Haftalık Ortadoğu Gündemi

Ortadoğu Gündemi: 3-9 Nisan 2023

Ortadoğu, dünyanın en dinamik gündemine sahip bölgelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla bölgeyi anlamak, söz konusu gelişmelerin aktif olarak takip edilmesini gerektirmektedir. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM), uzmanlaşmış departmanları aracılığıyla bölgedeki siyasal, sosyal, ekonomik ve askerî gündemi, diplomasi trafiğini yakından izlemekte; bunları alanlarına hâkim araştırmacıları aracılığıyla görüş, analiz ve raporlara dönüştürerek ilgililerinin bilgisine sunmaktadır. Bu bağlamda, Ortadoğu’da meydana gelen önemli gelişmeler, “Ortadoğu Gündemi” başlığı altında haftalık olarak okuyucuyla paylaşılmaktadır.

LEVANT GÜNDEMİ

Suriye

Uluslararası Gündemde Suriye
3-4 Nisan tarihlerinde Rusya'nın başkenti Moskova'da Türkiye, Rusya, Suriye ve İran Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde dörtlü istişareler gerçekleştirildi. Taraflar, müteakip Dışişleri Bakanları toplantısının hazırlıklarına ilişkin hususları ele alırken, her ülke tutumunu ve görüşlerini şeffaf ve açık bir şekilde dile getirdi. Bu bağlamda, taraflar istişarelere devam edilmesi hususunda mutabık kaldı.[1]

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından yapılan açıklamaya göre Amerikan güçlerinin mart ayı içerisinde Suriye ve Irak'ta IŞİD'i hedef alan toplam 37 operasyon gerçekleştirdiği belirtildi. Bu operasyonlarda 9 IŞİD militanı ölü ele geçirilirken 11’i Suriye'de olmak üzere toplam 27 IŞİD militanının da sağ ele geçirildiği kaydedildi.[2]

Fransa’da iki soruşturma hâkimi, Suriye asıllı Fransız vatandaşı Mazen Debbagh ve oğlu Patrick’in 2013 yılında tutuklandıktan sonra öldürülmesinde suç ortaklığı yaptıkları suçlamasıyla Suriye rejiminin üç üst düzey yetkilisinin Ceza Mahkemesinde yargılanmasına karar verdi. İki yargıç, haklarında uluslararası tutuklama emri çıkarılan Ali Memluk, Camil Hasan ve Abdusselam Mahmud hakkında insanlığa karşı suçlar işledikleri ve savaş suçlarında suç ortaklığı yaptıkları gerekçesiyle gıyaben yargılanmaları talebinde bulundu.[3]

Suriye'nin kuzeydoğusunu işgal eden YPG, Haseke kırsalındaki El Hol ve Roj kamplarında bulunan IŞİD üyesi ailelerden Kanada uyruklu dört kadın ve on çocuğu Kanada Dışişleri Bakanlığından gelen bir heyete teslim ettiğini açıkladı. Kadınların 26 ila 35 yaşları arasında, çocukların ise 3 ila 11 yaşları arasında olduğu bilgisi verildi.[4]

Suriye Rejimi
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Suriye'deki Esad rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile iki ülke arasındaki “ilişkilerin güçlendirilmesini” ele alan bir görüşme gerçekleştirdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Şukri'nin, başkent Kahire'de Esad rejiminin Dışişleri Bakanı Mikdad'la bir araya geldiği kaydedildi. Açıklamada, Şukri ile Mikdad'ın Dışişleri Bakanlığında “basına kapalı ikili görüşme gerçekleştirdiği” belirtilirken görüşmenin detaylarına ilişkin bilgi verilmedi.[5]

İsrail, Suriye'deki rejim askerî noktalarına hava saldırıları gerçekleştirdi. Saldırılarda Dera'nın hem doğu hem batı kırsalının yanında Kuneytra bölgesi de hedef alındı. Suriye topraklarından İsrail kontrolündeki Golan'a gerçekleştirilen roket atışları saldırılara sebep olarak gösterildi. İsrail Ordusundan yapılan açıklamada rejim noktalarına yapılan saldırılarda bilhassa 4. Zırhlı Tümen'e ait tesislerin vurulduğu vurgulandı.[6]

Beşar Esad, Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Dr. Faik Zeydan ile bir araya geldi. Görüşmede terörle mücadelede iş birliği, Suriye ve Irak arasındaki ikili ilişkiler ve güvenlik başta olmak üzere çeşitli alanlarda iki ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukların ele alındığı kaydedildi.[7]

Fırat’ın Doğusu
CENTCOM pazartesi günü, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke'de SDG tarafından iki IŞİD üyesinin öldürüldüğünü doğruladı. CENTCOM'dan yapılan açıklamada militanların cuma günü bombalı intihar saldırısı düzenlemeye hazırlandıkları ancak “patlayıcılarını infilak ettiremeden pusuya düşürülerek öldürüldükleri” belirtildi.[8]

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İran destekli milislerin Deyrizor ve Haseke'ye takviye güç getirdiğini kaydetti. SOHR'un bildirdiğine göre onlarca milisi taşıyan beş araç 27 Mart'ta Hatla köyü ile Deyrizor ve Rakka kırsalındaki diğer bölgelerden şehre giriş yaptı. Son dönemde yaşanan aksaklıklara rağmen bu son askerî takviyenin İranlı milislerin bölgedeki varlıklarını güçlendirmeye devam ettiğini gösterdiği aktarıldı.[9]

CENTCOM tarafından yapılan açıklamaya göre, Halid Ayd Ahmad El Cuburi isimli IŞİD yetkilisi, ABD güçlerinin Suriye’de 3 Nisan’da düzenlediği tek taraflı saldırısı sonucu öldürüldü. Cuburi’nin, IŞİD'in Avrupa'ya yönelik saldırılarını planlamaktan ve IŞİD için liderlik yapısını geliştirmekten sorumlu olduğu kaydedildi. Açıklamada, “IŞİD bölge ve ötesi için tehdit oluşturmaya devam ediyor. Grup, gerilemiş olmasına rağmen, Ortadoğu'nun ötesine saldırma arzusuyla bölge içinde operasyonlar yürütmeye devam ediyor” ifadelerine yer verildi.[10]

İdlib ve Harekât Bölgeleri
Suriye'de muhalif güçlerin kontrolündeki Bab'ül Hava Sınır Kapısı idaresinden yapılan açıklamaya göre Türkiye'de gerçekleşen ve Suriye'yi de etkileyen Maraş depremi sonrası Türkiye'den Suriye'ye geri dönüş yapan Suriyeli mülteci sayısı 20 bine ulaştı. Haberin detayında bu geri dönüş hakkından sadece Türkiye'de “kayıt” altında olan Suriyelilerin faydalandığı ifade edildi.[11]

Rejim güçlerinin İdlib kırsalında muhalif güçlerin mevzilerini bombalamasına misilleme olarak Feth'ül Mübin Operasyon Odası Halep ve İdlib kırsallarındaki rejim mevzilerini füze ve topçu ateşiyle hedef aldı. Bu misilleme saldırılarına ek olarak ise biri Cebel Zaviye bölgesinde olmak üzere İdlib'de 2 Halep kırsalında ise 1 rejim askerî muhalif keskin nişancı ateşiyle etkisiz hâle getirildi.[12]

Muhalif asker kaynakların iddiasına göre güney İdlib'de rejim güçlerinin muhalif hat içine sızma girişimleri engellendi ve çok sayıda rejim unsuru etkisiz hâle getirildi. Rejim güçlerinin bu harekât öncesi Muzara ve Kansafra kasabalarını topçu ateşiyle hedef aldığı buna karşılık olarak muhaliflerin de rejim mevzilerini bombardımana tuttuğu belirtildi.[13]

İsrail-Filistin
3 Nisan’da yapılan açıklamada, Vietnam ve İsrail'in yedi yıllık müzakerelerin ardından bu yılın sonlarında bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalayacakları duyuruldu. Vietnam hükûmeti yaptığı açıklamada, ülkeler arasındaki ikili ticaretin geçen yıl yüzde 18 artarak 2,2 milyar dolara ulaştığını söyledi.[14]

İsrail Ordusu, 5 Nisan’da Mescid-i Aksa'da ibadet edenlere yönelik saldırılarını ikinci kez yineledi. Kudüs Vakıfları ve Mescid-i Aksa İşleri Departmanı çalışanları, İsrail polisinin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini ve ibadet edenleri ses bombası ve plastik mermi kullanarak kovmaya çalıştığını söyledi.[15]

ABD Başkanı Joe Biden 5 Nisan’da yaptığı açıklamada, Yahudi cemaatinin odak noktasındaki endişelerini açıkça kabul ederek, antisemitizmle mücadele için kapsamlı bir strateji yayımlayacağını duyurdu. Biden, "Yahudi halkının güvenliğini taahhüt ettiğimden emin olun, sizin yanınızdayım. Amerika sizinle. Başkanlığım döneminde antisemitizmi her fırsatta kınamaya devam ediyoruz. Nefrete seslenmemek suç ortaklığıdır” dedi.[16]

Finlandiya, resmî olarak NATO'ya katılmasından sadece bir gün sonra İsrail'in David's Sling füze savunma sistemini satın alacağını duyurdu. Finlandiya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ilk anlaşmanın yaklaşık 344 milyon dolar değerinde olduğu kaydedildi.[17]

9 Nisan’da yapılan açıklamada İsrail hükûmetinin Kudüs polisine ramazan ayının son 10 gününde, ibadet eden Yahudilerin Tapınak Dağı'na girmesini yasaklaması talimatı vereceği iddia edildi. Kanal 12'nin haberine göre bu karar, son günlerde kutsal mekân çevresinde alevlenen gerilimi azaltmak için alındı.[18]

Ürdün
Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Ürdün'ün Filistin ve Mısır ile koordineli olarak Aksa'daki gelişmeler sonrasında Arap Birliğini daimî delegeler düzeyinde toplantıya çağırdığı bildirildi. Arap ülkeleriyle koordinasyon içinde "İsrail şiddetinin artmasını" engellemek için gerekli önlemlerin alınacağı belirtilen açıklamada, "bölgede güvenlik ve barışı tehdit etmesinin sonuçlarından tamamen İsrail'in sorumlu olduğu" kaydedildi.[19]

Ürdün’ün başkenti Amman'daki İsrail Büyükelçiliği yakınında toplanan yüzlerce Ürdünlü, İsrail'in Mescid-i Aksa baskınına karşı protesto gösterisi düzenledi. Ülkedeki Müslüman Kardeşler Cemaati ve İslami Çalışma Cephesi Partisi’nin ortak çağrısıyla bir araya gelen protestocular, "Ne elçilik ne elçi, defol git", "Halk, Aksa'nın özgürlüğünü istiyor" şeklinde slogan attı.[20]

Ürdün Kralı II. Abdullah, ülkesine ziyarette bulunan ABD Kongre üyelerinin bulunduğu heyetle bölgesel ve uluslararası meseleleri ele aldı. Açıklamada, "Ürdün ile ABD arasındaki tarihî dostluk ve stratejik ortaklık ilişkileri ile bunları çeşitli alanlarda geliştirmenin yollarının" ele alındığı kaydedildi.[21]

Ürdün Kraliyet Sarayından yapılan açıklamaya göre, Ürdün Kralı II. Abdullah, Kraliçe Rania ve Veliaht Prens Hüseyin eşliğinde Japonya'ya resmî bir ziyarette bulunmak üzere yola çıktı. Kral Abdullah'ın Tokyo ziyareti sırasında Japonya İmparatoru Naruhito ve İmparatoriçe Masako ile bir araya geleceği belirtildi.[22]

Lübnan
Lübnan Makamları, yasa dışı yollarla Lübnan topraklarına doğru yeni bir Suriyeli mülteci dalgasının yaşanabileceğini açıkladı. Güvenlik yetkilileri her gün Lübnan topraklarına girmeye çalışan yaklaşık 30 aileyi gözaltına alırken, diğer ailelerin ise yetkililerin tam olarak kontrol edemediği sınır noktalarından kaçtığı belirtildi.[23]

Birleşmiş Milletler (BM), Başkent Beyrut’ta Ağustos 2020'de gerçekleşen liman patlamasıyla ilgili soruşturmaya müdahale edileceği konusunda ciddi endişe duyduğunu bildirdi. BM Özel Raportörü Margaret Satterthwaite, yaptığı yazılı açıklamada, Beyrut Limanı'ndaki patlamadan etkilenenler için adaleti engelleyen "gereksiz" gecikmeleri kınadı.[24]

İsrail Ordusu, Lübnan’dan İsrail’e bir dizi roket fırlatıldığını ve ülkenin kuzey bölgelerinde uyarı sirenlerinin devreye girdiğini duyurdu. Bu gelişmenin hemen ardından İsrail Ordusunun Lübnan'ın güneyini topçu atışıyla vurduğu belirtildi.[25]

Birleşmiş Milletler Geçici Barış Gücü (UNIFIL), 9 Nisan sabahı yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan gerginliğine ilişkin her iki ülkenin de savaş istemediklerini açıkladı. İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırılarıyla eş zamanlı olarak Lübnan-İsrail sınırında yaşanan gerginliğin akabinde yazılı açıklama yapan UNIFIL, patlama sesleri duyulmadan önce İsrail Ordusunun Lübnan'ın güneyinden atılan füzelere karşılık verme niyetini kendisine bildirdiğini duyurdu.[26]

IRAK GÜNDEMİ

Siyaset
Nijerya ve Irak, Sınıraşan Su Yollarının ve Uluslararası Göllerin Korunması ve Kullanılmasına İlişkin Sözleşmenin 48 ve 49. imzacısı oldu. Bu uluslararası çerçeve, sınırlar ötesi iş birliğini kolaylaştırarak sınıraşan su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlıyor.[27]

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Irak'ın petrol gelirlerine büyük ölçüde bağlı olması nedeniyle ihmal edilmiş bir alan olan tarım sektörünün modernizasyonunda desteklenmesine olan desteklerini ifade etti. ABD'nin Irak Büyükelçisi Alina L. Romanowski sosyal medya hesabında, Irak Tarım Bakanı Abbas Allavi ile Bağdat ve Washington arasında çeşitli alanlardaki iş birliklerini görüşmek üzere bir toplantı yaptığını belirtti.[28]

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) bütçe yetersizliği nedeniyle 2014 yılında petrol şirketleriyle sözleşme imzalamak zorunda kaldığını ve sözleşmelerin yasa dışı olduğunu belirtti.[29] Sudani, yaptığı açıklamada, “Bugünkü Irak, sorunlarından kurtulmuş, kendisiyle barışmış, terörü yenmiş ve Irak halkının tüm nesilleri aynı alanda toplanmıştır. Durum açık, dolayısıyla hükûmetin önceliği vatandaşların umutlarını ve özlemlerini dikkate almak” dedi. Başbakan Sudani, "Irak yılda 8 trilyon dinar değerinde gaz ithal ederken, arkama yaslanıp gazın boşa gitmesini izleyemem, bu yüzden bu israfı durdurmalıyız, bir ekonomik reform programımız olmalı” ifadesinde bulundu.

Bağdat hükûmeti ve IKBY, kuzey petrol ihracatını yeniden başlatmak için açıklanacak nihai bir anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Bağdat hükûmetinden bir yetkili, Ceyhan boru hattı üzerinden petrol ihracatının yeniden başlatılması için Türkiye'ye resmî bir talep gönderildiğini ve pompalamanın yeniden başlayacağını söyledi.[30] Paris merkezli Uluslararası Tahkim Mahkemesinin IKBY'den petrol ihracatının bir haftadan fazla süreyle askıya alınmasına yol açan kararının ardından varılan anlaşma, Başbakan Sudani ile IKBY Başbakanı Mesrur Barzani arasında gerçekleştirilen görüşmenin ardından imzalandı. Erbil ile Bağdat arasında imzalanan anlaşmaya göre petrolün satışı Irak Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) tarafından yapılacak ve alıcılar doğrudan SOMO ile koordinasyon sağlayacak, bunun karşılığında SOMO Genel Müdür Yardımcılığı görevi IKBY'ye verilecek.[31] Sudani anlaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında “Erbil ile Bağdat arasındaki anlaşma Irak'ın tamamı için önemli ve imzalandıktan hemen sonra yürürlüğe girecek. IKBY’den petrol ihracı Irak'ın tamamına fayda sağlayacak ve bunu durdurmak hiçbir tarafın çıkarına olmayacak” dedi. IKBY Başbakanı Barzani ise “Bu anlaşmanın tüm ilkeleri yine bütçeye ve petrol ve gaz faturalarına yansımıştır, bu nedenle bu anlaşmanın düzenli bir şekilde uygulanmasının petrol ve gaz yasasını hazırlarken kullanmamız için bir temel oluşturabileceğini düşünüyorum” açıklamasında bulundu.[32]

Başbakan Sudani, Türkiye ile yeni stratejik projelerin yakında başlatılacağını söyledi. Sudani, "Komşu Türkiye ile birçok ortaklığımız ve çıkarımız var. Su ve güvenlik açısından bazı sorunlar var ancak bu sorunları çözmek için büyük fırsatlar var. Türkiye'nin Irak'ın su payını sağlama çabalarına minnettarız" dedi. Irak Başbakanı, Türkiye ile ekonomik iş birliğinin önemini vurgulayarak, yeni stratejik projelerin ikili ilişkileri güçlendireceğini umduğunu söyledi.[33]

Irak Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Irak'ın Libya'daki büyükelçiliğini güvenlik nedeniyle kapatıldıktan dokuz yıl sonra yeniden açacağını söyledi. Bu gelişme, Irak'ın Trablus'taki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu açıklamasından yaklaşık üç hafta sonra gerçekleşti.[34]

Güvenlik
Estonya Savunma Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Martin Herem, Uluslararası Koalisyon’un bir parçası olarak askerî bir birliğin Erbil'de konuşlandırılacağını açıkladı. Herem, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, birliğin “askerî üsleri korumak, acil karşılık, müdahale ve yüksek rütbeli şahsiyetleri korumak” görevlerini üstleneceğini vurguladı. Birliğin 110 askerden oluştuğunu belirten Herem'in açıklamasına göre söz konusu birlik, Hollanda gücünün yerine konuşlanacak ve altı ay Erbil'de kalacak. Estonya Birliğinin Erbil Uluslararası Havalimanı’nda müttefiklerin üssüne yerleştirilmesine karar verildiğini kaydeden Herem, birliklerinin dış operasyonlara katılmasının Estonya'nın müttefikleriyle çalışma yeteneğini geliştirmesi konusunda güçlü bir rolü olacağını söyledi.[35]

Erbil’de Peşmerge Bakanlığına bağlı 20 bin peşmergeden oluşan iki yeni piyade tümeni için askerî tören gerçekleştirildi. Törende IKBY Başkanı Neçirvan Barzani de hazır bulundu. Barzani, “IKBY Başkanlığının hedefi ulusal bir güç oluşturmaktır” dedi. Diğer yandan her biri 10 bin peşmergeden oluşan iki tümenin Peşmerge Bakanlığı ve Uluslararası Koalisyon tarafından eğitilip dolatılacağını belirten Peşmerge Bakanlığı Planlama ve Atama Dairesi Başkanı Yarbay Karzan Şaqlavayi, bu sürecin, peşmerge güçlerinin örgütlenmesi ve birleştirilmesinin bir parçası olduğunu söyledi.[36]

Türkiye, Süleymaniye uçuşlarının 3 Temmuz’a kadar askıya alındığını açıkladı. Bu gerekliliğin terör örgütü PKK’nın vilayetteki varlığından kaynaklandığı belirtildi.[37]

Erbil’in Sidakan bölgesinde terör örgütü PKK tarafından yerleştirildiğinden şüphelenilen bir bombanın patlaması sonucu üç sivil yaralandı. PKK, IKBY'nin sınır bölgelerine sık sık el yapımı patlayıcılar yerleştirdi ve son birkaç on yılda yüzlerce köyün boşaltılmasına neden oldu.[38]

Irak Göç ve Göçmenler Bakanı İvan Faik, mülteci kamplarının kapatılmasının siyasi irade gerektirdiğini söyledi. Bakan Faik, “Irak'ta kamp ve çadır inşası o zamanlar acil bir meseleydi. Ama IKBY'deki bu kampları kapatmak siyasi irade gerektiriyor” dedi. Göç ve Göçmenler Bakanlığının, IKBY’deki kamplar üzerinde herhangi bir yetkisi bulunmadığı vurgulayan Faik, "IKBY, Sincar Anlaşması uygulanıncaya kadar Sincar'daki hizmet ve mühendislik çalışmalarına girmeyi reddediyor" açıklamasında bulundu.[39]

Ekonomi
Irak ve Ürdün, iki ülke arasında ortak bir ekonomi şehri inşa etmek için uluslararası ihalelere açıldı. Ürdün Sanayi, Ticaret ve Tedarik Bakanlığı yaptığı açıklamada, ihalenin ekonomi şehrinin; etüt, tasarım, mühendislik planları, geliştirme, finansman, uygulama, yönetim, yatırım, tanıtım ve işletme çalışmalarıyla tesislerinin sürdürülmesi ve bakımını içerdiğini belirtti.[40] Açıklamada, gelişmekte olan ekonomik şehirler, sanayi şehirleri, kalkınma bölgeleri veya serbest bölgelerde uzmanlaşmış tüm uluslararası şirketlerin ihaleye katılmaya davet edildiği belirtildi.

Suudi Arabistan, Rusya ve Irak gibi önde gelen petrol üreticisi ülkeler mayıs ayından itibaren petrol üretimlerini azaltacaklarını açıkladılar. Bu önlem, son zamanlarda fiyatlardaki düşüş ve Çin'in artan talebi nedeniyle alındı. Irak, Cezayir, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Umman, Kazakistan ve Kuveyt tarafından açıklanan üretim kesintisi kararı, mayıs ayında yürürlüğe girecek ve yıl sonuna kadar devam edecek. Tedbir, günde bir milyon varil pompalamanın azaltılması anlamına geliyor. Rusya da petrol üretim kesintisini 2023'ün sonlarına kadar uzatacağını duyurdu.[41]

Maliye Bakanlığından yapılan açıklamaya göre bakanlık, daire ve genel müdürlüklerde sözleşmeli olarak çalışacak 11 bin 118 personelin işe alınmasına karar verildi. Kararın sözleşmeli hizmet süresi iki yıldan fazla olan tüm personelleri kapsadığı ifade edildi. 3 Ocak’ta Irak Bakanlar Kurulu, tüm bakanlıklara hizmet süresi iki yıldan fazla olan ve yasal prosedürleri Maliye Bakanlığı tarafından onaylanan sözleşmeli çalışanların atanmasını oylamıştı.[42]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Cidde'deki Kral Abdülaziz Uluslararası Havalimanı, Suudi Arabistan ile Irak arasındaki ilk düzenli tarifeli direkt uçuşu yaptı. Flynas'ın XY612 numaralı uçuşu, 174 yolcuyla Erbil’den Cidde'ye gerçekleştirildi. Sivil Havacılık Genel Otoritesi, ulusal havacılık stratejisinin bir parçası olarak, 2030 yılına kadar 250 hava bağlantısı kurmayı, 330 milyon yolcu taşımayı ve hava kargo kapasitesini 4,5 milyon tona çıkarmayı hedefliyor.[43]

Irak Parlamentosu Hizmetler ve İnşaat Komisyonu Bağdat'ta 19 köprü inşa etme kararını açıkladı. Hizmetler ve İnşaat Komitesi Üyesi Bakır el-Saadi, bu projelerin tamamlanmasının önündeki engellerin en kısa sürede çözüleceğini kaydetti. Iraklı milletvekili, yeni bütçenin onaylanmasının ardından başkentin merkezinde Abu Navas, Karrada ve Cadriya Caddeleri başta olmak üzere yaklaşık 19 köprünün inşası da dâhil olmak üzere birçok projenin hayata geçirileceğini açıkladı.[44]

TÜRKMEN GÜNDEMİ

Siyaset
Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi, 6 Nisan 2023’te Telafer ilçesinin vilayet statüsüne dönüştürülmesini talep etti. Yapılan açıklamada Irak’taki nüfus artışının yeni vilayetlerin ihdas edilmesini önemli hâle getirdiği belirtildi. Ayrıca Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’den Telafer’in vilayet statüsüne dönüştürülmesi projesine önem verilmesi istendi.[45]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, Telafer’in vilayet statüsüne kavuşturulması için Bağdat merkezî hükûmetinde ciddi bir niyetin olduğunu belirtti. Turan, Telafer ilçesinin uzun zaman boyunca hizmet ve kalkınma projelerinde ihmal edildiğini kaydetti. Ayrıca Turan, Telafer’deki aşiret reislerinin vilayet olma isteklerini Bağdat yönetimine ileteceğine söz verdi.[46]

Türkmenlerin eski milletvekillerinden Muhammed Taki el-Mevla, Telafer’in ilçe statüsünden vilayet statüsüne yükseltilmesine ilişkin açıklama yaptı. Mevla, Telafer’in vilayet statüsüne kavuşturulmasının, mezhep ve milliyetçilik esasına göre değil hizmet sunma temeline dayandığını söyledi. Ayrıca Mevla, Telafer’in vilayet olması için tüm olanaklara sahip olduğunu ifade etti.[47]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşat Salihi 9 Nisan 2023’te Haşdi Şaabi Kuzey Şubesi sorumlusu Yılmaz Neccar ile görüştü. Salihi, Neccar ile yaptığı görüşmede Kerkük’ün güvenlik durumunu ele aldı. Görüşmeye ayrıca Haşdi Şaabi Kuzey Şubesi Tugay Komutanlarının da katıldığı belirtildi.[48]

6 Nisan 2023’te Irak Türkmen Cephesi (ITC) Musul Vilayeti Sorumlusu Şehit Ganim Mahmut, Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Musul Milletvekili Lokman Reşidiyeli, Türkmen eski Milletvekili Halil Çolak ve Irak Parlamentosu Başkan Daışmanı Nuraddin Kaplan’ı ağırladı.[49]

5 Nisan 2023’te Musul Türkmen Milletvekili Lokman Reşidiyeli, Telafer’in ilçe statüsünden vilayet statüsüne yükseltilmesini değerlendirdi. 2014 yılında Telafer’in vilayet statüsüne kavuşturulması kararının Bakanlar Kurulu’nda alındığını ifade eden Reşidiyeli, Telafer ve Tuzhurmatu’nun vilayet statüsüne dönüştürülmesi bölge halklarının hayali olduğunu ifade etti.[50]

4 Nisan 2023 tarihinde Milliyetçi Türkmen Hak Partisi lideri Turhan Müftü, Irak Türkmen Cephesi (ITC) Tuzhurmatu Sorumlusu Heytem Haşim Muhtaroğlu, Irak Türkmen İslami Birliği Genel Sekreteri Casim Muhammed Cafer ve Türkmen eski Milletvekili Abbas Bayatlı İslami Dava Partisi’nin daveti üzerine Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki ile görüştü.[51]

Musul Vilayeti eski Türkmen Milletvekili Nahle Hebabi, 7 Nisan 2023 tarihinde Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki ile yaptığı görüşmede Türkmenlerin merkezî hükûmette temsil edilmesi hakkını dile getirdi. Maliki, görüşmede Türkmenlerin haklarını almaları gerekliliğini ifade ederek, Telafer’in vilayet statüsüne dönüştürülmesi için destek istedi.[52]

Irak İslam Yüksek Konseyi, 7 Nisan 2023’te Telafer’in vilayet statüsüne kavuşturulmasını talep etmek için gösteri düzenledi.[53]

Irak Türkmen İslami Birliği yetkilileri, 6 Nisan 2023’te Bağdat’taki Türkmenlerle bir araya geldi. Toplantıda Casim Muhammed Cafer ve Abbas Bayatlı Türkmenlerin durumunu ele aldı. Bayatlı, Türkmen siyasi tarihinden bahsederken Türkmenlerin haklarının alınması gerekliliğine vurgu yaptı. Diğer yandan Cafer, Bağdat ve Diyala’da Türkmenlere kota tahsis edilmesini talep ettiklerini dile getirdi.[54]

9 Nisan 2023’te Türkmeneli Partisi Riyaz Sarkahya Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşat Salihi’yi Kerkük’te ağırladı. Görüşmede Telafer ve Tuzhurmatu’nun ilçe statüsünden vilayet statüsüne yükseltilmesi için görev ekibinin oluşturulması önemine vurgu yapıldı.[55]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük İl Başkanı Kahtan Vendavi, 2 Nisan 2023’te yaptığı bir açıklamada Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği Kerkük şubesinde Kerkük bileşenleri arasında dengesizliğin olduğunu belirtti.[56]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, 6 Nisan 2023’te Diyala vilayetine gerçekleştirdiği ziyarette Diyala Türkmenlerinin yerel yönetimde rol almaları hakkına vurgu yaptı. Turan ziyareti kapsamında Bakuba’daki Şabender Cami ve Osmanlı Sarayı’nı ziyaret etti.[57]

Türkmeneli Öğrenci ve Gençler Birliği’nde yeni bir atama gerçekleştirildi. Murad İmadeddin yeni başkan olarak göreve getirildi. ITC Başkanı Hasan Turan ve diğer yetkililerin huzurunda bayrak devir teslim töreni gerçekleştirildi.[58]

Azerbaycan’ın Irak Büyükelçisi Nasir Mammadov, İran ve Arap sinemaları tarafından ortaklaşa Amirli Dizisi’ne (2014 IŞİD Kuşatması) başlandığını açıklayarak Türkmenlerin gösterdiği rollerin çarptırıldığını belirtti. Mammadov, bazı dış güçlerin Türkmenlerin gösterdiği kahramanlığı gizlemeye çalıştığını bildirdi.[59]

Güvenlik
8 Nisan 2023’te Kerkük’e bağlı Altunköprü Nahiyesinde bulunan Haşdi Şabi Türkmen Alayına bağlı özel operasyonlar komutanı Ali Muhammet Namık’ın evine saldırı düzenlendi.[60]

Musul Arap Milletvekili (Telafer'e bağlı Rabia nahiyesinden) Naif eş-Şimmeri, Telafer’in vilayet statüsüne kavuşmasına izin vermeyeceklerini ifade etti. Şimmeri, Musul’da imarın olduğu bir dönmede Telafer’in vilayetten ayrılmasının uygun olmadığını söyledi. Şimmeri, Irak Parlamentosundaki milletvekillerinin yüzde 90’nın üzerinde Telafer’in vilayet olmasına karşı olduğunu belirtti.[61]

Ekonomi, Kültür ve Sosyal Faaliyetler
Erbil'de, Selçuklu Devleti Erbil Atabeyi Muzaffereddin Gökbörü'nün doğumunun 869. yılı münasebetiyle mevlit okundu. Tarihi Erbil Kalesi içinde düzenlenen mevlit programına, Türkiye'nin Erbil Başkonsolosu Mevlüt Yakut, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Etnik ve Dini Oluşumlardan Sorumlu Bakanı ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu Üyesi Aydın Maruf, ITC Erbil Milletvekili İmdat Bilal, Erbil Valisi Ümit Hoşnav, Erbil'deki Türk kurumlarının temsilcileri, Türkmen parti yetkilileri ve vatandaşlar katıldı.[62]

IKBY GÜNDEMİ

Siyaset
3 Nisan’da Türk Hava Yolları (THY) Süleymaniye seferlerini askıya aldığını açıkladı.[63] Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Söz konusu karar, Süleymaniye’de terör örgütü PKK’nın faaliyetlerinin yoğunlaşması, terör örgütünün havalimanına nüfuz etmesi ve böylece uçuş güvenliğinin tehdit edilmesi çerçevesinde alınmıştır” ifadesi kullanıldı. Ayrıca, “İlk aşamada 3 Temmuz 2023 tarihine kadar geçerli olması öngörülen karar, anılan tarihe kadar yakından izleyeceğimiz gelişmeler ışığında tekrar gözden geçirilecektir” denildi.[64] 15 Mart’ta Duhok’ta PKK’nın Suriye uzantısı SDG’ye ait helikopterin düşmesi,[65] ardından da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Güvenlik Konseyi ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani tarafından düşen helikopterin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) içinden bir grup tarafından satın alınıp SDG’ye verildiğinin açıklanmasının Süleymaniye seferlerinin askıya alınmasının ana sebebi olduğu iddia edildi.[66]

Süleymaniye Valiliği tarafından uçuşların başlaması için Türkiye’nin Erbil Başkonsolosuna başvurulduğu bildirildi. Konuya dair açıklamalarda bulunan Süleymaniye Valisi Heval Ebubekir, Türkiye hava sahasının Süleymaniye Havalimanı’nı kullanan uçaklara açılması taleplerini Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Mehmet Mevlüt Yakut'a ilettikleri belirtti.[67] Irak hükûmetinin ise uçuşların başlatılması veya alternatif yollar bulunmasına yönelik harekete geçtiği aktarıldı. Irak Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Karvan Yarveys, Irak’ın ilgili yetkililerinin Süleymaniye’den uçuşların başlatılması için Türkiye ile iletişime geçtiğini belirtti. Bağdat tarafından uçuşların en yakın zamanda başlatılması için her türlü yasal yolun deneneceğini ifade eden Yarveys, “Görüşmeler başarısızlığa uğradığı takdirde Iraklı yetkililer, İran veya Suriye hava sahasını Türkiye hava sahasının alternatifi olarak kullanacak” dedi. [68]

IKBY Başkanlığı Sözcüsü Dilşad Şahab, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin Bedir Hareketi’nin kuruluşunun 42. yıl dönümü ve Meclisi Ala eski lideri Muhammed Bakr el-Hekim’in şehit edilmesinin 43. yıl dönümü nedeniyle Bağdat’ı ziyaret ettiği belirtti.[69] Barzani, Bağdat ziyareti kapsamında, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid, Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi, Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik el-Zeydan ve Hikmet Hareketi Başkanı Ammar el-Hekim ile bir araya geldi.[70] Barzani’nin Halbusi ile Irak bütçesini görüşmek üzere bir araya geldiği görüşmede ayrıca Erbil ile Bağdat arasındaki anlaşmanın uygulanmasının önemine vurgu yapıldığı kaydedildi.[71] Diğer yandan Barzani’nin Başbakan Sudani ile görüşmesinde, IKBY’nin Irak hükûmetine  ve hükûmet planlarının uygulanmasına olan desteğini yinelediği belirtildi. Sudani’nin ise tüm siyasi tarafları yakınlaştırma ve çözüm konusundaki girişimleri ile yapıcı tutumundan dolayı Neçirvan Barzani’ye teşekkür ettiği aktarıldı.[72]

Irak hükûmeti ve IKBY arasında Türkiye'ye petrol ihracatının yeniden başlatılmasına yönelik anlaşma imzalandı. Petrol ihracatının yeniden başlaması için IKBY ile anlaşma yapıldığını belirten Başbakan Sudani’nin, ilgili teknik komisyonlardan anlaşmanın acilen uygulanması için çalışmalara başlamasını istediği aktarıldı. IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, bu anlaşmanın geçici olduğunu ancak Erbil ile Bağdat arasında uzun süredir devam eden anlaşmazlığı sona erdirmek için önemli bir adım olduğunu vurguladı.[73] Diğer yandan Irak Hükûmeti Sözcüsü Basım Avadi tarafından dört ana maddeden oluşan anlaşmanın içeriği açıklandı. Anlaşmaya göre, petrolün satışı Irak Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) tarafından yapılacak ve alıcılar doğrudan SOMO ile koordinasyon sağlayacak, bunun karşılığında SOMO genel müdür yardımcılığı görevi IKBY’ye verilecek.[74]

Güvenlik
Estonya Savunma Bakanlığı, askerî bir birliğin terör örgütü IŞİD'e karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyon’un bir parçası olarak Erbil'de konuşlandırılacağını duyurdu. Estonya Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, birliğin “askerî üsleri korumak, acil karşılık ve müdahale ile yüksek rütbeli şahsiyetleri koruma” görevlerini üsleneceği bildirildi. Ayrıca 110 askerden oluşan birliğin Hollanda gücünün yerine konuşlanacağı belirtildi.[75]

7 Nisan’da Süleymaniye Asayişi, Süleymaniye Havalimanı civarında, tel örgülerin olduğu bölgede bir patlamanın yaşandığını duyurdu. Patlamada herhangi bir can kaybı olmadığı belirtilirken, ufak çaplı bir yangının çıktığı ve sonrasında da yangının söndürüldüğü belirtildi. Süleymaniye Asayişi yaptığı açıklamada, patlama sonrası olay yerine gidildiğini ve inceleme başlatıldığını duyurdu.[76] Draw Medya’da yayımlanan haberde, saldırının hedefinin terör örgütü YPG/PKK liderlerinden “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin olduğu ve ilgili saldırıdan Ferhat Abdi Şahin ve beraberindeki heyetin kurtulduğu belirtildi.[77] Öte yandan ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Sözcüsü Joe Buccino, hedef alınan konvoyda ABD askerlerinin de olduğunu açıkladı. Buccino, yaptığı yazılı açıklamada, "Süleymaniye'de bir konvoya saldırı düzenlendiğini doğrulayabilirim. Konvoyda ABD askerî personeli de vardı. ABD güçleri, IŞİD'in kalıcı olarak yenilgiye uğratılması için Irak ve Suriye'de kalmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.[78] IKBY Sözcüsü Cutyar Adil saldırıya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Süleymaniye Uluslararası Havalimanı saldırısına ilişkin derin endişemizi belirtmek isteriz. Bu tehlikeli durum, hükûmet kurumlarının işgal edilmesi ve kanunsuz işler için kullanılması sonucu meydana gelmiştir” dedi. IKBY Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani ise “Saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Sivil bir havalimanını hedef almak, sadece Irak’ın egemenliğini ihlal etmek değil, IKBY vatandaşlarının hayatına yönelik bir tehlikedir” ifadelerini kullandı.[79] KYB Başkanı Bafel Talabani de söz konusu hava saldırısını şiddetle kınadığını belirtti.[80]

Erbil’de Peşmerge Bakanlığına bağlı 20 bin peşmergeden oluşan iki yeni piyade tümeni için askerî tören gerçekleştirildi. Törende IKBY Başkanı Neçirvan Barzani hazır bulundu. Barzani “IKBY’nin kurumsallaşmasını pekiştirmek ve demokrasiyi güçlendirmek için peşmerge gücünü birleşik bir ulusal güç hâline getirmeliyiz. IKBY Başkanlığı’nın hedefi ulusal bir güç oluşturmaktır” dedi. Her biri 10 bin peşmergeden oluşan iki tümenin Peşmerge Bakanlığı ve IŞİD’e karşı uluslararası koalisyon tarafından eğitilip dolatılacağı kaydedildi.[81]

Ekonomi
Draw Media’da yayımlanan bir analizde, 24 Mart 2023 tarihine kadar IKBY tarafından ihraç edilen petrolün 8 milyon 892 bin varil olduğu belirtildi. Raporda, “Mart ayında dünya piyasasında petrol fiyatının ortalaması 78,43 dolar oldu ancak Delloit verilerine göre, IKBY petrolü piyasada 19 dolar daha düşük fiyat ile satıldı. Delloit verilerine göre her bir varil petrol 59,43 dolardan satıldı” denildi.[82]

Irak Parlamentosu Maliye Komisyonu Üyesi Muin Kazmi 2023 Irak bütçesinde IKBY’nin payının 16 trilyon dinar olduğunu açıkladı.[83] Öte yandan eski Goran (Değişim) Hareketi Milletvekili Ali Hamasalih, 2023 Irak bütçesinde IKBY’nin payının dışında, IKBY’ye bağlı sınır kapıları ve havalimanı gelirlerinin yarısı ile iç gelirin tamamının Erbil yönetimine kalacağına dikkat çekti.[84]

Sağlık ve Sosyal Hayat
6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremin yol açtığı yıkıcı tablo karşısında uluslararası yardım ihtiyacı doğduğunu ve 100'ün üzerinde ülkenin Türkiye'ye yardım teklif ettiğini vurgulayan Türkiye'nin Erbil Başkonsolosu Mevlüt Yakut, "IKBY de Türkiye'deki depremzedelere yardım gönderenler arasında ön saflarda yer aldı. Gerek bölgesel hükûmet gerek sivil toplum kuruluşları gerek sıradan vatandaşlar Türkiye'ye yardım etmek için sıraya girdiler ve harekete geçtiler" diye konuştu. Yakut, bu yardım faaliyetlerinde Barzani Yardım Vakfının öne çıkan aktörler arasında yer aldığını ve vakfın yardımlarını sürdürdüğünü ifade ederek ilaç ve tıbbi cihaz taşıyan sekiz tırın Türkiye'ye doğru yola çıkacağını belirtti.[85]

KÖRFEZ GÜNDEMİ

Güvenlik
KİK Genel Sekreteri Casim el-Bideyvi, 5 Nisan tarihinde verdiği açıklamasında, Mescid-i Aksa’ya yönelik yapılan saldırıları bir kez daha kınadı. Genel Sekreter el-Bideyvi, verdiği açıklamasında gerçekleştirilen saldırıların uluslararası hukuka ve kurallara aykırı olmasının yanı sıra bölgedeki gerilimi artırmaya yönelik eylemlerin son bulmasını istedi.[86]

Ekonomi
Umman Enerji Bakanlığı, 3 Nisan tarihinde verdiği yeni açıklamasında, OPEC Plus kararına destek olarak Umman’ın mayıs ayından itibaren yıl sonuna kadar günlük petrol ihracatından 40 bin varil azaltacağını bildirdi. Verilen açıklamada kararın petrol piyasasını dengelemek amacıyla yapıldığı açıklandı. Diğer yandan, benzer hamleler diğer Körfez ülkelerinden de geldi. Umman kararının ardından BAE, azaltacağı varil sayısını 144 bin, Kuveyt 128 bin ve son olarak Suudi Arabistan ise 500 bin varil ile en büyük oran veren Körfezli ülke oldu.[87]

Bahreyn Enformasyon Ofisi tarafından yapılan yeni açıklamada Bahreyn’in, bölgedeki yatırım konumunu yükseltmek ve yatırımları ülkeye cezbetmek için farklı özellikleri barındıran “Altın Ruhsat” uygulamasını yakında yürürlüğe koyacağı söylendi. Yapılan açıklamada en az 500 iş fırsatı yaratma veya 50 milyon dolar kadar yatırım vaadinde bulunan her iş/yatırım sahibinin, bu ruhsatı kolaylıkla alabileceği açıklandı. Yapılan açıklamada detay verilmeden ruhsatın farklı ve üstün özellikler barındıracağı bildirildi.[88]

Siyaset
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, geçtiğimiz hafta içerisinde Cidde’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Sisi’yi havaalanında karşılayan ise Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman oldu. Aktarılan resmî haberlere göre görüşme sırasında ikili arasında ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel gelişmeler değerlendirildi.[89]

İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Muhbir, 3 Nisan tarihinde verdiği basın toplantısı açıklamasında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, Kral Selman’ın Suudi Arabistan davetine olumlu yanıt verdiğini açıkladı. Keza Muhbir, verdiği açıklamasında Reisi’nin cumhurbaşkanı olarak seçildiği günden bu yana Körfez’e yönelik olumlu siyaset izlediğini, yakında gerçekleşecek görüşmeler ışığında “olumlu sonuçlar doğacak” mesajını verdi.[90]

5 Nisan tarihinde, İran Dışişleri Bakanlığı tarafından aktarılan resmî haberlere göre İran, 8 yılın ardından BAE’ye büyükelçi atayacaktır. Aktarılan resmî bildiriye göre BAE’ye atanan isim İran Dışişleri Bakanlığı Ulusal İşleri Genel Müdürü Büyükelçi Rıza Amiri oldu. Bununla birlikte yapılan duyuruda atama işlemlerinin son aşamada olduğu, atama işlemlerinin son bulması ve iki ülke arasında bu konuda ittifaka varılmasının ardından nihai olarak resmî bir şekilde net duyurunun yapılacağı zikredildi.[91]

4 Nisan tarihinde, Umman’daki Irak Büyükelçiliği tarafından yapılan resmî açıklamaya göre Irak’ın Umman Büyükelçisi Kays Saad el-Amiri; Suudi Arabistan, Suriye ve İran’ın Umman büyükelçilerini Ramazan ayı vesilesiyle büyükelçilik binasında ağırladı. Görüşmede bölgesel gelişmelerin değerlendirildiği bilgisi aktarıldı.[92]

Yaklaşık 1 aydır süren ön görüşmeler sonrasında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan, İran Dışişleri Bakan Emir Abdullahyan ile 6 Nisan tarihinde Pekin’de bir araya geldi. Gerçekleşen tarihi görüşmede her iki ülkenin de büyükelçilerin açılması konusunda mutabık kaldığı açıklandı.[93]

KUZEY AFRİKA GÜNDEMİ
Bu bölüm 3 - 9 Nisan 2023 tarihleri arasındaki Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır ve Sudan’daki siyasi, ekonomik ve güvenlik gelişmelerini mercek altına almaktadır.

Siyaset
Kuzey Afrika’daki iç siyaset ve dış politika gelişmeleri incelendiğinde bu hafta yedi temel konunun ön plana çıkıyor.

Bu bağlamda öne çıkan ilk gelişme, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un, Fas’ı terör örgütlerini desteklemek ve Mali’de ülkesinin diplomatlarının kaçırılmasının arkasında olmakla suçlamasıdır. El-Cezire Podcast’e konuşan Tebbun, Cezayir'in Mali'deki duruma ilişkin tutumu ve ülkesinin Batı Afrika ülkesinde demokratik bir geçişi destekleyip desteklemediği sorulduğunda bu suçlamaları dile getirmiştir. Cumhurbaşkanı, “(Mali'deki) istikrarsızlığın ilk kurbanı Cezayir’dir, diplomatları kaçırılan ve ikisi şehit edilen tek ülke biziz. Bunu kimin yaptığını biliyoruz. Komşu bir ülke bunu Mali'de kurduğu sahte bir terör örgütü aracılığıyla yaptı” dedi. [94]

İkinci gelişme, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un, 3 Nisan Pazartesi günü Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Suriye'deki gelişmeleri görüşmesidir. Cezayir Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada Esad'ın Cezayir liderine Suriye'deki mevcut durum hakkında bilgi verdiği belirtildi. Açıklamada iki tarafın ilişkiler hakkında görüş alışverişinde bulunduğu ve Esad'ın 6 Şubat'ta hem Suriye'de hem de Türkiye'de binlerce kişinin ölümüne yol açan depremlerin ardından Şam'a verdiği destek için Cezayir'e teşekkür ettiği belirtildi.[95]

Üçüncü gelişme, Tunus Cumhurbaşkanı Said'in siyaseten yokluğunun muhalefet tarafından sorgulanmasıdır. Tunus'taki ana muhalefet koalisyonu 3 Nisan Pazartesi Pazartesi günü hükûmete çağrıda bulunarak Cumhurbaşkanı Kays Said'in son günlerde siyaset sahnesinden uzak kalmasının nedenlerini açıklamasını istedi. Ulusal Kurtuluş Cephesi (National Salvation Front-FSN), kendisine sağlık sorunları hakkında bilgi verildiğini de sözlerine ekledi.  Ulusal Kurtuluş Cephesi muhalefet koalisyonu başkanı Ahmed Necib Çebi, “Ulusal Kurtuluş Cephesi ilk günden (22 Mart) itibaren Başkan Said'in sağlık sorunları yaşadığından haberdar edildi ancak herkesin geçici bir sağlık sorunu yaşayabileceğine inanarak tepki vermedik. Kendisiyle ilişkimiz kişisel değil, siyasidir” dedi. Yasama boşluğu ihtimaline karşı uyarıda bulunan FSN Başkanı, geçici bir iktidar boşluğu durumunda, anayasada öngörüldüğü üzere ülke işlerini yürütmenin hükûmet başkanı Necla Buden'e bağlı olduğunu söyledi.[96]

Dördüncü gelişme, Tunus ve Suriye’nin diplomatik ilişkilerinin yeniden kurulmasıdır. Suriye devlet haber ajansı SANA’nın bildirdiğine göre Suriye ve Tunus diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmeyi, büyükelçiliklerini yeniden açmayı ve elçi atamayı planlamaktadır. Açıklama her iki ülkenin üst düzey diplomatları arasında yapılan bir telefon görüşmesinin ardından geldi. Bu kapsamda Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Tunuslu mevkidaşı Nabil Ammar ile görüşme gerçekleştirdi. Tunus, Şam’daki büyükelçiliğinin temsilini arttırmayı ve Suriye’ye bir elçi atamayı planlamaktadır. Mikdad, Suriye’nin de önümüzdeki günlerde aynı şeyi Tunus’ta yapmak isteyeceğine dikkat çekti.[97]

Beşinci gelişme, Libya’da Hafter ve Salih’in, BM Libya Özel Temsilcisi Bathily ile görüşmesidir.

Libya Ulusal Ordusu (Libya National Army - LNA) Genel Komutanı Mareşal Halife Hafter 4 Nisan Salı günü Temsilciler Meclisi Başkanı Agila Salih ve BM Özel Temsilcisi Abdulaye Bathily ile görüştü. LNA Genel Komutanlığı tarafından yapılan kısa açıklamaya göre üç isim Libya'daki son siyasi gelişmeleri ele aldı. Toplantıda seçimlerin daha fazla gecikmeden gerçekleştirilmesine yönelik çabaların nasıl hızlandırılabileceği üzerinde durulduğu bildirildi. Ayrıca barış ve istikrar için gerekli olduğu belirtilerek, 5+5 JMC liderleri ve Libya'nın dört bir yanından gelen askerî ve güvenlik birimlerinin komutanları da dâhil olmak üzere Libyalılar arasında umut ve uzlaşıyı teşvik etmek için hiçbir çabadan kaçınmama konusunda mutabık kalındığı belirtildi. Kapsayıcı seçimler ve kapsamlı ulusal uzlaşı yoluyla kalıcı barışa yönelik umudun yeniden tesis etme konusundaki kararlılıklarına dair vurgu yapıldı.[98]

Altıncı gelişme, Mısır’ın Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen İsrail’i kınaması ve ibadet edenlere yönelik saldırılara derhâl son verilmesini talep etmesidir. İsrail’in çarşamba günü sabahın erken saatlerinde Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya girerek ibadet edenlerle çatışması Filistinlilerin tepkisine yol açtı. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Mısır, “İsrail polisinin tüm uluslararası kanun ve normları ihlal ederek Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesini ve buna eşlik eden, aralarında kadınların da bulunduğu ibadet edenlerin yaralanmasına yol açan bariz saldırıları en güçlü ifadelerle” kınadı. Açıklamada, bu tür kınanması gereken sahnelerin ve İsrail’in kutsal mekânların kutsallığına yönelik tekrarlanan ihlallerinin, tüm Filistin halkı, İslam halkı ve tüm dünyadaki insanlar arasındaki öfke duygularını körüklediği belirtildi. Mısır, İsrailli yetkilileri ibadet edenleri korkutan saldırıları durdurmaya çağırmış ve Mısır'ın bölgesel ve uluslararası ortaklarla yürüttüğü ateşkes çabalarını baltalayan bu tehlikeli tırmanıştan işgalci güç İsrail'i sorumlu tuttuğunu söyledi. Ayrıca uluslararası topluma da bu saldırılara son verilmesi ve bölgenin daha fazla istikrarsızlık ve gerginlikten kurtarılması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi çağrısında bulundu.[99]

Yedinci gelişme, Sudan’da siyasi anlaşmanın imzalanmasının askerî anlaşmazlıklar nedeniyle yine ertelenmesidir. Sudan’da Özgürlük ve Değişim Güçleri (Forces of Freedom and Change – FFC), güvenlik ve askerî sektörlerde reform yapılmasına ilişkin görüşmelerin durması nedeniyle 6 Nisan Perşembe günü imzalanması planlanan nihai siyasi anlaşmanın ertelendiğini duyurdu. Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Güçleri (Rapid Support Forces – RSF) arasında komuta, entegre güçlerin kontrolü ve entegrasyon yılları konusundaki anlaşmazlıklar, nihai anlaşmanın imzalanmasının nisan ayının birinden altıncısına ertelenmesine yol açmış ve şimdi herhangi bir tarih belirlenmedi. FFC tarafından çarşamba günü yapılan açıklamada nihai siyasi anlaşmanın imzalanmasının “askerî taraflar arasında güvenlik ve askerî reform tedbirlerinin teknik yönlerine ilişkin ortak görüşmelerin yeniden başlaması nedeniyle” ertelendiği belirtildi.[100]

Ekonomi
Kuzey Afrika’daki ekonomi gelişmeleri incelendiğinde bu hafta yedi temel konu ön plana çıkmakta.

Birincisi, Fas'ın dış ticaret gözlemcisi Office d'Echange'in (OE) verilerine göre, 2021 ve 2022'de rekor kırdıktan sonra, Fas'ın fosfat ihracatının parasal değerinin 2023'ün ilk iki ayında yıllık bazda %25 düşmesidir. Aylık güncellemede OE verileri, 2023’ün ilk iki ayında fosfat ihracatının bir önceki yıl 14,6 milyar MAD (1,4 milyar dolar) seviyesinden düşerek 10,9 milyar MAD (1 milyar dolar) seviyesinde gerçekleştiğini gösteriyor.[101]

İkincisi Brezilya Dışişleri Bakanlığının, Fas ile ticari iş birliğini ilerletmeye devam etme kararlılığını yinelemesidir. Bakanlıktan alınan yeni veriler, ikili ticaretin "3,13 milyar dolarlık tarihi bir zirveye" ulaştığını ve değişikliğin Fas pazarının yeni Brezilya ürünlerine açılmasına atfedildiğini gösterdi. Bakanlık, verileri ülkenin Dışişleri Bakanı Mauro Vieira ile Faslı mevkidaşı Nasser Bourita arasında perşembe günü yaptığı telefon görüşmesinin ardından paylaştı. Görüşmede iki yetkili, gıda güvenliği ve askerî konularda iş birliğinin yanı sıra iki ülke arasındaki hava uçuşlarının yeniden başlatılmasını ele aldı. Bakanlık tarafından bu hafta başlarında yapılan açıklamada, "Fas, fosfatlı gübrelerin önemli bir tedarikçisi ve Brezilya'nın üçüncü büyük gübre tedarikçisidir" dendi.[102]

Üçüncüsü, Uluslararası Para Fonunun (IMF) Fas’ın potansiyel şoklara ve ekonomik zorluklara karşı güvence sağlayan 5 milyar dolarlık (51 milyar MAD) Esnek Kredi Hattından (FCL) yararlanması için iki yıllık bir düzenlemeyi onaylamasıdır. IMF’den yapılan açıklamaya göre IMF, Fas’ın kredi limiti talebini büyük ölçüde ülkenin “çok güçlü politikaları, kurumsal politika çerçeveleri ve ekonomik temelleri ve bu tür politikaları gelecekte de sürdürme kararlılığı” nedeniyle onayladı.[103]

Dördüncüsü, Dünya Bankasının Fas’ın finansal ve dijital katılımı ilerletmeyi amaçlayan reformlarını desteklemek için 450 milyon dolarlık bir krediyi onaylamasıdır. Dünya Bankası’ndan yayımlanan bir basın açıklamasında, finansmanın serinin üçüncüsü olduğu belirtilerek, Fas’taki bireyler ve işletmeler için finansal ve dijital hizmetlere erişimi desteklemeye devam edilmesinin önemi vurgulandı.[104]

Beşincisi, Nijerya’nın Ulusal Petrol Şirketi’nin (NNPCL), 25 milyar dolarlık Nijerya-Fas Gaz Boru Hattı projesinde %50 hisseyi güvence altına almak için 12,5 milyar dolar yatırım yapacak olmasıdır. Nijerya Petrol Bakanı Timipre Sylva’ya göre, bazı idari sorunların çözülmesi gerektiğinden doğalgaz boru hattının inşasına başlama tarihi henüz belirlenmedi.[105]

Altıncısı, Libya Ulusal Petrol Şirketi’nin (NOC), Al-Dhahra petrol sahasını geliştirmek için bir Birleşik Arap Emirlikleri şirketiyle sözleşme yaptığına dair raporları yalanlaması ve sözleşmenin yerel Esnad Şirketi ile yapıldığını doğrulamasıdır.[106]

Yedincisi, Libya Ulusal Birlik Hükûmeti Planlama Bakanı Muhammed el-Zaidani’nin, Fransa'nın Libya Büyükelçisi Mustafa Mihrajej ile özellikle ekonomik kalkınma alanında ikili iş birliğini ve Fransız şirketlerinin geri dönüşünü görüşmesidir. Bakanlığın Facebook sayfasına göre, Libya'nın kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için Fransız uzmanlığından ve başarılı deneyimlerinden yararlanılarak yenilenebilir enerjiler, su ve petrol alanındaki iş birliği de tartışıldı.[107]

Güvenlik
Bu hafta Kuzey Afrika’da güvenlik ve terör gelişmeleri incelendiğinde iki gelişme ön plana çıkmakta.

Bunlardan ilki Libya açıklarında kurtarılan göçmenlerle ilgilidir. SOS Mediterranee yardım kuruluşu 2 Nisan Pazar günü yaptığı açıklamada 92 göçmenin Akdeniz’i geçerek Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken Libya açıklarında kurtarıldıkları bildirildi. Kurtarılan göçmen grubunda 9 kadın ve 40 refakatiz çocuk bulunduğu aktarılmıştır. Göçmenlerin bazılarında yakıt yanıklarının oluştuğu ve birin de ortopedik yaralanmanın olduğu belirtildi. [108]

İkinci gelişme, Tunus açıklarında Tunus açıklarında göçmen teknesinin batması ile ilgilidir. Cumartesi günü Tunus açıklarında, Akdeniz’i geçerek İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan göçmenleri taşıyan iki teknenin batması sonucu en az 23 Afrikalı göçmenin kaybolduğu, 4 kişinin de hayatını kaybettiği aktarıldı. Sfax mahkemesi yargıcı Faouzi Masmoudi, sahil güvenliğin güneydeki Sfax kenti açıklarında 53 kişiyi kurtardığını ve bunlardan ikisinin durumunun kritik olduğunu belirtti.[109]

KAYNAKÇA

HAFTALIK RUSYA BASIN ANALİZİ (3-9 Nisan 2023)

Tahran Başörtüsü Muhaliflerinin Sabrını Zorluyor
İran'ın Dinî Lideri Ali Hamaney’in, Eylül 2022'de başlayan kitlesel protestoları tanımlayarak, başörtüsünden vazgeçme fikrini siyasi açıdan kabul edilemez olarak nitelendirmesi Rusya basınında geniş yer buldu. “Nezavismaya” gazetesinin 5 Nisan sayısında yayımlanan “Tahran Başörtüsü Muhaliflerinin Sabrını Zorluyor” başlıklı uzman görüşlerine dayanan yazıda söz konusu haber “İran, İslami kıyafet yönetmeliği üzerindeki kontrolü sıkılaştırmaya hazırlanıyor” ifadeleriyle değerlendirildi. Yazıda görüşlerine başvurulan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi uzmanı Nikita Smagin, Hamaney’in bu tür açıklamaları ilk kez yapmadığına ancak şimdi öncekilere göre retoriği gerçekten biraz daha sert geldiğine işaret etti: “İran, başörtüsü normlarında herhangi bir yasal hoşgörü gösterme niyetinde değildir. Bugünün ana sorusu, İran'ın kadınları kıyafet kurallarına uymaya nasıl zorlayabileceğidir.” Analist, sonbahardan bu yana ülkede yeni bir düzenin oluştuğunu hatırlattı: “Ahlak polisi kaldırılmadı ama çalışmıyor, çok sayıda kadın meydan okurcasına başörtüsü kullanmıyor ve yetkililer henüz ciddi zorlayıcı önlemler almaya cesaret edemedi. Aynı zamanda, normlara uyulmasını sağlamak için yetkililerin ne gibi önlemler alabileceği konusunda bunca zamandır tartışma sürdürülüyor. Bu bağlamda önerilen çeşitli mekanizmalardan en çarpıcısı başörtüsü kurallarına uymayan kadınların bankacılık hizmetlerine erişiminin kısıtlanması, internet ve telefonların engellenmesidir.” Tüm bunların yanı sıra uzman, bu süreçlerin henüz beyanlar ve teklifler düzeyinde gerçekleştiği görüşünü savundu.  Analiste göre İran’ın hâlâ başörtüsünü zorunlu kılmak için harekete geçme arayışında olduğu yönünde bir his vardır: “Genel olarak, yeni normları eskisinden daha yumuşak olacak şekilde benimsemeye çalışıyorlar. Yetkililer, yeniliklerin başka bir protesto dalgasına yol açabileceği konusunda çok ciddi endişe duyuyorlar.” Smagin, bu adımların her halükarda memnuniyetsizliğe neden olacağını dışlamadı: “Tek soru yönetimin girişimlerinin ölçeğinin ne olacağı ve kamuoyunun tepkisinin ne kadar büyük olacağına bağlıdır.”

İran-Suudi Arabistan: Yumuşama
“Mejdunarodnaya Jizn” dergisinde “İran-Suudi Arabistan: Yumuşama” başlıklı değerlendirme yazısı yayımlandı. Makalenin yazarı Rusya Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsünde Kıdemli Araştırma Görevlisi Vladimir Sajin, Tahran-Riyad normalleşmesini alt başlıklarla ayrıntılı şekilde incelemiştir.

Uzman İran-Suudi Arabistan yumuşamasını şu şekilde yorumladı: “Ortadoğu'nun iki önde gelen gücü ile İslam dünyası arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, şüphesiz bölge ve dünyadaki askerî-politik durumun gelecekteki gelişimi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacaktır. Önemlisi, Pekin Anlaşması Tahran ile Riyad arasında on yıllardır süregelen soğuk savaşın sıcak bir savaşa dönüşme riskini azaltıyor. Çin, Suudi Arabistan ve İran'ın verdiği ivmeyle Ortadoğu'daki ilişkilerin konfigürasyonu da yavaş yavaş değişiyor. Yemen'deki silahlı çatışmayı çözme fırsatı gerçeğe dönüştü.”

Analist, Riyad-Tahran normalleşmesinin bölge üzerindeki etkilerine de dikkat çekti: “Büyük olasılıkla, Esad'ın Arap dünyasındaki izolasyonu sona eriyor ve Suudi Arabistan bu gelişmeni kendi avantajına kullanmaya hazırdır. Ayrıca Riyad'ın, Lübnan'ın kalkınmasına yönelik mali ve ekonomik yardım sorununu çözmek için İran yanlısı Hizbullah ile müzakere sürecine dâhil olması muhtemeldir. İran-BAE, İran-Bahreyn hatlarında ilişkileri geliştirmek için ön koşullar var. Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından sonra Ortadoğu'da oluşan durum ve genel atmosfer, İsrail veya ABD askerinin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı tehdidini büyük ölçüde azaltıyor. Suudi Arabistan ile Çin arasında son yıllarda gözlemlenen yakınlaşma, Suudi Arabistan'ın BRICS’e ve ŞİÖ'ye katılması için sağlam bir temel oluşturuyor.

Analiste göre 10 Mart 2023'ten sonra Çin'in resmî olarak Ortadoğu'da ana siyasi oyuncu hâline geldiği söylenebilir. Tüm bunların yanı sıra, analist Pekin Anlaşması’nın, Tahran-Riyad arasındaki gerilimi etkileyen tüm sorunları nihai olarak çözemediği görüşünü savundu. Uzman, aynı zamanda söz konusu gelişmelerin ABD'nin Ortadoğu'daki mevcut rolü sorusunu da gündeme getirdiğini göz ardı etmedi: “Gelinen noktada bölgede etkili bir askerî oyuncu olmaya devam eden ABD'nin Çin ile rekabeti ortaya çıkıyor.” Smagin’e göre aslında Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasının bir yumuşama olduğu söylenebilir: “Bu, ideoloji, dünya görüşü, siyaset, devlet yapısı bakımından farklı olan ve savaş tehdidini önlemek isteyen iki devletin barış içinde bir arada yaşama politikasının bir teyididir.”

Yukarıya Bakın: Dış Tehdit İsrail'deki İç Siyasi Gündemi Değiştirdi
İsrail Ordusunun, Lübnan’dan ülkenin kuzey bölgelerine bir dizi roket atıldığını ve ülkenin kuzey bölgelerinde uyarı sirenlerinin devreye girdiği duyurusu Rusya basınında geniş yer buldu. “İzvestiya” gazetesinin “Yukarıya Bakın: Dış Tehdit İsrail'deki İç Siyasi Gündemi Değiştirdi” balıklı uzman görüşlerine dayanan yazıda söz konusu haber “halkın dikkati yeniden İsrail-Filistin çatışmasına çevrildi” ifadeleriyle değerlendirildi.

Yazıya göre gerginliğin nedeni, İsrail polisinin çarşamba günü Müslüman dünyasının kutsal yerlerinden biri olan Mescid-i Aksa'ya düzenlediği operasyondu. Bu durum toplumun, dikkatini yerel sorunlardan ulusal güvenlik sorunlarına kaydırdığı için Netanyahu hükûmetinin tırmanıştan elde ettiği siyasi fayda açıktır. Yazıda görüşlerine başvurulan Petersburg Devlet Üniversitesi Profesörü  Natalya Eremina ise bu faydaların raf ömürlerinin oldukça kısa olduğu görüşünü savundu: “Gerginlik azalır azalmaz, İsrail'deki iç siyasi tartışma yeniden ön plana çıkacaktır. İsrail toplumu dış tehditler karşısında her zaman konsolide olurken, iç politika meselelerinde bölünmüştür. Bu durumu göz önünde bulundurmuş olursak Netanyahu'nun muhalefeti bir süre zayıflayacak ama şiddet seviyesi düşer düşmez protestolar yeniden başlayacağı muhtemeldir.” Tartışmanın diğer katılımcısı olan Beşerî Bilimler Devlet Akademik Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi Ortadoğu Ülkeleri Bölümü Kıdemli Öğretim Üyesi Grigory Lukyanov ise Filistin direnişi liderlerinin, çatışmayı daha da uzatmakla ilgilenmediklerini belirtti: “Ne Hizbullah ne de Hamas, İsrail'le bu şiddet düzeyinde karşı karşıya gelecek kaynaklara sahip değildir.”

Uzmana göre Hizbullah destekçileri arasında sert ve hızlı bir yanıt isteyen pek çok kişi olduğu da göz ardı edilmemelidir: “Ancak bu düzeydeki gerilim ve şiddet, her iki örgütün de potansiyelini sonuna kadar tüketiyor. Hamas örneğinde, Hizbullah'ın faaliyetleri Lübnan'daki zorlu ekonomik durum nedeniyle karmaşıklaşıyor. Ne de olsa Hizbullah siyasi işleve ek olarak, nüfus için tüm sosyo-ekonomik destek önlemlerini yerine getiriyor.” Analist, bu durumda, Hizbullah’ın İsrail tarafından yapılan alenen saldırgan eylemlere tepki göstermesinin gerektiğini ifadelerine ekledi.