Rejim, IŞİD ve PYD Kıskacında Suriye Türkmenleri

Oytun Orhan, ORSAM Ortadoğu Uzmanı
Suriye’de rejimle savaşan El Kaide bağlantılı Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ile diğer tüm silahlı muhalif gruplar arasında derinleşen bir kamplaşma söz konusudur. Hatta El Kaide bağlantılı diğer bir örgüt olan El Nusra Cephesi ile IŞİD arasında çatışma yaşanmasa da anlaşmazlık her geçen gün artmaktadır. Suriyeli muhalifler de IŞİD ve Nusra Cephesi arasında net bir ayrım yapmaktadır. Nusra Cephesi, Özgür Ordu ile beraber rejime karşı en ön saflarda savaşan ve olumlu bakılan bir örgüt iken, IŞİD rejim ile hiçbir şekilde savaşmayan ve muhalifler tarafından özgürleştirilen bölgelere giderek kontrolü ele geçirmeye çalışan bir grup olarak görülmektedir. Muhalifler arasında IŞİD’in Suriye rejimi ve İran’a bağlı olduğu şeklinde kesin bir kanaat yerleşmiş durumdadır. IŞİD’in Kuzey Suriye’deki varlığı muhalifleri giderek daha fazla oranda tedirgin etmektedir. IŞİD kendisine tabi olmayan askeri birliklerin savaşçılarını tutuklamakta ve öldürmektedir. Merkezi otoriteye sahip oldukları için dağınık muhaliflere karşı üstünlük sağlayabilmektedir. Kuzey Suriye’de yaşanan diğer bir gelişme, Kürtlerin milis gücü YPG’nin ilerliyor olmasıdır. YPG ilk aşamada üç parçalı (Cezire, Kobani ve Afrin) Kürt bölgelerinde kontrolü sağlamıştır. Şu anda ise birbirinden kopuk üç Kürt bölgesi arasında bağlantıyı sağlamaya çalışmakta ve çatışmayı Arap ve Türkmenlerin yaşadığı ara bölgelere yaymaktadır.
 
Suriye Türkmenleri ayaklanmanın başından bu yana Özgür Ordu ile birlikte muhalif saflarda yer almıştır. Ancak şu anda Suriye’deki çok taraflı çatışmada Özgür Ordu son derece zayıf bir konumdadır. Rejim giderek güçlenmekte, silahlı muhalifler içinde ise El Kaide bağlantılı gruplar ya da İslami birlikler güçlenmektedir. Türkmenlerin yaşadığı Kuzey Suriye bölgesinde etkinliğini artıran bir diğer grup ise Kürtlerin milis gücü YPG’dir. Türkmenler şu anda bu üçlü baskı karşısında varlıklarını nasıl koruyacaklarının hesabını yapmaktadır.
 
Suriye Türkmenleri ülkenin neredeyse tümüne yayılmış olmakla birlikte en fazla yoğunlaştıkları bölge Halep ve Lazkiye vilayetlerinin Türkiye sınırına yakın kırsalıdır. Sayıca çok fazla olmasalar da Türkiye açısından stratejik öneme sahip bölgelerde yaşamaktadırlar. Halep ve Lazkiye vilayetlerinin Türkiye sınırına yakın iki bölgesi rejim, PYD/YPG ve IŞİD açısından büyük önem taşımaktadır.
 
Lazkiye Vilayeti kuzeyinde Türkmenlerin yaşadığı bölge Bayır – Bucak olarak bilinmektedir. Bu bölge Esad rejiminin Hatay ili ile coğrafi bağlantıyı sağlaması açısından önemlidir. İlişkilerin iyi olduğu dönemde rafa kaldırılan Hatay sorunu Suriye tarafından yeniden gündeme getirilmeye çalışılmaktadır. Suriye resmi haber ajansının internet sayfasında Hatay’ı Suriye sınırları içinde gösteren haritalara yeniden yer verilmeye başlanmıştır. Suriye rejimi Hatay sorunu bağlamında elinin güçlü olması açısından bağlantının korunmasına büyük önem vermektedir.
 
Lazkiye Vilayeti ile Hatay ili arasındaki yaklaşık 30 kilometrelik bölgede kontrol Türkmen ve Arapların oluşturduğu Özgür Ordu birliklerindedir. Buna rağmen rejim bölgeyi karadan ve havadan bombalamaya devam etmektedir ve dolayısıyla güvenli bir bölge değildir. Bu nedenle yerleşim yerleri büyük ölçüde boşalmış ve halk Türkiye’ye göç etmiştir. Son dönemde Bayır – Bucak Türkmenleri açısından rejimden daha büyük bir tehdit ortaya çıkmaya başlamıştır. IŞİD, muhaliflerin kontrolündeki bu bölgeye sızarak sivillere ve Türkmen askeri birliklere baskı uygulamaya başlamıştır.
 
Aynı durum Halep’in kuzeyinde Türkiye sınırında yaşayan Türkmenler açısından da söz konusudur. Bu bölgedeki Türkmenler Azaz ve Cerablus arasında kalan bölgede yoğunlaşmıştır. Türkmenler kendi yerleşim birimlerinin kontrolünü sağlamaktadır. Ancak IŞİD son dönemde bu bölgedeki Türkmenler üzerinde baskısını artırmıştır. Cerablus’ta IŞİD’in kurmak istediği düzene muhalefet ettiği gerekçesi ile bir Türkmen askeri birliğinin komutanı IŞİD tarafından tutuklanmıştır. Ayrıca bir başka Türkmen birliği savaşçılarının kendilerine katılması yönünde tehdit edilmiştir. Türkmen sivillere yönelik özellikle Munbiç’te katliamlar gerçekleşmektedir. Henüz geniş çaplı olaylar yaşanmamakla birlikte Türkmenler artan IŞİD baskısından kaygı duymaktadır. Halep Türkmenleri açısından daha faklı tehditler de söz konusudur. Birincisi rejimin Halep şehir merkezi çevresinde yürüttüğü operasyonlardan başarı ile çıkması durumunda Halep merkezinin tamamının kontrolünü ele geçirmesi olasılığıdır. Ayrıca kırsaldaki Türkmen bölgelerinin Halep merkeze ulaşım yeri olan El Bab’ta kontrol rejimin eline geçebilir. Böylece rejim ordusu rahat bir biçimde Azaz ve Cerablus arasındaki bölgeye yönelebilir. Bu durumda henüz köylerinden ve kasabalarından göç etmemiş olan Halep Türkmenlerinin hepsi Türkiye’ye göç etmek durumunda kalacaktır. Zira rejim kendine muhalif bölgelerde ancak yerleşim yerlerini boşaltarak istikrarı sağlamaya çalışmaktadır. Halep Türkmenleri açısından üçüncü tehlike Kürtlerin milis gücü YPG’nin hedef bölgesi içinde yer alıyor olmasıdır. YPG, üç parçalı Kürt bölgesinin doğu (Cezire) ve orta (Kobani) kısımları arasında bağlantıyı sağlayacak olan Tel Abyad’da kontrolü ele geçirirse sonraki hedefi orta ve batı (Afrin) bağlantısını sağlayacak Azaz – Cerablus bölgesidir. YPG sözcüsü Redur Halil’in ifade ettiği hedefin hayata geçirilmesi Türkmen askeri birlikler ile YPG’nin karşı karşıya gelmesi anlamına gelecektir.
 
Bütün bu gelişmeler karşısında Türkmen askeri birliklerinin hiçbir grup ile savaşacak durumda olmadığını belirtmek gerekmektedir. Türkmenler zayıf konumları nedeniyle bölgelerinde tarafsız kalmaya çalışmaktadır. Hatta daha önce Özgür Ordu ile beraber Halep bölgesinde PYD/YPG’nin paralel askeri yapılanması El Ekrad’a karşı Cerablus, Azaz ve Munbuç’ta savaşmış olmaktan çekince duyulmaktadır. Bunun nedeni PYD’nin milis gücü YPG’nin kendi bölgelerine doğru genişleme eğilimi içinde olması ve gelmeleri durumunda direnecek güçlerinin olmamasıdır. Bu durumda Halep Türkmenleri PYD/YPG ile çatışmadan siyasi anlaşma yolunu seçebilir. PYD/YPG de son dönemde Özgür Ordu ve Türkmenler ile birlikte hareket etmek için yakınlaşma çabası içindedir.