Haftalık Ortadoğu Gündemi

Ortadoğu Gündemi: 31 Ekim- 6 Kasım 2022

Ortadoğu, dünyanın en dinamik gündemine sahip bölgelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla bölgeyi anlamak, söz konusu gelişmelerin aktif olarak takip edilmesini gerektirmektedir. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM), uzmanlaşmış departmanları aracılığıyla bölgedeki siyasal, sosyal, ekonomik ve askerî gündemi, diplomasi trafiğini yakından izlemekte; bunları alanlarına hâkim araştırmacıları aracılığıyla görüş, analiz ve raporlara dönüştürerek ilgililerinin bilgisine sunmaktadır. Bu bağlamda, Ortadoğu’da meydana gelen önemli gelişmeler, “Ortadoğu Gündemi” başlığı altında haftalık olarak okuyucuyla paylaşılmaktadır.

SURİYE GÜNDEMİ
Uluslararası Gündemde Suriye

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Suriye’ye karşı uygulanan yaptırımların ülke üzerindeki etkisini değerlendirmek üzere geçtiğimiz hafta Suriye’ye bir raportör gönderdi. 30 Ekim-10 Kasım tarihleri arasında Suriye’yi ziyaret edecek olan Alena Douhan açıklamasında, “Tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin Suriye halkı üzerindeki etkisi hakkında birinci elden bilgi toplamak amacıyla hükûmet ve hükûmet dışı gruplarla iş birliği ve tarafsızlık ruhu içinde bir araya gelmeyi dört gözle bekliyorum” ifadelerini kullandı.[1]

Hollanda hükûmeti yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan mülteci kamplarından 12 kadın ve 28 çocuğun Hollanda’ya geri getirileceğini duyurdu. Mayıs ayında Hollanda mahkemesinin kadınların hemen Hollanda’ya iade edilmesini talep etmesi üzerine harekete geçen hükûmet, kadınların IŞİD terör örgütüne katıldıkları için ülkeye geri döndüklerinde suçlamalarla karşı karşıya kalacaklarını açıkladı.[2]

Suriye Adalet ve Hesap Verebilirlik Merkezi (SCJA), Suriye rejim güçlerini, suçlarını gizlemek amacıyla ülkenin güneyindeki bölgelerde kurbanlarının cesetlerini kasten yakmakla suçladı. Washington merkezli insan hakları gözlem kuruluşu güneydeki Dera vilayetinde yakılan ve toplu mezarlara nakledilen cesetleri gösteren 2012 ve 2013 yılına ait 13 videoyu analiz ettiğini açıkladı. Bu analizlere dayanan bir rapor yayımlayan kuruluş, “Suriye rejimine bağlı üst düzey yetkililerin kurbanların cesetlerini yakarak yok etmeleri, Suriye hükûmetinin, işlediği savaş suçlarının kanıtlarını yok etme maksatlı daha geniş bir uygulamasının delili olabilir” açıklamasında bulundu.[3]

Suriye Rejimi
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Tahran ziyaretinin ABD’nin geçtiğimiz günlerde başlattığı saldırı karşısında Suriye’nin İran’a verdiği desteğin bir ifadesi olduğunu belirtti. Mikdad, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir-Abdullahiyan ile düzenlediği basın toplantısında, Suriye ve İran’ı hedef alan komploların iki halkın iradesine ters düştüğü için başarısız olacağını sözlerine ekledi. Bakan Mikdad açıklamasının devamında, Batı’nın ekonomik yaptırımlarının Suriye ve İran hükûmetlerine bir etkisinin olmadığını ancak bu yaptırımların halkları sefalete ve ölüme sürüklediğine işaret etti.[4]

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Salim el-Muslat, rejimle uzlaşmalarının ardından rejim bölgelerine dönen iki Suriye vatandaşının Esad rejiminin cezaevlerinde işkence görerek öldürüldüğünü söyledi. Muslat açıklamasının devamında, rejimin Suriyeli muhalifleri öldürmekten vazgeçmeyeceğini ve geri dönenlerin hepsinden aynı şekilde intikam alacağını belirtti. Muslat ayrıca, söz konusu cinayetlerin Esad rejiminin Suriye halkına yönelik kriminal politikalarından vazgeçmeyeceğinin bir kanıtı olduğuna dikkat çekti. Uluslararası kamuoyu ile hükûmetleri mültecileri rejim bölgelerine geri dönmeye zorlamamaları konusunda uyaran Muslat, geri dönmek zorunda kalan mültecilerin güvenliğinden tamamen ülkelerin sorumlu olduğunun altını çizdi.[5]

SMDK Genel Sekreteri Heysem Rahme, Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin kısa süre önce Şam’a yaptıkları ve Esad rejimi yetkilileriyle bir araya gelerek yaptırımların insan hakları üzerindeki etkisini tartıştıkları ziyareti eleştirdi. Rahme, ziyaretin Suriyeli sivillere karşı en ağır insan hakları ihlallerini işleyen bir rejimin yeniden meşrulaştırılması ve normalleştirilmesinin önünü açma riski taşıdığını vurguladı. Rahme, BM’nin Suriye ile ilgili birçok konuyu ele almasının Suriye halkına olumsuz yansımalarının olduğunu ve krizi daha da karmaşık hâle getirdiğini söyledi.[6]

Fırat’ın Doğusu
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG), kontrol ettiği bölgelerdeki okullarda peçeyi yasaklayan bir karara imza atması kamuoyunda tartışmalara yol açtı. SDG yönetimi 23 Ekim’de yayımladığı sözde genelgede, kendi denetim bölgelerindeki okullarda giyim kurallarına uyulması, kampüste peçe takılmaması ve ayrıca sınıflarda cep telefonu kullanılmaması gibi yeni düzenlemeler getirdi. SDG’nin bu kararının ardından Deyrizor vilayetinde ve çevre bölgelerde protesto gösterileri düzenlendi.[7]

Kürt bir kaynak, SDG’nin Suriye’nin kuzeyinde bulunan Halep’te saflarına çocuk militan toplamaya devam ettiğini söyledi. Kaynak, açıklamasının devamında SDG’nin ayrıca ekim ayında 6 çocuğu zorla ailelerinden uzaklaştırarak silah altına aldığını ve çocukları eğitim kamplarına götürdükten sonra aileleriyle iletişim kurmalarına izin vermediğini kaydetti. Haziran 2019’da SDG, kontrol ettiği bölgelerde 18 yaş altı çocukların silah altına alınmasına ve çalıştırılmasına son vermek üzere BM ile ortak bir eylem planı imzalamıştı. Ancak BM tarafından Temmuz 2022’de yayımlanan “Çocuklar ve Silahlı Çatışma” başlıklı raporda, terör örgütünün 2021’de 221 çocuğu zorla silah altına aldığı kaydedildi.[8]

SDG, Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan el-Hol Kampı’nda, “İnsanlık ve Güvenlik” adı verilen güvenlik operasyonunun ikinci aşamasını başlattı. Söz konusu operasyonun kampta güvenliği sağlamak, IŞİD’in faaliyetlerini sınırlandırmak ve kampta işlenen cinayetlerin önüne geçmek amacıyla düzenlendiği bildirildi. Operasyon sırasında çok sayıda kişinin tutuklandığı belirtildi.[9]

ABD’ye ait iki yeni araç konvoyu 3 ve 5 Kasım günleri Irak’tan Suriye’ye geçiş yaptı. Suriye’nin Haseke ve Deyrizor vilayetlerinde bulunan Uluslararası Koalisyon üslerine askerî ve lojistik malzeme taşıyan bu konvoyların ilki yaklaşık 50 tırdan, ikincisi ise 35’ten fazla tırdan oluştu.  Söz konusu bu konvoylar, ABD’nin kasım ayında Suriye’ye gönderdiği ilk askerî sevkiyatlar olarak kayda geçti.[10]

Güney Suriye
IŞİD ile bağlantılı bir intihar bombacısı, Suriye’nin güneyindeki Dera vilayetinde gerçekleştirdiği bir saldırıda Suriye muhalefetinin dört üyesini öldürdü. Suriyeli bir muhabir verdiği demeçte, birçok insanın da yaralanmasıyla sonuçlanan intihar saldırısının Dera kentinde ikamet eden Ghassan Ekrem Abazid’in evini hedef aldığını söyledi. IŞİD, patlamanın ardından saldırının sorumluluğunu üstlendi.[11]

Suriye İnsan Hakları Ağının haberine göre, Suriye’nin güneyinde bulunan hükûmet kontrolündeki Dera vilayetinde 4 gün süren kanlı yerel çatışmalarda biri çocuk 6 kişi hayatını kaybetti. Yerel basın, düzinelerce ailenin ise IŞİD’e bağlı gruplar ile rejim destekli 8. Tugay arasında gerçekleşen çatışmalar sırasında mahsur kaldığını kaydetti. Bu ailelerin çatışmanın tarafları arasında ilan edilen geçici bir ateşkesin ardından şehri terk ettiği bildirildi.[12]

İdlib ve Harekât Bölgeleri
Güvenlik kaynaklarından yapılan açıklamada, Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren bir YPG’li teröristin Türk güçleri tarafından “etkisiz hâle getirildiği” kaydedildi. Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından düzenlenen operasyonda Serdem Pir-Serhat Harun kod adlı Ersin Şahin’in etkisiz hâle getirildiği açıklandı. Kaynaklar Şahin’in, sözde Derik sabotaj taburunun başında olduğunu ve Türk kuvvetlerini hedef alan bombalamalar da dâhil olmak üzere çok sayıda terör saldırısına karıştığını belirtti.[13]

Türk Ordusu, İdlib’in güney kırsalındaki Cebel el-Zaviye bölgesindeki Sarjila köyü yakınlarında yeni bir askerî karakol inşa etmeye başladı. Yerel askerî kaynaklar, askerî karakolun Suriye rejim güçleriyle temas hatlarının yakınında bulunduğunu söyledi. Kaynaklar, Türk Ordusunun Suriye rejim güçlerinin kontrolündeki Kafranbel, Kafrouma ve Hanouten kasabalarına bakan boş ve ıssız üç katlı bir binada yeni mevzilerini kurduğunu da sözlerine ekledi.[14]

Millî Savunma Bakanlığı 2 Kasım Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Türk kolluk kuvvetlerinin kuzey Suriye’de 5 YPG teröristini etkisiz hâle getirdiğini söyledi. Bakanlık yaptığı açıklamanın devamında, teröristlerin Barış Pınarı ve Fırat Kalkanı terörle mücadele operasyon bölgelerinde saldırı planladığını kaydetti.[15]

IRAK GÜNDEMİ

Siyaset
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nden (IKBY) üst düzey bir heyetin bütçe, petrol ve doğal gaz konularını görüşmek üzere Bağdat’a gideceği öğrenildi. Heyetin 8 Kasım’da Bağdat’ı ziyaret ederek Irak hükûmet yetkilileriyle görüşeceği belirtildi. Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, daha önce düzenlediği basın toplantısındaparlamento tatili öncesi bütçeyi hazırlamak için ciddi bir şekilde çalıştıklarını açıklamıştı.[16]

ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Alina Romanowski ve Irak’ın yeni Başbakanı Muhammad Şiya el-Sudani, geçtiğimiz birkaç haftada bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmelere ilişkin Suudi Arabistan basınında yer alan haberlerde ABD büyükelçisinin, Irak başbakanına, Bağdat’ın İsrail ile normalleşmeyi suç sayan yasayı kaldırması hâlinde Washington ve Bağdat arasındaki ilişkileri iyileştirme sözü verdiği belirtildi. Sudani’nin bu konuya ilişkin detayları İran destekli Şii oluşumlarla paylaştığı ancak bu taleplere sıcak bakılmadığı iddia edildi.[17]

Japonya’nın Irak Büyükelçisi Futoshi Matsumoto, ülkesinin tüm Iraklıların yararına olacak birkaç önemli projeyi uygulamak için Irak’ın yeni hükûmetiyle görüştüğünü bildirdi. Bu kapsamda, Japonya’nın Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) aracılığıyla Irak hükûmetine elektrik, su ve tarım alanlarındaki projeler için kredi sağlayacağı belirtildi. Uluslararası Bağdat Fuarı’na 17 Japon firmasının katıldığını kaydeden Japon büyükelçi, ülkesinin özellikle artan yatırım ve ticaret projeleri yoluyla Irak ile ilişkilerini genişletmeye çalıştığını vurguladı.[18]

Irak Başbakanı Sudani, uygulama, mevzuat ve gözetim sistemlerinin performansının güçlendirilmesine ilişkin talimat verdi. Talimatların, Irak Parlamentosunun yasama ve denetleme görevlerini daha kolay yerine getirmesinin sağlanması ve bakanlıkların işlerinin basitleştirilmesi amacıyla verildiği belirtildi. Talimatın, geçmişte alınan kararların ve imzalanan sözleşmelerin denetlenmesi/incelenmesi, komisyonlarla iş birliği, yurt dışına gönderilen Irak kaynakları ve yurt dışındaki Irak fonlarının geri alınması gibi konuları da içerdiği belirtildi.[19]

Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) 14. Olağan Kongresi, Duhok vilayetinde gerçekleştirildi. Kongre delegesi Viyan Süleyman, kongre esnasında verdiği demeçte KDP’nin yönetiminde kadın sayısının %15-20’ye yükseleceğini ifade etti. Mesut Barzani’nin tekrar KDP başkanı seçildiği kongrede, Neçirvan Barzani birinci başkan yardımcısı ve Mesrur Barzani de ikinci başkan yardımcısı olarak belirlendi.[20]

Irak’ta yeni kurulan Sudani hükûmetinin bileşenleri arasında yapılan anlaşma gereği, 6 ay içerisinde Kerkük’te bulunan bütün ofislerin tekrar açılacağı ve KDP’nin de tekrar Kerkük’e döneceği belirtildi. KDP üyesi Muhammed Hurşit, bu anlaşmanın hükûmet bileşenleri arasında yapıldığını ve hükûmetin programı içerisinde yer aldığını açıkladı. Hurşit, yeni hükûmetin böyle bir söz verdiğini ve KDP’nin Kerkük’e dönmesi için bu sözün tutulması gerektiğini, sözün tutulması için de KDP olarak ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.[21]

Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre Irak Başbakanı Sudani, Dürüstlük Komisyonundaki soruşturmalar genel müdürünü, komisyonun prosedürlerini ihmal etmesi nedeniyle komisyon dışına atmaya karar verdi. Olayla ilgili soruşturma tutanaklarının yetkili mahkemelere havale edilerek gerekli hukuki tedbirlerin alınmasına karar verildiği belirtildi.[22]

Kerkük Eğitim Genel Müdürü Abid Ali Hüseyin Teme imzasıyla gönderilen yazıda, Kerkük’teki okul ve eğitim kurumlarında Irak bayrağı dışında herhangi bir bayrağın asılmasının yasaklandığı belirtildi. Yazıda, 1986 Yılı 33 Sayılı Irak Bayrak Yasası, 1991 Yılı 6 Sayılı Yasal Düzenleme ve 2008 Yılı 9 Sayılı Yasal Düzenlemeye dayandırılan karar doğrultusunda Irak bayrağı haricinde hiçbir bayrağın kamu kurum ve kuruluşlarına asılamayacağı ifade edildi. Ayrıca Irak bayrağı hariç başka bir bayrağın asılmasına izin veren herhangi bir yasanın olmadığı bildirildi. Kerkük’teki tüm eğitim kurumlarına gönderilen talimatta, kararı ihlal eden kişilerle ilgili yasal işlem başlatılacağı kaydedildi.[23]

Güvenlik
Başbakan Sudani, selefi Mustafa el-Kazımi döneminde atanan bazı üst düzey yetkilileri görevden aldı. Görevden alınanlar arasında Ulusal İstihbarat Teşkilatı Başkanı Raed Jouhi ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı Başkanı Hamid el-Şatri de bulunuyor. Ulusal İstihbarat Teşkilatı Başkanlığına Terörle Mücadele Teşkilatının eski Başkanı Korgeneral Talib Şağati’nin atandığına dair haberler yayılmasının ardından[24] Sudani’nin, kendisini yeni istihbarat başkanı olarak atadığı basına yansıdı.[25] 6 Kasım’da İstihbarat Teşkilatının çalışmalarını detaylı bir şekilde incelemek için kurumu ziyaret eden Sudani, teşkilatın denetiminin kendi kontrolüne geçmesini istediğini açıkladı.[26]

Başbakan Sudani, Suriye’nin kuzeydoğusundaki el-Hol Kampı’nda tutuklu bulunan Irak uyruklu kişilere ilişkin geniş çaplı bir toplantıya başkanlık etti. Irak hükûmetinden bakanların ve milletvekillerinin katıldığı toplantıya, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), BM Kalkınma Programı, BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve BM Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonunun temsilcileri de iştirak etti. Toplantıda, kampta tutulan kişilerin rehabilitasyonu ve yerinden edilmiş insanların durumu ele alındı.[27]

Irak Genelkurmay Başkanı Korgeneral Abdulemir Raşid Yarallah, Kara Kuvvetleri Komutanının da dâhil olduğu heyetle Sincar’da yer alan Batı Ninova Harekât Komutanlığına bağlı 20. Piyade Tümenini ziyaret etti. Yarallah, güvenliğe dair güncel gelişmeler, askerî birliklerin çatışmalara hazırlıkları, hayati alanların ve tesislerin güvenliğinin sağlanması gibi konularda brifing aldı.[28]

Ekonomi
Aralık 2021’de Irak ve Çin arasında imzalanan, iki yıl içinde ülkede 8 bin okul inşa edilmesini öngören sözleşme, Çinli şirketlerin taahhütlerini yerine getirememesi sebebiyle iptal olabilir. Yaklaşık 6 aylık sürede projenin tamamlanma oranının sadece %7 olduğu kaydedilirken bir milyar 800 milyon dolarlık projenin %10’unun işletme avansı olarak sözleşmede şart koşulduğu belirtiliyor.[29]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Bağdat’ın el-Veziriye bölgesinde çıkan yangının ardından bina tekrar çökerek çok sayıda itfaiyeci ve sivil savunma çalışanının yaralanmasına sebep oldu.[30]

Irak İletişim Bakanlığı, zayıf internet hizmetini ele almak için yeni bir eylem planı geliştirildiğini duyurdu. İletişim Bakanı Hiyam el-Yasiri’nin tedarik şirketlerinin yöneticileriyle bir araya gelmesinin ardından yapılan açıklamada, bakanlık ile Earthlink ve sağlanan hizmeti geliştirebilecek diğer şirketler arasında yeni bir çalışma planı geliştirileceği belirtildi.[31]

TÜRKMEN GÜNDEMİ

Siyaset
Irak Başbakan Yardımcısı ve Planlama Bakanı Muhammet Temim, Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan’ı ziyaret etti. Görüşmede, Irak’taki son siyasi durum ve Kerkük’ü ilgilendiren bazı konuların ele alındığı açıklandı.[32]

Irak Kültür ve Turizm Bakanı Ahmet Fakkak el-Bedrani, Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan’ı ziyaret etti. Turan, basına yaptığı açıklamada, “bakanla görüşmemizde, pek çok medeniyete beşiklik eden ve içinde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait izlerin de bulunduğu Kerkük Kalesi’nin bakanlık tarafından restore edilmesini talep ettik” ifadelerinde bulundu.[33]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, ITC Kerkük İl Başkanlığına bağlı Tisin Bürosu ve ITC Kadın Teşkilatını ziyaret etti. Turan ziyarette, Türkmenlerin vizyonu, yeni hükûmetin kurulma süreci ve ülkedeki son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Turan ayrıca, Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi’nin yeni hükûmette Türkmenlerin temsil edilmesi ve Türkmen haklarını garanti altına alınmasına ilişkin yapılan çalışmalarını dile getirdi.[34]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan,  ITC Kerkük İl Başkanlığına bağlı Kümbetler Bürosunu ziyaret etti.  ITC Kümbetler Bürosu Sorumlusu Azzam Kümbetler tarafından karşılanan Turan, köyün sıkıntıları ve yapılabilecek projeler hakkında bilgi edindi.[35]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Necef vilayetini ziyaret ettiğini belirtti. Salihi, ziyaretin amacına ilişkin yaptığı paylaşımda, “Türkmenlerin yeni hükûmette temsil edilmeleri için Necef’te bulunan dinî mercilerden destek talep edildiğini yönünde olduğu açıklandı.[36]

Irak Türkmen Milliyetçi Hareketi Başkanı Hüsamettin Türkmen başkanlığında bir heyet, Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan’ı ziyaret etti. Ziyarette, Irak’taki son siyasi gelişmeler, Kerkük’ün güvenliği ve Türkmen birliğinin güçlendirilmesi gibi konuların ele alındığı açıklandı.[37]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Telafer İlçe Sorumlusu Cengiz Kasap, ilçe teşkilatıyla toplantı düzenledi. Cengiz toplantıda, Telafer ilçesinde Türkmenlerin durumu ve ilçede yapılacak faaliyetler hakkında bilgi verdi.[38]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kifri İlçe Sorumlusu Sezgin Bayatlı başkanlığında bir heyet, ITC Erbil Başkanı Emir İzzet’i ziyaret etti. Görüşmede, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) Türkmenlerin durumu, Türkmen eğitimi ve kültürel faaliyetler hakkında fikir alışverişinde bulunuldu.[39]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan başkanlığında bir heyet, ITC Musul İl Başkanlığını ziyaret etti. Ziyarette, Musul’daki Türkmen bölgelerinin güvenlik ve hizmet durumu ele alındı. [40]

Güvenlik
Irak güvenlik kaynaklarından yapılan açıklamada, Irak güvenlik güçleri tarafından Kerkük’ün güneyinde yer alan Reşat nahiyesinde konuşlu terör örgütü IŞİD’e yönelik hava operasyonu düzenlendiği bildirildi. Düzenlenen operasyona ilişkin yapılan açıklamada, örgüt tarafından kullanılan 3 mağaranın Irak Hava Kuvvetlerine ait F-16 uçaklarla imha edildiği ve imha edilen mağaraların içinde çok sayıda mühimmat ve yaşam malzemelerinin de bulunduğu açıklandı.[41]

Irak İçişleri Bakanlığına bağlı Federal İstihbarat ve Soruşturma Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Kerkük’ün güney kırsalında varlık gösteren terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyon düzenlendiği belirtildi. Düzenlenen operasyona ilişkin yapılan açıklamada, örgütün sözde Kerkük İç Güvenlik Sorumlusu ile 2 örgüt mensubunun yakalandığı açıklandı.[42]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Kerkük Veteriner Hastanesi Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Kerkük’te ilk kuduz vakasının görüldüğü belirtildi. Kerkük Veteriner Hastanesi Müdürü Ahmet Mansur’un vakayla ilgili yaptığı açıklamada, Kerkük’te 1 kişinin kuduz vakasına yakalandığını açıkladı.[43]

Türkiye’de Polis Akademisi ve Güvenlik Birimi Enstitüsü tarafından düzenlenen kursa, Irak İçişleri Bakanlığı Adına Telaferli Subay Abdulaziz Şeyhan katıldı. 100 ülkeden yaklaşık 700 subayın katıldığı kursta ilk 3’e giren Türkmen subayı Şeyhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sertifika aldı.[44]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Diyala İl Başkanı Usame Nazım Dede, Diyala Gazeteciler Sendikası tarafından düzenlenen Kitap Okuma ve Şiir Festivali’ne katıldı. Törende konuşan Nazım Dede, “Diyala’da bulunan Osmanlı Sarayında düzenlenen bu tören, biz Türkmenler için farklı anlam ifade ediyor. Bu gibi festivaller, bölgenin kültür değerlerinin artmasına destek vermektedir” ifadesinde bulundu.[45]

IKBY GÜNDEMİ

Siyaset
3 Kasım Perşembe günü Duhok vilayetinde başlayan Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) 14. Olağan Kongresi 3 gün sürdü. Kongrenin ilk gününde KDP lideri Mesut Barzani yeniden Başkan olurken Neçirvan Barzani birinci başkan yardımcısı ve Mesrur Barzani de ikinci başkan yardımcısı olarak belirlendi.[46] Bu konuda açıklama yapan kongre delegelerinden Erbil Valisi Ümit Hoşnav, “Başkan Barzani yeniden başkanlığa seçildikten sonra yardımcılığına Neçirvan Barzani’yi önerdi. Öneri kongre tarafından kabul edildi. Ardından Neçirvan Barzani de yardımcılığa Mesrur Barzani’yi önerdi. Kongre, Mesrur Barzani’nin de ikinci başkan yardımcısı olması yönünde karar verdi” dedi.[47]  3 gün boyunca devam eden kongrede, partinin örgütlenmesi konusunda bazı değişikliklerin yapıldığı belirtildi. Buna göre daha önce bir başkan ve bir yardımcısı olan partinin bu kongrede 2 yardımcısı olması kararlaştırıldı. Ayrıca KDP’nin organlarında küçülmeye gidileceği ve Merkez Karar Yürütme Kurulunun (MKYK) adının “Parti Merkez Komitesi” şeklinde değiştirileceği bildirildi.[48] Diğer yandan 13. kongreden 12 yıl sonra yapılan KDP’nin 14. Olağan Kongresine 1300 delegenin katıldığı ve delegeler için %25 kadın kotası şartı belirlendiği aktarıldı.[49]

KDP’nin daha önce Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile görüşen siyasi partiler ile bir dizi görüşme yaptığı belirtildi. Bu bağlamda KDP heyetinin Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtu), Kürdistan Adalet Cemaati (Komal), Goran (Değişim) Hareketi, Kürdistan Sosyal Demokrat Partisi ve Kürdistan Komünist Partisi ile bir araya geldiği kaydedildi.[50] Görüşmelerden sonra basın toplantısı düzenleyen KDP heyeti Başkanı Piştivan Sadık’ın KDP ile KYB arasında sorunların olduğunu vurguladığı ancak bunların çözülebilecek sorunlar olduğuna dikkat çektiği aktarıldı. Öte yandan KDP heyetiyle görüşen siyasi partilerin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) genel çıkarları için KYB ile KDP’nin bütün sorunları diyalog yoluyla çözme önerisinde bulunduğu belirtildi.[51]

IKBY’den üst düzey bir heyetin 8 Kasım’da Bağdat’ı ziyaret edeceği ve Irak hükûmet yetkilileriyle görüşeceği aktarıldı. Erbil ile Bağdat hükûmetleri arasındaki görüşmelerin ana başlıklarının 2023 yılı bütçesi ile petrol ve gaz konuları olacağı kaydedildi. Öte yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, daha önce düzenlediği basın toplantısında parlamento tatili öncesi bütçeyi hazırlamak için ciddi bir şekilde çalıştıklarını açıklamıştı.[52]

Güvenlik
Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü (MERI) tarafından Erbil’de düzenlenen “Herkes İçin Irak” forumunda konuşan ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Alina L. Romanowski, İran Devrim Muhafızları Ordusunun Erbil ve Süleymaniye’ye bağlı bazı bölgelere yönelik saldırılarıyla ilgili sorulan soruya ilişkin, “Sadece IKBY’de değil, Irak ve bölge genelindeki İran saldırılarını kınadık” dedi. Bu tür saldırılardan endişe duyduklarını belirten Romanowski, diplomatik ve askerî olarak burada (IKBY’de) ve Irak’ta ortaklarımızla çalışıyoruz. Durumu çok yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.[53] Diğer yandan aynı forumda konuşma yapan Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert, IKBY yetkililerinin İran ile Türkiye’den yapıldığı iddia edilen saldırılara karşı IKBY hava sahasında uçuş yasağı istediklerini ancak bunu uygulamayacaklarını aktardı.[54]

Duhok-Fayide yolu üzerinde devrilen bir akaryakıt tankerinin alev aldığı ve ardından patlama meydana geldiği belirtildi. Duhok Sivil Savunma ve Kurtarma ekipleri tarafından müdahale edilip kontrol altına alınan patlamada, 12 kişinin yaralandığı kaydedildi.[55]

Ekonomi
Drawmedia sitesinin analizindeki bilgilere göre, IKBY’nin eylül ayı gelirinin 974 milyar 608 milyon 864 bin 400 dinar[56] olduğu belirtilirken, ekim ayı gelirinin 954 milyar 134 milyon 615 bin dinar olduğu ve ekim ayına göre gelirde düşüş yaşandığı aktarıldı.[57] Söz konusu gelirde önceki aya göre düşüş yaşanmasının sebebinin petrol ihracatında yaşanan azalma olduğu belirtildi.[58] Diğer yandan Eylül ayında IKBY tarafından 13 milyon 220 bin varil petrolün 77,79 dolardan satılırken ekim ayında 12 milyon 250 bin varil petrolün 81,33 dolardan satıldığı belirtilerek petrolün piyasalardaki normal fiyatından 12 dolar daha düşük fiyat ile satıldığı kaydedildi.[59]

Sağlık ve Sosyal Hayat
IKBY Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan verilere göre, IKBY’de tespit edilen toplam yeni tip koronavirüs (Covid-19) vaka sayısı 466.001’e yükselirken virüs nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısının 7.469’da durduğu ve virüsü yenerek sağlığına kavuşan kişi sayısının da 458.439’a ulaştığı kaydedildi.[60]

KÖRFEZ GÜNDEMİ

Suudi Arabistan
Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleri, Yunanistan’da bulunan Souda Hava Üssü’nde 7-20 Kasım tarihleri ​​arasında gerçekleştirilecek olan “Falcon Eye 3” tatbikatlarına katılacağını açıkladı. Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleri Tümgenerali Talal el Ghamdi, bu tatbikatın Suudi Arabistan ve Yunanistan için bugüne kadarki en umut verici ikili hava tatbikatı olduğunu söyleyerek geçmişteki operasyonların stratejik ve taktiksel düzeyde başarıya ulaştığını belirtti. Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleri Komutanı Albay Halifa Enezi ise bu tatbikatların iki ülkenin olası bir savaşa hazırlıklı girmesini sağlayacağını ve Suudi Hava Kuvvetlerinin tatbikata tüm teknik destek ekiplerine sahip şekilde bir dizi F-15 uçağıyla katılacağını söyledi.[61]

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
ABD ve BAE, 1 Kasım tarihinde 2035 yılına kadar 100 gigawatt temiz enerji geliştirmek için yaklaşık 100 milyar dolar değerinde bir stratejik ortaklık anlaşmasının imzalandığını duyurdu. Temiz enerji inovasyonu ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesi, karbon ve metan emisyonlarının yönetimi, nükleer enerji ve karbonsuzlaştırma olmak üzere 4 ana unsuru kapsayan Temiz Enerjiyi Hızlandırma Ortaklığı Anlaşması (PACE) Abu Dabi’deki ADIPEC Enerji Konferansı sırasında imzalandı. Konferansta hem petrol ve gaz sektörlerinin sürekli gelişimine hem de başta hidrojen olmak üzere alternatif enerji kaynaklarının artırılması konuşulmuştur.  Her iki tarafın da enerji güvenliğini artırmak ve iklim eyleminde ilerlemeyi ilerletmek için iş birliğine yatkın olduklarını gösteren bu anlaşmayla iki ülkenin öncelikli projeleri belirlemek, olası engelleri ortadan kaldırmak ve PACE’in 100 milyar dolarlık finansman, yatırım ve diğer desteği katalize etmek ve küresel olarak 100 gigawatt temiz enerjiyi dağıtma hedefine ulaşmak yolunda kaydettiği ilerlemeyi ölçmek için bir uzman grubu kuracaklarını açıkladı. Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketinin (ADNOC) CEO’su Sultan Al Jaber, Adipec Konferansı’nda yaptığı konuşmada, bugün küresel enerji ortamına olumsuz bir etki gösterirken enerjinin herkesin önceliği olduğunu, petrol ve gaz üretimine yıllarca süren yetersiz yatırımın durumu daha da kötüleştirdiğini söylemiştir.[62]

3 Kasım’da BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile ikili iş birliği ve stratejik ortaklığı ele alan bir görüşme gerçekleştirdi. Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanı Dr. Sultan bin Ahmed Al Jaber, Devlet Bakanı Ahmed bin Ali Mohamed Al Sayegh ve BAE Rusya Federasyonu Büyükelçisi Dr. Mohamed Ahmed bin Sultan Al Jaber’in katıldığı toplantıda her iki ülkeyi de ilgilendiren konular masaya yatırıldı. Ülkesi ile Rusya arasındaki kapsamlı stratejik ortaklığın altını çizen dışişleri bakanı, geçen ay BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid’in Rusya’ya gerçekleştirdiği ziyaretin de bunu kanıtladığına vurgu yaptı.[63]

Katar
Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani, önde gelen bölgesel sorunları tartışmak üzere blok liderlerini bir araya getiren Arap Birliği Zirvesi için 1 Kasım tarihinde Cezayir’e gitti. Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman Al Thani, Zirve ile ilgili, attığı bir tweette “Cezayir’in, bağımsızlığının yıldönümünde Arap liderlerinin ortak çabalarını teyit etmek için buluşacağı 31. Arap Zirvesi’ne ev sahipliği yapıyor” ifadelerini kullanarak tüm Araplara ilerleme, refah ve başarı için iyi dileklerde bulundu. Zirve, Körfez krizinin çözülmesi yolunda önemli bir adım olan El Ula Deklarasyonu kapsamında 2021 yılında gerçekleşen zirvenin ardından gerçekleşecek ilk toplantı olduğu için Katar için zirvenin öneminden bahsedildi.[64]

Katar, geçtiğimiz hafta Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser’ın, Doha’nın 2022 FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmasının uygun olmadığına ilişkin açıklamalarının ardından Almanya’nın Doha büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırmıştır. Açıklamada, Katar’ın Almanya ile birçok alanda gerçekleştirilen yakın ilişkiler ışığında Faeser’ın diplomatik teamüllere ve sözleşmelere aykırı bulduğu bu ifadeleri kullanması eleştirilerek itiraz edildi. Bakanın sözleri ayrıca, onları “diplomatik normların, geleneklerin ve uluslararası yasaların ihlali” olarak nitelendiren Körfez İşbirliği Konseyi tarafından şiddetle kınandı. Bunun üzerine 1 Kasım’da bakan davet edildiği üzere Katar’a giderek insan hakları konularını görüşmek üzere Katar’a yaptığı mevcut ziyaretin olumlu bir yaklaşım olarak görüldüğünü ifade etti, son birkaç yılda uygulanan iyi yasaları ve reformları kabul ettiğini söyledi.[650*iiiiiii0000000ii]

Kuveyt
Kuveyt Veliaht Prensi Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, 2 Kasım tarihinde Cezayir’deki Arap Zirvesi’ne katıldı. Burada yaptığı açıklamada Kuveyt’in Arap dünyasını ilgilendiren konulara özellikle terörizm ve aşırıcılıkla mücadele çabalarına büyük ilgi gösterdiğini söyledi. Ayrıca Kuveyt’in İsrail-Filistin ihtilafına, uluslararası hukuka ve Arap Barış Girişimi’ne uygun olarak kapsamlı ve kalıcı bir barış bulma çağrısını da yineledi. Suriye konusunda ise Kuveyt’in, ülkenin güvenliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korurken Suriye halkının isteklerini karşılayan siyasi bir çözümü desteklediği belirtildi. Yemen konusunda, Kuveyt’in Husi milislerinin ateşkesi uzatmayı reddettiğini vurgulayarak BM’nin Yemen özel elçisini krize siyasi bir çözüm için çalışmaya devam etmeye çağırdı. Ayrıca Husi milislerinin Hadramut’taki Al-Daba petrol limanına yönelik terörist saldırısını uluslararası normların “açık bir ihlali” olarak nitelendirdi.[66]

Bahreyn
Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis, Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu’na katılmak üzere 3 Kasım tarihinde Bahreyn’e ziyaret gerçekleştirdi. Papa Francis’in de katılımıyla Manama’da “Bahreyn Diyalog Forumu: Bir Arada Yaşamak İçin Doğu ve Batı” adı altında uluslararası forum düzenlendi. Papa açılış konuşması sırasında, “Yaşam hakkının, cezalandırılanlar da dâhil olmak üzere, güvence altına alınması gerektiğini düşünüyorum” mesajını verdiği öğrenildi. Bir hükûmet sözcüsü buna karşın yaptığı açıklamada, Bahreyn’in ayrımcılığa müsamaha göstermediğini ve hoşgörü değerleriyle gurur duyduğunu ifade etti.[67]

Umman
Umman Sanayi, Ticaret ve Yatırım Teşvik Bakanı Kays Muhammed el-Yusuf 3 Kasım tarihinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarette Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile ikili görüşme gerçekleştirti; görüşme sonunda Umman-Türkiye 11. Dönem Karma Komisyon Toplantısı Mutabakat Zaptı imzalandı. Toplantıda maliye, enerji, eğitim, sağlık, çevre, kültür ve turizm gibi bir dizi konuda iş birliği hususları ele alındı. Her iki bakan da karşılıklı ticaretin ve çeşitli alanlarda iş birliği projelerinin artırılması gerektiğini vurguladı.[68]

Yemen
ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking Yemen’deki BM aracılı ateşkesi yenileme ve genişletme çabalarını desteklemek için bu hafta Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ı ziyaret etti. Lenderking’in, Husileri BM ile iş birliği yapmaya ve Yemen’in barış çağrılarını dinlemeye çağırdığı kaydedildi. Yemen’deki uzun süreli savaşı sona erdirmenin tek yolunun Yemenlilerin ülkelerinin geleceğini belirlemesine izin veren kalıcı bir ateşkes ve siyasi çözümden geçtiği belirtildi.[69]

KUZEY AFRİKA GÜNDEMİ

Mısır
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27), Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde başladı. Zirvenin açılış konuşmasını Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi yaptı. Sisi konuşmasında, dünyanın dört bir yanında insanların iklim değişikliğinin etkilerinden dolayı her zamankinden daha fazla acı çektiğini söylerken liderlere ve uluslararası topluma “zamanımızın en acil sorunlarından biri olan iklim değişikliğiyle birlikte mücadele etme” çağrısı yaptı. Sisi, “Art arda felaketler gördük. Birini ele aldığımızda, bir diğeri ortaya çıkıyor. Bu, iklim sorumluluklarımızı yerine getirmek için son şansımız” dedi. Sisi ayrıca Ukrayna’daki savaşın sonlanması çağrısında bulundu. Sisi, “Benim ülkem ekonomik olarak en güçlü ülkeler arasında yer almıyor. Covid-19’dan dolayı çok acı çektik ve şimdi savaş yüzünden yeniden acı çekiyoruz. Bu savaşın sona ermesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

BM iklim zirveleri, küresel sıcaklık artışını sınırlamak için dünya liderlerini her yıl bir araya getiren bir konferanstır. Bu zirvelere “Taraflar Konferansı” (Conference of the Parties - COP) ismi verilmektedir. İklim Değişikliği Konferansı, 18 Kasım tarihine kadar devam edecektir. Yaklaşık 190 ülkeden 100’ün üzerinde devlet yetkilisi ve politika yapıcı ile 40 binden fazla katılımcının beklendiği konferansta, sera gazı emisyonlarını azaltım planları, iklim değişikliğine adaptasyon, gelişmekte olan ülkelere taahhüt edilen iklim tazminatı gibi konular, zirvenin en önemli gündem maddelerini oluşturuyor. Ayrıca ABD Başkanı Joe Biden’ın da zirveye katılması beklenmektedir. Öte yandan iklim aktivistliği konusunda oldukça popüler olan İsveçli genç aktivist Greta Thunberg’in zirveye Mısırlı siyasi mahkûmlarla dayanışma içinde olduğunu ifade ederek katılmamış olması önemlidir.  Konuyla ilgili daha önce açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü de İklim Zirvesi öncesi Mısır’daki siyasi tutukluların durumuna dikkat çekti ve zirvenin Mısır’daki insan hakları ihlallerini gizleyemeyeceğini belirtti.[70] [71] [72] [73]

BM İklim Değişikliği İcra Sekreteri Simon Stiell ve COP27 Dönem Başkanı Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri, zirveye ilişkin ortak basın açıklaması yaptı Stiell, “iklim değişikliğinden kaynaklanan kayıplar ve zararlar için tazminat ödenmesi” meselesinin konferans gündemine resmen alındığını belirtti. “İklim değişikliğinden olumsuz etkilenen yoksul ülkeler için tazminat ödenmesini” içeren kararın tartışılacağına dikkati çeken Stiell, iklim değişikliğinin “hayatın her alanını etkilediğini ve mevcut tüm ekonomik krizlerden önemli” olduğunu ifade etti.[74]

Libya
Uluslararası Para Fonunun (IMF) Ortadoğu ülkelerinin 2022’deki ekonomik durumu ve 2023 beklentilerine ilişkin yayımladığı rapora göre, Libya’nın gelecek yıl %17,9 ile en hızlı büyüyen Ortadoğu ülkesi olması beklenmektedir. Ortadoğu ülkelerinin 2023’teki büyüme hızına yönelik tahminlere yer verilen raporda, “Libya’nın gelecek yıl için ekonomik büyüme hızının, petrol sektöründe yaklaşık %22’lik genişleme ile %17,9’a yükselmesi ve buna göre 2023’te en hızlı büyüyen Ortadoğu ekonomisi olması öngörülüyor” ifadeleri kullanıldı.[75]

Libya Ulusal Birlik Hükûmeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batılı’nın da katıldığı “seçim simülasyonu sanal operasyonu” programında seçimlerle ilgili yaptığı konuşmada hükûmetin, Libya’nın tüm bölgelerinde seçimlerde güvenliği sağlayabileceğini belirtti. Dibeybe, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batılı’nın da katıldığı programda seçimlerle ilgili konuştu. Libyalıların, seçim yapma hakkını vurgulayan Dibeybe, seçimlerin güvenliğinin sağlanamayacağını gerekçe göstererek bu süreci uzatmaya çalışan taraflara fırsat verilmemesi gerektiğini söyledi. Dibeybe, hükûmetin Libya’nın tüm bölgelerinde seçimlerde güvenliği sağlayabilecek gücü olduğunu vurgulayarak, “Tüm emniyet kurumlarının, seçim sürecinde güvenliğini sağlayabilecek gücü var” ifadesini kullandı.[76]

Ulusal Petrol Şirketi (NOC) Başkanı Skynews Arabia’ya verdiği demeçte, Libya’nın doğal gaz çıkarmaya başlamak için Eni ve BP ile anlaştığını söyledi. Açıklamada Eni’nin batı Libya’da doğal gaz sahaları geliştirmek için 8 milyar dolar yatırım yapacağını belirtildi.[77]

Cezayir
Cezayir’in ev sahipliğinde düzenlenen 31. Arap Birliği Liderler Zirvesi, sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erdi. Liderler düzeyinde gerçekleşen 31. Arap Birliği Zirvesi’nde, Filistin halkının haklarına bağlılık ve Arap ülkelerinin Suriye krizinin siyasi bir çözüme ulaşmasına ortak katkıda bulunmalarının gerekliliğine vurgu yapıldı. Cezayir’in ev sahipliğinde dün başlayan 31. Arap Birliği Liderler Zirvesi, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un dönem başkanı sıfatıyla, “Cezayir Deklarasyonu” adını verdiği sonuç bildirgesini açıklamasıyla sona erdi. Bildirgede, Filistin meselesinin Arap Birliğinin merkezi davası olduğu ve Filistin halkının haklarının pazarlığa açık olmaksızın desteklendiği kaydedilerek, Ortadoğu’da adil ve kapsamlı bir barış için Arap Birliğinin Arap Barış Girişimi’nin tüm unsurlarına bağlı olduğu ifade edildi.

İsrail işgali altındaki Kudüs’ün mukaddes mekânlarıyla birlikte korunması için tüm çabaların sürdürülmesinin önemine işaret edilen bildirgede, Filistin devletinin Birleşmiş Milletlere (BM) tam üyelik elde etme çabalarının benimsenmesi ve desteklenmesi vurgusu yapıldı. Ayrıca Arap ulusal güvenliğini kapsamlı ve tüm boyutlarıyla korumak için ortak çalışmaların güçlendirilmesine dikkat çekilen bildirgede, Arap ülkelerinin iç işlerine her türlü dış müdahalenin reddedildiği aktarıldı. Libya krizinin çözümü için her türlü çabanın desteklendiği ve Libya halkı ile tam dayanışmanın ortaya konulduğu bildirgede, “Meşru Yemen hükûmeti”nin desteklendiği ve Yemen Başkanlık Konseyinin kurulmasının takdir edildiği kaydedildi. Bildirgede, Suriye’de siyasi çözüme ulaşılması için Arap ülkelerinin liderler düzeyinde ortak bir katkıda bulunmalarının gerekliliğine vurgu yapılarak, Irak’ta hükûmetin kurulması ve siyasi hayatın canlanması memnuniyetle karşılandı. Lübnan’ın güvenliğini koruma, kara ve deniz bölgelerinde egemenliğini sağlama yönündeki adımlarına desteğin yinelendiği bildirgede, 2022 FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan Katar’ın desteklendiği ve bu yöndeki karalama kampanyalarının reddedildiği belirtildi.[78] [79] [80] [81]

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, 1 Kasım 1954’te başlayan Kurtuluş Devrimi adı verilen bağımsızlık mücadelesinin 68. yıl dönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Cezayir halkının orantısız bir güçle sömürgeye karşı amansız bir mücadele verdiğine vurgu yapan Tebbun, “Cezayirli devrimciler sömürgeci Fransa’nın tüm zulümlerine karşı zafere ulaştı. Devrimciler, yeryüzünü adeta ateşe veren, zulümde çılgınlaşan sömürgenin tüm çabalarını boşa çıkarttı. 7 yıldan fazla süren bu süreçte ya şehitlik elde ederek ya da fedakârca bir mücadeleyle özgürlük ve haysiyet değerlerine sahip çıktı” dedi. Tebbun, halkı kutlayarak Cezayir’in özgürlük ve bağımsızlık bayrağının göklerde dalgalanmasının büyük dramlar sonucunda gerçekleştiğine dikkati çekti.[82]

Cezayir’deki ana muhalefet partisi Barış Toplumu Hareketi, Arap Birliği Zirvesi’ne katılan liderlere, Türkiye ve İran başta olmak üzere İslam dünyasıyla “kenetlenme” çağrısında bulundu. Barış Toplumu Hareketi, Cezayir’in ev sahipliğinde düzenlenen 31. Arap Birliği Zirvesi dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Arap liderlerini, İslam ümmetinin yeniden uygarlık tarihindeki tekamülünü sürdürmesi için yeni bir medeni vizyon çerçevesinde, rekabet ve çatışma için değil, kenetlenme ve entegrasyon için, İran ve Türkiye başta olmak üzere İslam dünyasının bileşenleri ile diyalog ve normal ilişkiler açmaya çağırıyoruz” dendi. Arap ülkelerinin aralarındaki anlaşmazlıkların sona erdirilmesinin gerekliliğine vurgu yapılan açıklamada, Filistin meselesinin millî ve dinî bir dava olarak merkeze alınması ve İsrail ile yapılan normalleşme sürecinin son bulması çağrısı yapıldı.[83]

Tunus
Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu genel seçimle ilgili toplamda 1.427 başvuru arasında yalnızca 1.058 adayın aday olmasına izin verildiğini yurt dışındaki 7 bölgede şu anda herhangi bir aday bulunmadığına açıkladı. Kurul 281 başvurunun 400 adet imzayı kendi seçim bölgesinden sağlamadıkları gerekçesi geçersiz ilan edildiğini belirtti. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Cumhurbaşkanı Said’in yeni seçim yasasının parlamentoda cinsiyet eşitliği ilkesini ortadan kaldırdığını ve Tunus Parlamentosunun neredeyse yalnızca erkekler tarafından yönetilmesine yol açabileceğini belirtti. Ayrıca 1.058 adayın 122 tanesinin kadın olduğu belirtilirken bu oran %12’den az bir rakama tekabül etmektedir. HRW 400 adet imza kuralının yerelde kadınlara daha az bağlantıları olduğu için eşitsiz bir durum oluşturduğunu dile getirdi.[84]

Tunus’un IMF ile 1,9 milyar dolarlık kurtarma paketi üzerine anlaşmasının ardından yapılan açıklamada IMF, Tunus hükûmetinin kamu işletmelerinde reform yapmak için kapsamlı bir program başlatmayı kabul ettiğini açıkladı. Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) Genel Sekreteri NUREDDİN Taboubi ise hükûmeti devlete ait şirketleri satmayı planlamakla suçlayıp bu durumu kabul edilemez olarak nitelendirdi. Öte yandan konuyla ilgili açıklama yapan Hükûmet Sözcüsü ve İstihdam Bakanı Nasreddin Nsibi, hükûmetin şirketlere vaka bazında bakacağını ve önceliğin hiçbir özelleştirme yapılmadan tüm devlet işletmelerinde reform yapmak olduğunu belirtti. Nsibi ayrıca Tunus’un Cezayir’den gaz tedarikinde hâlen önceliğe sahip olduğuna ve gaz arzıyla ilgili bir sorunu olmayacağına dair güvence verdi. Tunus’ta ekonomik durum gittikçe tehlikeli bir hâl almaktadır. Süregelen durumla ilgili konuşan Merkez Bankası Başkanı Marouane Abassi, mevcut ekonomik krize yönelik yetkililerin önceki yıllarda yapmaktan kaçındığı ciddi çözümler bulmak çalışacağına dair söz verdi. Ekonomi ve Planlama Bakanı Samir Said ise Tunus’un reformları gerçekleştirememesi nedeniyle son birkaç yılda fon nezdinde güvenilirliğini kaybettiğini ve bu kez reform programını uygulamaktan başka seçeneği olmadığını belirtti. Ekonomi Bakanı ise IMF’nin tek tavsiyesinin sosyal refah sistemini sindirmek değil aksine güçlendirmek olduğunu iddia etti. Tunus’ta ekim ayında enflasyon ise %9,2 oranında olduğu açıklandı.[85]

Fas
Fas Kralı 6. Muhammed, Cezayir’de düzenlenen 31. Arap Ligi Zirvesine katılmadı. Kral Muhammed daha önce zirveye katılacağını açıklamışken daha sonra bu kararından vazgeçmişti. The Jeune Afrique dergisi Fas’ın temsilen zirveye katılan Dışişleri Bakanı Nasır Bourita’nın Cezayirli mevkidaşı Ramtan Lamamra tarafından karşılanmadığını dile getirti. Öte yandan, Lamamra’nın Kral Muhammed’in zirvede yer almayışını yitirilmiş bir fırsat olarak değerlendiren açıklamasının ardından Bourita, Cezayir Devlet Başkanı Abdülmecid Tebbun’a Fas’ı ziyaret etmesi ve Kral 6. Muhammed ile görüşmesi için “açık” bir davette bulunduğunu duyurdu. Davet, Cumhurbaşkanı Tebbun tarafından reddedilirken Cezayir makamlarından yapılan açıklamada davetin aldatıcı bir göz boyama olduğunu ve Arap Zirvesi’nde Kral 6. Muhammed’in yokluğu için bir gerekçe olduğu dile getirildi. Cezayir ayrıca Bourita’nın zirvede tüm Arap meslektaşlarına aynı protokollerle karşılandığını ve Fas’ın ithamlarının önceden belirlenmiş bir senaryo olduğunu iddia etti.

Fas Kralı 6. Muhammed’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 29 Ekim münasebetiyle gönderdiği mektupta iki ülke arasında var olan yapıcı ve iş birliğine dayalı ilişkileri güçlendirmek ve böylece iki halk arasındaki dostluğu güçlendirmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çalışmaya devam etme kararlılığını dile getirdi. Konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay geçtiğimiz günlerde ekonomi, ticaret, eğitim ve savunma alanlarında ikili iş birliğine ilişkin görüşmeleri duyurdu ve bu kapsamda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kral 6. Muhammed’i resmî bir ziyaret için Türkiye’ye davet etti.

KAYNAKÇA

HAFTALIK RUSYA BASIN ANALİZİ (31 Ekim-6 Kasım 2022)

Moskova ve Tahran İlişkileri Derinleştiriyor
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak’ın Rusya ve İran'ın ticaretteki engelleri kaldırma konusunda anlaşmaya vardığı açıklaması Rusya basınında geniş yer buldu. “Komersant” gazetesinin 2 Kasım sayısında yayımlanan “Moskova ve Tahran İlişkileri Derinleştiriyor” başlıklı uzman görüşüne dayanan yazıda iki ülke arasındaki iş birliğinin hangi alanlarda en etkili olabileceği incelendi. Yazıda görüşlerine başvurulan Doğu bilimci Alexey Malashenko, Tahran'ın Rus ekonomisi için önemi konusunda yanılsamalar yaratmamak gerektiğini ifade etti. Tartışmanın diğer katılımcısı olan Asya ve Ortadoğu uzmanı Elena Suponina, Rus şirketlerin daha önce bu adımı atmaya çalıştıklarını ancak başaramadıklarını belirtti. Rusya Yüksek Ekonomi Üniversitesi Profesörü Aleksey Portanski konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde yansıttı: “Son yıllarda dünya çapında birkaç büyük ticaret anlaşmaları ortaya çıksa da Rusya ve Avrasya Ekonomik Birliği kenarda kaldı. Moskova ve Tahran'ın Avrasya Ekonomik Birliği ile serbest ticaret anlaşması için mutabakata varmaları bu sorunu ortadan kaldıracak adımlardan biri olabilir.” Ayrıca uzman, Rusya’nın Mısır, İsrail, Hindistan ile de iş birliği yapmak isteğinde olduğunu ifadelerine ekledi.

Çin'in Cebi Pakistan İçin Dipsiz Değil
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in, Pekin'de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Başbakan Li Keqiang ile bir araya gelmesi Rus basınında yer buldu. “Nezavismaya” gazetesinin 2 Kasım sayısında yayımlanan “Çin'in Cebi Pakistan İçin Dipsiz Değil” başlıklı uzman görüşlerini içeren yazıda söz konusu haber, “İslamabad, Pekin'den yeni kredi almak istiyor” ifadeleriyle değerlendirildi. Yazıda görüşlerine başvurulan Moskova merkezli Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Asya Pasifik Araştırmaları Merkezi Araştırmacısı Gleb Makareviç’e göre, Çin yönetiminin yeni krediler sağlayıp sağlamayacağını söylemek zordur: “Nitekim son yıllarda Çin, kredi ve yardım verme konusunda daha temkinli davrandı. Öte yandan, Pakistan'daki mevcut hükûmet koalisyonunun Pekin ile iyi ilişkileri vardır. Ne de olsa Çin-Pakistan ilişkilerinin kilit projesi olan Ekonomik Koridor, 2013 yılında mevcut başbakanın ağabeyi Navaz Şerif hükûmeti tarafından başlatıldı. Şahbaz Şerif bu projenin uygulanmasını hızlandırabilir. Öyle ki önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerin arifesinde ve ülkedeki siyasi istikrarsızlık zemininde bu adıma ihtiyacı vardır.”

Analiste göre ilkbaharda, Pakistan’da hükûmet değişikliği gerçekleştiğinde, birçok uzman yeni hükûmetin Çin yanlısı girişimleri azaltacağından ve Batı ile ilişkileri geliştirmeye odaklanacağı endişelerini dile getirdi. Bununla birlikte, Başbakan'ın ziyaretinin de teyit ettiği gibi, Çin yönü zorunlu olmaya devam ediyor. Pakistan-Çin ilişkilerinin Pakistan-ABD ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceğine gelince Makarevich, İslamabad ve Washington’ın bu konuda ortak bir dil bulduklarını ifade etti: “Pakistan, Uluslararası Para Fonunda (IMF) ABD'nin desteğine güveniyordu ve bunu başardı. Ayrıca İslamabad ve Washington, askerî teçhizat bakımında iş birliğini sürdürüyor.”

Putin ve Netanyahu Arasındaki Dostluk Rusya ve İsrail Arasındaki İlişkileri Kurtaracak
“Vzglyad” gazetesinin 3 Kasım sayısında yayımlanan “Putin ve Netanyahu Arasındaki Dostluk Rusya ve İsrail Arasındaki İlişkileri Kurtaracak” başlıklı yazıda İsrail’de yapılan genel seçimlerin sonuçları bağlamında Rusya-İsrail ilişkileri ve bu ilişkilerin bölgesel sorunlar üzerinde olası etkileri incelendi. Yazıya göre, Binyamin Netanyahu'nun yeniden İsrail hükûmetinin başına geçeceği muhtemeldir. Yazıda görüşlerine başvurulan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Genel Direktörü Andrey Kortunov, Netanyahu-Putin ilişkilerine dair bir hatırlatma yaptı: “Putin ile oldukça yakın bir kişisel ilişki sürdüren Netanyahu, ‘Ölümsüz Alay’ yürüyüşünde kendisine eşlik ettiğini büyük ihtimalle unutmamıştır. Ancak İsrail hükûmetinin bir koalisyon hükûmeti olduğunu göz önünde bulundurmuş olursak müstakbel başbakanın taviz vermesi gerekecek.” Ayrıca uzmana göre, Netanyahu ve Putin arasındaki ilişki, yeni kabineyi öncekilerden doğrudan ayıran faktör olsa da İsrail politikasını etkileyen nesnel sorunlar da ortadan kalkmayacak: “Öyle ki Netanyahu'nun herhangi bir hamlesi büyüteç altında görülecek ve manevra yapmayı zorlaştıracak.” Analist, Putin ve Netanyahu yakınlığının Ukrayna savaşının çözümü üzerindeki etkilerine de değindi: “Söz konusu iki politikacı arasındaki kişisel sempatiyi göz ardı etmezsek bu durumda ortaya çıkan soru Netanyahu'nun farklı görüşleri nasıl uzlaştırabileceğiyle ilgilidir. Nitekim, başta ABD olmak üzere Batılı ortaklar İsrail'e, Ukrayna yanlısı duyguların olması nedeniyle baskı yapıyorlar. Belki bu koşullar altında bile Netanyahu, başkalarının başarısız olduğu yerde başarılı olmak için arabulucu olmaya çalışacak.” Uzman, arabulucu statüsü uğruna, Netanyahu’nun Ukrayna ihtilafından uzaklaşabileceği ve her durumda, Moskova'dan İran yönünde ek bonuslar almaya çalışacağı ihtimalleri üzerinde de durdu. Andrey Kortunov, Putin-Netanyahu ilişkilerinin bölge güvenliğinin sağlanması noktasında olası etkileriyle ilgili öngörüde bulundu: “Kudüs, Tahran'ın Lübnan'daki müttefiki Hizbullah hareketinin, insansız hava araçları da dâhil olmak üzere İran'ın yeni silahları sayesinde güçlenmesinden korkuyor. Netanyahu’nun Moskova'yı, Tahran'ın İsrail’e komşu ülkelere bu tür silahları tedarik etmekten caydırması muhtemeldir.”

Abu Dabi, Moskova ile Ticari İş Birliğini Sürdürüyor
“İzvestiya” gazetesinin 4 Ekim sayısında yayımlanan “Abu Dabi, Moskova ile Ticari İş Birliğini Sürdürüyor” başlıklı uzman görüşlerini içeren yazıda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Ortadoğu turu kapsamında gerçekleştirdiği Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gezisi ele alındı. Yazıda görüşlerine başvurulan Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Öğretim Görevlisi Boris Dolgov, Rusya ve emirlikler arasındaki ilişkilerin oldukça dinamik bir şekilde geliştirildiğini ve bu hususun özellikle ziyaret sıklığında fark edildiğini dikkate çekti: “Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Moskova ve Kiev arasındaki ilişkilerde arabuluculuk teklifi büyük önem arz ediyor. OPEC+'daki karar da aynı zamanda Rusya ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin başarılı bir şekilde geliştiğine işaret ediyor. Ve bu durum Arap ülkelerinin Rusya'nın hamlelerini en azından uluslararası kuruluşlarda değerlendireceklerine dair umut veriyor.” Tartışmanın diğer katılımcısı olan Ekonomi Yüksek Okulu, Kıdemli Öğretim Görevlisi Andrey Chuprigin ise Rusya'nın BAE ile belirli yakınlaşma noktalarının olduğu görüşünü savundu: “Örneğin, OPEC+ kararı ve Arap siyasi elitlerinin Moskova ile ilişkileri ‘Washington ile ilişkiler dengesi’ şeklinde sürdürmeye yönelik geleneksel arzusudur. Bu tutumun ne kadar devam edeceğini söylemek zordur.” Analiste göre, BAE kendisini Rusya’nın Arap dünyasına açılan bir penceresi olarak konumlandırıyor: “İran ile çatışmaya ilişkin müzakerelerin yanı sıra Suudi Arabistan ile ilişkiler ve aynı zamanda Suriye'deki durumu çözme olasılığı BAE aracılığıyla yapılır.”