbaşkanlığı affı ile 2674 mahkûm serbest bırakıldı. Affın içeriği ve kimleri kapsadığı konusunda ayrıntı verilmezken çoğunun politik suçlular olmadığı tahmin ediliyor. Affın silah ticareti, terörizm ve uyuşturucu gibi suçları kapsamadığı açıklandı.[85]

Mısır Turizm Bakanı Halid Anani, Rusya’nın Kahire Büyükelçisi Georgiy Borisenko ile gerçekleştirdiği toplantıda Mısır’ın Rusya’dan gelecek turistler için hazır olduğunu söyledi. Rusya geçen hafta 2015 yılından beri askıda olan doğrudan uçuşları tekrar başlatacağını söylemişti.[86]

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ülke genelindeki olağanüstü hâl durumunu 3 ay daha uzattı. Ülkenin resmî gazetesinde yer alan açıklamada kararın Mısır yaşamakta olduğu ciddi güvenlik ve sağlık şartları nedeniyle alındığı yer aldı. 2017 yılında Tanta ve İskenderiye’deki kiliselerde meydana gelen 45 kişinin hayatını kaybetmesi ve 100 kişinin yaralanması ile sonuçlanan saldırılardan bu yana Mısır olağanüstü hâl durumunda.[87]

Libya
Libya krizindeki taraflardan temsilcilerin yer aldığı 5+5 Ortak Askerî Komite, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ve Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis'in katılımıyla Sirte'de yeniden toplandı. BM himayesinde başlatılan Ortak Askerî Komitede, BM nezdinde meşru Libya hükûmetine bağlı Libya ordusundan ve ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter güçlerinden beşer kişilik heyetler bulunuyor. İsviçre'nin Cenevre kentinde 19-23 Ekim'de düzenlenen 5+5 Ortak Askerî Komite toplantıları sonucunda Libya hükûmeti ile Hafter'e bağlı heyetler arasında kalıcı ateşkes anlaşması imzalanmıştı.[88]

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, başkent Trablus'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis ile bir araya geldi. Mişri görüşmede, Ulusal Birlik Hükûmeti üyelerinin Bingazi kentinde düzenlemek istedikleri toplantının Hafter milislerince engellenmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Mişri, Hafter'in hiçbir otoriteye boyun eğmemesi, şeffaf ve özgür seçimlerin yapılmasını tehdit ediyor" ifadesini kullandı. Mişri ayrıca çözümün, önce anayasa referandumu arkasından da seçimlerin yapılmasında olduğunu kaydetti. Hafter milisleri, 25 Nisan'da, Bingazi'deki Benina Havaalanı'nı kapatarak, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin kabinesiyle birlikte kente yapacağı ziyarete engel olmuştu. Hafter milisleri daha sonra yaptıkları açıklamada "geçici" olarak nitelendirdikleri Ulusal Birlik Hükûmeti ile hiçbir bağlarının olmadığını belirtmişti.[89]

Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, Trablus'un doğusundaki Tacura bölgesine gerçekleştirdiği ziyarette yaptığı açıklamada savaşın sona erdiğinin söylenebileceğini ancak tekrar bunun fitilini ateşlemeye çalışanlar olduğunu söyledi. Savaş tüccarlarına ve servetlerini savaştan kazanan kişilere karşı dikkatli olma çağrısı yapan Dibeybe, bölge halkına bir daha hiçbir savaşa dâhil olmama çağrısı yaptı.[90]

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri İtalya'nın Trablus Büyükelçisi Giuseppe Buccino Grimaldi ile başkent Trablus'taki Konsey Merkezinde bir araya geldi. Mişri görüşmede, anayasa için referandumun zorunlu olduğunu, bunun aynı zamanda ülkede yeni bir diktatörün çıkmamasını garanti altına alacak sembolik önemi bulunduğunu vurguladı.[91]

Cezayir
Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, Libyalı mevkidaşı Necla Menguşi ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmeye ilişkin Bukadum sosyal medyadan yaptığı açıklamada Cezayir’in olası Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi Başkanlığını devralmasıyla ilgili konuştuklarını ve Libya’da barış ve uzlaşının sağlanması ortak olarak neler yapılabileceği üzerine görüştüklerini söyledi.[92]

Cezayir’de muhalif aktivist lider Kerim Tabbou hakkında 8 farklı suç istinat edilerek gözaltına alındı. Ardından yargı karşısına çıkan Tabbou’nun şartlı salınmasına karar verildi. Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika'yı 2019'da istifaya zorlayan gösterilerin kilit isimlerinden olan Kerim Tabbou, geçen yıl devlet güvenliğine zarar vermekten bir yıl ertelenmiş hapis cezasına çarptırılmıştı. [93]

Cezayir'in Paris Büyükelçisi Muhammed Anter Davud, ayrılıkçı El-Kabail Bağımsızlık Hareketi’ni demokrasi yanlısı bir örgüt olarak nitelendiren AFP'nin Genel Müdürü Fabrice Fries'e hitaben bir açıklama yayımladı. AFP'nin 26 Nisan'da yayımladığı haberle Cezayir'de yıkıcı faaliyetlerde bulunan ayrılıkçı bir harekete itibar kazandırdığı belirtilen açıklamada, "Ayrılıkçı örgütün yetkililerine alan açmak; onlara meşruiyet vermek ve sempati beslemek demektir" ifadelerine yer verildi.[94]

Tunus
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ordu subaylarıyla katıldığı iftar programının ardından açıklamalarda bulundu. Devletleri tehdit eden tehlikelerin, gruplar ya da onların arkasına saklananlar tarafından yapılan terör eylemleri olmadığını vurgulayan Said, “Anayasal ya da bir hukuk metnine yapılan yorumlar üzerinden devletin vurulmaya çalışılmasıdır ve gerçek tehlike devletin içeriden bölünmesidir” dedi.  Said konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Kimse kanunun üstünde değildir. Kanunu aşan herkes kanun, halk ve tarih tarafından cezalandırılacaktır. Tunus devleti bütün bölünmelerden himaye edilmelidir. Silahlı kuvvetler ya da emniyete bağlı güvenlik güçlerinin tamamı, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı olan Cumhurbaşkanı’nın komutası altındadır.”[95]

Tunus hükûmetinden bir heyet IMF, Dünya Bankası ve ABD Hazine Bakanlığı ile yeni bir finansman programı görüşmek üzere Washington’a gidecek. Daha önce IMF Başkanı Kristalina Georgieva, Tunus Başbakanı Hişam Meşişi’ye gönderdiği mektupta IMF’in Tunus için güvenilir bir partner olmaya devam edeceğini söylemişti.[96] Başbakan Meşimi ayrıca bir haber ajansına verdiği demeçte IMF’den 4 milyar dolarlık bir borç programı talep edeceklerini bunun ülkeyi kurtarmak için son şans olduğunu söyledi.[97]

Fas
Birleşmiş Miller Genel Sekreteri Sözcüsü, BM’ni Batı Sahra Özel Elçisi atama konusunda kararlı olduğunu fakat bu pozisyonu dolduracak profilde birini bulmanın kolay olmadığını söyledi. Sözcü, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bu konuda çok sıkı çalıştığını sözlerine ekledi.[98]

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, Avrupa Birliği’nin, Batı Sahra’daki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve BM tarafından yürütülen adil, kalıcı ve taraflar tarafından kabul edilebilir siyasi bir çözüm arayışına tam destekleri olduğunu söyledi.  Borell ayrıca, BM’nin Batı Sahra Özel Elçisi atamasını beklediklerini söyledi.[99]

Fas Dışişleri Bakanlığı, İspanya’nın Rabat Büyükelçisi’ni çağırarak Polisario Cephesi Lideri İbrahim Gali’nin Covid-19 tedavisi görmek için Cezayir kimliği ile İspanya’ya girmesi ve bir hastanede tedavi görmesi hakkında rahatsız olduklarını dile getirdi. İspanya Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, gazetecilere yaptığı açıklamada Gali’nin insani yardım anlamında ağırlandığını söyledi.

Cezayir İletişim Bakanı ve Hükûmet Sözcüsü Omar Belhimer, Arap Mağrip Birliği'nin on yıllardır süren siyasi ve diplomatik çıkmazının temel olarak Fas'ın bölgesel dayanışmayı baltalamasından kaynaklandığını söyledi.

ENERJİ GÜNDEMİ
Dünya Geneli

OPEC+’nın 1 Nisan'da yapılan toplantısında geçen toplantılarda alınan kararlara uyulmaya devam edileceği ve mayıs ayından temmuz ayına kadarki dönemde petrol üretim kısıtlamalarının aşamalı olarak hafifletileceği açıklandı.[100]

Çin'in Şandong eyaletinin Qingdao Limanı açıklarında, Liberya bayraklı A Symphony adlı bir petrol tankerine Panama bayraklı Sea Justice adlı bir yük gemisinin hava koşullarının elverişsizliği yüzünden çarptığı açıklandı. Çarpışma sonucu ham petrol taşıyan A Symphony tankerinden 400 tonluk petrol sızdığı aktarıldı. Çin’in sızıntıyı temizlemek için 21 gemi kullandığı bildirildi.[101] [102]

2021'in ilk çeyreğinde BP, Shell, Total, Exxon ve Chevron gibi şirketlerin geçen yılın ilk çeyreğine oranla daha güçlü nakit akışının raporlanmasının beklendiği ve bunun şirketlerin karlılıklarını arttıracağı bildirildi.[103]

ABD merkezli Chevron Şirketi, 2020 yılı boyunca gerileyen doğal gaz ve petrol portföyünü yeniden toparlanma sürecine girdiğini, şirketin yüksek değerli yatırımlara öncelik vereceğini bildirdi. [104]

Yunanistan/Dedeağaç'ta DAMCO Energy S.A. tarafından yapılan doğal gaz ile çalışan elektrik santrali için çevre koşullarına uygun olduğuna dair onay verildiği açıklandı. 800 megavatlık kapasiteye sahip olan tesisin 662 megavat elektrik üretmesinin planlandığı bildirildi.[105]

İngiltere merkezli Block Energy’nin petrol sahası hizmetlerinden sorumlu şirketi olan Fransa merkezli Schlumberger ile Kasım 2020'de yaptığı anlaşmanın ardından Gürcistan'da bulunan petrol sahalarında 1 yıllık bir sondaj çalışması gerçekleştirmek istediklerini açıkladı.[106]

Türkiye
Amerika merkezli Aladdin Middle East’in, Siirt’te Başur-3 arama kuyusu açacağı açıklandı. 0,72 milyon USD değerindeki sondaj faaliyetinde tespit kuyusu açılacağı, üretim yapılmayacağı bildirildi.[107]

Ortadoğu
İran ve ABD'nin Viyana görüşmelerinde kişiler ve kuruluşlar üzerindeki yaptırımın kaldırılması konusunda anlaştığı açıklandı. Nükleer taahhütler karşılığında ise şirketlere uygulanan yaptırımların kaldırılacağı kaydedildi. [108][109]

Irak Petrol Bakanı, Suriye'den doğal gaz ithal etmeyi planladıklarını açıkladı. Bakan, Mısır gazını Suriye üzerinden Irak'a getirmek istediklerini, konuyu Suriye ile görüştüklerini dile getirdi. Söz konusu gazın Arab Gaz Boru Hattı’nın bir uzantısı olarak Mısır'dan Ürdün’e, oradan da Lübnan ve Suriye'ye aktarılmasının planlandığı aktarıldı. [110] [111] [112]

Irak Elektrik Bakanı, İran’dan doğal gaz ithalatının arttırılması konusunda iyimser olduğunu açıkladı. Bakan Irak'ın, kışın günlük 50 milyon metreküp, yazın ise günlük 70 milyon metre küp gaza ihtiyacı olduğunu bildirdi. Şu anda günlük 20 milyon metre küp gaz ithal edildiği, bunun günlük 50 milyon metreküpe çıkarılmasının planlandığı kaydedildi. Ayrıca İran Millî Gaz Şirketi, Irak’ın kendilerine geçmişteki gaz satışlarından dolayı beş milyar USD borcu olduğunu ve bir milyar  USD'lik de gecikme faiz alacaklarını bildirdi.[113]

Abu Dhabi National Oil Co. (ADNOC)’un, Abu Dabi'nin offshore alanında yapılandırılan Ghasha ultra ekşi gaz projesi için yapay adalar inşa edeceği açıklandı. Yapay adaların inşaatı için Ras Al Khaimah Özerk Bölgesinin %100 iştiraki olan Stevin Rock taş ocağından kaya tedarik edileceği bildirildi. Bu sahadan günlük 1,5 milyar fit küp gaz üretilmesinin beklendiği ve bu gazın da 2 milyon hane için elektrik tedarikinde kullanılabileceği aktarıldı.[114]

Suudi Aramco’nun doğal gaz boru hattındaki bir kısım hisseyi satmayı planladığı aktarıldı. [115]

Suudi Aramco'nun, 19 milyar USD değerindeki %1'lik hissesini satmayı planladığı açıklandı. Bu hisseler için Çinli yatırımcılarla görüştüğü yönünde değerlendirmeler bulunmaktadır.[116][117]

Suudi Arabistan'ın Kızıldeniz'de bulunan Yanbu Limanı'na bomba yüklü bir bot gönderildiği, bombanın Suudi güvenlik güçleri tarafından imha edildiği aktarıldı. Yanbu'da rafineri ve petrol boru hattının olduğu belirtildi. [118]

Suudi Arabistan’ın, Pakistan ile Mayıs 2021’de 550 milyon USD kredi için mutabakat zaptı imzalayacağı açıklandı. Ayrıca Suudi Kalkınma Fonu’nun, Mohmand Barajı ve hidroelektrik projesi, Jagran hidroelektrik projesi, Shounter hidroelektrik projesi, Jamshoro elektrik üretimi projesi, Mansehra su temini projesi ve Abbottabad-Muzaffarabad yol projesi için 500 milyon USD'lik uzun vadeli finansman sağlayacağı aktarıldı. [119]

Pakistan’ın Suudi Arabistan’la beş ila yedi milyar USD değerinde bir petrol rafinerisi inşası için görüşeceği ancak kesin bir ilerleme yaşanmayacağı açıklandı. 2019 yılından beri Suudi Arabistan’ın petrol rafinerilerine yönelik bir adım atmadığı aktarıldı. Pakistan, Suudi Aramco'nun günde 250.000 varillik petrol rafinerisi kurma yatırımına karşı olumlu baktıklarını da bildirdi.[120]

Qatar Petroleum, LNG kapasitesi genişletme projesi olan Kuzey Saha Genişletme Projesi’nin finansmanı için 2021 yılının ikinci çeyreğinde 10 milyar USD’lik tahvil ihraç etmeyi planladığını açıkladı.[121] [122]

Libya'da bazı bölgelerde petrol rafinerilerinin yapılması için çalışmalar gerçekleştirildiği açıklandı. Kamu Özel Ortaklıkları şeklinde yerel ve uluslararası yatırımlarla finanse edilmesinin planlandığı bildirildi. Libya'daki iç talebi karşılamak için petrol ve doğal gazın dizel ve akaryakıta dönüştürülmesi adına rafinerilerin kurulmasının gerektiği aktarıldı. Ubari rafinerisinin kapasitesinin günlük 50.000 varil ile yetersiz olduğu, günlük en az 300.000 varil rafine edilmiş petrol ürününe ihtiyaç duyulduğu dile getirildi. [123] [124]

BP, Mısır’ın Akdeniz'deki Raven sahasının operatörlüğünü yapacağını açıkladı. BP, West Nile Delta Development Project’in üçüncü fazı kapsamında, sahayı yaklaşık 9 milyar USD’ye geliştireceğini bildirdi. Sahanın şu anda günlük 17,1 milyon metreküp gaz ürettiği ve sahadan günde yaklaşık 30.000 varil kondensat çıkarıldığı da aktarıldı. [125]

BAE merkezli 232 milyar USD değerindeki Mubadala Investment Co.’nun İsrail'in Delek Drilling firması ile 1,1 milyar USD'lik bir anlaşma ile Tamar offshore gaz sahasından %22'lik bir hisse alacağı açıklandı. BAE'nin doğal gaza yatırım yapması açısından önemli bir adım olduğu aktarıldı. Eğer anlaşma tamamlanırsa İbrahim Anlaşması’ndan (Abraham Accord) sonra Levant bölgesinde yapılan en büyük anlaşma olacağı bildirildi. Tamar sahasının ortaklarının Delek Drilling (%22), Chevron (%25 ve operatör), Isramco (%28,75), Tamar Petroleum (%16,75), Dor Gas (%4) ve Everest (%3,5) olduğu kaydedildi. [126] [127] [128]

Lübnan ve İsrail arasındaki Akdeniz'deki kara suları sorununun çözümü için ABD’li yetkililerin ara bulucu olacağı ve görüşmelerin Mayıs 2021'in başlarında yapılacağı bildirildi. Doğal gaz potansiyeli yüksek olan bölgede hidrokarbon aramalarına devam edilebilmesi için iki ülkenin de anlaşmaya varması gerektiği aktarıldı. [129] [130]

BAE'nin ulusal gaz şirketi Dana Gas, IKBY'deki Khor Mor sahasını 1 yıllık aradan sonra yeniden üretime açacaklarını açıkladı. Pandemi ile gelişen mücbir sebepten dolayı kapanan Khor Mor sahasının kapasitesinin, 2023 yılına kadar 600 milyon USD değerinde 7,1 milyon metre küp kapasitelik ek üretim ile arttırılacağı aktarıldı.[131]

Reuters’a göre, nisan ayında İran’ın günlük 2,5 milyon varil petrol üretimi ile mart ayına göre 200.000 varillik artış oluştuğu ve bunun OPEC üretimini arttırdığı değerlendirildi bildirildi.[132]

HAFTALIK RUSYA BASIN ANALİZİ (26-Nisan-2 Mayıs 2021)
İran'daki İç Siyasi Mücadele Rusya'ya Dokundu

İran Dışişleri Bakanı Zarif'in Batı basınına sızdırılan skandal açıklamalarında, Rusya’nın nükleer anlaşmayı bozmaya çalıştığıyla ilgili ifadeler Rusya basınına yansıtılarak değerlendirildi. Rusya Federasyonu “Sosyal Araştırmalar Uzman Enstitüsü” kontrolündeki “Vzglyad” gazetesinin 26 Nisan sayısında yayımlanan “İran'daki İç Siyasi Mücadele Rusya'ya Dokundu” başlıklı uzman görüşlerini içeren değerlendirmede önemli konu, olayın Rusya ile İran arasındaki ilişkileri etkileyip etkilemeyeceğiyle ilgiliydi.

Yazıda görüşlerine başvurulan siyaset bilimci ve şarkiyatçı Said Gafurov’a göre İran’la ilişkilerde, onların entrika ustaları olduklarını anlamak ve onlara yalnızca kişisel imzaları biçiminde inanmak gerekir: “Ünlü atasözünde ifade olunduğu gibi, ‘diplomasi anavatanın iyiliği için yalan söyleme sanatıdır’. Zarif kurnaz bir diplomat olabilir. Bazı gizli iç siyasi hedefler için muhatabıyla yaptığı konuşmada Rusya hakkında hoş olmayan bir şekilde konuşmuş olabilir.  Size böyle unsurları görmezden gelmenizi tavsiye ederim.” Uzman, diğer bir ihtimal üzerinde de durdu: “Sızdırılan bilgi Zarif'in düşmanlarının seçim öncesi bir ‘kurgusu’ gibi görünüyor. Bu sızıntı, eğer bir sızıntı ise Zarif'e değil, şu anda engellediği güçlere yöneliktir.” ABD’nin Ortadoğu'dan nihai olarak çekilmesinin ardından bölge ülkelerinin özelikle de İran’ın daha da güçleneceği tahminlerinde bulunan analist,  gerilimin azalmasının Rusya'nın çıkarına uygun olduğu görüşünü savundu: “Dünyadaki nükleer güç sayısının artmaması, nükleer füzelerin yanlış bir yere uçmayacağının garantisidir.” Tartışmanın diğer katılımcısı olan Ortadoğu Enstitüsü Araştırma Merkezi Kurucusu ve Başkanı Yevgeny Satanovsky, İran Bakanı’nın, Rusya tarafının anlaşmayı engellediğini iddia etse bile bu açıklamanın çok ciddiye alınmaması gerektiğini ifade etti: “Bakan’ın, o anda bu muhataplara böyle sözler söylemesi gerekiyordu. Bu tür sızıntılar, Tahran'ın Moskova'ya karşı gerçek tavrını değil, esas olarak İran'ın iç ‘hesaplaşmasını’ yansıtıyor. Rusya ile İran arasındaki ilişkiler zamanla değişirse Dışişleri Bakanı istese bile bunun nedeni bazı sızıntılar ve özel açıklamalar olmayacak.”  Ayrıca uzman, tarihsel hafıza açısından Tahran'ın Moskova'dan korkmak için bir sebebi olduğunu ifade etti: “İran’ın, 1807 tarihli bir St. Petersburg Antlaşması'na göre bölünen Pers topraklarının Rus ve İngiliz imparatorlukları arasındaki etki alanlarıyla sınırlandırılmasına ilişkin gerçeği hatırlamak yeterlidir. Bu büyük hikâyenin arka planında, mevcut küçük skandallar tek kelimeyle gülünç görülüyor.”

“Gri Bölge” - İran-İsrail İlişkileri Konusunda
Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Vladimir Sajinin, Rusya’nın dış politika alanında önde gelen bilimsel ve politik yayını olan “Mezhdunarodnaya zhizn” dergisinde “Gri Bölge” - İran-İsrail İlişkileri Konusunda” başlıklı değerlendirilmesi yayımlandı. Yazıda Pers-Yahudi ilişkilerinin tarihine değinilmiş, İran’da Pehlevi sülalesinin iktidara gelişinden, özellikle de Şah Muhammed Rıza Pehlevi döneminde (1941-1979), İran'daki Yahudilerin yaşamının belli bir zirveye ulaştığı vurgulanmıştır. İsrail devletinin oluşmasıyla Tahran ile Tel Aviv arasındaki ekonomik, siyasi ve askerî bağların hızlı gelişimi başlatılmış ve bu ilişkiler 1979 yılı İran İslam Devrimi’ne kadar sürdürülmüştür. Yazara göre, aslında Arap olmayan bu iki ülke, geniş Arap ortamında müttefik oldular. Uzman, İran-İsrail ilişkilerinin kötüleşmesinin nedenlerine de değinerek “gri bölge” ifadesinin oluşumunu açıklamıştır: “İran İslam Devrimi’nin lideri ve İran İslam Cumhuriyeti'nin (IRI) kurucusu Ayetullah Humeyni, İslam dünyasının kalbinde yer alan İsrail'in, İslam devriminin önündeki en büyük engel olduğunu ve İran'da bir İslam devleti kurulmasını savunmanın yanı sıra İsrail ile savaşın stratejik görevini “Kudüs'ün kurtuluşu” olarak formüle etti. On yıllardır İran İslam Cumhuriyeti'nin tüm devlet adamları ve askerî liderleri resmî konuşmalarında “İsrail'e ölüm” teması üzerine doğaçlama yaptılar. Bu nedenle, İran ile İsrail arasındaki mevcut ilişkiler tek kelimeyle anlatılabilir: Düşmanlık. Bugün farklı araçlarla yürütülen İran-İsrail savaşı ele alındığında, “gri bölgedeki savaş” ifadesine karşılık gelir.

Yazıda, İran ile İsrail arasındaki temel çelişkiler şöyle ifade olunmuştur: İran'ın İsrail'in bağımsız bir devlet olarak var olma hakkını reddetmesine dayanmaktadır. Buna karşılık İsrail, İslam Cumhuriyeti'ni sadece propaganda savaşıyla değil, aynı zamanda özellikle nükleer potansiyelinin gelişmesi nedeniyle de varoluşsal bir tehdit olarak görüyor. Nitekim İran'ın nükleer programıyla ilgili çeşitli sorunlar, büyük olasılıkla bugün İsrail'in İran'a karşı iddiaları arasında en önemlisidir. Nisan 2021'de İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Ashkenazi, İran'ın uranyum zenginleştirme sürecini yoğunlaştırmasının ardından, ülkesinin İran'ın nükleer silah geliştirmesini durdurmaya kararlı olduğunu açıkladı. Uzmana göre, 11 Nisan’da İsrail’in Natanz’a saldırısı sadece üretim sürecini yavaşlatmakla kalmadı, aynı zamanda İran'a manevi zarar verdi. İran ve İsrail arasındaki gerilimin son aylarda istikrarlı bir şekilde arttığına dikkat çeken Vladimir Sajinin, söz konusu gerilimin nedenlerini konusunda görüşlerini yansıtmıştır: “Karada, havada, denizde, siber uzayda her alanda gri bölgedeki hibrit İran-İsrail savaşı şiddetleniyor. İran'ın nükleer programının hızlanan gelişiminin arka planında İsrail, İran'ın nükleer altyapısına karşı mücadelesini hızlandırıyor. Ortadoğu'da güvenlik, büyük ölçüde Viyana görüşmelerinin başarısına veya başarısızlığına ve nihayetinde Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın kaderine bağlı olacaktır. İran ve İsrail arasındaki ilişkilerde Büyük Kiros ve Şah Pehlevi zamanlarının geri dönme olasılığı düşüktür.

Sağlam Durduk: Rusya'nın Sudan'dan Çekilmesiyle İlgili Bilgilerin Yanlış Olduğu Ortaya Çıktı
Kızıldeniz'de Rus donanmasına ait bir deniz üssü kurulmasını öngören anlaşmanın askıya alınmadığıyla ilgili açıklama Rusya basınına yansıtılarak değerlendirildi. “İzvestiya” gazetesinin 29 Nisan sayısında yayımlanan Sağlam Durduk: Rusya'nın Sudan'dan Çekilmesiyle İlgili Bilgilerin Yanlış Olduğu Ortaya Çıktı”  başlıklı makalede yer alan, Sudan'ın başkenti Hartum'daki Rus Büyükelçiliğinin son haberlerinin “temelsiz” olduğunu açıklaması, “Hint Okyanusu kıyılarındaki askerî varlık devam edecek” ifadeleriyle değerlendirildi. Yazıya göre, Rusya'nın neden genel olarak Hint Okyanusu'nda ve özellikle Kızıldeniz'de bir üsse ihtiyacı var? Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü  (IMEMO), Asya Pasifik Araştırmaları Merkezi Güney Asya ve Hint Okyanusu Bölgesi ekip yönetimi tarafından hazırlanan söz konusu değerlendirmede, Rusya'nın genel olarak Hint Okyanusu'nda ve özellikle Kızıldeniz'de bir üsse ihtiyacı olmasının sebepleri alt başlıklarla ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Yazıya göre, Kızıldeniz'in kendisi stratejik bir öneme sahiptir ve ana ticaret yolu buradan geçmektedir. Sovyet döneminde, 8. operasyon filosu Hint Okyanusu'nda görev yaptığında, gemileri dost devletlerin limanlarına dayanıyordu. Rusya, bölgeye dönmeye başladığında bölgenin seçimi oldukça açıktı. Moskova, Doğu Afrika'daki birçok ülkeyle sıcak ilişkiler sürdürdü ayrıca ana bölgesel ve dış aktörlerin birbirleriyle çatışmaya girmesi nedeniyle Hint Okyanusu'nun batı kesiminde bir güç boşluğu ortaya çıktı. Yazıda Rusya’nın Sudan seçeneğine de değinilmiştir: “Sudan deniz üssünün bulunduğu yerde, Flamingo Körfezi'ndeki Lojistik Merkez Süveyş'e göreceli yakınlık dâhil tüm bariz avantajlarla kiraların olmaması ve Port Sudan'daki bir rafinerinin yanındaki konumu başlangıçta soruları gündeme getirdi. Üs üzerindeki görüşmeler Başkan Ömer el Beşir ile yapıldı ancak bu süre zarfında Sudan'da bir askerî darbe gerçekleşti. El Beşir tutuklanmasına rağmen iktidara gelen ordu, 2020 yılının sonbaharında uygun bir anlaşma imzalayarak bir Rus lojistik merkezi oluşturma fikrini destekledi.” Uzmanlara göre darbe, Sudan elitleri için siyasi fırsat yelpazesini değiştirdi: “Yakın zamana kadar Washington,  Sudan’ı terörizmin sponsoru olarak görse de darbe sonrası yaptırımları kısmen kaldırıldı ve Sudan ekonomisindeki yatırımlar için müzakerelere başladı. Bu koşullarda, Sudan hükûmeti için Rus üssü, Amerikan parasının ülkeye akışını sağlayabileceği önemli bir koz hâline gelebilir.” Yazıda Sudanlı yetkililerin lojistik merkez anlaşmasını hâlâ onaylamadığına dikkat çekilerek bunun Rusya için ne anlama geldiği konusu da değerlendirilmiştir. Öncelikle yeni bir üs bulmak ve Eritre ve Somali Limanlarının kiralanması için müzakerelere devam etmek gerekiyor. Aynı zamanda, iki unsurun ölçülü bir şekilde anlaşılması gerekir. Birincisi, herhangi bir Doğu Afrika ülkesinin ABD’yi reddetmesi imkânsız veya Amerika, son derece zor bir teklif yapmak için yeterli kapasiteye ve kaynağa sahiptir. Nitekim bir yatırım akışı, silah yardımı ve siyasi destek karşılığında Rus askerî üssünü kaldırabilir. İkincisi, ABD yetenekleri ve kaynakları bile sınırlıdır. Bu nedenle Rusların gemiler için bir üs noktası oluşturmasını önlemek için her seferinde bir sonraki Afrika hükûmetine para ve silah dökmeye değip değmeyeceğine karar verirken, Washington zor bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. Yazıya göre bu tür uzun vadeli stratejik oyunlar, uygulamada net planlama ve tutarlılık gerektirir. Şimdi asıl soru şudur: Rusya yönetimi böyle bir oyuna hazır mı?

KAYNAKÇA