Rio Grande ve Colorado Nehirleri Uyuşmazlıkları: Harmon Doktrininin Ortaya Çıkışı I

1. Giriş

 

ABD ile Meksika arasında sorun oluşturmuş ve daha sonra uzlaşmaya varılmış iki ana nehir bulunmaktadır. Bunlar, Rio Grande ve Colorado nehirleridir. Rio Grande nehriyle ilgili olarak 21 Mayıs 1906 tarihinde, Rio Grande, Colorado ve Tijuana nehirleri ile ilgili olarak da 3 Şubat 1944 tarihinde andlaşmalar imzalanmıştır. Bu iki andlaşmanın müzakereleri sırasında ABD ve Meksika tarafından ileri sürülen iddialar ve bu iddiaların nihai andlaşmalara yansıması, iki ülkenin söz konusu nehirlerden faydalanmaya ilişkin nasıl bir yol takip ettikleri bakımından ilgi çekicidir.

 

2. Nehir Havzalarının Özellikleri

 

Rio Grande nehri, ABD’de Colorado eyaletinde doğar ve güneye, Meksika sınırına doğru akar. Nehrin yaklaşık 3000 km olan uzunluğunun 1500 km’si, ABD ile Meksika arasında sınır oluşturur ve nehir, Meksika körfezine dökülür.

 

Colorado nehri, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 4,000-5,000 metre yüksekliğindeki, Kayalık dağlarından doğar ve 2,330 km yol aldıktan sonra Kaliforniya körfezine dökülür. Nehir, Meksika içinde 160 km yol almaktadır. Toplam drenaj alanı 632,000 km2’dir. Nehrin debisi 586 m3/sn’dir ve yıllık bazda toplam 18,5 milyar m3 su taşımaktadır.

 

3. 21 Mayıs 1906 Andlaşması

 

Harmon doktrinini, sınırlı bir şekilde olsa da kabul eden ve uygulayan ilk devlet olan ABD bu iddiasını Rio Grande nehri ile ilgili olarak, Meksika’ya karşı ileri sürmüştür.

 

İki ülke arasında, Rio Grande nehri ile ilgili olarak uyuşmazlığın ortaya çıkmasının nedeni; nehir henüz iki ülke arasında sınır oluşturmadan önce, kendi toprakları içinde kalan ve Yukarı Rio Grande denen kısmında, ABD’nin tarımsal sulama amacıyla nehrin sularını saptırmasıdır.

 

Meksika’ya ulaşan suların azalması ve Meksikalı çiftçilerin bu durumdan zarar görmeye başlaması üzerine, Meksika ABD’ye bir protesto notası göndermiştir. Bunun üzerine ABD, dönemin Başsavcısı Judson Harmon’a başvurarak konu hakkında görüş istemiştir. 12 Aralık 1895’de görüşünü açıklayan Başsavcı, uluslararası hukukta, ABD’ye Rio Grande’nin kendi ülkesinde kalan kısmında, nehrin sularından kendi vatandaşlarının faydalanmasını kısıtlayan hiçbir kuralın bulunmadığını ve bu tip bir kuralın varlığının, Amerika Birleşik Devletleri’nin ülkesi üzerindeki egemenliğine aykırı düşeceğini bildirmiştir. Konunun hukuki yönden ABD’yi bağlayıcı hiçbir yönünün bulunmadığını belirterek devam eden Harmon, bu konuda verilecek kararın sadece siyasi nedenlere bağlı kalması gerektiğini belirtmiştir.

 

ABD Dışişleri Bakanlığı da, bu konuda Başsavcı Harmon’un görüşleri ile uyum içinde olarak yayınladığı 1 Mayıs 1905 tarihli notasında, ABD’nin sulama amacıyla yaptığı saptırmalar sonucu Meksika’ya ulaşan suların azalmasından dolayı uluslararası hukukun, ABD’ye herhangi bir yükümlülük getirmediğini, ancak ABD’nin iyi komşuluk ilişkileri içinde hareket edeceğini belirtmiştir.

 

ABD ile Meksika 21 Mayıs 1906’da “Rio Grande Sularının Sulama Amacıyla Adil Bir Şekilde Dağıtımı Andlaşması”nı imzalamışlardır. Andlaşma uyarınca ABD, Meksika’ya belli bir miktar suyu, kurak mevsimi de gözönüne alarak bırakmayı kabul etmiştir. Ancak ABD, andlaşmanın hiçbir şekilde hukuki bir örnek teşkil etmediğini de andlaşmanın maddeleri arasına koymuştur. Andlaşmada yer alan bazı maddeler ile ABD, Meksika’nın söz konusu nehire ilişkin faydalanma hakkının tanınması anlamının çıkarılmasını engellemiştir. 1906 andlaşmasının 4. maddesinde yer alan hüküm bunu sağlamaktadır.

 

“...suların andlaşmada öngörüldüğü gibi bırakılması, ABD’nin Meksika lehine, söz konusu sular üzerinde, herhangi bir hak iddiasının tanınması anlamında yorumlanmayacaktır...”(Sar 1970:151)

 

Andlaşmanın 5. maddesi de aynı yöndedir ve Meksika’nın uğrayacağı zarar nedeniyle ileri sürülmüş ya da sürülecek olan iddialara herhangi bir hukuki dayanak sağlanamayacağı ve başka bir sorun için örnek teşkil edemeyeceği hükme bağlanmıştır.

 

Rio Grande nehrine ilişkin uyuşmazlığın devam ettiği sıralarda, Meksika da, ön kullanımın üstünlüğü doktrinini savunmuş ve bu iddiayı ileri süren ilk devlet olmuştur. Meksika bu konuda verdiği notada, Meksikalı vatandaşların, Birleşik Devletler vatandaşlarına göre yüzlerce yıl önceden bu yana Rio Grande nehrinin sularını kullandığını ve hukuk ilkeleri uyarınca, anlaşmazlık durumunda daha eski olan faydalanmaya öncelik tanınması gerektiğini ileri sürmüştür.