Rusya, BM’de NATO’nun Libya Hareketini Sorguluyor

Dr. Ilyas KAMALOV, ORSAM Avrasya Danışmanı
Geçtiğimiz günlerde BM Güvenlik Konseyi yeni tartışmalara sahne oldu. Alışıldığı gibi tartışma, Rusya ile BM Güvenil Konseyi’nin diğer daimi üyeleri arasında gerçekleşti. Yıl sonunda Rusya ile diğer daimi üyeleri karşı karşıya getiren konu ise 2011 yılının belki de en önemli gelişmelerden biri olan “Arap Baharı”nın sonuçları ve özellikle de NATO’nun Libya’daki faaliyetleridir.
 
Bilindiği gibi Rusya, Libya ile ilgili “sivil halkı korumak için her türlü önlemin alınmasını” öngören 1973 no’lu tasarıyı BM Güvenlik Konseyi’nde onaylamıştı. Neticede Batı ülkelerinden oluşan koalisyon birlikler, Libyalı isyancıları destekleyerek soruna müdahil olmuştu. Rus yetkililer de Batı ülkelerinin Libya’da taraf olmalarına (taraflardan birinin safında savaşmalarına) kızmış ve Batı’yı adı geçen tasarıyı “istedikleri ve kendi çıkarlarına uygun şekilde yorumlamakla” suçlamışlardı.
 
Aralık 2011’de BM Güvenlik Konseyi’ne Rusya Federasyonu’nun BM Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin başkanlık etmektedir. Nitekim geçtiğimiz günlerde Vitaliy Çurkin, Moskova’nın NATO’nun Libya’daki olaylar sırasında 1973 no’lu tasarının tanıdığı yetkileri aştığını düşündüğünü belirtmiş ve Libya’nın bombardımanı sırasındaki ölüm vakalarının çok yönlü araştırılmasını talep etmiştir.
 
Rus temsilcisinin bu teklifi, ABD ve Fransalı meslektaşlarının sert tepkisine neden olmuş, hatta ABD’nin BM Temsilcisi Suzan Ray, Rusya’yı BM’nin dikkatlerini Suriye’den çekmeye çalışmakla suçlamıştır.[1] Rusya’nın Suriye ile ilgili BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu karar tasarısı da diğer üye ülkeleri memnun etmemiştir. Batılı ülkeler, Rusya’nın Suriye sorununu barışçıl yollarla ve tarafların anlaşarak çözmelerini öngören karar tasarısına karşı çıkmakta ve bu tasarının Batılı ülkelerin taleplerini içermediğini ileri sürmektedirler.
 
Netice itibariyle Rusya’nın Suriye ile ilgili karar tasarısının kabul edilmeyeceğini ve NATO’nun Libya’daki askerî operasyonu ile ilgili de soruşturmanın başlatılmayacağını tahmin etmek mümkündür. Bu gelişmeler, Rusya’nın konseydeki veto kararlarıyla birlikte BM Güvenlik Konseyi’ndeki bloklaşmaları açık olarak ortaya koymakta ve bu bloklaşmaların da konseyin çalışmalarını olumsuz etkilediğini göstermektedir. Ülke temsilcilerinin birbirlerinin görüşlerini dinlemeye dahi tahammül etmemeleri ve ileri sürdükleri karar tasarılarının mutlaka kabul edilmesi gerektiği şeklindeki görüşe kapılmaları, BM’in uluslar arası arenadaki prestijini zedelediği gibi, çalışmalarına da büyük zarar vermektedir. Dolayısıyla 2011 ve öncesinde ortaya çıkan uluslar arası sorunların büyük bir kısmının çözümü artık 2012 yılına kaldığı gibi, BM Güvenlik Konseyi’nin durumu ile ilgili tartışmaların da önümüzdeki sene artarak devam etmesi beklenmektedir.
  [1] Yuriy Paniev, “Sovbez OON Na Grani Nervnogo Srıva”, Nezavisimaya Gazeta, 26 Aralık 2011.